..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




5 Mayýs 2019
Leblebi Profesörü  
Ahmet Zeytinci
Gürselin babasý ve rahmetli dedesi de leblebiyi çok severlermiþ. Hatta cumhuriyetin ilk yýllarýnda dedesinin küçük bir leblebi imalathanesi bile varmýþ, her ne kadar basit bit üretim yeri, tesisi ise de yine de o tarihte onlarý geçindiriyormuþ, sonralarý makineler çýkýp da, her þey modernleþince bunlar da ortama ayak uyduramayýp imalathaneyi kapatmak zorunda kalmýþlar. Dedesi zaman zaman hava atarmýþ dostlarýna ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çorum'a gediðinde ona benim leblebilerim den bile yedirdim.'' dermiþ...


:FIH:
Taa eski okuldan Bursa'dan Uludað Üniversitesi ÝÝBF'den dostum arkadaþýmdýr Gürsel. Kendisi Çorum'un Sungurlu kazasýndan. Her ne kadar Ýstanbul'da yaþýyorsa da senede bir iki defa bayramlarda, seyranlarda ya da iþinden yýllýk izne çýktýðý zaman mutlaka memleketi Çorum'a gider. Çorumda memleketimizin güzel köþelerinden biridir aslýnda. Doðu Karadeniz'e Artvin'e giderken bizde geçeriz Çorum'dan ve özel arabamýz ile gidiyorsak eðer mutlaka Çorum da biraz oyalanýr zaman geçiririz. Gürsel memlekette ise onunla da telefondan haberleþir ''Bekle birader bir kahveni içmeye geliyoruz.'' deriz O da ''Ne kahvesi vallahi býrakmam, kaçmýyor ya Artvin'de Kafkasörde yarýn yola devam edersiniz.'' der, uzun bir müddet cebelleþtikten sonra ýsrarlarýmýza dayanamaz ve bir daha ki sefere kalýrýz lafýný da ekleyerek yolumuz devam ederiz.



Gürselin babasý ve rahmetli dedesi de leblebiyi çok severlermiþ. Hatta cumhuriyetin ilk yýllarýnda dedesinin küçük bir leblebi imalathanesi bile varmýþ, her ne kadar basit bit üretim yeri, tesisi ise de yine de o tarihte onlarý geçindiriyormuþ, sonralarý makineler çýkýp da, her þey modernleþince bunlar da ortama ayak uyduramayýp imalathaneyi kapatmak zorunda kalmýþlar. Dedesi zaman zaman hava atarmýþ dostlarýna ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çorum'a gediðinde ona benim leblebilerim den bile yedirdim.'' dermiþ...



Hava sýcak mý sýcak cümlesini kurmak bile hafif kalýr burada, bayaðý bunaltýcý bir hava, meteoroloji de insanlara sürekli uyarýlar yapýyor ''Bu sene çöl sýcaklarý var ülkemizde aman dikkat.'' diye ama biz yola çýkmýþýz bir kere memlekete doðru ve ilk mola yerimizde Çorum, Gürsel arkadaþýmýzýn yaný. Daha önce haber verdiðimiz için Gürsel bizi kapý da karþýladý ''Ooo! Benim sevgili dostum can kardeþim Ahmet gelmiþ.'' diyerek. Biraz hoþbeþten sonra, evlerinin bahçelerine geçtik. Babasý, annesi, iki çocuðu, ablasý, iki de yaþlarý birbirine yakýn küçük erkek kardeþi... Sandalyelerimizi altýmýza aldýk, daldýk koyu bir sohbete. Döndüm Gürsel'e ''Birader leblebi memleketinde yaþýyorsunuz, ben de çok severim ara sýra da yerim ama bizim Ankara'da yediðimiz leblebiler pek buranýn leblebisini tutmuyor, hele anlat bu Çorum'un leblebisinin sýrrý nedir de bakalým, anlat da bizde öðrenelim.'' dedim. Dostum aldý sazý eline, baþladý anlatmaya ''Birader bizim bu Çorum leblebisini yaklaþýk iki üç asýr önce senin adaþýn Ahmedi Sever isminde bir kiþinin burada ki nohut cinslerinden ürettiði rivayet olunuyor.'' Biz de can kulaðý ile dinliyoruz arkadaþýmý. Devam eder ''Bilirsin bizim leblebi hem yurtta hem de dünya da meþhurdur, leblebi konusunda elimize kimse su dökemedi þimdiye kadar, bundan sonrada dökemez evvel Allah.'' Döndüm Gürsel'e ''Hatta þarkýsý türküsü bile var deðil mi Gürsel leblebi koydum tasa kýz annem doldurdum basa basa kýz annem de doldurdum basa basa kýz annem, benim yârim çok güzel kýz annem azýcýk boydan kýsa kýz annem.'' diye söylenir gider. O arada çaylarýmýz meyvelerimizde geldi masaya sohbet kaldýðý yerden devam edecekti tabi ki...



Ortama espri katmak bahanesiyle ''Ya Gürsel dedim eski zamanlarda antik çaðlarda bir dolu tanrý varmýþ. Yok ateþ tanrýsý, yok aþk tanrýsý, yok efendim savaþ tanrýsý, ay tanrýçasý, bereket tanrýçasý... Yani ellini sallasan tanrýya deðermiþ. Acaba diyorum bu leblebinin bile o zamanlar belki bir tanrýsý vardýr ha ne dersin Gürsel?'' Gürsel tebessüm etti biraz. ''Olmaz mý birader tabi ki eski Yunan'da antik çaðlar da Leblebi Tanrýsý'da varmýþ hatta bir tek leblebi Tanrýsý iki taneymiþ. Bir beyaz leblebi tanrýsý, bir de sarý leblebi Tanrýsý.'' þoke olmuþtum ve de þaþýrmýþtým ki Gürsel dayanamadý makaralarý koyuverdi ''Yok be birader ne tanrýsý kallavi bir þaka yaptým sana, hep sen bizi iþletir idin okul yýllarýnda bir de ben seni iþleteyim dedim.'' beraberce gülüþtük Gürsel ve benim çocuklar, onlarýnkiler...



Tekrar Gürsel'e döndüm ''Þunu bir anlat birader bunun þimdilerde imalatý nasýl oluyor.'' iki öhö öhö yaptýktan, bir iki elini çýtlattýktan sonra ''Anlatayým birader, anlatayým da dinle. ''Leblebi nohutun kavrulmuþudur, nohut leblebi ustalarýnca özenle iþlenir ve kurutulmasýyla da leblebi elde edilir, önce nohutlar seçilir, odun ateþinde ve fýrýnlarda kavrulur, sonra çuvallara doldurularak üç gün bekletilir, üç günün sonunda dinlendirilmiþ nohutlar tekrar fýrýnlanýr, yirmi gün kadar bir yere serilerek kurutulur, yirmi günün sonunda nemlendirilir, çuvallanýr ve bir gün saklanýr, sonunda üçüncü kez kavrulur ve kabuklarýndan ayrýlýr, kabuklarýndan ayrýldýktan sonra tuzlu þekerli, acýlý ve daha deðiþik þekillerde müþterilere ulaþtýrýlýr.'' Epey ilginçti Gürsel'in anlattýklarý ve bayaðý bilgi sahibi olmuþtuk leblebi konusunda bizimkilerle... Bir de benim hatýrladýðým ''Leblebici Horhor'' diye bir operet vardý, ilk Türk Operetlerinden biriydi sanýrým. Gürsel yine anlatýyor ''Bir de beyaz leblebi vardýr dostum bilirsin o da daha çok ege bölgesinde ki beyaz nohutlar dan üretilir, ona da sakýz leblebisi derler.''



Çaylarýmýzý içip meyveleri de yedikten sonra önümüze bolca Çorum'un o meþhur sarý leblebisi geliverdi. Tabi çocuklar bu tür yiyecekleri çok sevdiklerinden harala gürele hemen tabaklara saldýrdýlar, baharatlý olaný da pek bir güzel oluyormuþ hem de üç beþ çeþit baharatlýlar, ne kadar da lezzetli. Tekrar Gürsel ile lafa daldýk ''Hele anlat Gürsel bunun faydalarýný bir bir biz de Ankaralara dönünce oralarda anlatalým sen den öðrendiklerimizi.'' yine Gürsel lafý aldý benden ''Bir kere mide de ki asit fazlasýný alýr, yaðý çok azdýr, tokluk hissi verir, kilo vermek isteyenler için bire birdir, anne sütünü arttýrdýðý bile söyleniyor hatta.'' Gürselin anlattýklarýný dinleyince þaþýrmadan edemedik...



Bir iki saat oyalandýktan sonra gitme vakti gelmiþti artýk. Bol leblebi yediðimiz ve de üstüne bolca da su içtiðimiz için baðýrsaklarýmýz bizi zorlamaya baþlamýþtý. Bir an önce oradan çýkýp evin havasýný kirletmememiz lazým, acele etsek iyi olacaktý diye düþünürken. O arada baþkalarýnýn da hýzlanmýþ olacak ki küçüklerden biri dayanamayýp makineliyi ateþledi. Ta ta ta ta ta ta ta. Ondan ilham mý aldý ne, bu seferde baþka bir ufaklýk sanki ona nazire yapar gibi o da otomatiðe baðladý. Bayaðý da uzun sürmüþtü, bu ta ta ta talar... Tabi ki çocuk olduklarý için herkes gülerek geçiþtirdi ben de Gürsel'e dönerek ''Oðlum bu baðýrsaklarý da müthiþ çalýþtýrýyor gaz maz namýna insan da bir þey kalmýyor. Sen leblebinin ana vatanýnda neredeyse leblebinin her þeyini öðrenmiþsin, leblebi üzerine doktora yapmýþsýn'' dedim. O da ''Sorma birader geçen sene gel bizim üniversitede leblebiyi anlat da sana Fahri Doçent payesi verelim, üniversite rektörünü biz ayarlarýz sen merak etme dediler de iþlerimin yoðunluðundan gidemedim bir türlü.'' Deminkini yesem de iþte bunu yememiþtim. ''Gürseeel!!! boþ ver ne doçenti, sen benim gözümde yine de leblebi profesörü sayýlýrsýn oðlum Doðu Karadeniz bizi bekler haydi kal saðlýcakla ölmez sað kalýrsak seneye yine görüþürüz yaklaþýk bu tarihlerde...''



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti
Böyle Ýdam Görülmedi
Gece Kuþu
Kitaplarýmý Ararken
Kadrolu Ev Erkeði
Geel Geel Geel
Onun Koltuðun Altýna Girmesine Ýzin Verme
Çisil Haným ve Topçular
Ütülüp Ütülüp Durduk
Tavla Tavla Beni Tavla

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yedi Paket Birinci
Bir Ýki Gazete
Ay Em Ef Biraderler
Karýnca Kararýnca
Biri Baharat mý Dedi
Çay Kaþýklarý
Güzel Bir Ýnsan Patates Kýzartmasý ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Maaþýný Soruyorum Söylemiyor
Limited Þirket Ortaðý Bile Deðiliz Abi Ne Stratejik Ortaðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gökyüzü [Þiir]
9. 15 Þemsiyesi [Þiir]
Bir Papatyaya [Þiir]
Buradan Bir Þiir Çýkmaz Demeyin [Þiir]
Yaþadýklarýmý Yazdým Sadece - 2 - [Þiir]
Al Koy Cebine Bende ki Bu Yüreði [Þiir]
Ne Günlerdi [Þiir]
Melek Halamýn Evi [Þiir]
Havai [Þiir]
Ölüm Kolay Be Oðlum [Þiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da baþlayýp devam eden bir hayat. Ýlk ortaokul, lise ve iki yýllýk bir üniversite deneyimi, ticaret hayatý Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri diþi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir þekilde akýp gidiyor. Biraz þiir, biraz öykü ve denemelerin sýcaklýðýnda. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Nazým Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.