Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Ve Ýlk Bölüm Yayýnlandý Aylardýr gündemimize oturan ve çok konuþulan dizi “Bir Zamanlar Kýbrýs” dizisi nihayet 1 Nisan Perþembe akþamý TRT ve BRT ekranlarýnda yayýnlandý. Gerçekten izlerken nefeslerimizi tuttuk. Birçoðumuz ekran baþýnda gözyaþlarýmýza hâkim olamadýk. 50 yýl önce Kýbrýs’ta yaþanan Rum vahþeti ilk defa gözler önüne serildi. Bazýlarý bu dizi için, “Barýþa engel bir dizi” dedi. Bazýlarý “Yalan yanlýþ bilgiler içeriyor, olaylar saptýrýlmýþ” dedi. Bazýlarý “Neden Kýbrýslý bir oyuncu yok?” dedi. Bazýlarý da dizinin konuþma dilini eleþtirip “Kýbrýs aðzý neden kullanýlmamýþ?” dedi. Eleþtirilere kýzmýyorum. Çünkü eleþtiriler bir olayý hep doðruya ve en güzele ulaþtýrýr. O nedenle yerinde yapýlan eleþtiriler her zaman için iyidir. Benim kýzdýðým nokta, eleþtiri yaparken dozunu kaçýrýp eleþtiriden uzaklaþan ve eleþtiri adýna hakaretlere varan söylemlerdir. Zaten o tür söylemleri de hiç dikkate almadým, almýyorum. Gelelim diziye. Kim ne derse desin, ben, diziyi çok olumlu ve çok etkili buldum. Gerek konusu bakýmýndan, gerek oyun gücü bakýmýndan, gerek kostüm, efektler ve teknik bakýmýndan oldukça güzel buldum. Hatta güzelin de ötesinde mükemmel buldum. Her þeyden önce Kýbrýs Türkünün 50 yýl önce yaþadýðý olaylar geç de olsa gözler önüne serildi. Bütün Türkiye ve bütün Dünya bu olaylarý öðrenmiþ olacak. O nedenle ben, bu diziyi çok önemsiyorum. Ve çok yerinde bir proje olarak deðerlendiriyorum. Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaþam, Türklerin kendine has bir yaþam biçimi, sevgi, saygý, huzur ve barýþ dolu bir yaþam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komþularýyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaþamayan ve hatta düðün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumlarýn Kýbrýs’a tek baþýna hakim olmak istemelerine kadar. Dizide Rum Lideri Makarios bunu açýk bir þekilde dile getiriyor: “Kýbrýs’ta bir Türk kalmayýncaadanýn kime ait olduðu sorunu da ortadan kalkacak” diyor. Yani bütün Kýbrýslý Türkler öldürülür veya ada dýþýna kovulursa adanýn Yunanlýlara kalacaðý mesajýný veriyor. Oysa Kýbrýslý Türklerde böyle bir anlayýþ olmadý. Onlar hep barýþ ve huzur içinde ortak olarak yaþama düþüncesine hâkim oldular. Komþularý olan Rumlarla da hep iyi niyetler içinde yaþadýlar. Rumlarýn tek amacý ENOSÝS’i yani Kýbrýs’ý Yunanistan’a baðlamak hevesi Kýbrýs’taki barýþý ve huzuru bozuyordu. Kýbrýs’ýn Yunan olabilmesi için Türklerin öldürülmesi ve ada dýþýna sürülmesi gerekiyordu. Ýþte Kanlý Noel adýný verdikleri bir planla Noel Gecesi adadaki bütün Türkleri öldürecekler ve adanýn sahibi olacaklardý. Dizi, bu çerçeve üzerine kurulmuþtu. Rumlar, baþta Makarios, komutan Nikos Samson ve Komutan Grivas ile harekete geçtiler. Masum Türkleri acýmadan katliama