Herþeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
-"Yahu komþu, sen bu kýþ hiç soba yakmadýn. Elektrikli soba ýsýtýyor mu bari evi?" Ali Bey, yanýtladý: -"Üç odada da elektrikli soba var. Sabah yediden akþam dokuza dek yakýyoruz, hamam gibi oluyor ev." -"Peki komþu, fatura yüksek gelmiyor mu?" -"Bu ay fatura yirmi milyon geldi komþu. Sobalar için kaçak kullanýyoruz:" Sobalar için kaçak kullanmak... Bu yanýt sizi çok þaþýrtýyor. Üstelik Ali Bey'in maddi durumunun da çok iyi olduðunu herkes biliyor. Bu davranýþý herkesten beklerdiniz ama Ali Bey'in, sohbetlerde daima ben gerekirse bu vatan için canýmý veririm, diyen Ali Bey'in bunu yapacaðýný tahmin edemezdiniz. Demek aylardýr "kaçak" kullanýyordu ha! Hayret! Üstelik bunu saklama ihtiyacý da duymuyor Ali Bey.. Yeri gelince yaptýðý bu zekice iþi övünerek de anlatýyor! -"Bir çay daha içer misin komþuuu?" -"Sað olasýn Ali Bey, benim yapacak iþlerim var." deyip hýzla uzaklaþýyorsunuz komþunuzdan.. Duyduklarýnýzýn üstünüzde býraktýðý þaþkýnlýkla yola atýyorsunuz kendinizi... Yaðmurlu bir hava var þehirde..Okula giden çocuklara takýlýyor gözleriniz..Kýzýnýz da okuluna gidiyordur þu an. Koþarak gitse de yavrucak ýslanmasa diyorsunuz... Bugün yolunuz yine bazý iþlemler için bir devlet dairesine düþecek. Demek sýkýntýlý tavrýnýzýn sebebi bu.. Ýçeride uzun bir kuyruk var, beklemeniz gerekecek anlaþýlan. Herkes bu bekleyiþten sýkýlmýþ görünüyor. Odayý sigara dumaný sarmýþ, gözleriniz yanýyor, öksürüyorsunuz hafifçe... Kalabalýðýn mýrýltýlarýnýn arasýndan karþýlýklý çay içen iki çalýþanýn kahkahalarý yükseliyor... Biri þiþman sayýlýr, ceketinin düðmelerini zorla iliklemiþ... Diðeri uzun boylu, zayýf... Saçlarý daha yeni kýrlaþmaya baþlamýþ.. Kuyrukta bekleþirken ister istemez bu iki memurun sohbetlerine kulak kabartýyorsunuz. Bir diðer memursa odadaki kuyruða aldýrýþ etmeksizin bir yandan aðýr aksak önündeki evraklarý karýþtýrýyor, diðer yandan da telefonda Kayseri'deki amcasýnýn oðlu Mehmet'le tam otuz dakikadýr sohbet ediyor. Mübarekler sanki vazife baþýnda deðiller de kahveye vakit öldürmeye gelmiþler. Ýnsanýn yüzüne bir bakýþlarý var ki dövecekler sanýrsýnýz. Az sonra sarýþýn, ufak tefek, gözlüklü bir memur gelip telefondaki arkadaþýný uyarýyor. Telefon görüþmesine istemeye istemeye son veren memur suratýný asarak kuyruktakilerle ilgilenmeye baþlýyor. Neyse ki görevini aksatanlarý ikaz edecek sorumluluða sahip birileri var... Acaba bu adamlar maaþlarýný hal ettiklerine inanýyorlar mý? Dahasý, devletin bir kurumunu bu sorumsuz davranýþlarýyla lekelediklerinin farkýnda deðiller mi? Kiþisel görüþmeni evinde yapsana kardeþim! Yarým saattir konuþuyorsun.. Onlar da sizce, Ali Bey'e benzemiyorlar mý? Onlar da, Ali Bey de "devletin malý deniz, yemeyen domuz" zihniyetiyle hareket ediyor... ve en ufak bir vicdan azabý duymaksýzýn sergiledikleri bu davranýþlarýn, düþünemeyen, ilkel varlýklara has olduðunu fark edemiyorlar. Ali Bey, hiç okula gitmemiþ; göreve saygýsýzlýk eden memurlarsa diplomalý cahil.. Saatlerce süren bir bekleyiþin ardýndan nihayet iþlerinizi bitirip evinize vardýðýnýzda üçüncü sýnýfa giden kýzýnýz Ayþe kapýda karþýlýyor sizi. -"Babacým, öðretmenim bana bugün davranýþ notu olarak pekiyi verdi." diyor. -"Aferin sana kýzým..." -"Babacým, ben bugün okuldan çýkarken arkadaþlarýmýn açýk býraktýðý lambalarýn ve musluklarýn hepsini kapattým. Öðretmenim de bana çok doðru bir þey yaptýn, keþke herkes senin gibi olsa, dedi. Bana pekiyi vermiþ. Yarýn da sýnýfta bir konuþma yapýp herkese sularý gereksiz yere akýtmayýn, elektriði gereksizse kullanmayýn, devletimizin bütçesine zarar vermeyin diyeceðim." Bir yanda kaçak elektrik kullananlar, mesai saatini telefonda muhabbet ederek doldurmaya çalýþanlar, görevini aksatanlar, devlet hazinesinden kendi cebine aktarmalar yapanlar, banka hortumlayanlar; diðer yanda devletime neden zarar vereyim ki diyerek küçücük bir ampulün bile gereksiz yere kullanýlmasýný istemeyen bir ilkokul öðrencisi... Bir ülke gücünü bireylerin o ülkeyi korumasýndan, ona zarar vermemesinden ve ona zarar verenleri engellemesinden, ülkesini kalkýndýrmak için küçük de olsa bir þeyler yapmasýndan alýr. Bir ülke gücünü bireylerin duyarlýlýðýndan, çalýþkanlýðýndan, sorumluluðundan ve dürüstlüðünden alýr. Düþünsenize; yediden yetmiþyediye, çöpçüsünden memuruna, öðretmenine, doktorundan siyasetçisine, vekiline, öðrencisinden avukatýna, iþçisine iþsizine kadar herkes bu bilince sahip olsaydý Türkiye þimdi çok daha iyi bir durumda olmaz mýydý?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ebru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |