..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




21 Haziran 2019
Kurtuluþun Felsefesi 154  
Bayram Kaya
Kolektif zamanlý tutum ve kolektif birim zamanlý süreçlerden önce ne sahiplik vardý. Ne de mal-mülk vardý. Kolektif mülk sahipliðine karþý EL ne diyordu? ” Mülk benim. Ben mülkü dilediðime dilediðim kadar rýzk diye verdim. Kiminin de rýzkýný kýstým” diyordu.


:EEF:
Hakimiyeti milliye sözü halk için, 20. yüz yýl baþýnda bile hala halkýn saltanata baðlýlýðý olan düþünceyi ifade ediyordu. Bu söylemin ahali için anlamý Fransýz devriminin etkilerinden çok çok uzaktý.

Ahali yeni duyduðu bir sözü ve söylemi dahi dini kalýplar içinde hýfzediyordu. Saltanata baðlýlýk çoðu kiþilere inanç gibi iman gibi geliyordu. Ýnanç gibi iman gibi gelen düþüncenin ve bilginin iradesi de saltanattan yana olmakla huzura kavuþuyordu.

Ne söylerseniz söyleyin bir kesim ahali her konuyu getirip getirip saltanata baðlýyordu. Dolaysýyla yeni olaný da inancýna baðlýyordu. Ýnanç ile saltanat halk nazarýnda özdeþlikti. Bu tutum geçmiþte Emevi saltanatýný veren düþünceleri savunup þiar edinmenin az çok bir benzeriydi.

Egemenlik bir yerlerdeydi. Fransýz devrimi egemenliðimillete getiriyordu. Ahalinin egemenlik gibi bir derdi yoktu. Belli dahiyeler içinde olmadýça sorgulamasý inancen yasaktý. Halkýn saltanata olan baðlýlýðýný bir egemenlik tercihi gibi algýlatýlmasýný, hor görmeyin lütfen.

O günlerin yani 1900’lü yýllarý içinde hakimiyeti milliye “saltanata baðlýlýða tercih olarak algýlatýlmýþtý” da 1950'li yýllarda bir baþbakan (Sn. Menderes) hakimiyeti milliye söyleminde baþka bir þey mi anlamýþtý?

“Hakimiyeti milliye” kapsamýnda millet egemenliði için ne diyordu Sn. Menderes; “siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz!” Diyordu. Bu neye baðlýlýktý? Saltanata deðil mi?

Bu söz geçmiþin halktaki bilinç altýydý. Aslýnda ahali bilmeden köleliðe baðlýlýk söylüyordu. Travmasý olduðu söylenen düþünsel yapýlarýn tedavisi saltanat ve hilafet deðil mi? Saltanat ve hilafete bu düþkünlük neydi?

Tarihin köleci baþlangýcýndan beri olan egemenlik, þimdiki dolambaçlý yollar üzerinde saltanata, hilafete karþý kazanýlmýþ olmasýna raðmen SN. Menderes tarafýndan yeniden saltanatý ve hilafeti getirme cehaletine veriliyordu. Ýþte Mustafa Kemal olamamayý, hileyi, düzeni, sömürüyü, farký böyle kavrayacaktýnýz.

Sn. Menderes yaptýðý propaganda içinde bu sözü iki anlayýþla söylemiþ olabilir. Ýlkin Sn. Menderes bu sözün gerçek anlamýný bildiði halde demagoji (halk avcýlýðý) yapmýþ olmasýyla “siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” diye söylemiþ olabilirdi.

Bu sözün ikinci bir söylemi için de Sn. Menderes gerçekten de halkýn her istediðini yapmasýný halk egemenliði sanan bir söylemle egemenlik kavramýný belirtmiþ olabilirdi.

Sn. Menderes’in hangi tavýrdan yana olduðunu uzun uzun tahlil etmenin hiçbir anlamý yoktur. Egemenliðin kolektif oluþu dýþýndaki anlayýþlarý sömürüdür. Çünkü bu söylemlerin her ikisi de “halk bilmesin” tavýrlý söylem olmakla her ikisi de sömürü mantýðý dediðimiz yolla ayný kapýya çýkýyordu.

Sn. Menderes her iki tavrýyla, ister halký yanýltmak için böyle söylemiþ olsun isterse halkýn tarihsel olana karþý tarihsel olmayan uçuk tavýrlarýný "siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” demenin cahilane bir tutumuyla olsun kendi ikbali için bencil davranmýþtýr.

Tarih içinde egemenlik (hakimiyet) kolektif oluþa karþý mülk sahipliði olan kiþilerin hükmetme egemenliði olarak ortaya çýkmýþtý. Ýlahlara Karþý El egemenliðiydi. El mülkün ve rýzkýn yönetimi ile insanýn egemenydi.

Bu durum ezen ezilen ya da mal sahibi ile maldan yoksunluk olan durum içindeki zengin=efendi; fakir=köle egemenliði eþleþmeli karþýtlýðýný yansýtmýþtý. Giderek egemenlik mülk sahipliði olan güce karþý; biatý, taatý, itaati, ibadeti ahlaký ve dine baðlýlýðý oluþmuþtu.

Bu baðlýlýk türlü aþamada geçmekle ezen (sömüren), ezilen (sömürülen) ikilemli süreç içinde zamanla mal ve mülk sahibinin egemenliðine karþý ezilenlerin direncini ortaya koymuþtu.

Bu direnç sömürülmeye karþý, zulme uðramaya karþý, kötü koþullarda çalýþtýrýlmaya karþý, çalýþma hakký olan alýn terini isteme gibi söylemlerin mücadelesi olan þimdiki demokratik egemenliðe dönüþmüþtür.

Bu tür pratik mücadeleler sonunda ezilen kýyamlý direniþçi hareketler 18. Yüz yýla doðru genel ve açýk söylemi ile Hâkimiyeti Milliye olmuþtu. Halk egemenliði de denen bu söz siyasi bir parolaya dönüþmüþtü.

Köleler ve giderekten de halk siyasi, hukuki ve statü sel eþitsizlikleri nedeniyle bu tür mücadeleci süreci iyice boyutlandýrmýþlardý. Bu tür mücadeleci bir boyut içinde kimi ezilen halk kesimleri kendi egemenlerine karþý söz söylemeyi, yönetime katýlmayý, haklarýný almayý öken kolektif meþruiyetleriyle davranýr oldular.

Düþünsel, eylemsel, üretim sel zemin sosyo toplumsal süreçlerden beri kolektif dediðimiz ortak paydaþlý süreçlerdi. Kolektif paydayý kolektif saðlatmalardan, kolektif üretimden ve kolektif bileþenli emekten almasýyla, direniciler bu zeminleri kolektif gücüne dayanak yapýp, geçmiþten beri uðraþýný söyleye gelmiþti.

Mal ve mülk sahipleri kendi egemenliklerini seçkinci bir El anlayýþýna dayandýrmakla kolektif güce sahip olmak istiyorlardý. Bunu yapmak için de El adamlarý kolektif zemin üzerinde kolektifin mülkünü El'e taksim ettiriyorlardý.

El olan, El insanlarýnýn kendileriydi. El insanlarýnýn kendileri olan seçilmiþlerdi. Seçilmiþler sanal bir El'e kendi kolektif paydaþlarýnýn paylarýný iç ettiriyordu. Ýç edilenler kolektif birim zamanlý, kolektif mal ve mülktü. El mantýðý; El adamlarýnýn kolektif emek gücü sahibi kýlýnmalarýný öngören ahde dayanýrdý.

Yeni zamanýn ruhu köleci süreç içine geçmekle birlikte köleci süreçle, ön ittifakýn kolektifliði henüz yan yana bir arada sürmekteydi. Köleci olan tutuma karþý kolektif oluþun deðerler sistemi her iki duruma da zihni bir kýyas olmanýn yaþanmýþlarý hafýzalarda burum buram tazeliðini koruyordu.

Ön ittifaklarýn sonuna doðru ve köleci sistem içinde de eþ zamanlý durumla süren tartýþma kamucu olana karþý özelleþtirme olanýn çatýþmasýydý. Kolektif süreç karþýsýnda özelleþen tutum, kolektif mülkten yoksun kalan kiþiler karþýsýnda kiþisi sahiplikti.

Köleci sistem içinde mülkten yoksun kalanlar için kolektiflik efendi sahipliðine karþý bir kýyaslama ve ses çýkarmalarýna meþru bir dayanaktý. Bu kýyas karþýsýnda sahiplik içindeki efendiler kendilerinin mal-mülk sahibi olmalarýný bir türlü açýklayýp, kolektif tutuma karþý kendilerini bir türlü meþru kýlamýyorlardý.

Bu tartýþmada baskýsýný da artýran El mantýðý sürece hakim olacak gibi görünüyordu. Ancak bu doðru kýyaslama mantýðý içinde bir kiþi; kiþisi birim zamana davrananýr olacaktý.

Kiþisi birim zaman içindeki bir kiþi ancak bir türlü davranýr olacaktý. Kiþi kendi birim zamaný içinde meyve topluyorsa, kiþi kendi birim zamaný içinde ancak beslenme ve tüketmesini yapacaktý.

Oysa kendi birim zamaný içinde beslenen kiþi ile eþzamanlý durumda iki aslan kiþinin etrafýný sarmakla kiþi tehdir altýnda olacaktý. Bu da þu demekti. Birim zaman içinde beslenmesini yapan kiþi beslenme anýndayken savunmasýz olacaktý.

Ya da birim zaman içinde savunmasýný yaparken kiþi ayn anda beslenemeyecekti. Kiþi bir birimlik zaman içinde kullaným ve tüketiminini yapar. Oysa doða bir andaki birim sürede çok belirimlidir. O anda yaðmur yaðar, yýldýrým düþer, sel çýkar, mamutlar musallat olur vs.

Kiþinin doðaya cevaben ayný anda birçok durumla olmasý gerekir. Bir anda bir çok durumla olmak ancak kolektif birim zamanlý süreçlerle olasýdýr. Öyleyse mülk sahibi kiþi, kiþisi birim zamaný çok parçalý belirme yapamayacaðuna göre kiþimiz ne olmayan mülkü edinebilirdi. Ne mülk sahibi olabilirdi.

Þu halde mülk sahipliði olan bir tek kiþi hiç bir zaman mal mülk sahibi olmanýn baský ve basýncýný ortaya koyacak olan egemenliðin de sahibi olamazdý. Öyleyse mal mülk sahibi ve mülk sahibinin egemenliði nereden geliyordu?

Yani efendiler inþanýn temeli olan ve gerçek olan kolektif birim zamanlý meþruiyet karþýsýnda meþruiyet sizdiler. Tüm tarihsel sorun buydu. Bu konudaki kolektif birim zamanlý yazýma bakýnýz.

Efendiler “kolektif birim zamanlý” süreçlere dek olan mal mülk sahipliklerini açýklayamadýlar. Açýklamayý yapabilmek için kývranýyorlardý. En sonunda kolektif tutumlu somut kanlý canlý ilah ve Ýlahi mana anlayýþý karþýsýna, El denen sanal bir mana anlayýþýný ortaya koymuþtular.

Hileci tutum içindeki egemenler kolektif olanlarý gasp edici tuzaklarý nedenle, sahibi olduklarý kolektif birim zamanlý, kolektif mal mülk üzerindeki meþruiyet siz ilerini; El mana anlayýþýna söyletiyorlardý.

Kolektif zamanlý tutum ve kolektif birim zamanlý süreçlerden önce ne sahiplik vardý. Ne de mal-mülk vardý. Kolektif mülk sahipliðine karþý EL ne diyordu? ” Mülk benim. Ben mülkü dilediðime dilediðim kadar rýzk diye verdim. Kiminin de rýzkýný kýstým” diyordu.

Böylece kolektif birim zamanlý olan süreç, bu tür köleci tabu söylemleriyle kolektifin sahipliði kiþisi mülk sahibi olan efendiye verildi. Böylece efendiler güya meþruiyet kazanacaktý! El ilk baþlarda kolektif olana karþý özelleþi olan özel mülk sahiplerinin tapu tescil tanýðý olmakla inþa oldu.

Seçkinci tutumun daha sonrasýnda özelleþiþi ortam içinde artan tedirginliðin çatýþmalarý karþýsýnda El; merhametin, acýmanýn, lütfetmenin ve VAADÝN de temsilcisi olmakla, efendilerden sonra El kölelerin de tabu mana anlayýþý olmuþtu. Böylece El ikili (düalist çeliþkili çatýþma olan) bir karakteri taþýr olacaktý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.