baþladýlar. Ýþe, Ayvasýl, Tuzla ve Lefkoþa’dan baþladýlar. Dizi, tüm bu olaylarý bütün açýklýðý ile gözler önüne serdi. Aylarca, günlerce yapýlan hazýrlýklardan sonra düðmeye basýldý ve bir gece hareket baþladý. Köylü Türkler, evlerinden tek tek alýnarak kurþuna dizildi. Aileler, göçe zorlandý. Aç, susuz, çocuk, kadýn ve yaþlýlar çaresiz saklanarak daðlardan güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldý. Kýbrýslý bir sakýz tüccarýný oynayan Ahmet Kural, mükemmel denecek bir performansla izleyenlerin karþýsýna çýktý. Oysa Ahmet Kural, genelde sinema filmlerinde komedi türünde rollere çýkýyordu. Ýzleyenler, onu hep bu yönüyle biliyordu. Yani izleyici onu gülmek için izledi hep. Ama bu defa onu gören aðlýyordu. Ýþte bu izleyici için zor gelebilirdi. Neticede ortada bir alýþkanlýk vardý. Ahmet Kural, dramatik filmlerin de usta bir oyuncusu olduðunu ortaya koymuþ oldu. Diðer taraftan Serkan Çayoðlu da Türkiye’den gelen bir görevli, bir ajan rolünü çok güzel bir þekilde ortaya koydu. Daha dizi baþlamadan “Bizi bir Ankaralý mý kurtaracak?” diye eleþtiriler yapýlmýþtý. Ama gerçekten Çayoðlu tek baþýna bir ordu gibi geldi. Mükemmel bir oyun gücü ile izleyicileri büyüledi. Attýðý her adým, yaptýðý her hareket adeta izleyicilere güven veriyor ve onlarý ekrana kilitliyordu. Öyle ki dizinin ilerleyen bölümlerinde Çayoðlu bütün gönülleri fethedecek. Pelin Karahan da bütün güzelliði ve zarafeti ile izleyicilere merhaba diyor. Oyun gücü ile oyuna bambaþka bir hava katýyor. Sempatikliði, deneyimi ve masum görüntüsüyle oyuna çok þey veriyor… Kýbrýs’tan sevgili Ýlke Susuzlu da bu kadar güçlü oyuncular arasýnda kendi sanatýný ortaya koyuyor. Yine oyunda rol alan Kýbrýslý sanatçý Kadir Carlos diziye ayrý bir renk ve heyecan katýyor. Bunlarýn yaný sýra dizide Maðusa Liman Müdürü Karamanlis rolüyle ben de görev aldým. Gerçekten büyük bir heyecanla beklediðimiz dizinin ilk gösteriminden sonra beklemediðim kadar büyük bir ilgi gördüm. Ertesi gün evden çýktýðýmda sevgili komþum tebrik etti. Çok beðendiðini, diziden çok etkilendiðini belirtti. Çocuklarý da çok beðendiklerini belirttiler. Öyle ki akþamüzeri yürüyüþe çýktýðýmda sitenin sevgili çocuklarý “Karamanlis Amca” diye peþime düþtüler. Diziyi izlediklerini söylediler. Hatta biri “Karamanlis Amca keþke Rum olmasaydýn. Ben izlerken çok sinirlendim. Herkesi öldürdüler.” dedi. Kendi kendime iþte bu çocuklar geçmiþini öðrenmiþ oluyor dedim. Yolda beni gören birçok insan araçtan selam veriyor, aracý durdurup tebrik edenler oluyordu. Yani küçücük bir rolün, bu kadar etki yapacaðýný hiç düþünmemiþtim. Öyle ki Türkiye’den dahi yüzlerce mesaj, tebrik ve kutlama aldým. Bir akademisyen arkadaþým “Diziye, büyük bir gizem kattýn. Herkes seni konuþuyor. Ýþleri, bu liman müdürü karýþtýracak diyorlar” dedi. Devam etti: “Ben, öyle inanýyorum ki senaristler ve yapýmcýlar bunlarý göz önüne alýp senin rolü uzatýrlar.” dedi. Doðduðum yer olan Kadirli’de de çok konuþulmuþum. Beni tanýyan arkadaþlar “Kadirli’de acayip sükse yaptýn. Kahvehanelerde hep seni konuþuyorlar” dediler. Hatta bir yerde “Bir Zamanlar Kýbrýs Dizisinde oynayan Hakan Yozcu dükkanýmýzý ziyarete gelmiþti” diye resmimi asmýþ. Köyüm olan Çangaza’dan olumlu tepkiler geldi. Orada da izlenmiþiz. Akrabalarým “Gururumuz oldun” dediler. Tabi bunlar da bana gurur verdi. Hepsi ayrý ayrý teþekkür ediyorum. Diziden sonra sosyal medyada bazý eleþtiriler okudum. Bazýlarýný burada paylaþmak istedim: Emekli Öðretmenlerimizden bir olan Saygýdeðer Cengiz Tokyay Hocam: “Bu dizi filmin ilk bölümünü izlerken, ayný zamanda bazý sahneleri yaþadým, bazýlarýnda ailemi ve bu kâbus dolu zamanlarý yaþayan tüm Kýbrýs Türklerini de düþündüm. Babamýn yýllarca gönüllü direniþ hareketi içinde olduðunu, aracýyla hiçbir karþýlýk beklemeden mücahit taþýdýðýný, Ankara'ya bunun için eðitime gittiðini, ailece geçirdiði ölüm tehlikelerini ve diðer bütün zorluklarý düþündüm. Bu yaþananlarý, Kýbrýs Türkünün çektiði bu sýkýntýlarý, bu savaþ, yokluk, göçmenlik yýllarýný, baþkalarýnýn, baþka ülke insanlarýnýn da bilmesi bir nebze olsun toplumuzun acýlarýna su serpecektir. diyor. Ümran Direk: “En çok þiveye kafayý takmýþlar. 2000 yýlýnda Kýbrýs’a geldiðimde komþumuzun kýzý "Annem lasan bastýracak, lenger istiyor” demiþti. Ýki kere kurdurduðum cümleden ne istediðini anlamadým...Buna göre bu filmin sadece burada izlenmeyeceðini Türkiye de izleneceðini düþünürek þive olayýný bu kadar eleþtirmemek gerekir...” Recep Seven: “Tüm dünya izlesin görsün Kýbrýs Türkü ne acýlar çekti. Ýçimizde bilgisiz eleþtirenler de var. Olacak da. Pek kaale almamak gerek . Önemli olan anlatýlmak istenen ...” Okan Yavuz: “Sonuçta 60 Cumhuriyeti ve sonrasýnda yaþananlar dizi filme konu edilmiþ. Farkýndalýk yaratmasý bakýmýndan da baþarýlý buluyorum. Bu dizi filmi belgesel gibi deðerlendirmek de doðru olmaz. Ýçinde aþk da sevgi de hüzün de olacaktýr kanýmca. Bu dönemde yaþanan olaylarý toplumun, özellikle gençlerin sorgulamasý bakýmýndan da çok önemsiyorum naçizane. Ahmet Ahmet: “Fikrimce, bir yerde zulüm varsa, zalimi göstermenin, ifþa etmenin hiç bir sakýncasý yoktur. Gerçekleri halýnýn altýna süpürmektense tüm çýplaklýðýyla ortaya koymak daha doðru bir adýmdýr. Bunca yýl zulme uðramýþ batýlý Yahudiler kendilerine yapýlan zulümu sinema, edebiyat, sanat eserleriyle nasýl tüm dünyaya göstermiþ ve hala gösteriyorsa bizim de ayný adýmý çoktan atmýþ olmamýz gerekirdi. Bugün yapýlmaya baþlanmýþ en azýndan bu da bir adýmdýr...” Hüseyin Çakýr: “MÜKEMMEL BÝR FÝLM. KIBRIS RUMLARININ TÜRKLERE YAÞATTIKLARI GERÇEKLER. BÝZ O GÜNLERÝ YAÞADIK. FÝLMÝN YAPIMINDA EMEÐÝ GEÇENLERE TEÞEKKÜRLER.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |