Devlet yönetmek ayrý bir meziyet, devleti temsil etmek ayrý bir meziyet, yönetici seçmek daha ayrý bir meziyet...

Kiþi kendi seçtiðinin her davranýþýný meþru sayýp, onu koruma altýna alýrsa, seçtiði insan bir süre sonra yaptýðý yanlýþlarýn doðru olduðu kanaatiyle hareket etmeye baþlar ve alýnan kararlar "Ben yaptým oldu" ya döner.

Ülkemizde yaþanan tek baþýna iktidar süreçlerine bakýldýðýnda, 1950-1960 arasý, 1983-1990 arasý ve 2002 sonrasý iktidarlar tek adam mantýðýyla hareket etmiþ / ediyorlar. Bir kiþi ne söylerse, þartsýz þurtsuz kabul ediliyor. Ülke ya da millet çýkarý aramak ya akýllarýna, ya iþlerine gelmiyor.

1920-1938 yýllarý arasýndaki iktidarda tek olma çabasý elbette Mustafa Kemal Atatürk'te de vardý, ancak parti içi muhalefet var ve hat safhada. Ayrýca Mustafa Kemal Atatürk parti mensuplarýnýn görüþ ve düþüncelerini dinliyor. Bu düþünceler ülke çýkarlarýna ters düþmüyorsa, deðerlendirmeye alýyor.

1939-1950 yýllarý arasýnda Ýnönü de tek adam olma hevesinde... Fakat parti içi muhalefet o kadar güçlü ki, çoðulcu demokrasiye geçme zorunluluðu doðuyor. Bir kiþiye her istediði yaptýrýlmýyor.

Ben þimdi ülke yönetimine baktýðýmda, muhalefeti bile kendi ayarlayan bir iktidar görüyorum. Demokrasiyi hak getire... Çok daha ilginç olaný da, bütün yanlýþ ve olumsuzluklarýn, kiralýk kalemler tarafýndan doðruymuþ gibi topluma anlatýlmaya çalýþýlmasý...

Bütün bu ilginç geliþmeler doðrultusunda da atanan mülk-i amirlerin aralarýnda mülk-i idarecilikten çok, iktidar hizmetkârlarý gibi davranmalarý...

Bir makamý elde etmek için kullanýlan bilgi, bilgi deðildir. Bir kiþi edindiði bilgiyi özümseyip, kendi yaþantýsýna uygulamasý gerekir. Bunu yapmayanlara zaten atalarýmýz "Kitap yüklü eþek" diyor. Kiþi kitap yüklü eþekse, makamýndan güç alýp, kendi korkaklýðý ve çaresizliðini kapatmaya çabalar. Eðer bilgiyle erdeme ulaþmýþsa, bulunduðu makama güç verir ve iþlevselliðini artýrýr. Tabii kendi bilgi ve becerilerini kullanmasýna fýrsat verilirse, verilmezse, onurlu insan istifa eder. Onursuz insan yalama vidaya döner; ne iþini yapar, ne yataðýndan çýkar. Sanýrým bizdeki yöneticilerin birçoðu yalama vida... Makam da, umursamaz birinin elinde hor kullanýlan emanet araç...

Ýyi bir mülk-i amir; rahmetli Yazýcýoðlu gibi, halkýnýn emrinde, halký rahat ettirmenin görevi olduðunu bilinciyle hareket edendir. Mülk-i amirlerin kime hizmet etmeleri gerektiðini bilmeleri sorunu zaten çözecektir.

Umarým bu durum bütün ulus tarafýndan fark edilir, yoksa "Adýn Reþit. Sen de, sen iþit"e döner.

Sürç-i lisan eyledikse affola...

19 Ekim 2020
Gölcük