Kapitalist süreçler de yine insan haklarýndan, insanýn eþitliðinden ve yine insanýn kardeþliðinden dem vuruluyordu. Oysa insan kardeþliði paydaþlý bir iliþkinin ürünüydü. Ne ezen sistem ile ne sömüren köleci sistem ile ve ne de köleci sistemin din sel kardeþliði içinde insanlýk kardeþ olmamýþtý.

Olamamýþtý. Olamayacaktý da. Ne bile kapitalizmin baskýcý sömürücü paylaþýmlarý içinde hep kardeþlikten dem vurulsa da ne kardeþ olunmuþtu. Birinin yiyip birinin baktýðý El takdiri içinde ne de kardeþ olunurdu. Ýþte kardeþlik, olunamayanýn ihtiyacýndan ötürü söyleniyordu.

Sanayi devrimi feodalizme göre yine üstünlerin hukukuysalar da adalet kavramlarý yine mülkün temeli olan bir ezme ezilmeyse de ihalelerle; devlet garantili, hazine teþvikleriyle; soyma, soyulma, sömürülmenin baskýcý oluþuysa da sömürünün modernlik içinde en barbar þekil ise de adalet hukuk ve özel hukuk az çok iyileþtirmeleri de yanýnda getiriyordu.

Demokrasi denen, adým adým kavuþulan tutumlarýn altýnda; üstünlerin hukukuna karþý kolektif birim zamanlý söylem içlemiyle eþitlikler söylemi içinde siyasi eþitlik ile hukuki eþitlik aranýyordu. Eþit yurttaþlýk hakký denen sistemin içinde, parlamenter sistemli, güçler ayrýlýðý ilkesine dayanan ulus devlet dediðimiz yeni tanýmlý kavramlar oluþuyordu.

Ezilen kitleler bu kes de bu oluþmanýn söylemse meþruiyetine sýðýnýyorlardý. Bu sýðýnma içinde iyi kötü yitirilen tarih sel haklar savunuluyordu. En azýnda köleler ve ezilen sýnýflar bu baðlamlarla az biraz mevzii edinmiþlerdi.

Kapitalist sistem bilim çaðý olan teknik ve teknolojilerle donanmýþtý. Öyle ki ikide bir bilimin sonuna geldik diyen söylemin kýsýr döngüsü içine düþüyorlardý. Üretim artýk robot ve android tasarýmlarla yapýlýyordu. Bu süreç tarihin beþinci dönüþümüydü.

Geliþme ve deðiþmeler baþ döndürücüydü. Geliþmelerin daha birini anlayamadan kolektif birim zamanlý hýzlanan güç nedenle on birincisi, yüz birincisi geliyordu. Yine kolektif birim zamanlý asýl ve baz temel iþlev ile biliþsel deðiþme ve geliþmeleriyle ortaya konan biliþim çaðý dedikleri kolektif yetenek uygarlýk ve insanlýkla ortaya konan beþinci evreydi.

14

Beþinci evre ile yani endüstri üstü toplum ile nasýl bir paylaþým ve nasýl bir nüfus planlamasý içinde olacaðýný tartýþmanýn anlayýþý içindeydik. Ama yýðýnlarýn hala dünyadan haberi yoktu.

Yýðýnlar hala feodalite artýðý kaderci bir dini anlayýþ içindeydi. Kiþiler yönetici egemenler, hala illüzyonlu teþvikler içindeydi. Ellerini havaya açýp, iþlerin önünde, içinde, sonunda oluþan, zýt durumlar nedenle ve entropi nedenle daima oluþacak olan sorun ve çýkmazlar karþýsýndaki her sorunu Yüce Tanrý'ya havale etmenin aldatmasý içindeydiler. Kendi basiretsiz yönetmelerinden kaynaklý sorumluluklardan kurtulmanýn gayreti içindeydiler.

Aslýnda bu beþinci dal süreç yapýnýn ve üretim sürecinin baz nedeni de yine olmazsa olmaz tarihsel geri baðlanýmý veren kolektif birim zamanlý, paydaþlý kolektif hareketti. Üretim hareketi zorunlu kolektif süreçler içinde sürdürülmeye devam etti. Sürmeye devam edenin üzerin akýl mantýk örten söylem ve düþüncelerle karartýldý.

Bu illüzyon içinde paylaþma süreçleri El 'e irca edildi. El de týpký lümpen ve asalak din adamlarý gibiydi. Boþ boþ konuþup uyuþturan zehrini zerk ediyordu. Lümpen asalaklar gibi El de ne üretendi. Ne ekip dikendi. Ne çalýþandý. Ne anýl teri silendi. Ne buluþ yapandý. Ne de yol gösterendi.

Yol gösterdim deyip te güya söyledikleri içinde insanlýðýn bilmediði hiçbir þey yoktu. Yol dediði zaten insanlarýn tarihsel yaþantý ve ortak anýsý içindek düþe kalka yürüye geldikleri gelenek görenekler ve yaþantýlardý.

Dahasý El verili düzene mülküm derken Aðrý daðýnýn baþýna mülküm demiyordu. Antarktika' ya hiç mülküm demiyordu. Ya neye mülküm diyordu? Ýnsanlar arasýnda geçime konu olan ne varsa, insan geçime konu oluþla neyi imar etti; neyi üretim yaptý ise o alanlara mülküm dedi.

Yapýlan üretim iþinde kendi dahli varmýþ gibi ben onu size rýzk olarak verdim deyip bilgisizliði bilmezlik üzerinde teslim alýyordu. Ýnsan þimdi de onun haberi olmadan onun mülkü olmadan Ay'a Mars'a gidip izinsiz onun mülküne çýkarma yapýyordu.

Çünkü doðal verili düzlem olan var oluþ üzerinde üreten iliþkiyi ortaya koyan tek varlýk þimdilik insan olmakla bunu yapan kendilik bir muktedirlikti. Bu nedenle üreten kolektif güçle insan ne kimseden izin alýyordu ne de izin almasý gereken kimse vardý. Tek izin doðal, nesnel ve var oluþla beliren çýkarýmlarýmýzdan kaynaklý doðal yasalara uygun olan alanlar içinde hareket ediyor olalým.

Var oluþun sizin olmak, sizin olmamak gibi bir derdi yoktu. Nötrdü. Var oluþ ilkelerini kolektif biliþle ele geçiren biliþsel muktedirliklerle bunlara kadir oluyordunuz. Ala geyiklerle, ayýlarla, ayný maðarayý paylaþtýðýmýz dönemlerde esamisi okunmayan EL; Okyanuslarý aþan Trans Atlantik'i yapmamýz için hiçbir im, iz, belirti ortaya koymaz iken; ne zaman ki ortak bir kolektif yeti ile Trans Atlantik'i ortaya koyduk; iþte o zaman El, size gemiler yüzdürmeniz için sular ve rüzgâr var eden odur" diye insana caka satýp, insan cahilliðini inanca tahvil ediyordu.

Söyleme bakar mýsýnýz "size gemiler yüzdürmeniz için sular ve rüzgârlar var eden odur" diyordu. Böyle derken sanki þurada, önümüzde apaçýk durup duran, gemiler, deniz otobüsleri, trans Atlantikler, þilepler, Ro-Rolar vs. vardý da biz bu durup duranlarýn ne iþe yaradýðýný mý bilmiyorduk?

Göz önünde durup duran sal, kayýk, tekne ve yelkenlilerin tek eksikleri su ve rüzgardý. Böyle olunca da sað olsun El bir koyuna deðil de illa bize acýyýp bizler için olmayan suyu, olmayan rüzgârý kayýkla bir araya getirmiþ, bize yol göstermiþti! Bizler de bu lütufla gemi yüzdürüyorduk. Mantýða ve çarpýtmaya bakar mýsýnýz?

Oysa su ve rüzgâr dört buçuk milyar yýldýr hiçbir sal, kayýk yelkenliyle buluþmadan, biz sal yüzdürelim diye deðil, zaten vardý. E caným El, sal olan (emek ve emek ürünü olan) bir ortam içinde vardý.

15

Ve El bu kadim sandýðý bu ortamý kolektif insanýn ekip dikmesini, üreten süreçlerle var ettiðini deðil de El kendisini öne alarak insaný ortaya kor koymaz koyun da inek te zaten insanýn El 'inin altýnda olmakla etinden sütünden yününden faydalandýðý hazýr durum gibi bilip algýlýyordu.

Oysa ne inek ne koyun etinden sütünden yününden yararlanmamýz için elimizin altýnda deðildiler. Böyle bir dünya yoktu. Ne de biz var oluþtan beri sütten, süt ürünü yapýyorduk; ne de yünden dokuma yapýyorduk.

Þunun þurasýnda altý milyon yýllýk yol maceramýz içinde bunlarý biz en kabadayý olarak 12 000 yýldýr yapageliyorduk. Yani bu bilgi El tarafýndan kulaðýmýza üflenmemiþti. Öyle olsaydý üç beþ bin yýl öncesine kadar 6 milyon yýldýr maðaralarda, aðaç kovuklarýnda yaþamazdýk.

Etinden, sütünden yararlanýp yününden güzel giyecekler yapýlan süreç üç beþ bin yýllýk bir süreçti. El altý milyon yýldýr nerelerdeydi. Ýþte biz içinde olunan 12 bin yýllýk üreten süreci kadim ortam oluþla algýlýyor ve bunu da El söylemi ile algýlatýyorduk.

El 'i kendi nefsi olarak, kolektif yapýnýn zýddý olarak kurgulayanlar 4,5 milyar yýllýk bir geçmiþ olduðunu nereden bilsindi. Bu kadar kusur kadý kýzýnda da olurdu.

El milyarlarca yýl sürece hiçbir katýlýmý olmamakla, üstelik süreç içinde bile olmayan; dahasý insanýn çalýþmasý ve emek ürünü olan mala mülke göz dikmekle sürece hiçbir dahli bulunmayan bir anlayýþtý. Bu çarpýtýlmýþ insan algýlý anlayýþla El denen imge ve imaja üreten süreci sanki zaten paylaþmayý bilmiyormuþuz gibi pay pay ettirecektik.

Þunu unutmayýn; geride milyonlarca, milyarlarca yýl olduðunu bilen akýl kiþi aklý deðildir. Kolektif birim zamanlý kolektif ortak akýldýr. Biz doðaya dek geçmiþi kolektif akýl ile biliyorduk. El 'i inþa eden bencil çýkarcý akýl, kolektif akýl içinde o günkü kiþi düzeyli kiþi aklý olmakla; El bu kolektif akýldan deðil, kolektif akýl üzerine oturtulmuþ bencil, tuzaklý kiþi aklýnýn ürünüydü.

Bu nedenle üreten iliþkili BAZ süreç, bu tür insan bencilli, insan korkularý üzerine illüzyon vaadi olan söylemleriyle kolektif alaný enfekte ettiler. Kolektif alan El sahipli El mülkü kýlýnmakla kolektif alan El takdiri oldu. Yani kolektiflik gerçeði size El olan çarpýlma olarak yansýtýlýyordu.

Ýþte günümüz süreci içindeki El anlayýþý hala bu prehistorik kalýbý içinde lümpen asalak din adamlarý güdümünde sömürü çarký olarak sürdürülmeye devam ediyordu. Bitmez tükenmez sömürü kaynaðý kolektif birim zamanlý kiþi emek gücüydü.

Bu nedenle kolektif birim zamanlý kiþi emek gücünün asalaðý ve enfeksiyonu olan El mana düþüncesi de sizin sömürülme üreten emek gücü çeþitliliðiniz gibi sömüren çeþitlik te olup bitmez tükenmez mana anlayýþý oluyordu.

El mana anlayýþý kolektif birim zamanlý kolektif süreçleri kiþisi sahiplik içinde daðýtacaktý. Kiþisi sahiplik asla ve hiçbir zaman herkesin sahip oluþunu öngören anlayýþ deðildi. Aksine kimine var, kimine yok olan bir öngörü düzenlemesiydi.

Bir saptýrma baþka bir saptýrmanýn perdelemesi olan birikme ve eklemler ile her zaman büyüyen kartopu etkisine sahiptir. "Firavun anasýnda mal ile doðmadý ya" denen akýl oyunu ile üreten kolektif birim zamanlý sürecin dayanaklarý hiç alakasý olmayan konularla anlatýlýp anlaþýlýr olacaktýr.

Kolektif birim zamanlý neden ve sonuçlar anadan doðma düþüncesine indirgenir. Bambaþka olan bir konu anadan doðma üzerinde düþünülüp konuþulur olmakla artýk bu yapýda bir nebze akýl çýkmaz.

Halbuki "firavun anasýnda mal ile doðmadý ya" denen algý ve akýl oyunlarý ile süreç kimine var, kimine yok olan kiþisi sahipliklerin meþru kýlýnmasý olur. Hayali anlama ve anlatýmlý hayali meþruiyet karþýsýnda, sizin de Nemrut gibi, Karun gibi, Ýbrahim, Hamurabi gibi sahipliðiniz olur söylemi ve algýsý pekiþir.

Artýk siz bu anlayýþla isteseniz de istemeseniz de analitik düþünceden tümden ýramýþ olursunuz. Anadan mal ile doðulmadýðý günün beklentisi içinde güdülen imge anlayýþla, hep Godo'yu beklersiniz. Oysa ki algýyý besleyip güden imleç algýlar eþliðinde ortaya konan þey hileci tuzaklardý.

16

El mana anlayýþý bencilliðe hitaben kiþiyi umut veren vaatlerin beklentisi içine sokar. Beklentinin entropisi kiþiler de kiþilerin kaos düþünmelerini oluþur. Beklentinin bir yansýmasý kaosu üretirse beklentinin bir yansýmasý da beklentiyi oluþan sürekliliðe karþý El mana anlayýþýnda kaosu çöktüren kaos düþünceyi kristalize ede ve kiþi düþünmesini çývlamaktan kurtaran niceli yansýmayý da verir.

Yani çöktürücü etki yapan beklenti kiþiyi en az enerjili durumu içine getirmekle kiþiye bambaþka bir dünyanýn kapýsýný açan beklentiye dönüþür. Böylece El ile ezen uyuþturan anlayýþ yürüðe kondu.

Bu kadarý hesap edilmese bile bir oluþmanýn yansýmasý sizden ve sizin bilincinizden önce gider. Ýþte bunu anladýðýnýzda bu yansýmalar size akýl ve yeni bir kurnazlýk olur. Böylece El anlayýþý öncel takdir eden, rýzk veren gibi tuzaklý iradi süreçlerle PAYLAÞTIRMA ahitlerine dönüþtü.

Ýþte o günden beri kolektif birim zamanlý yetenek ve ortak akýlla donanan, gerçek oluþla süren, iþin aslý ve özü olan, kolektifi ilikler bilinmesin diye; anlaþýlmasýn diye, kolektif birim zamanlý kolektif akýl meþruiyeti anlayýþ olmasýn diye; kolektif birim zamanlý kolektif ortak akýl referans noktasý yapýlmasýn diye, kolektif birim zamanlý kolektif düþüncelerin temel çýkýþ kaynaðý bilinmesin diye kolektif oluþ öcü kýlýndý.

Kolektif oluþlar tu kaka yapýldý. Tüm bu gerçeklerin yerine El anlayýþý kondu. Gerçeðin yerine konan El anlayýþý kiþilerde gerçeðin kendisiymiþ gibi bir algýsal sahiplikle yansýdý.

Yelkenlinin yüzme nedeni olan gerçekliði siz El 'in dilemesi ve meleklerin görünmez kanatlarýnýn yüzdürmeyi yaptýran koruyuculuðu içindeki yüzme diye lanse ederseniz; yüzme yasasý El 'in sözü gibi yansýr. Yüzme yasasý meleðin kanadýnýn koruyuculuðu ve yüzdürmesi olarak yansýr.

Bu durum içinde de El haklý olarak size der ki "siz denizin ortasýndayken bizim iznimizle meleklerin koruyuculuðunu biz sizi üzerinizde çektiðimiz zaman, denizin ortasýnda size ne bir kurtarýcý vardýr ne de bir yardým gelir" diye kendisini sizde pekiþecekti. Tabii ki El can yeleðini tüple dalmayý bilmediði için korkularýnýza iyi hükmediyordu.

Halbuki siz El 'i de melekleri de alýp bambaþka bir evrene size karýþamaz durumla sürgün de etseniz; yüzme ve boðulma süreçleri kendi dinamiði içinde olup bitmeye devam edecekti.

Ýþin tuhafý size gemileri yüzdürmek için denizi ve rüzgarlarý var ettik üzerinizde meleklerin koruyuculuðu var" demeyi sýrf insan için insana göre var ettiðini söylediði halde illüzyonlu insan aklý ve insan gözü milyarlarca yýldýr su üzerinde yüzen kütüðü gördüðü halde bunlara inanmýþtýr.

Yoksa denizler ve rüzgâr bizim için deðil de deniz, rüzgâr ve meleðin koruyuculuðu kütüklerin yüzmesi için mi vardý.? Tabii ki ne onun için ne bunun için hiçbir þey hiçbir þey için deðildi. Bunlar sizin için deðil var olurlu dinamiðin giriþmesiyle böyleydi.

Özelleþtirmesi yapýlan yaðmadan kaynaklý haksýzlýðý dile getiren gerçek ve doðru söylemlere karþý EL, özelleþtiren algýyý, illüzyon mantýðýný korumaya hitaben baz süreç olan kolektif sahipli kolektif paydaþlý sürece köleci aðýzla, özel sahipli mantýðýn algýsýyla; kendisi öncesine "servet düþmanlýðý" dendi.

El 'in kendisi kolektif birim zamanlý paydaþlýðýn düþmanýydý. Servet düþmanlýðý söylemi köleci süreçli eþitsizliðin algýsý ve gerçekliðiydi. Kolektif süreçte milyarlarca sene düþünseniz servet düþmanlýðý söylemi aklýnýza gelmez.


17

Böylece yapýnýn, inþanýn, uygarlýðýn, insanlýðýn, deðiþip dönüþen geliþen ileri sürecin temelinde kolektiflik harcý ve sosyal mantýklý anlayýþla kolektiflik kardeþliði vardý.

Ýþte bilinmesin istenen bu kolektifliktir. Özelleþtirme kolektif lige karþý vardý. Bu karþý oluþ geliþmenin, geliþtirmenin özü olan karþýtlýk deðildi. Aksine verili düzen içinde doðada olmayan, sömürmeyen gerçekliðe karþý üreten iliþkiler üzerinde süreci sömürü yapmak için var edilen tuzakla ortaya konan bir karþýtlýktý.

Ýþte kiþiler tu kaka yapýlan kolektif birim zamanlý ortak süreçlerin üzerine uyanýlmasýnlar, istendi. Böylece kolektif bazlý süreçler hileci El mana anlayýþlý uyuþturma ve telkinler, kiþilerin düþünememe bukaðýlarýna dönüþtürüldü.

El mana anlayýþlý düþünme mantýðýný oluþan zehirli söylem ve anlayýþlar günümüze kadar hep efendiler egemenlikle PAYLAÞTIRMA savaþlarý ve PAYLAÞTIRMA mücadelelerine dönüþmüþtür.

Ýþte günümüz biliþim çaðý içinde robot ve androitlerle üretim yapýlýyordu. Bunlar yani yeni üretenler kolektif birim zamanlý ve kolektif ortak aklýn üretimi olan üreticilerdi. Bizler kolektif birim zamanlý sürecin asli unsurlarý kotarýcýsý ve mirasçýsýydýk.

Þu hâlde robot ve aneroitlerin kolektif birim zamanlý kolektif akýllý kolektif mirasçýsý olmamýzla da aneroidin de robotun da ürettiði zenginliðin haliyle ve doðal olarak zorunlulukla MÝRASÇISIYDIK.

Android ve robot üre tenli dönem içinde, tümden iþten ve üretim yapma içinde çekilen insanlýk, bu sürece; nasýl paydaþ olacaktý? Deðilse iþsizlik, açlýk, kaçýnýlmazdý. Ýnsan kendi eli ile yarattýðý uygarlýða yabancýlaþmýþ kendi eserinin kölesi olmuþtu. Köleliðin baþýna da El 'i koymuþtu.

Ýnsan kendi eseri sürece dýþtan yabancý bir mantýkla, yabancý bir gözle bakmýþtý. Ýþte buradaki bu tür yýkýcý paylaþýmda da insan olmakta da uygar olmakta da yani iþin özünde, kolektif yapýlý özü ve kolektif miraslý özü unutmak vardý.

Kolektif birim süreçli yetenek buluþ içinde oluþ ile kolektif akýl ve kolektif miras geri baðlaným yasasý olan meþruiyetti. Bu meþruiyet ile temel düzlemli doðal referanslar bizim meþruiyet ve temel dayanak kaynaklarýmýzdý.