Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu |
|
||||||||||
|
Köleci toplumdaki üretim sonrasýný mülk sahipliðine göre paylaþmanýn kiþi sahipli çevrim, takdir edemeyenlerin bilmezliði oluyordu. Bilmezler takdir edenler tarafýndan bilinçli ve kasýtlý kotarýlan bir illüzyonla sömürülür olmaktadýrlar. Köleci sistem üretenleri köle yapmýþtý. Oysa toplum üretenlerini genel yararla, genel yarara göre tümleyen ve herkese göre paylaþtý yapmanýn parça durumuyla genelden özele, özelden de genele olan yalýtýmlý bir yapýydý. El manalý inþa sisteminin içindeki toplum kolektif olarak üretimini yapar. Kolektif olarak üreten toplum bu kes de, üretilen içinde üretenlerin yetenek ve ihtiyacýna göre pay almalarýný gözetmesi gerekirken, üretenler paylarýný böyle almazlar. Üretenlerin, üreten yeteneðine göre ve üretenin ihtiyacýna göre pay alamamalarý nedenle sistem El manalý anlayýþ içine sýçrar. Çalýþan kölenin payý, kölelerin ölmeyip te yarýn yeniden çalýþacak durum içinde olabilmelerinin en az beslenme ile yetinmelerinin içinde olurlar. Bu nedenle "kölenin payý: zorunlu bir en az sahiplik koþulu içinde aldýðý; rýzktýr. Boðaz tokluðudur. Veya yarý aç, yarý tok durumladýrlar". Kolektif üretim sonrasýnýn paylaþma aþamasý içinde paylaþýmlar (takdirler) çalýþmaya göre deðil mal sahipli sömürüye göre pay olurlar. Sömürü, mal mülk sahipliðinin rüsum ve kira hakký adý altýnda emisyonlarla kölenin emeðinden gayrýsý olan emek gücünü sahiplere aslan payý olarak verirdi. Oysa ancak ve ancak kolektifin yeteneði ile ortaya konup ancak ve ancak kolektifin sahipliðinde olabilen kolektif üretim gücü, kimi efendi dediðimiz kiþilerin eline geçmiþti. Kolektifin üretim gücü kaynaklarýna sahip olan efendiler (El adamlarý) üretmeden çalýþmadan paylarýný bu özel mal mülk sahipliðine göre alýyordular. Mülk hakkýna göre alýyordular. Mülkün huzur hakkýna göre alýyordular. Mülkün kira, rant gelirine göre alýyordular. Vergi baç gibi hakimiyet hakkýna göre alýyordular. Kolektif üreten sistemde olmamasý gereken ne varsa, onlarý ihsas edip alýyordular. Bu anlayýþa göre üretim yapýlan alanda üretip üretmemenizin hiçbir önemi yoktu. Bu üreten bilinci karartmak; üretimden doðan hak talebinizi yok saymaktý. Üretime referanslý sistemi takdire ve mal sahipliðine referanslý yapmaktý. Nasýl olsa sistem týkýr týkýr iþliyordu. Bunu bilerek, ama sizin bilmemenize dayanarak sizi yanýlmakla; izler çalýþsanýz da çalýþmasanýz da onun dilemesi geçerlidir. Sizler bu dileme içinde kadere, kýsmete, rýzk olmaya, takdirin baþa gelmesine göre en az doyma ve en kýt kanaat geçinmenin sahibi olmanýzla sizlerin payýna düþenler kýsmetinizdi. El mantýðý içinde çevrim; çalýþýp üretenleri sömürme mantýðýna göreydi. Yoksullar üzerinde beliremeyen mal, mülk, kira sahipliði; mülkü, kirayý üretecek köleye zorunlu bir en az durumla tüketmenin sahiplik hakkýydý. En azla olan sahiplik hakký dýþýnda köleler yine en az refahýn sahibi olurlar. Böyle olsalar bile bunlar da bir þekilde üreten kesimin elinde alýnýrdý. Köleci sisteme göre zaman zaman verilen bu refah bir emisyon çevrimiyle geri alýnmak zorundaydý. Aksi halde sömürüyü çevrim edemezdiniz. Yani sistem yoksula kesikli sürekli olarak hep eþeðini kaybettirmenin kurgusu üzerine kurulmuþtu. Yani köleci sistem günümüzün deyimiyle emekçilerine hep kolektif sahipliðini ve emek gücü sahipliklerini kaybettirmek zorundaydý. Varsýl efendi sahipler de kaybedilen eþekleri El’in takdiri gereði bulanlardý Yani, eþeði kaybedenler de eþeði bulanlar da, takdire göre davranýyordular! Efendinin kaderi rýzk olarak kazanmanýn üzerine inþa edilmiþti. Size verilen "en az oluþla refah ta" kayýp eþeðin þurasýndan burasýndan size refah payý diye dönen kýsým kadar olaný da sizlerin þevke gelmenize damak tadý oluyordu. Eþeðini kaybedenler kayýp edilenlerin, karþý taraftakilere zenginliði olduðunu bilmiyorlardý. El takdiriyle olan zenginlik diye gördüðü kayýp eþeði, kazanmak için çalýþacaktý. Efendiler de çalýþan ve üreten bu kayýplý kesime verdiði en az damak tadý refahý; faiz ile rant ile döviz kuru ile ücretli çalýþmayla, sözleþmeyle, enflasyonla vs. yeniden ve hep kaybettirmek zorunda olacaklardý. Bu iþin emisyon kýsmýydý. Ki faizin vergilerin ne oranla inip çýkacaðý onlarýn takdirindedir. Bu takdirler enflasyon, deflasyon, para kuru, faiz, borsa vs. türü çevrimli emisyonlarla gerçekleþir. Kaybý olanlar hep þans oyunlarýyla, düþen fiyatlarla, düþen tüketici kredisi faizleriyle vs. adeta damak tadý olur. Çýkan faiz ve dövizle, fiyat artýþlarýyla da açlýða talimi içinde olurlar. Kayýplýlar hep kendi kaybettiði eþeði aramaya çalýþacaktý. Burada kaybolan öte yanda baþkalarýnýn rýzký, malý-mülkü ve mülk hakkýnýn vergi tahsili olarak bulduðu, sahipliklerdi. Baþkasýnýn kayýplarýna sahip olanlar da asalak olarak; toplumsal ruha aykýrý olarak çalýþmadan keyif edecektiler. Biz enfeksiyona uðratýlmýþ köleci hafýzayý bilmedikçe ve kolektif inþacý var oluþun gerçek hafýzasýný bilmedikçe teslimiyetçi oluruz. Bizler mevcut sistemdeki inþasýnýn; sömürme üzerine birçok akýl karýþtýrýcý tuzaklarýn çevrimleriyle dolu olduðunu bilmedikçe sistemi anlamamýz da olasý olmayacaktý. Kolektif yapý içindeki insanlarla, köleci sistem içindeki insanlar ve peygamberler kendi insani duygu ve tecrübelerini mana iliþkisi içinde yordular. Böylece kendi düþüncelerini mana ile hamule ettiler. Köleci yapý içindeki sahipler ve köleler düþüncelerini bu manaya (El'e, Yahova'ya) söylettiler. Bu nedenle insanlarýn bir mana olan El'e, Yahova'ya atfettikleri yüklemleri, hep insani niteliklerdi. Ýnsani arzu ve Ýnsani heveslerdi. Bunlar insanýn kendi duygu, düþünce, çýkarým ve tasýmsa deneyimleri olmuþtur. Ýnsanlar köleci tarihseli anlamda, kendi suretlerinde bir El ve Yehova iman düþüncesini söyleyip biçimlendirmiþtiler. Ýlahlar zaten insanlarýn yaratýcýsý olan hemcinslerimizdi. Ýlahlar, insanýn heva ve heveslerinden oluþmadýlar. Aksine ilahlar somut ve üreten antropoform kiþiler olmakla, üreten iradeydiler. Bu üreten irade ile inþa eden, karar alan hemcinslerdi. Ýlahlar ittifaký insaný yaratmýþtý (biyo kültürel melezi ilikle biçimledi). Ýnsanlar da El’i yaratmýþlardý. Kiþiler mülk tamahý üzerindeki kendi mal mülk iyeliðini, kendi iç söyleþili bencil anlamlarýyla mantýken meþru ettiler. Ýlahi mana karþýsýnda kiþi mülkiyetli manaya El dediler. El’i de mana olarak, manayý takdirle söyleyen mutlak oluþ kýlmýþlardý. Kolektif geliþmenin iç koþullarý içinde oluþan kimi kiþiler, kiþi sahipli tamahkar düþüncelerini mana dili ile önce El'e söylettiler. Tamahkarlýk, düþüncede meþru ettiði manayý ve mana dayanaklarýný sesli olarak söyledi. Söyledikleri þeyi önce El söylemli mana diye takdim ettiler. Sonra da El mülklerinin birleþmesi ile oluþan oligarþiye ve oligarþin kavim tipi mülkiyete de Yehova dedi. Yani oligarþin manayý Yehova dedi diye söylediler. Köleci üretim hareketi ve köleci üretim gücü Yehova denen mana üzerinde oligarþin bir yapý ile söylendi. Yehova kavmi olan Ýsrail oligarþisi; kendi mana düþüncesini Yehova’ya þöyle söyletiyordu. Bizzat Yehova diyordu ki; "siz ki Yahova'yý kendinize Elohim seçtiniz; O da sizi dünyanýn bütün diðer kavimlerinden ayýrýp, kendisine sizi kendi kavmi seçti." El tekil kiþi sahipli düþüncenin ilk temsilcisiydi. Sonra oligarþinin sahipli mülkiyetlerle emperyalist kavimler belirdi. Bu kavimler oligarþi tevhidinin zaferini ve sahipliðini Yehova'ya, Marduk'a söylettiler. Acýyan-merhametli rab olan Elohim’in, Elohim sýfatýný da alan Yehova; böylece zýddýyla düalist (ikili) bir yapýdadýr. Henüz panteon sergiciliði devam ediyordu. Hoþgörülü Pagan anlayýþlar panteonda sürüyordu. Panteonda süren Anlayýþ pagan El anlayýþýydý. Yani El mana anlayýþý tam anlamýyla Eksen çaðý boyunca kalkmamýþtý. Yehova bu süreçteki El'ler meclisinde, El'ler arasýndaydý. Yehova, El’ler meclisinde oturumda iken kendisindeki düalist düþüncelerini Elohim olarak söylemesi, þöyle anlatýlýr. -"El Konseyinde söz alan Yahova; Artýk adaletin ihlaline, bayaðýlarýn kayýrýlmasýna hayýr! Aç ve sefillere adil davranýn, Aciz ve muhtaca yardým edin, Onlarý aþaðýlýk yaratýklarýn pençesinden kurtarýn" diyecekti.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |