Her þey ancak sevgiyle satýn alýnabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Zamanýnda Hortum diye bir film seyretmiþtim. Bir tek bilgisayar hilesi ile havada uçan dana ya da ineklerimiz eksikti.. Bunun yerine, kentin çöp konteynerleri, kalýn aðaç dallarý, plastik çiçek saksýlarý, süpürgeler, kovalar ve bilumum nereden geldiði belli olmayan iç çamaþýrý ve gömlek çeþitleri bol miktarda uçuþuyordu.. Hatta nasýl geldiyse bir adet trafik ikaz hunisi bile kapýnýn önünde oradan oraya sürüklenip duruyordu.. / Yolda yürümeye çalýþanlarýn hali sarhoþlarý andýrýyordu.. Dýþarýdaki gürültülerin sebebini öðrenmeye çalýþan konu komþunun açtýklarý pencereler kapanmamak için rüzgarýn yardýmýna baþvuruyordu..Esprisi bile insaný savuracak bir zaman aralýðý../ Beklenen oldu..Hem de sonumuzun nereye varacaðý izlenimine kapýlmýþken.. Kent ýþýklarýný tek tek susturdu.. Az önce doðma büyüme alýþkanlýðýmýz olan elektrikler Thomas’tan habersiz bir þekilde kesildi.. Bulduðu elektriðin kendisinden yüzyýllar sonrasýnda bile, gün gelip kesileceðini nereden bilsin adam.. Kesilmese de, adamý nasýl yad edecektik durmadan.. Garip çeliþkiler yumaðý..Þimdi elektriksiz bir ortam içinde bekliyoruz.. Ýnsanýn aklýna neler gelmiyor ki, yokluðunda.. Neleri yaþamýyor insan..Mesela bu satýrlarý mum ýþýðýnda yazmanýn apayrý bir zevki var.. Bir yandan içli çekerek söylenmenin, diðer taraftan dýþa vurmanýn.. Ezik yanlarýný nefeslenmenin../ Gürültünün ve sessizliðin uç noktasý.. Kesiþme zamaný.. Tam yirmi dört saattir bu kentte elektrik yok.. Uðramadý bile, deðil uðramasý göz bile kýrpmadý.. Þaþýrmadým oysa buna..Akþamüzeri karþý sokaktaki fýrýnýn jeneratörü sayesinde vitrininde kaç ekmek var, kaçý nerede nasýl duruyor, kaçý satýldý, kaçý kaldý gibi ince hesaplara girmenin mantýðý içerisinde ýþýksýzlýðý solumak ne garip bir duygu olsa gerek.. Ýnsanlar ýþýða nasýl da hasretler..”Ekmek kaldý mý?”,”Hayýr kalmadý.”,”Öyleyse biraz ýþýklanabilir miyiz?”..ya da, “Evladým benim torun yarýn sýnava girecek, sizi rahatsýz etmeden, þuracýkta dersini çalýþabilir mi, hem burasý bizim evden daha sýcak..” ..Böyle ýþýksýzlýðý düþmanýma bile vermesin.. Hangi çaðdayýz, neredeyiz biz, bizi tanýyan var mý..Sen kimsin, Ben bu yüzü göremiyorum ama, bu sesi bir yerlerden çýkaracaðým þimdi..Bil bakalým ben kimim..Çaylar neden demli olmuþ, kim çaldý lan papazý, Ahh! terbiyesiz herif ne olacak..gibi hemen her zaman olabilen güncel genellemelerin karanlýða gömülmüþ bir kent içerisinde yaþanmasý elbette kaçýnýlmaz bir durum../ Dýþarýsý böyle iken, içerisi, yani dört duvara bakan yüzlerin dünyasý da bambaþka olur..Konu komþunun kendi yüzlerini neredeyse unuttuðu bir zamaný elektrik kesilmeleri hatýrlatýr.. “Yarýn sabaha kadar elektrikler yokmuþ duydun mu kýz Saliha..”, ”Ne diyorsun sen, benim çamaþýr makinesinde herifin yarýn giyeceði gömleði kaldý..Adam keser beni..”, ”Kýz kombide çalýþmýyor valla..napçaz þimdi..”, ”Kýz ne bileyim ya..gelir belki de..”../Bu monologlar sürer gider birkaç saatte bir..elektrikler gelene kadar.. Kahvehane içinde lüks lambasý ile kaðýt oynayan ruhlar bile dolanýr durur.. Kulaklarýn elektriðin geldiðini belirten teknolojik aletlere uzanmasý gecikmez elbette.. Aile içinde ya da, birden fazla bireyin bir arada bulunduðu ortamlarda evin en küçüðü televizyona, ortancasý tavandaki lambaya, en büyüðü buzdolabýna, diðerleri de, uyumaya bakarlar.. Hatta bunlarýn dýþýnda, yan daireden gelen radyo sesinin bile bayram heyecaný oluþturmasý an meselesidir.. Kaldý ki, bu mesele radyonun pille çalýþtýrýldýðý gerçeðini öðretene kadar..Bir anlamda susamýþlýk olsa gerek.. /Beklentinin boþa çýkmýþlýðýndaki ince hüzün tabakasý..ya da radyo frekanslarýnýn bile duyulacak derecedeki özgürlüðü bu sessizlikte.. Evin içindeyim bende.. evin içinde bulunmasý gerekenlerle birlikte..O saatte..Geceye yolculuðun sessiz beklentisinde.. Büyük annem mum ýþýðýnda yenilen romantik yemek sonrasý ortalarda geziniyor.. Onu mumlarýn yer deðiþtirdiði bir zaman aralýðýnda sürekli dolanýrken görmeye çalýþýyorum.. baþýna baðlamýþ olduðu beyaz tülbent’in renginden..”Büyükanne ne duruyorsun orada?”,”Elektriði bekliyorum.”,”Nasýl yani, dýþ kapýdan mý geliyor bu elektrik..”,”Þeyleri var, duvarda yakacak yerleri de, þeyleri yok.. elektriði..” , ”Büyüksün sen Büyükanneeee..”../Ne kadar alýþkanlýk yapmýþ elektrik içimizde.. Ne kadar da alýþtýrmýþ bizi kendine..Biraz sonra salonda oturmuþ, üç mumun aydýnlattýðý bir alanda birbirimizin yüzlerine bakýyoruz.. Hepimiz ayrý zamanlarda çekilmiþ bir korku filminin karesinden fýrlamýþ gibi susuyoruz..Bakýþlarýmýz konuþmaya çalýþsa da, olmuyor..Babam sýrf konuþmuþ olmak için pike yapmaya çalýþýyor..”Anlatýn bakalým..”..Sanki o zamana kadar hiç birþey anlatmamýþýz gibi anlamsýz anlamsýz kümeleniyoruz karanlýkta..Lodos haberleri ve kentin trafolarýnýn üzerine kýsa bir haber geçiyor babamdan altyazý eþliðinde..Uyku bedenime hakim olmak üzereyken alt yazýlarý okuyamýyorum, sadece dinlemekle ve seyretmekle yetiniyorum..Gözlerim mumlarýn alevine karýþýyor..Kaykýlýp yatýyorum koltukta../.. Annem komþudan öðrendiði bir gerçeði sanki hayatýn tek gerçeði gibi lanse ediyor bize..”Tam bir hafta elektrikler yokmuþ..”..Birde ciddi ciddi anlatmýyor mu bunu../ Lafýnýn gerisini getiremeden, atýlýyoruz hemen..Hadi caným..olmaz öyle þey.. Kim nereden uydurmuþ bunu ya..O nereden biliyormuþ.. Ne diyorsun sen anne.. Bu arada Büyükannem anlatmaya baþlýyor, kulak kesiliyoruz.. “Köylerde çocuklara fazla þýmarmasýn, çok hareketli olmasýnlar diye anne babalarý tarafýndan mamalarýna haþhaþ katýlýyormuþ..Çocukta fazlaca uyuyormuþ..Ama çokta unutkan oluyorlarmýþ büyüyünce..” Hepimiz ayný senaryoyu tekrar ediyoruz arada bir rüzgarlanan mum alevlerinin çevresinde.. Birbirimize bakýyoruz.. “Ýyi de büyükanne konumuzla ne alakasý var bunun..”,”Ne bileyim þimdi aklýma geldi de..” Böyle bir eðlenceyi elektrik olsaydý kesin yaþayamazdýk.. /Buna bu süreçte kendimi iyice inandýrdým.. Cep telefonlarýnýn þarjý bitmiþ, ýsý sistemi çökmüþ, buzdolaplarý buzlarýný eritmeye baþlamýþ kimin umurunda..Yak mumlarý, otur salona, film çekimlerine katýl..hatta bazý bölümlerinde birebir figüran kýlýðýnda gezin dur.. Trajedi../Geçmiþte yaþamak istiyordum, kesin vazgeçtim artýk.. Thomas’tan sonrasý bize daha uygun sanýrým.. Yaþayýp ta yaþamamak ne kötü bir eksiklikmiþ alýþkanlýk ezberi olan þu hayatýmýzda.. /Ve elektriklerin gelmesi ne büyük bayrammýþ vesselam../Çýðlýk çýðlýða..
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |