..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




24 Aralýk 2018
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 30  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Bu satýrlarý yazmama sebep de Jean Baudrillard'ý þu sözüydü: “Görünüþün tersine, doða önce ölümsüz varlýklarý yarattý ve ölümü bilek gücüyle kazandýðýmýz içindir ki bugünkü canlý varlýklar halini aldýk."


:ACBD:
     Otelde yataðýma uzandým, Gölgem'le aramýzda geçen konuþmayý düþünüyorum. Düþüncelerim beni karýmla tanýþtýðýmýz ilk güne kadar götürdü. Ona ait tatlý ve acý anýlarý bir kez daha yaþadým:
     Yirmi yaþýndaydým, üniversite üçüncü sýnýfta okuyordum. Bir gün ders arasýnda okulun bahçesinde ince, uzun boylu, biraz zayýfça, kumral saçlý, etek-blüz giymiþ bir kýz gördüm. Bu kýz tarafýndan mýknatýs gibi çekildiðimi hissettim. Defalarca gidip arkadaþ olmayý teklif etmeye karar verdim; kararlarýmýn hiçbirini uygulayacak cesareti kendimde bulamadým. Bu kýz bizim bölümde deðildi, olsaydý mutlaka görürdüm; çünkü bölümümüzde okuyan öðrenci sayýsý çok fazla deðildi, zaten en kalabalýk öðrenciyi toplayan hocalarýn dersinde bile amfideki kiþi sayýsý otuzu geçmiyordu. Aslýnda teneffüslerin çoðunda bahçeye çýkmaz amfide oturur tuttuðum notlara göz atardým. Teneffüs dediðim de zaten üniversitede öyle ilkokul, orta, lise gibi on dakika deðil: bazen on beþ bazen yirmi hatta kimi hocalarýnki yarým saati bulurdu. Ben, o günden sonra her teneffüste bahçeye çýkar oldum; hatta yaðýþlý günlerde bile.
     Her defasýnda deðilse bile teneffüslerin çoðunda onu görüyordum. O ise, benim varlýðýmdan bile haberdar deðildi ya da ben öyle sanýyordum. Onun dikkatini çekecek bir þeyler yapmalýydým, ama ne? Böyle bir hareket aksi tepki de verebilirdi. Birkaç ay böyle geçti. Bir gün bizim bölümden çok iyi tanýdýðým, not alýþ veriþi yaptýðýmýz bir kýz öðrencinin onunla yanyana yürüdüðünü gördüm. Arkadaþým olan kýza, bir þey sorma bahanesiyle yanlarýna gittim. Önce sohbetlerini kestiðim için özür diledim, bu güzel kýza da selam verdim ve sorumu sordum. Arkadaþým beni onunla tanýþtýrdý. Ýþte iliþkimiz böyle baþladý. Daha sonra teneffüslerde gördükçe selamlaþtýk, birkaç kýsa konuþmamýz da oldu. O da artýk her gün en az bir defa teneffüste bahçeye çýkýyordu.
     Bir gün, son teneffüse kadar onu göremedim, ya okula gelmediðini ya da hasta olduðunu düþündüm. Giriþ zilinin çalmasýna saniyeler kala tam ümidimi yitirdiðim sýrada koþa koþa bana doðru geldiðini gördüm. Yanýmda durdu:
     -Sadece sana merhaba demek için geldim, dedi ve koþarak gitti. Zaten zil de çalýyordu.
     Bu geliþi bana cesaret verdi, onu bir gün okul çýkýþýnda bir kafede çay içmeye davet ettim, kabul etti. Buluþmalarýmýz böyle baþladý ve devam etti. Ýliþkimiz ne zaman ve nasýl aþka, sevgiliye dönüþtü, bilmiyorum. Her þey kendiliðinden oldu.
     Sessizdi, uysaldý, baðýrarak konuþtuðuna hiç tanýk olmadým, istekleri makuldü, mutlu olmayý ve mutlu etmeyi biliyordu. Onun yanýnda huzurun ne olduðunu öðrendim, bir de zamanýn izafiliðini. Çünkü saatler dakikadan bile kýsa geliyordu bana onunla beraberken.
     Ben ondan bir sene önce mezun oldum, hemen askere gittim. Döndüðümde o da okulu bitirmiþ hatta iþe girmiþti. Ben de maliyede kendime bir iþ buldum. Bir sene her tatil günü hatta bazen mesai bitiminden sonra buluþtuk. Tatil olmayan günlerdeki buluþmalarýmýzda zamanýmýzýn çoðu yollarda geçiyordu; ancak yarým saat kadar beraber olabiliyorduk. Olsun, biz buna da razýydýk.
     Onun doðum gününde günlerce provasýný yaptýðým evlenme teklifinde bulundum. Provalar yapmýþ olmama raðmen bu konuda gene de çok baþarýsýzdým: Kekeledim, yüzüm kýzardý, avuçlarýmýn içi ve sýrtým terledi. Ona:
     -Benimle evlenir misin? Diye sorduðumda aðzýndan hiç söz çýkmadý, hemen boynuma sarýldý ve aðlamaya baþladý. Gözyaþlarýný omzumda hissediyordum. Aðlamayý kestiðinde de sarýlmaya devam etti, böyle on-on beþ dakika durdu. Kollarýný boynumdan çözüp arkasýna yaslandýðýnda:
     -Soruma cevap vermedin! Dedim.
     -Cevaplar illa ki sözlü olacak diye bir kural mý var? Davranýþlar da bir cevap deðil midir?
     -Ama aðladýn ve ben...
     -Sevinçten aðladým, çünkü hiç sormayacaksýn sanýyordum. Ýstersen sözlü cevap da vereyim: Evet, evet, evet... Dedi ve gene boynuma sarýldý. Bu sefer aðlamýyordu. Yan masadaki orta yaþlarda karý koca gülümseyerek bize bakýyordu.
     Yedi sene süren evlilik beraberliðimizi ölüm denilen olay bitirdi. Ve ben sürekli ölüm hakkýnda düþünmeye baþladým. Bu düþüncelerimin çoðu duyduðum acýyý azaltmaya yönelik çokça çýkarýmlardan ibaretti..
     “Varolanlarýn hepsinin içinde “varlýk enerjisi” bulunmaktadýr. Bu enerji bitmez, yok olmaz. Sonsuza kadar dönüþüm halindedir. O nedenle gerçekte ölüm diye bir olgu yoktur. Ölüm insan zihninin bu dünyada yaþarken uydurmuþ olduðu bir þeydir. Onun için “ölüm” kavramýný lügatlerden çýkarmak gerekir. Ölen hiçbir canlý yok ki insan da ölsün! Her canlý dün vardý, ama þekli bugünkünden farklýydý. Bugün zaten var olduðunu hepimiz kabul ediyoruz. Yarýn da var olacak, ama dönüþerek. Yani þekli bugünkünden farklý olarak… Ölümün olmadýðý düþüncesi; itiraf etmek gerekirse biraz iþime geliyor, daha deðiþik ifade edecek olursam hoþuma gidiyor…”
     Bu satýrlarý yazmama sebep de Jean Baudrillard'ý þu sözüydü: “Görünüþün tersine, doða önce ölümsüz varlýklarý yarattý ve ölümü bilek gücüyle kazandýðýmýz içindir ki bugünkü canlý varlýklar halini aldýk."
     Evet, tam yedi sene onunla beraber olma þansýna sahip oldum. Her saniyesi dolu dolu geçen bir yedi sene... Ne yaþadým, neler yaþadýk? Bu sorularýn cevabýný kimseye söyleyemiyorum. Çünkü onunla geçen bu zamandaki olaylarý -onu kaybettiðim gün hariç- anlatma hakkým yok. Bu zaman aralýðý bizim özelimiz... Zaten o da bu konuda anlatmayacaðýma dair bana söz verdirmiþti.
     O gece, çok nefis yemekler vardý sofrada. Karnýmýzý doyurup sofrayý kaldýrdýrdýktan sonra salonda koltuklara gömülüp biraz sohbet ettik. Bir ara esnemeye baþladý.
     -Ýstersen sen git yat, ben de hemen geliyorum, dedim.
     Yatak odasýna gitti, beþ dakika sonra ben de onu takip ettim. Odaya girdiðimde uyumadýðýný yatakta oturduðunu gördüm. Sýrtýnda çok sevdiði ve sýk sýk giydiði çiçekli, böcekli desenli, mor rengin hakim olduðu pijamasý vardý. Bana o gün iþ yerinde yaþadýðý bir olayý gülerek anlatmaya baþladý, çok neþeliydi, kahkahalar atýyordu. Ben hem onu dinliyor hem de üzerimdekileri çýkarýyordum. Pijamamýn üstünü giyerken gardolabýn aynasýndan ona baktým. Kendini öylesine kaptýrmýþtý ki el kol hareketleri de yapýp o komik olayý anlatýyordu. Bir anda sesi kesildi, sustu; bu ani sessizlik tuhaf geldi bana, aynaya baktým kafasý saða doðru düþtü ve karyolanýn baþlýðýna vurdu. Mutlaka þaka yapýyordu, ta bu kadar olmasa da yaptýðý bazý þakalar vardý. Ben yanýna gidince gülerek yerinden fýrlayacak ve beni korkuttuðu için sevinerek boynuma sarýlacaktý. Yanýna gittim, elini tuttum, baþýný düzelttim, gene ayný tarafa düþtü. Kendime çekip göðsüme bastýrdým, hiç tepki vermedi. Þakayý tadýnda kesmeli diye düþündüm, yüzünü okþadým ve öptüm. Gene tepki yok. Elimi kalbinin üzerine koydum, çarpma belirtisi duymadým. Nabzýný tuttum, atmýyordu. Ölmüþtü, ama bu gerçeði ben nasýl kabullenecektim? Vücudunu sarstým, sarstým...
     Yoruldum. Üzerini örttüm. Yanýna yattým. Gözlerimden tek damla yaþ akmadý, bütün kaslarým gergin bir yay gibi olmuþtu. Tavana baktým, baktým, baktým... Aniden bütün kaslarým gevþedi, bir boþluða düþer gibi oldum; uyumuþum.
     Hangi gün, saat kaçta uyandým? Belli deðil. Ona baktým, uyuyordu, hatta yorgan üzerinden biraz kaymýþtý. Düzelttim. Lavaboya gidip elimi yüzümü yýkadým, aðzým kurumuþtu mutfaktan bir bardak su alýp içtim ve onun yanýna gidip gene uzandým. Uyanmasýný bekleyecektim.
     Kapý çaldý, umursamadým. Gene çaldý, gene çaldý; gelenin gitmeye niyeti yoktu. Böyle giderse onu uyandýracaklardý; açmalýydým kapýyý. Ýþyerinden arkadaþlar merak edip gelmiþler. Bana birçok soru sordular, hiç cevap vermedim. Bir anormallik olduðunu suskunluðumdan ve görüntümden anlamýþ olmalýlar ki davet etmediðim halde içeri girdiler ve evin her tarafýný aramaya baþladýlar. Yatak odasýna girenin çýðlýðý gecikmedi, diðeri de oraya koþtu.
     Telefonlar edildi, soru yaðmuruna tutuldum. Benden cevap çýkmayýnca soru sormaktan vazgeçtiler. Telefon konuþmalarýna devam ettiler. Ne dediler, kiminle konuþtular? Bana ne! Beni ilgilendirmez...
     Cankurtaran siren sesi, beyaz önlüklü bay ve bayanlar, iki polis, ilk defa gördüðüm neci olduklarýný bilmediðim beþ-altý kiþi ve kayýnvalide yani onun annesi. Herkes bir þey soruyor bana. Onlara ne söyleyebilirim ki?
     Yorgunum. Yatak odasýna gidip onun yanýna yattým, oda insan dolu ve herkes hayretle bana bakýyor. Umursamadým onlarý, öyle yorgun hissediyorum ki kendimi! Az sonra da kendimden geçmiþim.
     Bir hastane odasýnda gözlerimi açtým. Komaya mý girdim, bayýldým mý, uyudum ya da uyuttular mý? Ýki gün daha hastanede kaldýktan sonra taburcu oldum. Evimi özlemiþim, tabii onu da... Gidince beni kapýda karþýlayacak ve boynuma sarýlacaktý!
     Nereye ve ne zaman defnettiler, mezarý nerde aramadým da sormadým da. Çünkü o bana göre ölmedi, yaþýyor ve her an karþýma çýkabilir. Bu umutla yaþýyorum ben.
     Bir yýla yakýn bir süre iþe gitmedim, sürekli rapor aldým. Çalýþabilecek duruma gelince doktorlar teklif ettiði halde rapor istemedim.     

           ● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.