Barýþý bulacaðýz. Melekleri duyacaðýz, göðün elmaslarla parladýðýný göreceðiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Adam yumruk yemiþten beter bir halde: “Neler söylüyorsun sen?” dedi. “Evet mutsuzum herkes kadar umutsuzum iþte... Ben sevgimle yüceltirken seni, sen benim yollarýmý kazdýn. Ninnilerle boðdun, kahrettin beni... Tek alýþamadýðým acý da bu olsa gerek... Anlayamadýn yüreðimdeki yangýný, tuzaklara ittin beni... Hazmedemiyorum, yediremiyorum kendime, beni böylesine çaresizliðe itmeni... Sayende bir adým ötemde oldu hep herkes... Dost mu? Tenimin rengine benzesede tenleri, kandýrýyorlar iþte beni ve sonunda dalga geçiyorlar...” “Ama ben çevrendekilerle dostluðunun iyi olduðunu düþünüyordum hep?” derken þaþkýnlýðý bir kez daha artmýþtý adamýn. “Bak yine anlayamamýþsýn beni yitik sevincim! Off yine yýkýldým, yine üzüldüm, yine mahvoldum... Onlar akbabalardan farksýzdýlar... Sahte tebessümlerimi de mi farketmedin hiç yanlarýndayken? Bende senin gibi sanýyordum en baþýnda... Ama baktým ki, derdime ortak oluyorlar fakat mutlular... Ben birazcýk sevindiðim zaman da mutsuz... Dost dediðin mutluluk gününde belli olur asýl... Çekemiyorsa eðer mutluluðumu ona nasýl dost denir? Söyler misin bana? Bunu idrakettiðim andan beri adým ‘dost’ yalnýzca... Bu sahtekarlýðý öðrenmem zaman aldý ve hiç kolay olmadý... Sen yine yoktun yanýmda!” “Ama...” Kadýn atýldý: “Ama ne? Evet yoktun yanýmda... Uçurumlardayken ben, sen zevkinin peþindeydin. Sana nikahta her zaman yanýnda olacaðýma sözverdiðim için hiç kopamadým senden ama verdiðim sözleri tutamam artýk... Üzgünüm ama yandýðým kadar yakýyorum iþte...” Adam inanamýyordu duyduklarýna: “Gitmekten mi sözediyorsun yoksa sen? Hayýr, hayýr! Bunlarý söyleyen sen olamazsýn! Yanlýþ duyuyor olmalýyým ya da bunlarýn hepsi birer kabus olmalý.” “Evet gitmeliyim, kabustan ne farký var ki hayatýmýzýn zaten! Daðlara vurmalýyým kendimi! Peki ya þu bebek? Gözümden daha çok sakýndýðým yavrumu nereye býrakacaðým? Onsuz gidilir mi? Gitsem o ne yapar buralarda? Onun geleceði ile oynayamam ki... Ama yanýmda olacak. Yalnýzca ben bakacaðým ona. Yalnýz baþýma, duvarlarýn derin çatlaklarý arasýnda saklanmak istiyorum ama bebeðim aðlýyor iþte yine... Ona doyasýya sarýlmak istiyorum biryandan da korkuyorum sarýldýðým zaman onu da kirletirim diye... Yüreklice sahip çýkamýyorum bile.. Ailemizin baþýna gelenlerden hep beni sorumlu tuttun... Bu benim içime öyle çok iþlemiþ ki, artýk yavruma dokunurken bile korku doluyum. Oysa sen böyle deðilsin. Tek istediðim yuvamýn mutluluðuydu... Suç muydu bu istediðim?” diyordu aðlamaklý bir sesle. “Ne oldu? Lütfen birtanem söyle, birisine mi kýzdýn? Hadi anlat bana” dedi adam kadýnýn yaþadýklarýndan habersiz. “Hayýr bunlar yýllarýn birikimi. Hep dýþlandýðýmý farketmedin mi sanki? Sahip çýkmak öyle zorlaþtý ki bebeðime... Gözlerimin silah görmesini istemiyorum artýk... Býktým anlýyor musun beni, býktým artýk her an ellerin tetikte olmasýndan! Bebeðimin erkek olmasýný hiç istemedim kendine benzetirsin, onun eline de silahý tutuþturursun diye... Ama kýz olmasýndan da öyle korktum ki anlatamam sana... Erkek adamýn erkek evladý olur zihniyetinden, bu yüzden beni hep suçlu görmenden usandým be! Annen bi taraftan, baban bi taraftan, sen bi taraftan... Herkes biþeyler söyledi... Bunaldým, dipsiz kuyularda gibi çaresiz hissettim kendimi... Sýrf bu yüzden, korkumdan iki kez karnýmdaki ‘canlarým’ý aldýrdým, haberin var mý senin? Tabi yine, sýkýntýmý ruhun bile duymadý.” Kadýn içine akýtmýyordu gözyaþlarýný, yüreðinden gelen yaþlar yanaklarýndan süzülüyordu. “Üzgünüm ben bunlarý...” “Yine haklýsýn deðil mi? Hep haklý olan sendin, haksýz olan da ben. Sana buralardan gitmemiz gerektiðini söylemeye çalýþtým ama dökemedim içimdekileri bir türlü...” “Ýstesemde gidemezdik” “Ýstemeye yürek ister be caným!” “Dünyayý dize getirecek bir yüreðim olduðunu biliyorsun ama.” “Öyle sanýyordum ama yanýlmýþým. Evlendiðimizde beni kimsenin eline koymayacaðýndan, her türlü sýkýntýya göðüs gereceðinden, elele her sýkýntýyý aþacaðýmýzdan öyle emindim ki... Ama bir zamanlar” bunlarý söylerken derin bir ‘ahhh’ çekti kadýn: “Yýllar yanýldýðýmý itiraf ettirdi bugün bana iþte.. Neden burnunun dikine gidiyorsun ki?” “Burnumun dikine gitmek mi? Hayýr sana içinde bulunduðumuz durumun getirdiði zorunluluktan bahsettim yalnýzca... Hem sen ne demek istiyorsun? Bana güvenmiyor musun artýk?” “Üzgünüm ama hayýr. Yuvamýz, yuvamýz dedim hep... Yýkýlmamasý için çabaladým. Yuvayý diþi kuþ yapar diye, hep direndim yaptýklarýna, peþindeki adamlara, elindeki silaha... Yeþil yapraklar açmayacaðýný bile bile baharý istemek üzüntüyü istemekden baþka nedir ki?.. Üzülmek istemiyorsam, istememem gerektiðini unuttum hep. Gözlerimi bulutlarýn ardýndaki güneþlere diktim. Birgün elimden biri tuttu o sendin ama bir daha hiç tutmamacasýna býraktýn...” “Býraktým mý, sen benim hep sýmsýcak içimdesin. Nasýl býrakýrým ellerini?” adam elleriyle yüzünü kapattý: “Bazen yalnýzlýðýn sarp doruklarýnda kalmýþ olabilirsin fakat davayý biliyorsun! Ne yapabilirdim. Ölmek ya da öldürmek hayatta kalabilmek için... Ýnsanlarý harcamak.. Ama ailemi ayakta tutabilmek için harcamaktý benimkisi... Her an korkarak, kaçarak yaþayamazdým... Doðacak çocuðuma da ayakta kalma mücadelesini öðretmek istemem suç muki? Neden biraz çabalamýyorsun beni anlamak için?” “Ya bu düþmanlýk niye? Anlamak, evet anlamak... Dilerim ki Tanrýdan anlýyayým zeytin dalýndaki düþmanlýðý.. Ama hayýr istemiyorum, kötülük adýna ne varsa silinip gitsin hayatýmdan.. Elin deðemeyecek bebeðime ve alýp gideceðim onu, yavrumu, meleðimi! Geleceðini çamura bulamana izin vermeyeceðim! Bu son umudum bilesin, önüme geçmene izin vermeyeceðim.” “Hiçbir zaman konuþmadýn ki... Ne söylediysem olur dedin! Dilin vardý ama sanki dilsizdin. Nereden bilebilirdim bütün bunlarý? Hiç dertleþmedin benimle... Lütfen bir þans daha ver bana. Verdin daha önce belki ama ben farkýnda deðildim o zaman tüm bunlarýn. Ýzin ver çiçeklerden bir ev, sevinçden bir bahçe yapayým yuvamýza, izin ver ne olur” “Þans vermek mi hýh izin mi?” derken çýlgýn kahkahalar atýyordu kadýn. Adam aðlamaya baþladý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © gülþen kýlýnçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |