..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Ömer Faruk Hüsmüllü




13 Nisan 2021
Bir Ölünün Günlüðü - 2  
Ömer Faruk Hüsmüllü
“Hiçbir canlý varlýk ölüme üstün gelemez, onu savuþturamaz. Ölümsüzlük iksiri hiç olmadý ve bundan sonra da hiç olmayacak. Doða ölümsüzlük iksirinin olmasýna izin vermez; verirse intihar etmiþ olur. Ölümler olacak ki yeni canlýlar da gelebilsin dünyaya. “


:HHJ:


     Günlüðü okurken zamanýn nasýl geçtiðini anlamamýþtý, hava biraz daha kararmýþ, gökyüzünde yýldýzlar az da olsa parlamaya baþlamýþtý. Günlüðü yanýndaki koltuðun üzerine koyup, etrafý seyretmeye baþladý.
     Arabadan indi, mezarlýðý bir kere daha dolaþmak istiyordu.      Zifiri bir karanlýk olmadýðý için etrafýný, bastýðý yeri görebiliyordu. Vakur adýmlarla efsunlu bir mezara doðru yaklaþtý. Nereden biliyordu bu mezarýn efsunlu olduðunu? Aslýnda bildiði filan yoktu, içine öyle doðmuþtu. Çakmaðýný yakýp mezar taþýnda yazan ismi okudu. Soyadý deðil ama adý babasýnýnkiyle aynýydý. Babasý geldi aklýna, o buyurgan sert mizaçlý, pervasýz, amiyane üslûplu adam... Bir ara yani çocukken bu babasý olan adama öykünmüþ, onun gibi olmak için çok çaba harcamýþtý. Tabii olamamýþtý. O zaman da kendini, deðiþmeyeceðini zannettiði yazgýsý nedeniyle biçare hissetmiþti.
     Bir vaveyla koptu, tiz bir ses yükseldi. Sesin geldiði tarafa döndü, birkaç metre ilerideki aðaca doðru sinsice ama sükunet içinde yaklaþtý. Bakýþlarýnda özgün bir ifade vardý. Hiçbir þey göremedi, morali bozuldu. Belki de duyduðu ses içinden gelmiþti, onu ezen vicdanýndan olabilirdi.
     Yavaþ yavaþ karanlýk iyice çökerken çelimsiz bir adam geliyordu karþýdan, yýrtýk pýrtýk pantolonlu, varla yok arasý param parça ayakkabýlý. Sarhoþ mu ya da deli mi? Elinde bir poþet var, yeni gömülmüþ bir ölünün mezarýnýn yanýnda durdu, elindeki poþeti býrakýp yürüdü gitti. Daha doðrusu buna gitme de denemez, birkaç adým attýktan sonra kayboldu. Bu adam günlüðün sahibi olabilir miydi? Býraktýðý poþetin içinde ne olduðunu merak etti, gidip bakacaktý. Gitti ama poþet falan yoktu. Oysa gördüðünden o kadar emindi ki. Yanýlma ihtimalini düþünmek bile istemiyordu. Korkmaya baþladý, boynundan beline doðru bir sýcaklýk yayýldý. Mezarlýktan çýkýp arabaya bindi. Birazdan hava iyice karardý. Bu saatten sonra bir yere de gidemezdi, biraz sonra korona nedeniyle dýþarý çýkma yasaðý baþlayacaktý. Arabanýn içinde uyuyabilirdi, elini arka tarafa atýp paltosunu aldý, üzerine örttü, koltuðu yatýrdý. Güneþ batýnca hava soðumuþtu, motoru çalýþtýrýp kaloriferi açtý; ama soðuk üflüyordu kalorifer. Motor ýsýnana kadar beklemek gerekecekti. Olsun, beklerdi; þimdilik paltosu onu soðuktan korurdu.
     Birkaç saat geçti, hâlâ uyanýktý. Dikiz aynasýndan bir arabanýn arkadan gelmekte olduðunu gördü. Saatlerdir buradaydý ve bir tek araba dahi bu yoldan geçmemiþti. Eski bir kamyonmuþ. Takýr tukur sesler çýkarak düþük bir hýzla geçip gitti.
     Beþ dakika sonra da karþý tarafta bir aracýn yanýp sönen siren ýþýðýný gördü. Resmi bir araba olmalýydý ya da kendini bilmez birinin taktýðý çakar lamba da olabilirdi. Son zamanlarda geçiþ üstünlükleri varmýþ gibi tehlike þeritlerini bile ihlal eden çakar lamba takmýþ o kadar çok araç vardý ki.
     Bu gelen onlardan deðildi. Suziki'nin yan tarafýndaki þeritte duran araçtan iki jandarma indi. Elindeki fenerle biri Suziki'nin içini aydýnlatýnca mecburen kapýyý açtý. Jandarma:
     -Merhaba amca, dedi.
     Bu þekilde kendine hitap edilmesine kýzmýþtý.
     -Ne amcasý? Amca deðil, beyefendi beyefendi! Dedi.
     Bu söz de jandarmaya kýzdýrdý.
     -Tamam öyle olsun beyefendi. Ama þu anda bir yasaðý ihlal ediyorsunuz.
     -Hangi yasakmýþ o ihlal ettiðim?
     -Maskesiz dolaþýyorsunuz.
     -Etrafta kimse yokken neden maske takayým?
     -Ayrýca bu saatte dýþarý çýkmak da yasak. Evinizde olmalýydýnýz. O nedenle size ceza yazacaðýz?
     -Benim burada evim yok. Kasabada otel ya da pansiyon bulamadýðým için yasak bitinceye kadar arabanýn içinde bekliyorum.
     -Dört-beþ kilometre ötedeki kasabada bir pansiyon var. Oraya gidin kalýn.
     -Ben buralarýn yabancýsýyým, o kasabaya nasýl gidileceðini bilemem.
     -Öyleyse sizi oraya biz götürelim. Gidince pansiyona sorun yer var mý yok mu, diye ve durumdan bizi haberdar edin. Sizden cevap gelinceye kadar bekleyeceðiz.
     -Tamam, teþekkür ederim.
     Jandarma aracý önde Suziki arkada kasabanýn içine doðru gitmeye baþladýlar. Kasabanýn ýþýklarýnýn çoðu sönmüþtü, yolda insan yoktu, ama bir kedi ve birkaç tane de köpek vardý.
     Diðer kasabaya geldiklerinde de cadde boþ görünse de orta yaþlarda iki erkek vardý az ileride. Jandarma yanlarýnda durunca ceza yazacak zannetti, ama yazýlmadý. Sadece uyarýldýlar. Ana caddeden bir sokaða saptýlar, otuz-kýrk metre gittikten sonra ýþýklý levhasýnda “Murat Pansiyon” yazan iki katlý binanýn önünde durdular.
     Suziki'den inip pansiyonun zilini çaldý, bekledi. Kapý açýlmadý. Bir kere daha zile bastý, bekledi. Gelen giden yok. Bir kere daha denedi þansýný. Üçüncüde kapý açýldý, içeri girdi. Pansiyonu iþleten bir bayandý. Boþ yer olup olmadýðýný sordu. Vardý, kahvaltý dahil günlük ücret seksen liraydý. Ne kadar kalacaðý soruldu. Þimdilik bir gece ama kararý kesin deðildi, yarýn belli olacaktý.
     Dýþarý çýkýp jandarmaya teþekkür etti, Suziki'yi pansiyonun arkasýndaki park yerine çekti, eþyalarýný alýp pansiyonun açýk kapýsýndan içeri girdi. Odasý üst kattaydý, kahvaltý salonu altta, sabah saat sekizde kahvaltý hazýr olurdu, saat ona kadar kahvaltý edilebiliyordu.
     Eþyalarýný yerleþtirirken günlüðü almayý unuttuðunu anladý. Günlük yanýnda olsaydý burada okuyarak vakit geçirebilirdi. Üzerindekileri çýkarýp pijamasýný giydi, ýþýðý kapattý, yataða uzandý. Bugün yaþadýklarýný düþünmeye baþladý. Ýlginç olaylarla karþýlaþtýðý bir gün olmuþtu. Zihni dönüp dolaþýp günlük konusuna geliyordu. Acaba yazýlanlar doðru muydu? Gerçi o, ruha filan inanmýyordu, öteki dünya diye bir yerin olabileceðini de kabul etmiyordu. Öyleyse aklýnýn bir köþesindeki “Acaba günlükte yazýlanlar doðru mu?” sorusu neden vardý? Ölüm üzerine düþünmeye, çýkarýmlar yapmaya baþladý.
     “Hiçbir canlý varlýk ölüme üstün gelemez, onu savuþturamaz. Ölümsüzlük iksiri hiç olmadý ve bundan sonra da hiç olmayacak. Doða ölümsüzlük iksirinin olmasýna izin vermez; verirse intihar etmiþ olur. Ölümler olacak ki yeni canlýlar da gelebilsin dünyaya. “
     “Ölünce ruh, bedenden ayrýlýp baþka bir dünyaya göç mü edecek? Öyleyse bu yeni dünya nasýl bir yer? Dinlerin anlattýðý gibi mi yoksa baþka türlü mü veya böyle bir dünya yok mu? “
     Uyku tutmadý. Yataktan kalktý camý açýp dýþarýya baktý.      Sokaða park etmiþ bir araba, yanan sokak lambalarý ve ýþýklarý sönük az katlý evlerden baþka bir þey göremedi. Bir de baþýný kaldýrýp gökyüzüne bakmayý denedi, muhteþemdi! Bir müddet bu manzarayý hayranlýkla, huþu içinde seyretti. Karanlýðý delip gelen yýldýz ýþýklarý, dünyaya gülümseyerek bakan sevimli ay, arada sýrada kayan yýldýzlar yani atmosfere girip yanan göktaþlarý ve ferahlatan karanlýk. Son görüntü onu gevþetti, esnemeye baþladý, biraz da üþümüþtü, pencereyi kapatýp yataða yattý, yorganý üzerine çekti. Derin bir uykuya daldý.
     Sabah olup da uyandýðýnda saatin dokuz buçuða geldiðini gördü. Lavaboda elini yüzünü yýkayýp giyindi ve aþaðýya indi. Pansiyon saibesi bayana “Günaydýn” deyip kahvaltý etmek için masaya oturdu. Bayan, kahvaltýlýklarý bir tepsi içinde getirip masanýn üzerine yerleþtirdi; tabii çay da vardý.
     Kahvaltý ederken bayanla biraz sohbet etti, çünkü gece rahat edip etmediði merak ediliyordu. Deliksiz bir uyku çektiðini söyleyince bayanýn gözleri sevinçten ýþýldadý. O gün pansiyonun tek müþterisiymiþ, korona vakalarý müþteri sayýsýný çok azaltmýþ. Bir gece daha kalmak istediðini söyleyip ücretini de hemen ödedi, kahvaltýsýný bitirip odasýna çýktý. Birkaç saat oyalanýp daha sonra bir kez daha mezarlýða gitmek istiyordu.
● ● ●
Devam edecek...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Bir Ölünün Günlüðü - 3
Bir Ölünün Günlüðü - 4
Bir Ölünün Günlüðü - 6
Bir Ölünün Günlüðü - 5

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)
Hýrsýz Kim?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.