Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Gruplar arasý süreç, daima ihtiyacý duyulanýn karþýlanmasý yönündeydi. Süreç ihtiyacý duyulanýn düzenli, kararlý ve kontrolü akýþ yönünde geliþir. Bilinmeyen bir geliþme, kaygýyý tetikleyen vs. türden süreci oluþacaktý. Her hangi bir kaosun kiþilere fazladan bir enerji karþýlanma zorluðu olmaktadýr. Üreten iliþkiler ve üretim hareketi hem fazladan enerji harcanmamasý stratejisine uygundu. Hem de kaygýlarý azaltan ihtiyacýn devamlý ve kararlý þekilde karþýlanmasý olan çevrim, ilkesine uygundu. Kiþilere fazladan saðlama yapmasý gereken enerjiyi harcatmak demek; diðer bir ters hareketle kiþinin fazladan enerji harcama stratejisinden kaçýnma ilkesi olacakla, kaçýnma stratejisi kiþi üzerinde kendisini su yüzüne çýkarýr. Süreç içindeki sosyal zamanýn ruhuna aykýrý olacak durumlarla aksi olan durumlar sürecin fren iliþkisi ya da sürecin yýðýlmasý olurlar. Yani fren iliþkisi ileri sürecin bir týkanmasý, ileri sürecin bir kesime uðramasý demekti. Diðer yandan da firen iliþkisi süreci deðerlendirme olmakla, grubun yeni bir dinginlikle ve yeni bir dinamik tavýrla sürece verimli bir þekilde baþlamasý demekti. Ya da sýkýþan firen balatalarý nedenle fazladan enerji harcanmasýna devam demekti. Yani karanlýkçý ve lümpen liberallerin dediði gibi ilk ittifaklar ve ilk temaslar oluþurken; ilk ittifak ve ilk temaslarýn içinde kimse "buðday satacaðým karþýlýðýnda kundura alacaðým" derken; "buðday satýcýsý kunduracý yerine tesadüfen sýðýr satanla karþýlaþmýyordu. Böyle bir þey yoktu. Bu nedenle, buðday üreten de kundura alamamýþ olmuyordu. Ýhtiyacýný duysanýz bile üretemediðiniz ve üretim yoluyla tanýþamadýðýnýz bir þey ihtiyacýnýz olmuyordu. Çýplak ayakla gezen atalarýmýzýn elbette bizim bildiðimiz ayakkabýya ihtiyaçlarý vardý. Ama onlarýn ayakkabýya ihtiyaç duymalarý olanaksýzdý. Yani ayakkabý satan birini arayamazlardý! Karþýlýklý kurban sunularý içindeki tarýmcý grubumuz, bilindik süreç aþamalarýndan geçerek þafak yönündeki grubun kundura üretimiyle tanýþmýþsa; zamanla bunu da ittifaka alacaklardý. Buðday üreten grup ihtiyacý düzenli saðlama kuralý içinde, týpký sýðýr üreten gibi kundura üreteni de ittifaký takas giriþmesinin içine alacaktý. Hem buðday üreten grup, hem sýðýr üreten grup; þimdi de kundura üreten gruba kundura karþýlýðý buðday ve sýðýr üretmekle; tarýmcýlar ve çobanlar kunduracýlara (köþkerlere) baðlaþýk üretici olurlar. Buðday üreten grupla sýðýr üreten grup; kunduracýlarýn zorunlu tüketicisi olurlar. Üreten giriþen süreç kombinasyonlarý, hep bir arada baðýntýlarla kombine olurlar. Ýttifak içinde buðday üretenin kunduracý arayýp; kundura üretenin de inek eti aradýðý çeliþmesi bulunmaz. Takasýn zorluðu nedenle para bulundu diyen bilmesinlercilik sefilliði, üretim tarihini ve üretim sürecini özelleþtirme olmanýn kendisiyle baþlattýklarýndan; paranýn sürecini böyle dile getirirler. Yani paranýn biriken yüzünü gizlemek için paranýn bulunmasýný böylesi bir olasý handikap karþýsýnda, handikaptan önce düþünme yapakla bulunduðunu, buyruk edildiðini söylemek isterler. Bu lafazanlýk ilahi dönem karþýtlýðýnýn iþidir. Yani üretim hareketini ve üretim iliþkisini özel yarar yapmak isteyen tamah, rýzký ve mülkü El verdi demeyi, El'den öncesi olmayan demek istedikleri rýzk daðýtýmýný El adaletli sürece baþlangýç yaparlar. Böylece parayý da bu köleci iliþkili süreçle açýklarlar. Günümüzde "devlet bakkal olur mu?"; "devlet kasap olur mu?" diyen aymaz ve karanlýkçý liberal yobazlara da kapak olsun diye belirtelim. Ön ittifaký baþlatan her bir grup; her bir farklý totem mesleði olan ve bir totem mesleðini icra eden eylemseli olan gruptular. Totem mesleði sahipliði demek; karar vermesi olan, iradesi olan, ittifak kararý verip te kombine durumla ya da entegre veya bütünleþmiþ olanýn yönetim merkezini oluþan örgütlenme ve organizasyon demekti. Ön ittifak içinde her bir meslek ittifak içinde sektördü, kurumdu. Sektörler (üreten meslekler-kurumlar) kombinesi her biri birbiriyle zorunlu baðýntýlý paydaþ kombinasyonlardý. Parayý gereksinmeden yapýlan giriþmelerdi. Bu entegre kombinasyonlar organizasyonu yönetim kararý alýp, karar vermenin de merkezi olmasýyla "yönetimin merkeziydi". Kültürler, meslekler, farklý mantýklar karýþýmý kült merkeziydi. Yani bu günkü deyimle kolektif üretimin kotardýðý entegrenin yöneten beyni zaten üreten iliþkiydi. Ve üretim hareketi üzerine oturan temsilci gruplardý. Temsili gruplarýn özne nesnel haliydi. Daha açýk söylersek devlet kolektif þuur olan üretim hareketi ile vardý. Üreten iliþkilerin organizasyon, esasýyla vardýlar. Devlet sektöre bazda tarýmcý gruplarýyla tahýl üreten tabanlýydý. Hayvancýlýk yapan sektörleriyle kasap tabanlýydý. Kunduracýydý. Dokumacýydý. Mesleði teknikle birleþtirip manifaktür, iþletme, sanayi tabanlý iþlerin kotarýcýsýydý. Düzenleyicisiydi. Ýnþacýsý olan sektörlerin kolektif gücüydü. Söz gelimi asalak lümpenler "devlet kasap olmaz" diyen propaganda yapýyor. Zihinleri bu algýya hazýrlayýp bilgi yerine inanç oluþturuyordu. Bu ön hazýrlýklar devletin iþleyiþini oluþan egemen sýnýftan yana olan siyasetçilerin iþini kolaylaþtýrýyordu. Söz gelimi bu anlayýþ içinde sessizce et balýðý özelleþtiriyorlardý. Devletin iþleyiþ oluþumu içinden olan (teþekkül) kurum ve kuruluþlar siyasiler eliyle devletin satýlýyor. Kamusal dediðimiz kolektif kaynaklar kiþileri zengin etmek için özelleþtiriliyordu. Kamu kaynaklarý özelleþtirme adý altýnda þanslý kiþilerin rýzký oluyordu. Ne de olsa rýzklarý veren El'di. Devlet özü gereði kamusaldý. Ya da devlet ilk etapta kolektif güçle oluþup kamusal güç ile beslenip, yöneten kamusallýktýr. Özelleþtirmeci laf cambazlýðý ve özelleþtirmeci siyasi mugalatacýlar; devletin ayaðýna kurþun sýkan siyasileriyle devlet kendi kendisini yiyip; acze ve krize düþünce; devlet iþleyemez çevrimler yapamaz olmaktadýr. Devletin gizliliði patent ve teknolojileri bu özelleþtirme içinde kendi kolektif varlýðýný tüketmektedir. Bilinmezlik en kötü olandýr. Oyunu kuralýna göre oynayacaksýn. Özelleþtiren bir oyun kuralý içindeysen ve kolektif ilik tu kakaysa, kamulaþtýrmak ta hep tu kaka olmalýdýr(!)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |