Son yýllarda patlak veren ve ayrýkotu gibi çoðalan bir mesleðe ve bu mesleðin çoðalmasýyla toplumun ne kadar ilerleyip, kültürel deðerlere sahip çýktýðýna deðinmek istiyorum. Bu meslek Kiþisel Geliþim Uzmanlýðý...

Akademik uzmanlýktan çok, kazanç kapýsýna dönüþmüþ olan Kiþisel Geliþim Uzmanlýðý bir iki haftalýk kurs sonrasý alýnan sertifika, sonrasý yazýlan derleme bir kitap ya da birkaç ara cümlelerle bir yýðýn farklý kiþilerin düþüncelerini birleþtiren birkaç makale ve saðda solda verilen konferanslar, satýlmaya çalýþýlan kitaplar demek... Ýki türlü bir kazanç kapýsý yani, dediðimiz gibi, birincisi sertifika pazarlayan kuruluþlar, ikincisi bu kuruluþlarýn piyasaya sürdüðü Kiþisel Geliþim Uzmanlarý...

Kiþisel Geliþim Uzmanlarý bir toplumun saðlýklý düþünüp, her türlü düþünceyi bilim ýþýðýnda sorgulayarak doðru ve yanlýþý ayýracak duruma getirilmesi için çaba gösteren kiþilerdir.

Kiþisel Geliþim Uzmanlýðý Türkiye'de Özal'ýn batý açýlýmýyla baþlar, ancak mantar gibi çoðalmaya baþlamasý Kemal Derviþ'in Toplam Kalite Yönetimi'nin tetiklemesine dayanmaktadýr. 1990-2001 yýllarý arasýnda akademisyenlik düzeyinde olan Kiþisel Geliþim Uzmanlýðý tabiri caizse, artýk belediye ruhsatlý iþyeri açma biçimine dönüþtürüldü.

Kiþisel Geliþimciler beni baðýþlasýnlar, ama toplumun ahlaký, erdemi, namus anlayýþý, merhameti, sevgisi, milli deðerlere baðlýlýðý 2001 yýlýndan sonra ortadan kalkmaya baþladý ve son derece hýzlý bir þekilde yok oluþunu sürdürdü. Buna paralel olarak, o yýllarda Kiþisel Geliþimciler de ayný hýzla sayýlarýný artýrmaktalardý.

Belediyeler, okullar, okul aile birlikleri, bir kýsým saðlýk kuruluþlarý, sivil toplum kuruluþlarý, genellikle fikri zikri kendilerine yakýn sayýlanlar ya da ahbap çavuþ iliþkisi içinde olanlar, bu uzmanlarý çaðýrarak kendilerini bilgilendirmelerini istemekte, Kiþisel Geliþim Uzmanlarý da ticari çýkarlarýnýn elverdiði ölçüde bu davetlere icabet etmektelerdi.

Bugün bakýyorum da, ne toplum, ne kiþisel olarak bir milim geliþemediðimiz gibi, çok hýzlý bir biçimde ilkel zamanlarý aratacak kadar gidiþme göstermiþiz / göstermekteyiz.

Son yýllarda yitirilen bu deðerlerin farkýna varýlmýþ olmalý ki (altýnda bir bit yeniði yoksa), bu deðerlerin geri kazanýmý için "Deðerler Eðitimi" adý altýnda okullar birinci öncelikli sayýlmak koþuluyla bütün kurumlarda yönetmelikler doðrultusunda kurs, seminer, ders ve konferanslar tertiplenmeye baþlandý.

Deðerler eðitimi... Deðersizleþtirilen bir toplumdan nasýl bir deðer beklenebilir? Kendi kararlarýný kendi veremeyen, verilen kararlarý sorgulama becerisine sahip olamayan bir toplumdan söz ediyoruz ki, (bu toplumu günübirlik Kiþisel Geliþim Uzmanlarý bilgilendiriyorlar) toplumda hâlâ elde edilmiþ kayda deðer bir geliþme söz konusu deðil.

Yitirilen deðerler yerine birkaç çarpýtýlmýþ saçma tarihi dizi (diðer dizi ve filmleri hak getire), cin peri gibi Hristiyan kültürünün bir uzantýsýnýn taklidi olan film dýþýnda hangi deðer geri kazandýrýldý? Bir anket yapsak, belki birkaç çocuk ve kadýn cin peri filmlerinde korku denen unsuru tecavüz, taciz ve öldürülme öncesinde tanýmýþlardýr, ne dersiniz?

Ben baþka bir deðerin yeniden kazandýrýlmasýna tanýk olmadým. Sahi bir þey daha var eðer deðer kabul edilirse; baþý sýkýþan politikacýlarýn fýrtýnalý havalarda sýðýndýklarý, ama normal koþullarda kullanmadýklarý eski bir liman gibi ihtiyaç duyduklarý iki deðer; Atatürk ve baþörtüsü...

Ben derim ki, insanlar her þeyden önce yaþam tarzlarý ve imkânlarýyla ayný koþullarda yaþayýp, her türlü devlet imkânlarýndan eþit olarak yararlanmalýlar. Sonra ihtiyaç dýþý ve kullanýlmayacak þeylere meyletmemeleri öðretilmeli. Arkasýndan merhamet, sevgi ve hakka riayet öðretilmeli, yani ahlak. Gerisi kendiliðinden gelir. Kiþisel Geliþim Uzmanlarýna da, gereksinme kalmaz. Bu uzmanlarýn az olduklarý ya da olmadýklarý dönemlere baktýðýmýz zaman milli ve ahlaki deðerlerin son derece çok olduðunu, bu uzmanlarla beraber deðerlerin de son hýzla kaybolduklarýný zaten görüyoruz.

Yönetimi adil olmayan bir toplumda kiþiler kendi adaletini saðlamaya çalýþtýklarý için deðerleri deðil, yaþam mücadelesi ve sahip olduklarýný koruma güdüsü dýþýnda hiçbir þeyi düþünememekteler. Ayný zamanda ellerindekileri kaybetme korkusu umutsuzluða ve saldýrganlaþmaya neden olmakta.

Bir toplumun kalkýnmasý için çok fazla Kiþisel Geliþim Uzmanýna deðil, gösteriþ ve bir toplumun kalkýnmasý için kibrin zirve yaptýðý yöneticilere de deðil, toplumun adil ve eþit þartlarda yaþamaya, çoluk çocuðunun geleceðinden endiþe etmediði yarýnlara ihtiyaçlarý var. Ýþte bu koþullar saðlandýðýnda insanlar sahtekârlýða gereksinme duymadan devlet ve kendileri için çalýþacaklardýr.

Gelin, bu güzel ülkemiz için bunlarý yapmaya baþlayalým, demeyeceðim. Çünkü birçok kimse ellerinde bulundurduklarý koþullarý baþkalarýyla paylaþmayý göze alamayacak kadar bencilleþmiþ durumdalar.

Bundan önce yazdýklarým, bu yazdýklarým ve bundan sonra yazacaklarým sadece farkýndalýk yaratmak... Ýradesini baþkalarýna vermiþ olanlarýn kudreti zaten yoktur. O zaman deðerler eðitimi denen unsur sadece toplumda siyaset yapanlarýn istendik tipler yetiþmesi için hazýrlamýþ olduklarý birer projeden ibarettir.

Hulasa, toplumumuz, Kemal Derviþ'in "Toplam Kalite Yönetimi" sayesinde mücerret ve müþahhas konularda iradesini yönetimlere sunmuþ, sorgulama bilincini yitirmiþ olarak varlýðýný beklenenden daha ileri düzeye taþýmýþ durumda. Yani toplumumuz politikacýlarýn istedikleri kývamda. Umudum ve arzum bir farkýndalýk yaratarak, iþte bu kronik yapýyý çatlatýp, bir filizin yeþerdiðini görebilmek.

Deðerimizi düþürenlerin deðerini de Allah düþürsün, demekten baþka yaptýrým gücümüz yazýk ki yoktur.

Sürç-i lisan eyledikse Allah affetsin.

26 Ocak 21
Gölcük