BUYUR Yüzbaþý evin papaðanýna belli baþlý kelimeleri ezberletmiþti. “Mehmet gel, Mehmet git, þunu yap, bunu yapma” v.s...
Evde kimsenin bulunmadýðý bir sýrada. Evin yeni emir eri ortalýðý silip süpürmekle meþgul görünüyordu. Ýçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fýrladý koþtu :
-Buyur, dedi ama arkasý gelmedi .
Tekrar iþine daldý. Bir zaman sonra tekrar çaðrýldý. Þaþýrmýþtý. Odada bu emri beklemeye karar verdi. Papaðana gözü takýldýðý anda da papaðan "MEHMED" diye çaðýrmasýn mý!Derhal hazýr ol vaziyetine geçerek :
-Buyur komutaným, dedi. Kusura bakma seni guþ sandýmdý.

**

YIRMÝ BEÞ SENE
Bir gün taksiye binen bir müþteri þoföre bir þey sormak için hafifçe omzuna dokunur. Þoför bir çýðlýk atýp, direksiyonun kontrolünü kaybeder, bir otobüse çarpmak üzere iken direksiyonu kýrar, kaldýrýma çýkýp, bir vitrinin önünde arabayý durdurur. Arkaya dönüp müþteriye:
-Bir daha bunu yapmayýn! diye baðýrýr.
Müþteri ise sâkinlikle bir ufacýk dokunmanýn onu bu kadar korkutup sýçratacaðýný düþünemediðini söyler.
Bu arada kendini toparlamýþ olan þoför:
-Haklýsýnýz, aslýnda sizin kabahatiniz yok, der, bugün benim ilk taksi þoförlüðüm, 25 senedir cenaze arabasý þoförüydüm.

**

ÜÞÜTMÜÞ
Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaþýný ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptýðý hasta bir adam tablosunu doktor arkadaþýna gösterip:
-Eee, söyle bakalým fikrin ne? diye sordu:
Doktor tabloya tekrar bakýp cevap verdi:
-Merak edilecek bir þey yok. Sadece üþütmüþ, o kadar...