..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Yeter Özhal




26 Mart 2021
Gün Doðdu Seherden  
Yeter Özhal
Ýkimizin yalnýzlýðý cambazýn yürüdüðü ipte karþýlaþmýþtý. Ben ipin bir ucunda duruyordum o da diðer ucunda. Garip bir þekilde birbirimizi bekliyorduk, ayný anda mý hareket edecektik yoksa birimiz aþaðýdaki fileyi görecek miydi? Büyük bir muammayla ilerliyorduk.


:ADEC:

Þubat’ýn ayazýnda Taksim sokaklarýnda kaybolmuþken kendi kendime düþünüp duruyordum, “Acaba bugün niye iþe gelmedi? Hasta olsaydý birinden duyardým, demek ki hasta deðil, ama bugün ne aradý ne de sordu, kalbini mi kýrdým acaba?”

Yürürken yüzümü hissetmediðimi anlamýyordum bile, sadece o kalabalýklarýn içinde sallana sallana yürüyordum. Her adým atýþýmda önüme çýkan maðazanýn parlak ýþýklarýna tavþan gibi baksam da kafamýn tek alarmý onu bugün hiç görememiþ olmamdý. Araya hafta sonu girecekti ve ben onun yüzünü bugün görememiþtim. Büyük ihtimalle sesini de duyamayacaktým, yalandan iþ bahanesiyle aramak için de vakit geçmiþti. Arasam da ne olacaktý ki ne diyecektim? Üstelik telefon numarasýný alalý daha kaç hafta olmuþtu? Ayný iþi de yapmýyorduk, iþ bile olsa ne sorabilirdim? Her adým attýðýmda iki büyük günü düþündüm. Yani hafta sonuna sýðdýrmaya çalýþtýðým koskoca kýrk sekiz saati, iki bin sekiz yüz seksen dakikayý ve yüz yetmiþ iki bin sekiz yüz saniyeyi? Bütün bu rakamlarýn içini neyle dolduracaktým?

Kendimi bildim bileli ayaklarým hislerimin günahýný çeken uzuvlarým olmuþtu. Bugün iþten çýktým çýkalý ilk önce Taksim, sonra Beyoðlu, Karaköy oradan da Eminönü’ne kadar iki kez turladým. En son bir balýkçý sandalýnýn içindeki adamý görünce, “Ben bu adamý bir yerden hatýrlýyorum galiba?” deyince fark ettim. Burnumu çekip kafamý gökyüzüne kaldýrdým, küskün küskün bulutlara baktým. Gökyüzü bile beynimin esiri olmuþtu sanki kara kara bulutlar kalbimin çatlaðýndan içeriye sýzýyordu. Sýzlayan bir yaným, “Olamaz” demiþti, “Sen þu otobüse bin hele, yolun çýkar elbet bir yere.”
Nedendir bilinmez Eminönü otobüs duraðýnda buldum kendimi, sonra çocuk gibi içimden “Oooo piti piti karamela sepeti, terazi lastik, cim las tikkk” deyip seçim yapmak için debeleniyordum. Beyin kývrýmlarým beni ele geçire dursun, montumun cebinde, avucumun tam ortasýnda kurtarýcý gibi tuttuðum telefonumdan bir mesaj sesi duydum. Iþýk hýzý mý desem ne desem bilemedim, çýkardým iþte öyle.

“Demek Taksim’desin, bilseydim ben de gelirdim.”
Þaka mý bu? Taksim’de olduðumu mu bildi o? Beynimin bütün kýlcal damarlarý onu düþünürken bana mesaj mý attý yani? Yeni tanýþtýk, daha yeni yeni konuþmaya baþladýk, birbirimize hiç mesaj atmadýk ki biz? Ýlk defa iþ çýkýþýnda, yani iþle alakalý olmayan bir mesaj atmýþtý. Þu þapþal halim hiç ödün vermezdi zaten hemen kendini belli ederdi.
“Taksim’de olduðumu nereden bildin?” diye sormuþtu parmaklarým, hem de sonunu hiç düþünmeden.

Saniyeler geçmiþti ki bir cevap daha geldi ondan, “Ee hesabýndan fotoðraf paylaþmýþsýn” Gülücük koymuþtu cümlenin sonuna iki gözümün çiçeði.
Evet evet o kýþ günü gökyüzünde gördüðünüz kelebekler az önce benim midemin asfalt zemininden havalandý, lütfen tutmayýn uçuþsunlar yukarý. Saðýmdan solumdan otobüsler kalkýyor, iþ çýkýþý evlerine koþuþturan bezgin yüzler birbirlerine omuz atarak otobüslere doluþuyor, ayazdan elleri buz tutmuþ simitçi avuç içlerine hohluyor ama benim kelebeklerim baþýmýn üzerinde kanat çýrptýkça onun bulunduðu yerde kelebek etkisi yaratýyordu. Tabii ki unutmuþum attýðým fotoðrafý, attýðým fotoðraftan Taksim’de olduðumu nereden bilmiþti anlayamadým?

Taksim’in betonlaþmýþ kaldýrým yollarýnda yürürken, köþede bir restoranýn önünde sokak köpeði görmüþtüm. Tek baþýna masumca uzanmýþtý, ön patilerini çenesinin altýna koymuþ restoranýn içinde yemek yiyenlere bakýyordu. Aslýnda o köpeðin yalnýzlýðýný çekmiþtim, týpký kendim gibi, Taksim meydanýnýn kalabalýðýný deðil!

“Taksim’de olduðumu nereden anladýn?” diye sormuþtum mesajýmda, sonuna da mahcup bir gülümseme emojisi eklemeyi unutmamýþtým. Anýnda cevap verdi, “Ben de yalnýz olduðumda o restorana giderim.”

Ýkimizin yalnýzlýðý cambazýn yürüdüðü ipte karþýlaþmýþtý. Ben ipin bir ucunda duruyordum o da diðer ucunda. Garip bir þekilde birbirimizi bekliyorduk, ayný anda mý hareket edecektik, yoksa birimiz aþaðýdaki fileyi görecek miydi? Büyük bir muammayla ilerliyorduk.

“Bugün ofiste göremedim seni?” diye sordum cesaret hapý yutmuþ gibi. Tühh be elim kýrýlsaydý da göndermeseydim, þimdi yanlýþ anlamýþtýr. Kesin yolumu gözlüyor bu kýz diyecek. Ardýndan parmaklarým gözlerimi bekledi, ayaklarým hâlâ duraktaydý. Aklým bu iþin içinden nasýl sýyrýlýp çýkacaðýnýn matematiðiyle cebelleþiyordu, kalbim ise “Sakýn bugün sevgilimle buluþtum deme!” diye yalvarýyordu, niyeyse?

Utanmasa otobüs duraðýnda aðlayacaktý gözlerim, aðlayacak ne vardý sanki? Daha birbirimizi doðru düzgün tanýmýyorduk bile, topu topu dört ay olmuþtu iþe baþlayalý. Ne yani, olur olmadýk zamanlarda bir anda göz göze gelemez miydi insanlar? Bazý zamanlar ayný anda ayný kelimeleri söylemiþ olmamýz da tamamen tesadüf yani. Hele ki bir iki kez bir þey isterken ellerimiz birbirine deðmiþse ne olmuþ? Hemen de aþýk mý olacaðýz? Vardýr mutlaka onun da bir sevdiði, olmasýn Allah aþkýna!

Cevap geldi, “Þu anda neredesin? Ýstersen Piyer Loti’de buluþalým. Bugün iþe gelmek istemedim, bütün gün evde tembellik yaptým açýkçasý.”
Kulak arkamdan yayýlan kor alevi hissediyor musunuz? Ya aniden yüzüme yayýlmaya baþlayan sýrýtýþý? Az evvel iliklerimin donduðunu hissederken þimdi niye eridiðini soramýyorum? Parmaklarým benden baðýmsýz hareket ediyorlar, sanki üç saattir ayazda buz kalýbýna dönen hiç bunlar deðilmiþ gibi, sevgilisine þakýr þakýr mektup yazan dolma kalem edasýyla, kýrýta kýrýta “Eminönü’ndeyim oraya nasýl gelebilirim?” diye sormaz mý arsýz?
Hadi be oradan? Yemin ederim arýyor… Ve ilk defa sesini telefondan duyuyor kulaklarým.

“Otobüs duraðýndasýn deðil mi, þimdi oradan … otobüsüne bin, … duraðýnda in ben seni oradan alacaðým.”

Yutkunduktan sonra aðýz yaylarýmýn yaylana yaylana “Tamam” demesine niye engel olamadým peki? “Geldiðinde çaldýr,” demeyi de ihmal etmedi.
Doðma büyüme Ýstanbulluyum ama hayatýmda ilk defa iþ çýkýþý Avrupa Yakasýna geçip akþamýn karanlýðýnda bilmediðim bir otobüse binerek Piyer Loti’ye gidiyorum. Peki, ben hangi ara otobüse bindim? Öðlen saatlerinde beynimi kemiren tek düþünce, “Neden iþe gelmedi acaba? Gelemeyeceðini kimseye haber de vermedi, acaba sevgilisi mi var?” iken þimdi hangi ara yola koyulmuþtum anlayamadým.

Beni duraktan aldý, birlikte Piyer Loti’ye çýktýk. Çay bahçesinde oturup iki kahve istedik. Tek hatýrladýðým þuydu, saatlerce sustuk ve garip bir þekilde sadece birbirimizin gözlerinin içine baktýk. Konuþmadan, tek kelime etmeden kalbinin içinden geçenleri duyabiliyordum. Gerçekten, o anlarda ne konuþmuþtuk ki biz? Beni evimin yolundan eden bu buluþmaya dair hatýrladýðým ne var? Gözlerimiz birbirine deðer deðmez yutkunmalarýmýz ve yanaklarýmýz pembeleþince de kahve fincanlarýmýza gömülmemizdi yaptýðýmýz tek þey.

“Karanlýkta Haliç’e bakarken denizin mavisini görüyorum, sen de görüyor musun?”

“Ben bu çay bahçesine ilk defa geliyorum, buralarýn yabancýsýyým. Haliç’in maviliðini karanlýkta görebildiðimi ben de bilmiyordum.”

“Sahi sen benim burada oturduðumu bilmiyor muydun?”

“Hayýr, gerçekten sen burada mý oturuyorsun?”

“Evim beþ dakikalýk mesafede, þu yokuþtan inince hemen köþede.”

“Ýnan ki bilmiyordum. Nereden bileyim ki, seninle hiç birbirimizden konuþmadýk.”

“Peki o restoran? Ne zaman caným sýkkýn olsa hep oraya giderim. Yoksa sosyal medya hesabýmdan daha önce paylaþtýðým fotoðraflarý mý gördün?”

“Yoo, biz birbirimizi takip etmiyoruz ki.”

“Haa, doðru ya!”

Piyer Loti’den Kadýköy’e geçerken teleferikle geçtim. Nasýl yani, Piyer Loti’den Kadýköy’e teleferik yok mu? Siz öyle sanýn. Sosyal medya hesaplarýmýzý takip etmediðimiz halde, attýðým fotoðrafý nasýl görebildiðini mi soruyorsunuz? Bunlar gerçekten yanýtlayabilmesi zor sorular.
Zor geçti iki gün, yazmak isteyip de yazamamak, sesini duymak isteyip de duyamamak. Daha bir hafta öncesine kadar bu duygular bana ait deðildi, hangi ara gelip içime yerleþti? Deli gibi, insan deli gibi merak eder mi? Pazartesi günü ölmeyeceðimi kim garanti ediyor da kendimi o güne hazýrlýyorum?

Ve mübarek Pazartesi…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Uykunda Bile Dinlemelisin.
Ýntikam

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sandýkta Kalan Anýlar
Hikaye Yazmak Ýsteyenlere Sekiz Tüyo
Balta

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Zamanýn Boþluklarý [Þiir]
Yokluðun [Þiir]
Kendime Mektup! [Þiir]
Hayýr Desende [Þiir]
Git, Ama... [Þiir]
Unutamýyorum [Þiir]
Dar Sokaklar [Þiir]
Ahhhhhh,yalancý Yarim! [Þiir]
Unuttum [Þiir]
Sinsi Bir Kýþ [Þiir]


Yeter Özhal kimdir?

Yazmak yaþam biçimim, çizmek ise suskunluðumun çaresi.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmiyorum, sadece okuyorum.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yeter Özhal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.