Yaz geldiði zaman favori meyvelerimizden birisidir karpuz, hanýmýn, benim ve çocuklarýn... Sudur büyük bir bölümü karpuzun. Þeker hastalýðý olanlara pek de tavsiye etmezler... Çok fazla yeyip de yattýnýz mý gece çok tuvalete kalkarsýnýz... Ah bir de þu çekirdekleri olmasa... Ama ne yaparsýnýz gülü seven dikenine katlanýr, o kadar kusur kadý kýzýnda da olur... Aðza verdiði lezzet her þeye deðer...

O gün de eve irice bir karpuz alýp gelmiþtim. Sevmeye severim de karpuzu, sadece yemesini, kesmesine karýþmam, elimi bile sürmem, böyle olunca da haným beni tembellikle suçlarken lafýný da yapýþtýrýr ''Armut piþ aðzýma düþ, biz keselim sen ye.'' der.

O gün nasýl olduysa kimseler karpuzu kesmeye yanaþmýyordu bir türlü... Haným bana dönerek ''Hadi Ahmet beni yanýlt bu gün de karpuzu sen kesiver.'' Ben de o sýrada kitap okuyorum, gazete de makalelere göz gezdiriyorum. Ne yalan atsam ki þimdi? ''Ya hatun bileðim sakat, ben keserdim ama zevkle, iþte öyle durumlar var.'' Sizce haným yer mi bu numarayý? ''Demin iyi idi birden mi sakatlandý bileðin?'' Yemeyecek gibi öfff! ''Aslan oðlum bir karpuz keser ki canavar o canavar.'' Oðlanýn kulaðýnda kulaklýk hem müzik dinleyip hem de ders çalýþmaktadýr... Dürtelim biraz... Kulaklýðýný çýkartýr ''Oðluuuum cum þu karpuzu bir kessen nasýl olur?'' mýrýn ve kýrýnlar hemen uçarak aðýzdan dýþarý çýkarlar. ''Ya baba görüyorsun ders çalýþýyorum, sýnavým var.'' Ehemmmm kem küm' ''Anladýk oðlum benim de sýnavým var ben hiç mýrýn ve kýrýn etmiyorum.'' Þaþýrýr oðlan ''Senin ne sýnavýn olacak sen öðrenci misin ki?'' Ne sýksam þimdi ben buna?'' Evet okulda okumuyorum ama ben de hayat okulunun öðrencisiyim yavrum. Hayat da büyük bir sýnav zaten''

Biz laf kalabalýðý yaparken garibim karpuz da kesilmek için sýrasýný beklemektedir... Uzaktan bakýnca sanki bana bir þeyler söylüyormuþ gibi de geliyor bir an. ''Hadi ya abi bak dýþým yeþil ama içim kan kýrmýzý al býçaðý eline de iþimi bitir ben de bir iþe yaradýðýmý midenize girince bileyim.'' Karpuz mu diyor bunlarý yahu!

Hanýma yalvaran bir dille seslenirim. ''Haným haným, bu zamana kadar hep sen keserdin karpuzu ya, hadi aslan karým benim, diþi aslan tabi ki, kesiver de þu karpuzu bizi ve tüm aileyi mutlu et.'' Kesmeye kesecek de acaba tezahürat mý istiyor biraz daha bu bizim Hatun? Aklýma neler geliyor neler? Ya Allah'ým karpuzun içi ayný kalaydý da þu dýþý kayýsý gibi olsaydý mesela, biz de içine ulaþmak için dýþýný kesmeseydik ne güzel olurdu... Bazýlarýnýn kabuðu da o kadar sert o kadar sert ki neredeyse býçak eðilecek gibi oluyor...

Tartýþma mutfakta son hýzý ile devam etmektedir. ''Haným ya, eve karpuz aldýðýmýz zaman bir tane de kesmek için para ile adam tutup getirsem nasýl olur?'' He he he he he he! ''Ben de az deðilim ha her tarafýmdan muzurluk akýyor.'' Haným da esprili , eee Hocasý kim? ''Tamam parayla adam tut getir o karpuzu iyi keserse ben de seni boþayýp onu alýrým o zaman.'' Yok devenin bale patikleri...

Hinlik ve de cinlik dolu fikirler kafamda dolanýp durur. ''Haným var mýsýn karpuzu kesmek için yazý tura atalým?'' Þimdiye bu kadar laf kalabalýðý yapmasak vallahi de kesip yemiþtik be bu karpuzu... ''Olur iki dilim karpuz yiyeceðiz diye bizi kumarbaz da yap Ahmet.'' Ýþ bölümü mü yapsak yoksa? ''Tamam o zaman Hatun Kiþi, ben keseyim karpuzu sen de çekirdeklerini bir bir temizle.'' Haným elini alnýna götürür ''Bir düþüneyim bakayým.'' Ýþ bölümü bölümü de nasýl olacak ''Ya Hatun hiç düþünme en iyisi kes bir de çekirdeklerini temizle eline yapýþmaz ya'' Alaaaaah bu senenin ilk karpuzu ki bir de kan kýrýmýzý çýkarsa deðmeyin keyfimize...