Bir klasik herkesin okumuþ olmayý istediði ancak kimsenin okumayý istemediði eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Haftanýn üç günü bir salonda arkadaþlar ile hoca nezaretinde ha babam de babam tekvando yapýyoruz. Ter sýrtýmýzdan deðilde baþka bir yerimizden çýkýyor adeta. Bazen konsantre olmak için ha hu hiya diye de sesler çýkartýyoruz. Baþtan çok garibime gitse de bu sesler, sonradan arkadaþlarým gibi ben de alýþtým. Hýzýmý alamýyorum bazen antrenman bitiminde sokakta yürürken de hu ha hayt diyorum, millet de bana dönüp pis pis bakýyor ''Deli mi ne bu adam?'' diyorlar. Hiç birine aldýrmýyorum. Tekvando aþký, Bruce Lee amcanýn aþký tavan yapmýþ durumda ben de, kimse hiç bir kuvvet o aþký yerlere indiremez... Hafta sonlarý salona gide gele bir þeylerde kapýyoruz hocamýzdan. Üç ayda bir kuþak imtihaný varmýþ, biz daha beyaz kuþak dayýz, daha ileride bunun sarýsý, yeþili, mavisi, kýrmýzýsý, siyahý var. Günler gelip geçtikten sonra kuþak imtihaný geldi çattý. Ýçimizde bir kýpýrtý bir heyecan sormayýn gitsin. O çocuk aklýmýzla yüreðimiz pýr pýr ediyor hocalarýmýzýn karþýsýnda. Görenlerde sanýr ki kuþak imtihanýna deðilde üniversite sýnavýna giriyoruz. Kuþak imtihanýna girdik çýktýk ve alnýmýzýn aký ile sarý kuþaðý kaptýk en babasýndan. O zamanlar daha bekarým. Gücüm kuvvetimde yerinde, yan bakan filan olursa dersini veririm diye düþünürken hop iki üç tane çakal çýktý önüme. Aklý sýra alay edecekler benim ile. Yer miyim ben? Sardýlar etrafýmý giriþtiler bana. Haliyle benim elimde armut toplamýyor, ben de ya bismillah deyip paça kasnak daldým üçünün arasýna ''Eee dedim Hikmet öðrendiklerini uygulama zamaný þimdi hakkýný ver oðlum yaptýðýn sporun.'' Her ne kadar sarý kuþakta öðrendiklerim üçünü birden haklamaya yetmedi ise de yine de epey hasar verdirdim haytalara, bizim de az buçuk þakülümüz kaydý desem yeridir. Arkadaþlar sað olsunlar araba ile beni en yakýn hastaneye atýverdiler. Ýyi ki de atý vermiþler, biricik aþkým Gülcan hemþire ile orada o hasta yataðýnda yara bere içinde iken tanýþmak nasip oldu, daha sonrasýnda evlenmek de kýsmetmiþ... Sonrasýnda bir yaz günü mahallede arkadaþlar ile oturuyoruz. Baktým bizim Ýsmet iki elini baþýnýn arasýna almýþ kara kara düþünüyor ''Ne oldu aslaným ne bu halin Karadeniz de gemilerin mi battý ''dedim. Evlerini müteahhite vermiþler, yýkýp yeniden yapacaklarmýþ ama yýkým için dozer kepçe filan gerekiyormuþ, onlarda çok para istiyorlarmýþ. Dur hele dedim içimden. O sýralarda arkadaþlar ile kýrmýzý kuþaða kadar gelmiþiz hani en mermerlisinden kiremitlisinden. Döndüm Ýsmet'e ''Arslaným biz senin babanýn ananýn hayrýna bu evi yýkarýz tekvandocu arkadaþlar ile hiç merak etme sen birader.'' döndü bana ''Sahimi diyorsun aðabey'' baþýmý hararet ile sallayýp omuzuna hafifçe dokundum ''Tabi oðlum tabi sen merak etme biz ne mermerler ne kalaslar kýrdýk alýþýðýz zaten.'' Oradan sevinçle bir gidiþi bize bir dualar ediþi var ki Ýsmet kardeþin sormayýn gitsin... Bizim mahallemizin çok saygýdeðer bir Hanife ninesi var, duyduk ki hastaymýþ. Arkadaþlarý topladým Hanife ninemize ziyarete gidelim dedik. Kimi kimsesi yok ama çok muhterem nur yüzlü bir teyzemiz melek gibi. Baktýk yorgan döþek yatýyor. Yanýnda bir iki haným komþu çorba piþirmiþler ninemize onu kaþýklayýp duruyor. Geçmiþ olsun ve hoþ beþ faslý bitince ''Ahhh evlatlarým hakikatli çocuklarým benim sað olun var olun bu kýþ günü hasta olduðumu bildiniz de beni ziyaret geldiniz. Allah ne muradýnýz varsa versin tuttuðunuz altýn olsun benim yavrularým'' dedi bize. Bir göðsümüz kabarýyor sormayýn. Döndü tekrar bize ''Yavrularým bana bir adam buluverin de þu kýþ günü odunlarýmý kýrýversin hemi.'' O anda benim kafada þimþekler çaktý beynim hýzlý çalýþmaya baþladý iç sesim dile geldi ''Oðlum Hikmet biz tekvandocu deðil miyiz''dedim kendi kendime. Döndüm arkadaþlara ''Arkadaþlar biz ne sporu yaptýk.'' Az sessizlik ''Tekvando sporu niye sordun ki?'' tekrar döndüm arkadaþlara ''Ýþte bu günler için yaptýk biz bu sporu oðlum hazýr ninemizin odunlarý kýrýlacakmýþ biz ne güne duruyoruz spor yaparken bunun gibi yüzlercesini kýrmadýk mý, þimdi de Hanife ninemiz için kýrarýz arkadaþlar hem de sevap kazanýrýz, hem antrenman olur, para pul da istemez.'' Hanife nenem bunlarý duyunca aðzý kulaklarýn vardý sonrasýnda bize ne teþekkürler ne dualar ediverdi bir bilseniz. Döndü bize ''Ben de iyileþirsem bayramda size baklava yaparým söz.'' Ýþte böyle arkadaþlar bu tekvando sporunun bize çoook faydalarý dokundu çok saymakla bitmez. Ýyi ki yapmýþýz bu tekvando sporunu iyi ki...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |