Egoistlerin en güzel yaný baþkalarý hakkýnda konuþmuyor olmalarý. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Köleci irade, kolektif ligin yok edicileri bizleriz diyemeyecekleri için kolektif yapýlarýn ortadan kalkma gerçekliðine de bir açýklýk getirip hikayesini anlatacaklardý. Sosyolojinin temel kuralýndan birisi de þuydu. Kural uygulayýcýlar, uygulanacaklarý kural ister haklý olsun ister haksýzla olsun; yeni olan kural karþýsýnda eskiyi kötüleyerek, kötülenen eski yavaþ yavaþ sosyal yapýnýn dýþýna atýyorlardý. Kolektiflik ileri doðru olan bir deðiþme ve dönüþmenin kendi olgunlaþma süreçleri ile aþýlmýþ bir düzey ve düzlemin geride kalmýþý deðildi. Kolektif oluþu köleci mantýkla yok edenler, anlatacaklarý yok oluþ hikayesi içinde iki amacý göz önüne alacaklardý. Birincisi kendi önceleri olan köleci istemi kötüleyeceklerdi. Kötülemek için anlatýlan hikayeler birer ibret sözleri olmasýyla giderek ten de birer yazýlý din ibret vesikalarý (evrak belgeleri) olacaktýlar. Yani anlatýlan köleci hikayeler KÖLELERÝN kulaklarýna küpe olur denli ibretlik derse olmakla da anlatýlacaktý. Ýkinci bir amaç olarak ta kolektif ligi yok ediciler, kendi yok ediciliklerini bir baþarý öyküsü gibi sunmayý hikâye etmek zorundaydýlar da. Baþarý öyküleri için hazýr ellerinde kaderleri belirleyen El söylemiyle, El muktedirliði ve El iradesi gibi malzeme boldu. Bu malzeme içinde El’in aðzýndan kendilerinin mülk sahibi olmalarýný meþrulaþtýklarý gibi yok edilen kolektiflerin de yok oluþlarýný El’in aðzýnda kendilerine dönen baþarý gibi anlatacaklardý. Uzaklarda kalmýþ, þimdi hatýrlamayan kolektiflik köleci istila karþýsýnda yok olmuþtu. Þimdi unutulup ta uzakta kalmýþ hayal meyal olan bir bulanýklýðý anlatan aný aktarýmýnýn da anlaþýlýr olmasý, ders vermesi baðlamýnda söylenenlerin içinde zamana göre çeþitli motifler katmakla anlatma iþi hem usuldendir. Hem de kesin biçimde yargýsý söylenen hikayelerdeki bu motifler; sözel anlatýmlara konu olucu ana omurgayý söylemek için de örnek bir mantýki yararlanma motifi de olmaktadýr. El takdirli söylemlerle kolektif ligi yýktýlar. Bu yýkýþta kendi dahlilerdi. Dahliler haksýz olduðu halde, kendi dahillerini baþarý olarak söylediler. Bu baþarýyý söylemek için kolektif yok oluþu El aðzýnda þöyle ifade edecektiler. “El’in sözüne kulak vermeyen fasýklar” diyeceklerdi. “Köleci taksimle olan rýzaya teslim olmayan münkirler” denecektiler. Kolektif yanlýlarýný sanki El’e ahit þartmýþ gibi “El’e ahit siz ve El’e imansýz olmakla” söyleyecektiler. Bununla da kalmayýp El’e ile ahit etmeyenleri “azýtýp sapýtmýþla atalar yolunda olanlar” diye söyleyebilirdiniz. Bu eski olaný kötüleyerek sosyotoplum dýþýna atmaydý. Köleci efendilerin kolektif yanlýlarýný El aðzýnda, El’in takdir taksimine (paylaþtýran rýzk daðýtýmýna) razý olmayanlarýný azýp sapýtmakla ve ahit siz, imansýz olmalarýný söyleyen damgalamalarý altýnda zanlý kýlan suçlamalarý tamamdý. Suç ve ceza kuramýna göre geriye kalan ve eksik olan iman üzerinde tespiti yapýlan suçlara ne tür bir cezanýn verileceðiydi. Eh elinizde yok olmuþ kendisini savunamaz bir uygarlýk vardý. Öyleyse ceza kolaydý. Köleci temsilcilerin deyimiyle de bu uygarlýðýn ne olduklarý deðil de bu uygarlýðýn köleci temsilcilerin kendilerine göre söylemiyle bir “sapýklýðý” vardý! Sapýklýk cezalanacaktý! O kadar. Kolektif yok olmayý El’in meþruiyetsiz olan adaleti yüzünde olduðunu da söyleyemeyeceðinize göre, kolektif yok oluþu bilinen ama tahribatý yüksek olan bir þeyle yok etmeliydiniz. Yani El’in sözüne kulak vermeyen sapýklarýn cezasýný El’in onlarý suda boðarak, El’in onlarý lav altýnda býrakarak, El’in onlarý deprem efektiyle yarýlan topraðýn içine gömmesiyle cezalandýrmayý anlatmasý, iþten bile deðildi. Hikâye edilecek malzeme de boldu. Köleci ittifaklar enfekte ettikleri bir öncesinin yok oluþunu olumlu ya da olumsuz nedenle, haklý nedenle veya mantýklý açýklamalarýyla izah edemiyorlarsa; bunlardan bir baþarý ya da bir baþarýsýzlýk öyküsü yaratmak zorundaydýlar. Köleci enfeksiyonlu ittifaklarla “yok olan geçmiþ” silinme, süpürülme gibi olmuþtu. Siz böylesi gözden akýldan kayboluþu izah ediyordunuz. Ýttifaklar kazan kaynatýlan yemekli þölenleriydi. Köleci ittifak ta inþa olana kadar bu ritüele uydular. Köleci ahde katýlanlar kolektif yapý içindeki paylarýný beraberlerinde getirdiler. Beraberinde olan depo yiyeceklerdi. El manalý inþacý günler boyunca bu depo yiyecekleri birbirine katýlmak biçimiyle ortak bir kazanda “aþure” olarak kaynatýlýp yendi. Bu süreçler hem ön ittifaklarda hem köleci ahit olan imancý ve inanýcý köleci ittifaklarda “kazan kaynatma” diye geçer. Kolektif yapý içinde kolektif akýlla biriktirilen depo enerjili mal içinde olan paylarýný almakla tasýný taraðýný, malýný mülkünü sýrtlayýp ittifaktan ayrýlan köleci El temsilcileri; bu ayrýlýþ tarihlerini “bir bölen” olarak deðil de bu hikayelerini sonraki nesle “bir baþarý olarak anlatacaklardý”. Köleci mana giderek yok olan kolektif ligi meþruiyetle izah edemediði için meþruiyet siz olmakla izah edecekti. Bir þeyin meþruiyet olmasý için meþruiyetsiz olandan önce olmasý gerekirdi. Oysa kiþi sahipli anlayýþ kolektif meþruiyetten sonraydý. Ýþte El mana anlayýþý “önce oluþ”; “öncesiz ve sonrasýz oluþ” ya da “ezeli ebedi oluþ” kavramýyla bu sorunu da çözüyordu. El’in meþru oluþu sistemi uygarlýðý ortaya koymasý deðildir. Önce oluþla mülkün sahibinin de önce oluþ takdirini söylemekle meþru oluyordu. Meþruiyetsiz oluþ neydi? Kolektiflik “üreten iliþkilerle, üretim hareketi içinde olmakla üreten araç gereçleri yapan biziz” diyordu. “Bilgisi olmakla topraðý; bað, bahçe, tarla haline getirip eken, diken bakan biz olmakla sahibi de biziz bunlarýn tasarruf kullanýmý olan takdir hakkýný söylemede bizde” diyordu. Kendilerine meþru diyen köleci anlayýþlýlar ne diyordu? Biz kolektiften aldýðýmýz takdir yetkimizi El mana anlayýþý uhdesine teslim ettik. O doðru olan, baþ olan, önce olan ve mülk sahibi olmakla takdiri olup kaderleri belirleyendir. Siz El’in bu takdir ve sahiplik ahdine kulak asmamakla azýtma sapýtma içinde olup, El’e deðil þeytana uyanlarsýnýz. Demekle meþruiyetsiz ligi meþruiyet diye izah eden açýklamalarla geçmiþin azma sapma diyen hikâye biçimlerini ortaya koydular. Madem geride kalanlar silme, süpürme olmakla suda boðulmuþlardý. Su da boðma söylem ve hikâye anlatýsý, geride kalan sapýklarýn cezasý ve kulaklara küpe olmanýn hikayesiydi. Ki bunlarda sapmasýndý. Þu halde suda boðulanlarýn sapýklýðýna karþýn, sudan kurtulanlarýn hikayesi de El’e kulak verenlerin, El’e teslim olanlarýn, salihlerin, kölecilik ahitle dosdoðru yol üzerinde olanlarýn iman ahit hikayesi olmalýydý. Ki suda su da boðulanlarla kurtarýlanlarýn hikayesi kölelerin kulaðýna küpe olsundu. Köleci zulme isyan etmeyip durumlarýna sabýr etsinlerdi. Yoksa sonlarý suda boðulan imansýzlar gibi olurdu! Sizlerin hikâye yazmasý için kendinizi zorlamanýza gerek yoktu. Her baþlangýç kendi kendisini çaðýran süreçlerle organize oluyordu. Siz bir baþlangýçla bir hikâyeye baþladýðýnýzda hikâye kendi kendisini söyletip yazdýrýyordu. Su her þeyi yok edip silip süpüreceðine göre; yer yüzünde de tüm bitki, hayvan ve insanlar da silinmediðine göre gemiye yüklenen payýnýz olan depo mallar yeryüzündeki tüm bitki ve hayvanlar motifi olmakla bu hikâye içinde gemiye binecektiler. Köleci imaný sayesinde kurtulmuþ olanlar da bu günkü insanlarýn atasý olmalarýyla hikâyenin bir aklý oluþacaktý. Hikâye aslýna sadýk kalýnarak anlatýlacaktý. Neden? Siz bir hikâye de anlatsanýz, organize oluþ yasasý gereði mantýk ta bu tür baþlangýç hikayesini kendi kendisini çaðýrma olan örgülerin anlatýsý olmakla mantýk silsileli söylemle oluþan anlatým sistemi de kendisinin mantýklý hikayesini yapacaktý. 9
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |