Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Mevcut Ahlak ve Namus Kavramý, Ýnsan Olmaya Yetti mi? Ýnsaný insanileþtiren temel deðerlerden birisi, ahlak ve namus kavramýdýr. Bunu yaratan etkense, maddi varlýklara sahiplenmede sürdürülen yalan ve tecavüzler olmuþtur. Bazý zeka sorunlularýn düþündüðü gibi namus kavramýnýn cinsellikle doðrudan alakasý yoktur. Maddi talan ahlaksýzlýðýnýn cinsellik üzerinde de sürdürülmesi, cinselliðin namusla baðý olduðu algýsý yaratýlmýþtýr. Çünkü her türlü servet kolayca elde edilip hoyratça harcamasýnda, kadýn en büyük sömürü aracý görüldü. Sahip olunan tüm kültürleri din ve siyasal düþünceler var ettiðine göre, bu düþüncelerin ilk baþlangýç tarihlerine bakmak yeterlidir. Bugün bilincimizdeki insan profilinin kökeni, M.Ö.65 bin yýllarýnda Avcýlýk (Paleolitik) Çað'da Totem-Animist inanç ile, M.Ö.10 binlerde Tarýmcý (Neolitik) Ana Tanrýçalarýn eseridir. Söz konusu düþünce yapýlarýnda tüm maddi varlýklar ortak paylaþýlýp, kadýn erkek eþitliðine dayanan bir kültürdü. Kiþilerin birbirini rahatsýz etmesini gerektirecek hiçbir ortam bulunmuyordu. Ýlkel komünal bu toplumsal yaþamda iç evlilik ve cinsel iliþkiler, kadýnlarýn onayý doðrultusunda gerçekleþiyordu. Onun içindir ki, ahlak ve namusla ilgili ne cinayetler ne de yaptýrýn izine rastlanmaz. Topluluklar ortak üretip ortak tükettiðinden, gerçek insani sevgi sürekli yükseliyordu. Ne zaman tek tanrýcý din ve düþünceler icat edildi, kadýn hem sermaye hem de namus objesi görülüp, her tülü kötülükler çoðalmaya baþladý. M.Ö. 2500 yýllarýndan itibaren Tek Tanrýcý dini inançlarla, insanýn düþüncesi geliþtiði halde, maddi varlýklara gösterilen tapýnmacýlýk, namus ahlak kavramýný þart koþtu. Çünkü erkeðin cinselliðe ve maddiyata olan ölçüsüz düþkünlüðü, en büyük insanlýk sorununu yaratmýþ oldu. Bunun en açýk örneði, tanrý adýna adaleti saðladýðýný söyleyen kutsal ordular, kadýn ve kýzlara tecavüz edip cariye olarak pazarlarda satmaktan utanmadýlar. Bu tarihte yaþatýlan ahlaksýzlýklarýn insanlýkla, insan olmakla, kutsanan tanrý ve dinle baðdaþmayacaðýný söyleyen insani düþünürler, talancý ve ganimetçi güçlere karþý olmayý sürdürmüþlerdir. Ýþte bu muhalif insani düþünceler sayesinde, gerçek ahlak ve namus kavramýnýn ne olduðu ortaya çýktý. Bir toplumun ahlaklý ve namuslu olduðunu kanýtlayan yapýlar, maddi varlýklarýn adaletli paylaþýmý ve kadýnlarýn sömürü aracý görülüp görülmediðidir. Bilindiði gibi insan her zaman cinsellik ve maddi varlýklara düþkünlüðü ile ahlaksýzlýða düþer. Ýki sosyal yapýyý sürekli yönetip kontrol edenlerse, serbest piyasa ekonomisine dayanan kapitalizmle, helal ticaret ganimetini yaþatan dinler olmuþtur. Sosyalist ve komünistler, her iki maddiyatçý düþünceye karþý çýkýp, ortak üretip ortak tüketimde ýsrar etmelerine raðmen, bunda baþarýlý olmadýlar. Nedeniyse, kendi içlerindeki hainler ve diðer bazý ülkelerin çeþitli saldýrganlýklarýdýr. Talan ganimet mantýðýyla helal ticaret yapan tek tanrýlý dinler, þu felsefeden hareket ettiler sürekli. Kadýný akýlsýz, zavallý, erkeði yoldan çýkaran, erkeðin her türlü hizmetinde, erkeðin merhametine muhtaç, çeþitli yöntemlerle alýnýp satýlan ticari ve zevk aracý görmeleri. Ve bunun resmi kaynaðýysa, Ademle erkeði yüceltip, Havva adýyla kadýný yerin dibine soktular. Arkasýndan kadýnlar sokaklarda kalýp ýrzýna geçilmesin adýyla, isteyen erkek istediði kadar kadýný karý olarak alabileceði kutsal emirlere sýðýnýlmasý. Böylece erkeler ister para karþýlýðý ister gönül iliþkisi, isterse zorla sýnýrsýz kadýna sahip olabiliyor. Bu tam anlamýyla seks haremi ve ticareti iken, kadýnýn korunduðu nasýl ifade edilir? Evinde seks haremi kurmak yerine, kadýnlarý koruma merkezleri neden akýllarýna gelmemiþ bu mübareklerin? Üstelik bir kadýn babasý ya da ailedeki erkeðin izni olmadan, bir erkekle iliþkide bulunmasý durumunda, taþlanarak veya boðularak öldürülmesi. Ayný þeyi erkek yaptýðýnda hiçbir ceza uygulanmadýðý gibi, erkek tecavüz ettiði kadýný veya kýzý nikahýna aldýðýnda sorun tamamen bitiriliyor. Topluluklarýn çoðuna kabullendirilmiþ bu namus ahlak anlayýþý yýkýlmadýðý sürece, hiçbirimiz insan olduðumuzu söyleyemeyiz. Kapitalizm ise; modernlik, çok para, moda ve lüks yaþam adýyla baþta kadýnlarý kiþiliksizleþtirerek iþe baþlamýþtýr. Paranýn patronu erkek olduðuna göre, kadýn her zaman erkeðe yaranmak zorunda. Kapitalizmin bu namus ahlak anlayýþý, dinci yapýlardan daha kurnaz ve profesyonelce. Çünkü hem bilim, teknik, hem de ýrk ve dini deðerleri kullanýyor. En son sözü erkek söylediði için, bir kadýn erkeðe ya yapmacýk aþýk olmak zorunda veya erkeklere imrenip kadýn kiþiliðini yitirerek erkekleþmekte. Ve kadýnlarýn namusu kirlenmesin diye, erkeðin himayesine sokulmasý, kapitalizmin modern pezevenkliðidir.? Her iki ahlak namus anlayýþý tüm toplumlarda benzer þekilde yaþanmaya devam ediyor. Yaþatýlan anormallikler yerine, erkek ve kadýnýn siyasal, sosyal, ekonomik, düþünsel olarak eþit olduðu, ortak üretip ortak tüketimle birbirini mecbur, zorunlu görmeden yaþamasý çok mu zor? Bilinçli olarak en büyük sorun haline getirilen doðal insani cinsel ihtiyaç, aslýnda insanlarýn birbirini rencide etmeden yaþayabileceði en kolay sosyal yapýdýr. Cinsel sorunlarý çözecek yöntemlerden birisi þu þekilde olabilir. Ýnsanlarýn akýl, fiziki yaþlarý, psikolojik durumu, cinsel dürtüleri ve ekonomik olanaklarý dikkate alýnarak, hem cinsel ihtiyaçlarý gideren hem de eðiten meþru, resmi kurumlar oluþturmak mümkündür. Görülecektir ki, her türlü kadýn cinayetleri ve pezevenklikler anýnda ortadan kalkacaktýr. Kapitalist ve dini þeriat yönetimleri, sadece erkeklere hitap eden Genelev gibi yerlere müsaade etmekle hiçbir sorun yokmuþ gözüyle baksalar da, buralarda yaþananlar insaný insanlýðýndan utandýrýyor. Býrakalým buralarýn bazý ihtiyaçlara cevap olmasýný, mafya ve devlet eliyle daha büyük namussuzluklar yaþanýyor. En basitinden Genelev benzeri yerlerde çalýþan kadýnlara insan gözüyle bakýlmadýðý gibi, emeklerinin karþýlýðý bile ödenmiyor. Ondan sonrada din, iman, ahlak, namus ve hukuktan bahsetmek en büyük alçaklýk deðilse nedir? Sýralanan çirkinlikler dünyanýn her yerinde, eðitimli eðitimsiz çoðu kiþilerin gerçekleþtirdikleri sapkýn fiillerdir. O zaman þu ifadeyi kullanmak yerinde olacaktýr. Gerçek ahlak ve namusun kültür olarak kavranmasýnda, hiçbir insanýn kütüphaneler dolusu kitap okuyup eðitim almasýna gerek yoktur. Tek yapýlmasý gereken þey, varlýklarýn adaletli paylaþýmý, kadýn erkek eþitliði ve evrensel ahlak namus deðerlerinin her toplumunda uygulanmasýný mecbur koþmaktýr. Bunu yapmayan toplum, devlet ve birey insanlýktan uzak canavar demektir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |