Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
Özgüvenini yitirmemeliydi. Kendine olan saygýsýný kaybederse yaþamanýn da bir anlamý kalmazdý. Çaresizliðe boyun eðmeyecekti, baþka yollar denemeliydi. Yürüyerek çalýþtýðý kafeye gitmeye karar verdi. Ýnce ince bir yaðmur yaðýyordu, ahmak ýslatan dediklerinden. Gerçi biraz ýslanacaktý ama olsun. Belki oradaki mekanlarda birileri vardýr ve bu korona yasaklarýnýn ne zaman kalkacaðýný onlardan öðrenebilirdi. Kafeye yaklaþtýkça heyecaný artýyordu. Günlerdir buraya adýmýný atmamýþtý. Ya kafe açýlmýþ ve çalýþmaya baþlamýþsa? Ama öyle deðildi, iþte kapýsý kapalý ve camlarý toz içindeydi. Ölü gibi göründü gözüne. Demekki terk edilmiþ mekanlar, ölmüþ insanlara benziyormuþ. Sessiz, hareketsiz, sakin ve tabii cansýz. Camdan içeriye baktý, görüntü net deðildi. Eliyle camdaki tozlarý silip baktý, görüntü tam aksine daha da bozuldu. Yüzünü cama dayayýp baktý, içeride bir hareketlilik var gibi geldi ona. Kapýnýn koluna bastýrdý, kilitliydi. Tam dönüp gidecekti, bir defa daha denemek istedi, Tekrar kapýnýn koluna bastýrdý, tabii gene kilitliydi. Buna raðmen kapýyý zorladý, çýkan gürültüyle beraber kilitte dönen anahtar sesini duydu. Kapý açýldý, içerideki kafenin sahibiydi. Bekir'i tanýmadý. Yüzündeki maske, uzayan saçý ve sakalý buna sebepti. -Buyur, ne istiyorsun? Diye sordu ve elini para çýkarmak için cebine attý, galiba dilenci sanmýþtý. -Benim abi, benim. Yani Bekir. -Valla tanýyamadým. Ne oldu sana dað adamý gibisin? Çok da zayýflamýþsýn. Gel içeride konuþalým. Bekir içeri girince kapýyý hemen kilitledi. Birer sandalye çekip oturdular. Bekir: -Nasýlsýn abi, mekan ne zaman açýlacak? -Ýyiyim, iyiyim ben; ama seni hiç iyi görmedim. Mekan haftaya açýlabilir. Hazýr sen de gelmiþken istersen þöyle bir temizlik yapalým, daha doðrusu kaba pislikleri alalým. Ýnce temizliði sonra yaparýz. Baksana her taraf toz toprak ve sinek ölüsü dolu. -Yapalým, deyip ayaða kalkmaya teþebbüs etti Bekir, ceketini çýkaracaktý temizliðe baþlamadan önce. Çýkaramadý çünkü kalkmasýyla birlikte sendelemeye baþladý. Mekan sahibi tutmasa yere düþecekti. -Neyin var? Oruç musun da açlýktan baþýn döndü? Otur oraya! -Deðilim, bir þey yemedim dünden beri belki ondandýr. -Söylesene be oðlum, otur þuraya! Bak hâlâ ayakta durmaya çalýþýyorsun, otur! Ben de acýktým, þimdi telefon eder Develi cývýklýsý söylerim. Mekan sahibi benim arkadaþým, biz kapalýyýz ama onlar paket servisi yapabiliyor. Yarým saat sonra biri bir buçuk diðeri bir porsiyon Develi cývýklýsý yanýnda bir litrelik ayranla geldi. Bir buçuk porsiyonu Bekir'e verdi. Karýnlarýný doyurduktan sonra cebinden iki sigara çýkardý. Biri Bekir'indi. -Kapalý mekanda içmek yasak ama, boþ ver içelim. Bizden baþka kimse de olmadýðýna göre zararý olmaz. Temizliðe baþladýlar, tam üç saat sürdü. Kabasýný alacaklardý sözüm ona ama onlar tepeden týrnaða her tarafý temizlediler, sonra tekrar temizledikleri yerleri defalarca sildiler. Ýþ bitince Bekir gitmek için izin istedi. Mekan sahibi: -Haftaya bugün yani bayramdan sonraki gün sabahleyin erken gel. Ortalýðý derleyip toparlarýz. O güne açýlýþ izni çýkma ihtimali yüksek. Þu iki yüz lirayý da al, bayram ikramiyesi sana. Az ama... -Ýstemem abi. -Ne demek istemem? Al dedim sana. -Öyleyse sadece yüz lirasýný alayým. O kadarý bana yeter. -Ne kadar verdiysem o kadarýný alacaksýn. Benim kafamýn tasýný attýrma, deyince Bekir parayý aldý, cebine koydu. -Az kalsýn unutuyordum. Þu elli liranýn on lirasýyla eczaneden maske al, iþe baþlayýnca ben sana maske temin ederim. O zamana kadar bunlarla idare et. Elli liradan kalan para ile de bir berbere git; saç ve sakal traþý ol. Bir kere daha azar iþitmemek için Bekir elli lirayý da aldý. Eczaneden maske alýp berbere gitti, saç-sakal traþý oldu, markete uðrayýp ekmek ve yiyecek aldý, bir büfeden de bir paket sigara. Sonra eve geldi. Aldýklarýný mutfaða býrakýr býrakmaz gözü piknik tüpünü aradý, tabii sattýðý için göremedi. Ekmek ve kahvaltýlýk bir þeyler varken çay da olmalýydý, hemen evden çýktý. Koþarak tüp bayiinden dolu bir piknik tüpü alýp eve döndü. O gece günlerdir içemediði sýcak çaya kavuþacaktý. Gerçi çayýný karanlýkta içmek zorundaydý ama olsun, nasýl olsa aydýnlýkta içeceði günler de yakýndý. Ýþe baþlayýnca yapacaðý ilk iþ, elektrik borcunu ödemekti. Üç bardak çay içtikten sonra üzerine bir aðýrlýk çöktü, uyku bastýrmýþtý. Buna raðmen bir sigara yakýp dumanýný keyifle üfledi. Sigara bitince yataða uzandý. Gözlerinin önünde önce Makbule'nin hayali belirdi. Ona gülümsüyordu. Bu hayal hep kalsýn istediyse de az sonra kayboldu. Bu sefer babasýnýn hayali belirdi. Hayatýnda ilk defa babasýnýn söylediði bir söze karþý çýkacaktý. “Özür dilerim babacýðým, ne olur kýrýlma, bir kusur iþlersem beni baðýþla..” diye baþladý ve devam etti. -Baba “ illaki insan ol oðul, insan ol...” dedin ama paran yoksa olamýyorsun, daha doðrusu seni hiç kimse “insan” olarak saymýyor baba, dedi ve göz kapaklarý kapandý. BÝTTÝ...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |