..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýyileþme > Özcan Nevres




16 Haziran 2001
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu  
Özcan Nevres
Genç bir kadýn, bir kum tümseðinin üstüne oturmuþ, hýçkýra hýçkýra aðlýyordu. Gecenin ilerlemiþ saatinde bu ýssýz sahilde yapa yalnýz aðlayan kýzý merak etmiþti. Gidip önüne dikildi. Kýz önünde dikilip duran Selim’i fark etmemiþti bile.


:EGDH:
Hava oldukça durgun, aðaçlarda yaprak oynamýyor. Deniz devasa bir çarþaf gibi. Çevredeki ýþýklar ve dolunay revnaklarla süslemiþ tüm körfezi. Selim kumsalda aðýr adýmlarla yürüyordu. Sanki tüm doða, Selim’in ayaklarýnýn kumlarda çýkardýðý sese kulak vermiþ, çýt çýkarmadan dinliyor. Doða öylesine sessiz. Ýleride bir kum tümseði vardý. Tümseðin yanýna vardýðýnda, bir süre durakladý. Belki de tümseðe oturmakla, oturmamak arasýnda kararsýzdý.Dönüp tümseðin üstüne oturdu. Otururken derin bir oh çekti. Kum yýðýnýnýn üzerine uzandý. Dirseðini baþýna destek yaparak, denizdeki revnaklarý seyretmeye baþladý ve derin bir hayal alemine daldý. Kulaðýna gelen bir aðlama sesiyle, içine düþtüðü hayal aleminden sýyrýlý verdi. Kimdi bu ýssýz sahilde, hem de gecenin bu ilerlemiþ saatinde böyle hýçkýra, hýçkýra aðlayan? Kalktý ve sesin geldiði yöne doðru yürüdü.

Genç bir kadýn, bir kum tümseðinin üstüne oturmuþ, hýçkýra hýçkýra aðlýyordu. Gecenin ilerlemiþ saatinde bu ýssýz sahilde yapa yalnýz aðlayan kýzý merak etmiþti. Gidip önüne dikildi. Kýz önünde dikilip duran Selim’i fark etmemiþti bile.

Haným efendi, gecenin ilerlemiþ bu saatinde üstelik ola bildiðince ýssýz olan bu yerde ne yapýyorsunuz ve niye aðlýyorsunuz? Kýz irkilerek anlamsýz gözlerle uzun, uzun baktý kendisine.

...........

Niye soruma yanýt vermiyorsunuz.

..........

Haným efendi lütfen konuþunuz benimle. Gecenin ilerlemiþ saatinde burada yapa yalnýzsýnýz ve üstelik te aðlýyorsunuz. Ne olur yanýt verin bana. Meraktan çatlatacaksýnýz beni.

Lütfen rahat býrakýn beni. Ben ölmek istiyorum.

Peki ama neden?

Nedenini sormayýn lütfen. Yoksa ölmeye hakkým yok mu benim.

Daha çok gençsiniz. Hatta daha çocuk denilecek bir yaþtasýnýz. Olsa olsa yaþýnýz on yedi veya on sekiz.

Doðruya yakýn tahmininiz. On sekiz yaþýmý doldurmama on gün kaldý..

On yedi veya on sekiz ne fark eder ki. Bu yaþta ölmek istemek çok anlamsýz geldi bana.

Sizinde benim gibi dayanýlmasý olanaksýz dertleriniz olsaydý, sizde benim gibi ölümü arardýnýz.

Ne derdiniz var ki, size böyle ölümü aratýyor.

Hangisini söyleyeyim size? Benim üvey annem var ve beni hiç sevmiyor, bana sürekli hakaret ediyor. Nedensiz olarak babama þikayet ediyor beni. Babam da onun her söylediðine inanýyor ve o da beni ola bildiðince hýrpalýyor. Býktým artýk bu hayattan. Dayak, dayak hep dayak ve hep hakaret. Daha fazla dayanamadým. Evden kaçtým. Ýþ aradým, bulamadým. Kötü önerilerle karþýlaþtým. Belli ki bu dünyada genç bir kýzýn namusuyla çalýþmasý olasý deðil. Evime dönsem babam beni öldürür. Aç ve açýkta yaþanmaz. Söyler misiniz bana ölmekten baþka çarem var mý?

Var tabi.

Nedir

Benimle çalýþýrsýnýz.

Siz kimsiniz ve ne iþ yapýyorsunuz?

Ben inþaat mühendisiyim ve kendime ait bir bürom var.

Peki size nasýl güvenirim. Ya sizde ötekiler gibi iseniz?

Ölmek hiçbir þeyin çaresi deðildir. Yaþamaksa en güzel olgudur. Her þeye raðmen yaþamak çok güzeldir. Benim yaþlý bir annem var. Onu bir görsen çok seveceksin. Ben hiçbir zaman ötekiler dediklerin gibi olamam. Bak etraf ne kadar tenha. Sana kötülük yapmak gibi bir niyetim olsa, bunu çok rahat yaparým. Ne kadar baðýrsan seni duyacak kimse yok çevremizde. Baksana sahil ne denli ýssýz.

.........

Hadi bakalým, sil gözündeki yaþlarý, beraberce benim eve gidelim. Annemi görünce çok seveceksin onu. Çok iyi anlaþacaksýnýz onunla. Deminden beri konuþuyoruz, adýnýzý bile söylemediniz bana.

Sormadýnýz ki. Hem adým neyi deðiþtirir ki? Ha Kader olmuþ, ha Keziban veya bir baþkasý.

Halen güvenmiyor musunuz bana.

Neden güveneyim ki?

Ne inatçý bir kýzsýn sen. Hadi söyle bana gerçek adýný. Kimsin? Gecenin bu ilerlemiþ saatinde burada ne arýyorsun ve neden aðlýyorsun?

Adýmý öðrenmekte niye ýsrar ediyorsun? Bir ay oldu evimden kaçalý. Bu bir ay bana öyle þeyler öðretti ki, en baþta insanlara güvenmemeyi. Hele siz erkekler yok musunuz. Aklýnýz fikriniz, elinize geçirdiðiniz fýrsatý deðerlendirmektir. Hemen etimizden yararlanmak istersiniz.

Siz beni anlamamakta direniyorsunuz. Bakýn etrafýnýza ne kadar tenha. Öyle bir niyetim olsa sizi kim savunacak. Gücün yeter mi elimden kurtulmaya. Çok, hem de çok güzel bir kýzsýn. Her erkeðin aklýný baþýndan alýrsýn. Ben medeni bir insaným. Görevim seni topluma kazandýrmaktýr. Senin bedeninden yararlanmak deðil. Hadi kalk bakalým, gidiyoruz. Annemi tanýdýðýnda bana hak vereceksin.

Eðer bana bir kötülük yaparsan gözlerinin önünde öldürürüm kendimi.

Hadi kalk, at kafandan kuþkularý. Ben annemin tek evladýyým. Annem hep bir kýz evladýn özlemini çekmiþtir. Sen onun özlemini çektiði kýzý olacaksýn. Kýz aðýr aðýr kalktý. Sendeledi, düþer gibi oldu. Selim hemen kolundan tutup kendine doðru çekti.

Ne oldu sana böyle, yoksa aç mýsýn?

Evet üç gündür hiçbir þey yemedim.

Çekinme dayan bana, az ileride arabam var. Hele bir arabaya varalým, gerisi kolay. Aðýr aðýr ilerlediler. Az sonra arabanýn yanýndaydýlar. Arabanýn arka kapýsýný açarak,

Hadi geç içeri. Arkada daha rahat edersin. Dilersen uzana bilirsinde. Kýz yýkýlýrcasýna arabanýn içine girdi. Selim hemen arabayý çalýþtýrýp ilerlediler. Gecenin bu geç saatinde açýk lokanta bulmak olasý deðildi. Bu yüzden evine doðru hýzla sürdü arabayý. Araba hýzla yol alýrken dikiz aynasýndan kýza baktý.

Halen adýný söylemedin bana?

Aysel.... Sesi oldukça titrekti. Belli ki halen aðlýyordu.

Hadi kes artýk aðlamayý. Neredeyse evimize varacaðýz.

***

Eve geldiklerinde kapýyý annesi açtý.

Bu saatlere kadar nerede kaldýn be oðlum? Çok merak ettim seni.

Anneciðim sana bir misafir getirdim. Dilersen ona kýzým da diye bilirsin.

Hani nerede?

Selim kapýyý açarak,

Hadi bakalým Aysel haným, yeni evinize hoþ geldiniz. Aysel arabadan çýkarken kuþkuyla baktý Selim’in annesine.

Ya bu kadýn, bunu neye getirdin bana diye terslerse oðlunu diye geçirdi içinden. Kadýn ilerlemiþ yaþýna raðmen hýzla arabanýn yanýna gidip kýza elini sevecenlikle uzattý. Aysel uzanan eli sýkýca tuttu ve oldukça yavaþ bir sesle,

Sizi rahatsýz etmekten korkuyorum dedi.

O nasýl söz öyle kýzým. Ýnsan konuðundan yüksünür mü? Hadi bakalým geç içeri. Yaþlý kadýnýn bu sevecen sözleri Aysel’i oldukça rahatlatmýþtý. Beraberce eve girdiler.

Selim arabasýný park edip eve döndüðünde annesiyle Aysel’in sohbet ettiklerini görünce çok sevindi.

Oh.. oh maþallah, ana kýz ne kadar güzel anlaþmýþsýnýz. Sohbetinizi bozmak istemezdim ama Aysel’in karný oldukça aç. Ona hemen yiyecek bir þeyler hazýrlayalým.

Aman be oðlum bunu bana hemen niye söylemedin. Akþam yemeðe gelirsin diye yemek hazýrlamýþtým. Hemen ýsýtayým onu. Ana ve oðul beraberce mutfaða yöneldiler. Mutfaða girdiklerinde Selim,

Anne bu kýz üç gündür hiçbir þey yememiþ. Ona yemekten önce hafif bir çorba hazýrlasak iyi olur.

Tamam oðlum, sen bu iþi bana býrak. Hadi sen içeri git, kýzý yalnýz býrakma. Sýkýlmasýn kýzcaðýz.

Peki anneciðim, sen iþini bilirsin. Selim Aysel’in buyur edildiði odaya gitti. Aysel’in karþýsýndaki koltuða oturdu.

Aysel, hazýrda yemek var ama, üç gündür bir þey yemediðin için dokunur diye korktuk. Annem sana çorba hazýrlýyor. Önce hafif bir çorbayla yemeðe baþlarsan hazým sýkýntýsý çekmezsin.

Annen niye zahmet ediyor. Kuru yavan bir þeylerle geçiþtiri verirdik.

Olur mu öyle þey. Sen bizim konuðumuzsun. Konuða ikram geleneklerimizin en güzel yanýdýr. Latife haným az sonra elinde bir tepsiyle geldi. tepsiyi sehpanýn üstüne koydu. Tepside bir kase çorba ve dilimlenmiþ ekmek vardý.

Hadi kýzým, bak tuz ve limon burada. Dilediðince koyarsýn. Ben gidip diðer yemeði hazýrlayayým.

Ne olur zahmet etmeyin, bu çorba yeter bana.

Ne zahmeti kýzým. Sen çorbaný içerken ben yemeði ýsýtýr gelirim. Az sonra bir tabak güveç yemeði ve bir tabak pilavla geriye döndü. Tabaklarý sehpanýn üzerine býraktý. Çorba kasesini kaldýrýp yemek ve pilavý tepsiye koydu.Ya yemekler çok nefisti, yada Aysel’e çok aç olduðu için öyle gelmiþti. Ýþtahla yemekleri yedi.Anne Latife haným boþ tepsiyi alýp mutfaða gitmesiyle, Aysel’de hemen peþinden gitti.

Ne olur, býrakýnda bulaþýklarý ben yýkayayým.

Ne diyorsun sen kýzým. Hele sen bu gece yatýp iyice bir uyu. Yarýna Allah kerim. Ha ben yýkamýþým ha sen. Ne fark eder ki. Sen þimdi git bakayým içeri. Tok karýnla yatmak iyi olmaz. Ben az sonra geleceðim. Biraz sohbet eder öyle yatarýz. Aysel çaresiz oturma odasýna döndü. Selim gülerek,

Ne oldu annem sana bulaþýklarý yýkaman için izin vermedi mi?

Hayýr vermedi.

Acelen ne senin böyle? Hele bu geceyi dinlenerek geçir, yarýna ana kýz yapýlacak çok iþ bulursunuz.

Peki sizin dediðiniz gibi olsun. Selim’in ana kýz sözü büyük bir sevinç duymasýna neden olmuþtu. Gerçekten anne ve kýzý ola bilecekler miydi. Çektiði onca çileden sonra þans yüzüne gülecek miydi? Anne Latife haným yine elinde bir tepsiyle içeri girdi. Tepsinin üzerinde üç bardak limonata vardý. Bardaklardan birini Aysel’in önüne koydu. Birini oðluna verdi. Diðerini de kendisi aldý.

Hadi bakalým limonatalarýmýzý içelim ve sonra da yatalým. Ben senin yataðýný hazýrladým kýzým

Niye bu kadar zahmete giriyorsunuz. Gösterseydiniz ben kendi yataðýmý hazýrlamaz mýydým.

Olsun be kýzým, yarýn sen hazýrlarsýn kendi yataðýný. Limonatalar içildikten sonra Latife haným,

Hadi gel kýzým sana yataðýný göstereyim. Bak yataðýn ucuna pijama koydum. Biraz yaþlý iþi ama, bu gecelik idare edersin. Yarýn çarþýya çýkar beðendiðini alýrýz. Hadi bakalým sana iyi uykular deyip odanýn kapýsýný çekti. Aysel kapýnýn sürgüsünü sürdükten sonra yataðý açtý. Latife hanýmýn verdiði pijamayý giydi. Pijamanýn hiç giyilmediði belliydi. Etiketi bile üzerinde duruyordu. Gönül rahatlýðýyla pijamayý giyip yataða uzandý. Yataða uzanmasýyla kaç gecedir uykusuz geçirdiði gecelerin intikamýný alýrcasýna hemen derin bir uykuya daldý. Uyandýðýnda öðlen olmuþtu.

Eyvah... ben ne yaptým böyle, hiç bu saate kadar uyunur mu diye geçirdi içinden. Kapýnýn sürgüsünü çekip dýþarý çýktý. Latife haným mutfaktan çýkýp karþýladý.

Çok iyi uyuyordun, kahvaltý yapmak için çaðýracaktým. Kýyamadým uyandýrmaya. Olsun varsýn. Kahvaltýyý öðlen yemeðiyle birleþtiririz olur biter. Bak tuvalet karþýda. Temiz havlu da koydum. Hele bir elini yüzünü yýka. Hemen sofraya oturur yemeðimizi yeriz. Aysel anne mi, yoksa teyze diye mi hitap etmem doðru olur diye duraksadý,

Anneciðim, niye her þeyi kendin yapýyorsun. Uyandýrsaydýn beni, hiç olmazsa yemeði beraber hazýrlardýk.

Nasýl uyandýrmaya kýyardým kýzým. Öylesine derin uyuyordun ki. Aldýrma be kýzým, önümüzde daha nice günler var. Gün gelir ben yatarken sen yaparsýn gerekenleri. Ne olacak, zaten bir ayaðýmýz çukurda.

Aman anneciðim sen neler söylüyorsun öyle. Tam kendime bir anne buldum diye sevinirken sen bir ayaðým çukurda diyorsun. Allah geçinden versin. Sensiz ben ne yaparým.

Az da yaþasak, çok ta yaþasak, akýbet gelecektir baþa. Ben seni çok sevdim kýzým. Ýnþallah ölene dek bu evin kýzý olursun. Yýllardýr kýz evlat aþkýyla yanýp tutuþan gönlüm senin sayende þifa bulur. Aysel derin bir iç geçirerek,

Ýnþallah dedi.

***

Aysel Latife hanýmý merak ediyordu. Neden kendisine hiçbir þey sormuyordu. Niyeydi bu suskunluðu? Yoksa tam mutluluðu yakaladýðýna inandýðý bir sýrada, her þey bir anda tersine dönüp yine kendini, önceki günlerinin korkunç girdabýnda mý bulacaktý. Oysa ne kadarda sevmiþti bu yaþlý kadýný. Öz annesini anýmsamýyordu bile. Çok küçüktü annesini kaybettiðinde. Sonrada babasý o acuze kadýný getirip anne diye dikmiþti baþýna. Dayaktan ve hakaretten baþka hiçbir þey görmemiþti o kadýndan. Oysa Latife haným ne kadar da sevecen bir kadýndý. Daha bir gün olmamýþtý kendisini tanýyalý. Öz annesiymiþ gibi davranýyordu kendisine. Üvey annem bu kadýnýn bana gösterdiði sevgi ve þefkatin binde birini gösterseydi, bir kere bile sarýlýp kýzým deseydi, terk edermiydim evimi. Dün ölümü, düþtüðü girdaptan kurtulmanýn tek yolu olarak görüyordu. Bu gün ise umut doluydu. Ah bir sorsa ona neydi bu baþýna gelenler? Neden terk ettin evini diye. Ama sormuyordu. Ýçini açacaktý ona. Bu yaþa gelinceye kadar çektiklerinin tümünü anlatacaktý. Latife hanýmýn sesiyle irkildi.

Aysel, benim güzel kýzým, hadi kýzým ben yemeðimizi hazýrladým. Ýstersen dýþarýda kameriyede yiyelim. Orasý serin olur. Açýk havada yemek yemek, iþtah açar. Hadi sen tepsiyi al, bende su götüreyim. Aysel koþarcasýna mutfaða gidip hazýrlanmýþ olan tepsiyi aldý. Kameriyenin nerede olduðunu bilmediðinden, Latife hanýmýn yol göstermesi için bekledi.Latife haným buz dolabýndan çýkardýðý bir þiþe su ile birlikte iki de su bardaðý aldý. Aysel’i bekler durumda görünce,

Ah ben ne kafasýzým. Kameriyenin nerede olduðunu göstermedim ki sana. Kusuruma bakma kýzým. Malum yaþlýlýk. Hadi gidelim. Bahçeye çýktýklarýnda gördükleri Aysel’i daha da þaþýrtmýþtý. Ne kadar güzel bir bahçeydi bu. Çeþit, çeþit güller ve renga renk çiçekler, hayatýnda görmediði türlerdendi. Gece ay aydýnlýðýna raðmen bu güzelliði fark edememiþti. Latife haným önde o arkada yürüdüler. Kameriyeye vardýklarýnda, Latife haným elindeki þiþe ve bardaklarý masanýn üzerine koydu. Masanýn çekmecesinden çýkardýðý bezle masayý sildi.

Seni beklettiðim için kusura bakma kýzým. Bahçe olduðu için nede olsa masa tozlanýyor. Hadi koy tepsiyi masanýn üzerine. Aysel tepsiyi masaya koyarken bile gözlerini çiçeklerden ayýramýyordu.

Hadi kýzým boþ ver artýk çiçekleri. Bundan böyle o çiçeklerin hepsi senin. Sana bir þey söyleyeyim mi kýzým, sen o çiçeklerden çok daha güzelsin. Ne mutlu bana, ömrümün son deminde senin gibi bir evlat sahibi oldum. Aysel kýzararak Latife hanýmýn yüzüne baktý,

Bir insan nasýl da bu kadar iyi ola bilir diye düþündü. Latife hanýma sarýlýp onu annem diye doya doya öpmek geçti içinden.Zor tuttu kendini. Göz göze geldiler. Ýkisinin de içinden sanki bir sevgi seli akýyordu.

Hadi kýzým, oturalým ve yemeðe baþlayalým. Yemek soðuyunca iyi olmaz. Gerçekten de açýk ve temiz havada yemek yemenin tadý baþka oluyordu. Ýþtahla yediler yemeklerini. Latife haným,

Hadi kýzým, kameriyenin yerini öðrendin. Yemeðin üzerine kahve iyi gider. Ýki kahve yap, karþýlýklý içelim. Aysel boþ kaplarý tepsinin içine doldurup eve gitti. Az sonra dolaptan çýkardýðý soðuk suyla birlikte kahveleri getirdi. Höpürdeterek kahvelerini içtiler.

***

Akþam gün kavuþmak üzereyken selim eve döndü. Ýþleri çok yoðundu ve bu yüzden geç kalmýþtý. Eve girer girmez nefis yemek kokularýyla burnu doldu. Aysel’i karþýsýnda görünce yemeði de açlýðýný da unuttu.Zira içinde korkunç bir þüphe yer etmiþti. Ya yokluðumdan yararlanýp evi terk etmiþse diye. Aysel’i evde bulmasý rahatlatmýþtý. Demek ki tüm kuþkularý boþunaydý.Önce annesinin elini öptü. Sonra da elini tokalaþmak için Aysel’e uzattý. Aysel de uzattý elini. Eller biri biriyle kavuþunca, ikisinin de yüreklerinde ýlýk bir sevgi seli oluþtu. Hele Aysel, yaþadýðý aþýrý heyecan nedeniyle neredeyse yere yýðýlýp kalacaktý.Göz göze bakýþtýlar. Aysel gözlerinden akan sevinç ve mutluluk göz yaþlarýný gizlemek için baþýný öne eðdi. Selim,

Nasýlsýnýz? Gününüz nasýl geçti. Ana kýz koca günü nasýl geçirdiniz. Aysel,

Çok iyi dedi titrek bir sesle. Latife haným,

Ana, kýz yemek hazýrladýk, yemek yedik. Kýzýmýn güzel elleriyle hazýrladýðý kahveleri içtik Daha sonra akþam yemeðimizi hazýrladýk ve senin yolunu gözlemeye baþladýk. Sen de acýkmýþsýndýr. Hemen yemek odasýna geçelim evlatlarým.

Yemek masasýnýn özenle hazýrlandýðý belliydi. Kocaman bir vazonun içerisine, bahçelerinin en güzel çiçekleri yerleþtirilmiþti. Aysel,

Anneciðim siz oturun, ben servisi yaparým.

Peki kýzým, nasýl istersen öyle olsun. Yemekte sessizlik hakimdi. Sessizliði Selim bozdu.

Anneciðim, Aysel üvey annesinden çok çekmiþ, bu yüzden evini terk etmiþ. Ýþ aramýþ hep kötü önerilerle karþýlaþmýþ. Bu yüzden canýndan bezerek intihara karar vermiþ. Tam o sýrada rastladým kendisine. Çok zor ikna edebildim benimle gelmesi için. Benim de o kötü iþ yeri sahiplerinden biri ola bileceðimi düþünmüþ. Seni tanýdýktan sonra o fikrini deðiþtirmiþtir elbette.

Tabi deðiþtirmiþtir oðlum. O artýk bu evin kýzý oldu. Onu hiçbir güç ayýramaz bizden.

Yalnýz bir sorun var. Aysel’in reþit olmasýna dokuz gün kaldý. Bu dokuz gün içerisinde pek ortalýkta görünmeyin. On gün sonra beraberce çýkar, gezer ve alýþ veriþ yaparsýnýz.

Dýþarý çýkmamýzda ne sorun olur ki?

Aysel’in velayeti dokuz gün daha babasýnýn üzerinde. Babasý kýzýný bulursa zorlada olsa götürür. Bu da sorunlara neden olur. Dokuz gün sonra, kendisiyle ilgili kararlarý alma yetkisi babasýndan çýkacaktýr. Hele o gün gelsin, dilediðiniz gibi çýkar gezersiniz.

Olsun varsýn. Biz vaktin nasýl geçtiðini anlamadýk bile. On gün ne ola ki. Göz açýp kapayýncaya kadar sayýlý günler gelir geçer. O sýrada Aysel tabaklarý yemekle doldurmuþtu. Önceden hazýrladýðý salatayý da masaya koydu. Su bardaklarýný suyla doldurduktan sonra kendisi için ayrýlan sandalyeye oturdu. Yemek sessiz bir ortamda yenildikten sonra, latife haným,

Hadi siz kalkýn ben masayý toplayayým dedi. Aysel,

Anneciðim o nasýl söz öyle. Ben varken sofrayý toplamak size mi düþer. O iþ benim görevim. Hele siz oturma odasýna geçin, masayý topladýktan sonra, kahvelerimizi hazýrlar gelirim.

Çok sað ol benim akýllý kýzým. Selim’e

Hadi bakalým oðlum, biz oturma odamýza geçelim. Kýzým rahatça yapsýn yapacaklarýný. Beraberce oturma odasýna yöneldiler.

Aysel masayý toplayýp güzelce silip temizledikten sonra kahveleri hazýrladý. Tepsiye sýraladýktan sonra götürüp önce Latife hanýma ikram etti. Sonrada Selim’e. Son fincaný aldýktan sonra boþ bir koltuða oturdu.

***

Sayýlý günler çabuk geçer derler. Oysa bu dokuz gün bir türlü geçmek bilmiyordu. Aysel her gün erkenden kalkýp, bahçeyi suluyor ve temizliyordu. Tanýnmamak için evde bulduðu bir hasýr þapkayý baþýna geçiriyor, koyu bir güneþ gözlüðü takýyordu. Onuncu gün Selim,

Anneciðim, on günden beri Aysel ile berabersin. Nice zamandan beri evlenmem için ýsrar ediyordun. Aysel ile evlenmek istiyorum desem, nasýl karþýlarsýn.

Allah derim be oðlum. Aysel’i kendi evladým gibi sevdim. Gelinim olmasý ölünceye kadar onunla beraber olmam demektir. Aysel ne der bu iþe. Ya ters tepki gösterirse?

Ben onunla uygun bir zamanda konuþurum. Ýnþallah evlenme teklifimi kabul eder.

Ýnþallah oðlum. O çok acý çekmiþ bir insan. Kuracaðýnýz yuvaya dört elle sarýlýr. Ömür boyu mutlu olursunuz inþallah.

Sen ona, yeri geldiðinde gelinin olmasýný ima et bakalým, tepkisi ne olacak? O sýrada Aysel kapýda göründü,

Ben yemekleri hazýrladým, buyurun yemek odasýna dedi. Ana oðul beraberce yemek odasýna geçtiler. Yemek sonrasý Aysel kahve yapmak için kalkýnca, Latife haným, ben de sana yardýma geleyim dedi.

Aman anneciðim, kahvenin kaynatýlmasý ne ki. Beþ dakikalýk iþ.

Olsun kýzým, mutfakta biraz laflarýz.

Tabi anneciðim, neden olmasýn. Beraberce mutfaða girdiler. Aysel çevik hareketlerle kahveyi hazýrlarken Latife haným,

Ah benim sevgili kýzým, aslýnda bu iþleri yapacak bir gelinim olmasýný ne kadar da arzulamýþtým. Bir türlü kýsmet olmadý. Ýçimden ne geçiyor biliyor musun?

Ne geçiyor ki anneciðim.

Keþke oðlum seni “gelinin” diyerek getirseydi bana. Aysel kulaklarýna kadar kýzararak,

Ama anneciðim, siz çok zengin bir ailesiniz. Benim ailemse fakir sayýlýr. Siz çevrenizden kim bilir ne kadar zengin gelin adayý bulursunuz.

Önemli olan gönül zenginliði. Evime geldiðinden beri bana karþý anneciðimden baþka söz çýkmadý aðzýndan. Oldukça güzel ve hamaratsýn. Oldukça uyumlusun. Bir annenin gelininde bulunmasýný arzuladýðý tüm niteliklerin tümü de var sende. Daha ne isterim ki.

iþlemlerini tamamlamýþ, nikahýnýz haftaya bu gün. Anneciðim, inanýn bana, bu sözlerinizle çok þaþýrttýnýz beni. Ben sizi öz annem gibi bellemiþtim. Selim’i de aðabey gibi belledim. Kim istemez ki sizin gelininiz olmayý. Davulun sesi dengi dengine demiþler. Ben bulunduðum yeri bilen bir insaným. Selim’e kim bilir nice zengin ve yüksek eðitim görmüþ kýzlar taliptir. Ben ancak lise eðitimi görmüþ bir insaným. Býrakýnýz fakir bir ailenin çocuðu olmayý, benim ailem bile yok. Aysel daha fazla dayanamayýp aðlamaya baþladý. Selim ne oluyor diye bakmak için kapýnýn önüne geldiðinde Latife haným oðluna git diye iþaret etti. Sonrada gidip Aysel’in boynuna sarýldý.

Neden aðlýyorsun kýzým. Göz yaþlarýn üzüntüdense kahredersin beni. Býrak artýk aðlamayý. Gözlerine yazýk. Bizi senin ne fakirliðin, nede okumuþluðun ilgilendirmiyor. Neredeyse iki ayý geçti beraberliðimiz. Biri birimize öylesine alýþtýk ki, gerçek anne ve kýzý gibi olduk. Her genç kýz günü geldiðinde yuvadan uçurulur. Ben istedim ki seni baþka bir yuvaya uçurmayalým. Yuvan burasý olsun. Hem kýzým, hem de gelinim ol benim. Aysel dikkatle dinliyordu.

Peki anneciðim, Selim ne der. Benim gibi bir kýzý eþliðe kabul eder mi?

Sen ne diyorsun kýzým? Selim, kýzar gidersin korkusuyla bir türlü açýlamadý sana. Onun en büyük arzusu seninle evlenmek. Hadi bakalým eh de bu iþe. Gidip Selim’e muþtulayayým.

Siz benim annemsiniz. Siz ne derseniz, nasýl uygun görürseniz öyle olsun. Latife haným sevinçle Aysel’in boynuna sarýldý. Sevinç göz yaþlarý arasýnda,

Biliyordum, biliyordum beni kýrmayacaðýný. Ne mutlu bana, senin gibi bir gelinim olacak. Aysel de sarýldý Latife hanýmýn boynuna. Ýki kadýn doyasýya aðlarlarken ocakta taþan kahveye aldýrmadýlar bile.

***

Selim annesiyle Aysel’in aðladýklarýný fark edince bu göz yaþlarý sevinç göz yaþlarýna benziyor. Demek ki oldu bu iþ diye geçirdi içinden. En büyük korkusu, siz beni bunun için mi evinize aldýnýz deyip evi terk edip gitmesiydi. Latife haným Aysel’e

Hadi kýzým sen yeniden kahve yap. Ben oðluma müjdemi vereyim. Oðlunun bulunduðu odaya koþarcasýna gitti. Oðlunun boynuna sarýlarak,

Müjde oðlum, müjde. Aysel seninle evlenmeyi kabul etti.Ýnan bana oðlum. Þu anda sevinçten öle bilirim. Ben Aysel’i öz kýzýmmýþ gibi sevdim. Bundan böyle hem kýzým, hem gelinim olacak.Ne mutlu bana. Þükürler olsun Allah’ýma, bana bu mutluluðu çok görmedi. Selim gözlerindeki sevinç göz yaþlarýný silerken,

Sað ol anneciðim, bu iþ senin sayende oldu. Sana ne kadar teþekkür etsem azdýr. Aysel, elinde kahve tepsisiyle kapýda görününce konuþmayý kestiler. Kahveler içildikten sonra Selim,

Hadi Aysel bahçeye çýkýp biraz dolaþalým dedi.

Ýyi ama annemizi yalnýz býrakamayýz ki.

Annem kameriyede otururken biz küçük bir gezinti yaparýz. Latife haným oðlunun Aysel ile ne konuþacaðýný tahmin ettiði için bahçeye çýkmakta aðýr davrandý.

Aysel ile Selim bahçeye çýktýklarýnda güllerin yoðun olduðu tarafa doðru yürüdüler. Selim Aysel’in elini tutu. Gözlerinin içine bakarak,

Aysel buraya neden gelmemizi istedim biliyor musun?

Hayýr bilmiyorum.

Seni o gece kumsalda bulduðumda, ay ýþýðýnda bile ne denli güzel olduðunu fark etmiþtim. Ýnan bana, seni ilk gördüðümden beri, sana deliler gibi aþýðým. Bu güne kadar sana açýlamamýn nedeni, beni yanlýþ anlamandan korkmamdandý. Bu yüzden, önce annemin konuþmasýný istedim. Annem bana umut verince seninle her þeyi açýk, açýk konuþmaya karar verdim. Önce sormak istiyorum, benimle evlenir misin diye. Ýnan bana seni mutlu etmek için elimden gelen her þeyi yapacaðým. Hadi söyle bana benimle evlenir misin?

............

Aysel niye sorduðuma yanýt vermiyorsun.

............

Aysel sen aðlýyorsun. Neden? Aysel ýslak gözlerini Selim’in gözlerine dikti. Uzun uzun baktýktan sonra,

Beni çok þaþýrttýn Selim. Beni korkutan geçmiþim. Ben fakir bir ailenin çok çile çekmiþ bir evladýyým. Üstelik evinden kaçmýþ, intiharý bile düþünmüþ zavallý bir kýz. Gün gelir cicim aylarý geçtiðinde geçmiþimin seni rahatsýz edebileceðinden korkuyorum. Evden kaçýp, sana rastladýðým zamana kadar, senin yüzüne kir getirecek hiçbir þey yapmadým. Buna raðmen yinede geçmiþimin seni korkuta bileceðinden korkuyorum.

Ben seni seviyorum ve senin geçmiþin, fakir bir ailenin çocuðu olman beni korkutmadýðý gibi, ilgilendirmiyor bile. Ben seni seviyorum ve beraberliðimizin bizi çok mutlu edeceðine inanýyorum. Bu yüzden teklifime evet demeni bekliyorum. Evet dersen yarýn evlilik iþlemlerini hemen baþlatacaðým.

Selim, seninle evlenmek elbette mutlu eder beni. Yine de iyi düþünmeni istiyorum. Bildiðin gibi son piþmanlýk para etmez.

Ben iyi düþündüm ve mutlu olacaðýmýza kesinlikle inanýyorum. Hadi söyle bana benimle evlenir misin?

Senin bu teklifine hayýr demek olasý mý? Ben de seni seviyorum. Benim sana olan sevgim olmayacak dua gibiydi benim için. Bu yüzden bu duygumu hep gizlemeye çalýþtým. Neyi merak ediyorum biliyor musun? Senin evlenme teklifin nedeniyle nasýl oluyor da çýldýrmadýðýmý.

Daha önce de söylemiþtim. Seni ilk gördüðüm o gece aþýk oldum sana. Yanlýþ anlaþýlýrým korkusuyla sana olan aþkýmý gizlemeye çalýþtým. Seninle ayný evde yaþarken sensizliði yaþamak öyle zor ki. Durdular ve uzun uzun bakýþtýlar. Selim kolunu Aysel’in beline dolayýp kendine doðru çekti. Dudaklarýný dudaklarýna uzattý. Aysel’in itirazýna aldýrmadan doyasýya öptü. Aysel heyecandan ölecek gibiydi.

Neden yaptýn bunu diye inledi.

Çünkü seni çok seviyorum.

Ne olur bir daha yapma. Gören olur rezil oluruz.

Niye rezil olacakmýþýz. En geç on beþ gün sonra nikahlý karým olacaksýn.

Ne olur aceleci olma. Nasýl olsa nikahtan sonra her þeyimle senin olacaðým.

Tamam sevgilim. Seni kýrmamak için sabredeceðim. Kameriyeye doðru ilerlediler. Latife haným kameriyede oturmuþ merakla bekliyordu. Ýkisinin de gözlerindeki ýþýltý ve yüzlerindeki ifade olumluydu. Sevinçle,

Hadi bakalým çocuklar ne duruyorsunuz? Verin artýk annenize müjdeyi. Annenizi meraktan çatlatmak mý istiyorsunuz ?

Anneciðim meraktan çatlamaný isteyen kim. Halimizden belli deðil mi neye karar verdiðimiz.

Yinede kararýnýzý aðzýnýzdan duymak isterim

Biz evlenmeye karar verdik anne.

Neee, ne duruyorsunuz, hadi gelin öpeyim sizi. Önce Aysel’e sarýldý, sonrada oðluna. Ýkisini de doya doya öptü. Gecenin geç saatine kadar oturup konuþtular.

***

Selim sabah erkenden evden çýktý. Mutluluktan uçar bir hali vardý. Doðruca bürosuna gitti. Bilgisayarýnýn baþýna geçip, nikah iþlemleri için gerekli dilekçeyi hazýrladý. Nüfus cüzdanlarýnýn foto kopilerini de bilgisayarýndan çýkardý. Gerekenleri tamamladýktan sonra, saatine baktý. Ýþ saatinin baþlamasýna daha zaman vardý. Pasta haneye telefon edip iki tane poðaça istedi. Gelirken bir de çay söyleyi verin dedi. Pastacý çýraðýnýn getirdiði poðaçayý yemeye baþladýðýnda çaycý ýsmarlanan çayý getirdi.Getirilenleri hýzla tüketti. Yine saatine baktý. Mesai saatinin baþlamasýna az kalmýþtý. Hazýrladýðý evraklarý alýp doðruca belediyeye gitti. Evraklarý nikah memuruna verdi. Nikah memuru evraklarý inceledikten sonra,

Deseniz ya Selim bey, bekarlar derneði en müzmin bekarýný kaybedecek.

Ne yapalým Sadýk bey, ne demiþler iki baþ bir yastýk içindir. Bizde doðanýn bu yasasýna uyalým dedik.

Elbette Selim bey, bekarlýðýn sonu yoktur. Evlenmek kutsal bir görevin yerine getirilmesidir. Þimdiden kutlarým sizi. Mutluluklar dilerim.

Sað olun Sadýk bey, teþekkür ederim.

Ben sizin dilekçenizi daha eski bir tarihle iþleme koyacaðým. Nikah gününü haftaya bu güne yazsam uygun olur mu?

Tabi Sadýk bey çok memnun olurum. Nikah memuruyla tokalaþýp ayrýldýlar. Nikah iþlemlerinin bu denli kolay olmasý Selim’i sevindirmiþti. Ýþ yerine döner dönmez evini aradý. Telefona çýkan annesi oldu.

Anneciðim ben nikah iþlemlerini tamamladým. Haftaya bu gün nikahýmýz kýyýlacak.
Çok sevindirdin beni.

Anneciðim, sen Aysel ile birlikte çýk. Beraberce gelinlikçileri dolaþýn. Gelinliði beðendiðiniz yerden bana telefon edersiniz. Ben hemen gelirim.

Tamam oðlum.

Hadi öptüm anneciðim. Telefonu kapattý.

***

Komþular Latife hanýmýn evindeki bu güzel kýzý çok merak ediyorlardý. Her kafadan bir ses çýkýyordu. Kimi akrabalarýnýn kýzý olduðunu söylüyordu. kimi de gizlice oðlunu evlendirmiþ ola bilir diyordu. Yaþý ilerlemiþ Leyla,

Hadi caným, o müzmin bekar, kendini beðenmiþ züppe kim, evlilik kim dedi. Nice komþu kýzý onun gözünün içine bakýyordu, beni ister mi diye. O hiç birimizin farkýnda bile deðildi. O kýz olsa olsa akrabalarýndan biridir. Canan,

Neden öyle diyorsun abla, gönül bu. Belki de hiç birimizi beðenmemiþtir. Allah için kýz manken gibi. Gerçekten çok güzel. Leyla,

Hadi caným, bu kýz kimdir, neyin nesidir bilen yok. Evlilik sadece güzellik için yeterli olmaz ki. Her þeyden önce soyluluk ve asalet gerekir. Canan,

Hepimizin kafasýnda acabalar çörekleniyordu, ben mi, yoksa bir baþkasý mý diye. Atý alan Üsküdar’ý geçti. Bundan böyle hepimizin onlara mutluluk dilemekten baþka yapa bileceði bir þey kalmadý. Leyla,

Hýh niye mutluluk dileyecekmiþiz, öyle soyunu sopunu bilmediðimiz birine? Bu kez de Selma karýþtý söze,

Niye uzatýyorsunuz caným. Kýzýn soylu veya sýradan biri olmasý bizi ne ilgilendirir. Alan razý, veren razý. Leyla öfkeyle,

Aman be bana ne Selim denilen kibir budalasýnýn evlenmesinden. Kýzlar gülüþerek buna ne oluyor diye iþaretleþtiler. Ýþaretleþmeyi fark eden Leyla konuþmasýný kesmek zorunda kaldý.

***

Latife haným, Hadi kýzým hazýrlan bakalým. Sana gelinlik bakmaya gideceðiz. Selim’i fazla bekletmeyelim.

Gelinlik bakmaya mý dediniz anneciðim?

Evet kýzým, gelinlik bakmaya gideceðiz.

Gelinlik için erken deðil mi anne?

Ah kýzým, yaþlýlýk bu, önce onu söylemeliydim.

Neyi anne?

Kýzým, Selim nikah

Haftaya bu gün mü?

Evet kýzým, bu yüzden acele etmemiz gerekiyor. Aysel sevinçten ne yapacaðýný þaþýrmýþtý. Olduðu yerde kala kaldý.

Hadi kýzým ne duruyorsun, hemen git üstünü deðiþtir.

Tamam anneciðim, hemen geliyorum diyerek odasýna gitti. Az sonra üzerinde beyaz bir bluz ve lacivert etekle dýþarý çýktý. Latife haným

Kýzým bu ne güzellik böyle. Ne kadar yakýþmýþ sana bu kýyafet. Tüh, tüh, tüh sana. Aman nazar deymesin kýzýma.

Aman anneciðim o senin teveccühün.

Her zaman mütevazýsýn. Seni bu yüzden çok seviyorum. Hadi gidelim artýk. Önlerine gelen ilk gelinlikçiye girdiler. Aysel kendine uygun gördüðü birini seçti. Latife haným,

Acele etme kýzým. Diðer gelinlik satanlara da bakalým.Biz daha sonra yine geliriz diye ayrýldýlar. Birkaç gelinlikçi gezdiler. Ýkisinin de aklý, o ilk beðendikleri gelinlikte kalmýþtý. Ýlk girdikleri gelinlikçiye geri döndüler. Gelinlik paketlenirken, Latife haným,

Telefon edebilir miyim diye sordu.

Ýþ yeri sahibi tabi teyzeciðim dedi. Hemen ahizeyi kaldýrýp oðlunu aradý. Beklemekte olduklarý gelinlikçinin adýný verdi.Selim

Tamam anneciðim o iþ yerini biliyorum. Hemen geliyorum. Az sonra Selim’de iþ yerine geldi. Ýþ yeri sahibi,

Dilerseniz paketi açalým, hanýmlarýn beðendiði gelinliði sizde görün dedi. Selim,

Ben annemin de, Aysel’in de zevklerine güveniyorum. Onlarýn beðenmesi benim için yeterli. Hesabý ödeyerek, paketin iþ yerine gönderilmesini söyledi. Bir çok dükkaný gezerek yoðun bir alýþ veriþte bulundular. Tüm aldýklarý ile iþ yerine gittiler. Eksik kaldý mý düþüncesiyle aldýklarýnýn tümünü yeniden gözden geçirdiler. O sýrada nikah davetiyelerini sipariþ ettiði matbaadan, davetiyeler de geldi. Eksikleri kalmamýþtý. Selim alýnanlarý arabasýna taþýdý.

Selim’in evinde yoðun bir akraba, dost ve komþu trafiði baþlamýþtý. Kimi yardýmcý olmak amacýyla geliyor, kimileride meraktan. Bu yoðun ilgi nikah gününe kadar sürdü. Nikahtan sonra ilk geceyi evlerinde geçirdiler. Ertesi gün, erken saatte bal ayý için Marmaris’e doðru yola çýktýlar. Yataðan’ý geçtikten sonra Bozarmut köyünden saða sapan dar bir yola girdiler. Aysel merakla,

Selim, hani Marmaris’e gidiyorduk?

Tabi ki Marmaris’e gidiyoruz. Ama önce nefis bir yerde yemeðimizi yiyeceðiz. Bozhöyük kasabasýndan ovaya doðru açýlan bir yola girdiler. Selim,

Ýþte geldik o nefis yere. Nasýl beðendin mi? Aysel böylesine bir güzelliði daha önce görmemiþti. Daðýn yamacýndan kaynayan su kollara ayrýlarak kýr gazinosunun masalarý arasýndan dolanarak gidiyordu. Bazý masalar suyun içine yerleþtirilmiþti. Çýnar aðaçlarýnýn dallarý sanki tüm gök yüzünü kaplamýþtý. Güneþi görmenin olasýlýðý yoktu. Aysel yaramaz bir çocuk gibi hemen ayakkabýlarýný çýkarýp, yalýnayak suya girdi. Girmesiyle çýkmasý bir oldu.

Ay! bu su ne kadar soðuk böyle. Ayaklarým dondu.

Ben seni uyaracaktým ama, inanmazsýn diye düþündüm.

Gerçekten inanmazdým. Garson su kenarýndaki bir masayý hazýrlayýp buyur etti. Garsonun hazýrladýðý masaya gidip oturdular. Garson,

Ne emredersiniz diye sorduðunda Selim,

Bir kilo tandýr ve duble salata dedi.

Ýçki olarak ne alýrsýnýz?

Ýki bira. Aysel eþinin kulaðýna eðilip sordu?

Selim bir kilo tandýrý kim yiyecek?

Merak etme sevgilim, gerisi sýcak sýcak gelsin diye az söyledim.

Selim ne diyorsun sen? Ýkimiz bir kilo tandýrý nasýl yiyeceðiz.

Bir kilo tandýrýn sözü mü olur böyle yerde. Garson suyun kaynaðýndan doldurduðu sürahiyi masanýn üzerine koydu. Aysel bardaðýný doldurmaya davranýnca Selim,

Hemen su içmeye davranma. Karnýmýz aç, su çok soðuk olduðu için dokunur. Garson elindeki tepside getirdiði tandýrý ve salatayý masaya koyduðunda burunlarýna nefis bir et kokusu doldu. Aysel,

Bu ne nefis þey böyle diyerek çatalýný ete daldýrdý. Kocaman bir parçayý aðzýna attý. Et aðzýnda daðýlý vermiþti. Kýsa zamanda eti tükettiler. Selim garsona,

Bir kilo daha diye seslendi. Garson,

Baþ üstüne efendim diyerek mutfaða yöneldi. Aysel,

Selim bu ne biçim et böyle. Hayatýmda böyle þey görmedim. Et dediðin uzun süre çiðnenir. Bu etse çiðnemeden aðýzda daðýlýyor. Selim gururla,

Seni buraya boþuna mý getirdim sevgilim? Gelen eti de kýsa zamanda tükettiler. Garsonun getirdiði hesabý ödedikten sonra, ikram edilen kahveleri içtiler. Aysel,

Keþke burada kalýnacak bir yer olsaydý da burada kalsaydýk.

Çok mu hoþuna gitti?

Hem de nasýl.

Üzülme sevgilim, yolumuzun üzeri güzelliklerle dolu. Dönüþümüzde buraya yine geliriz. Hadi þimdi yolumuza devam edelim.

Tabi sevgilim.

***

Aysel yol boyunca gördüðü güzellikler karþýsýnda ay! þuraya bak diye çýðlýklar atýyordu. Selim,

Az sonra Sakar daðýnýn zirvesine yakýn bir yerden Gökova’yý seyredeceðiz. Bakalým orada ne yapacaksýn?

Orasý çok mu güzel?

Hem de nasýl. Anlatamam sana. Aysel meraktan yerinde duramýyordu. Sanki, arabadan dýþarý fýrlayýp koþarak gidecekti. Selim arabayý korkunç bir uçurumun kenarýnda park etti. Kara Yollarýnýn düzenlediði bir yerdi burasý. Mola verenlerin oturmasý için banklar vardý. Gördüðü manzara baþ döndürücüydü. Sanki havada uçuyorlardý. Aþaðýda daðlar arasýnda geniþ ve yem yeþil bir ova vardý. Ovanýn bir tarafý mas mavi bir denize dayanýyordu. Ovanýn orta yerinde dümdüz, koyu yeþil geniþ bir çizgi vardý. Aysel merakla,

Ovanýn içindeki o geniþ yeþil çizgi ne öyle?

Okaliptüs aðaçlarý sevgilim. Oradan geçeceðiz. Beþ kilometre uzunluðunda yeþil bir tüneldir orasý. Eskiden bataklýkmýþ orasý. Muðla’ya atanan Vali Recai Güreli bataklýðý kurutmak için diktirmiþ o okaliptüsleri.Okaliptüslerin yetiþkinleri günde 300 ton kadar su harcar. Bu nedenle diðer adý bataklýk aðacýdýr okaliptüslerin. Hadi bakalým yolumuza devam edelim.Nasýl olsa yolumuz o aðaçlarýn içinden geçiyor. Arabaya bindiler. Az sonra ana yolu býrakýp yine dar bir yola girdiler. Düze indikten sonra yol bir akar suyun kenarýndan devam ediyordu. Aysel,

Bu ýrmaðýn adý ne?

Bu ýrmak deðil sevgilim. Burasý azmak. Bu suyun kenarýnda on binlerce pýnar var. Bu yüzden buranýn denizi bile buz gibi soðuktur. Bu pýnarlarýn kimi kýþ aylarýnda akar yaz aylarýnda kesilir. Kimi de yazýn akar kýþýn kesilir.

Neden böyle oluyor?

Kýþ aylarýnda akanlar yaðmur suyuyla besleniyor. Yazýn akanlar ise kar sularýyla besleniyor.

O halde neden kýþ aylarýnda akmýyor?

Kýþ aylarýnda karlar donar ve erimez. Bu yüzden akmaz sevgilim. Taþ bir evin yakýnýnda durdular. Evin üç tarafý yeþilliklerle bezeliydi. Arabadan indiler. Selim karýsýnýn elini tutarak,

Gel sevgilim bir de burayý gör dedi. Evin yakýnýndan su uðultusuna benzer bir ses geliyordu. Yeþil bir tünel içinden geçtiler. Önlerinde kocaman bir havuz vardý. Duyduklarý uðultu havuzun kenarýndaki deðirmenin çarkýný çeviren suyun uðultusuydu. Aysel hayranlýkla suyun akýþýný ve deðirmen çarkýnýn dönüþünü izledi. Eþinin omuzuna yaslanarak

Eðer gerçek hayat þu anda yaþadýklarýmsa, ben eskiden hiç yaþamamýþým sevgilim.

Dur bakalým Önümüzde nice yýllar sürecek uzun bir yaþam var. Daha nice güzellikler olacak önümüzde. Akþam karanlýðý basmak üzereydi. Selim,

Hadi sevgilim Marmaris bizi bekliyor. Marmaris’e yöneldiklerinde yollarý Sakar daðýndan görüp merak ettiði geniþ yeþil çizginin içine girdi. Yolun iki tarafýndaki ulu okaliptüslerden oluþan yeþil bir tünel olduðunu gördüðünde, yöreye olan hayranlýðý bir kat daha arttý.

***

Sabah erken kalktýlar. Otelin müþterilerine sunduðu kahvaltýdan sonra çarþýyý boydan boya gezdiler. Çarþýyý gezmek uzun sürmüþtü. Öðle yemeði için lüks bir restorana girip karýnlarýný doyurdular. Otele dönüp görevliye arabalarýný parktan çýkarmasýný söylediler. Görevlinin getirdiði arabaya binip yola çýktýlar.

Nereye gidiyoruz sevgilim?

Söylersem deðeri kalmaz. Az sonra nereye gittiðimizi göreceksin.

Gittiðimiz yer sürpriz mi olacak?

Ýþte bak, sürpriz karþýmýzda. Karþýlarýnda yem yeþil bir orman vardý. Bu ne ormaný böyle? Yapraklarý çýnara benziyor ama, zannediyorum çýnar deðil.

Evet sevgilim, bu orman günlük ormaný. Günlük aðacýnýn bedeninden sýzdýrýlýp toplanan sývý sýðla yaðýdýr. Bu yað kozmetik ve ilaç sanayiinde kullanýlýr. Bu aðaçlarýn bir ilginç yaný da Kuzey küremizde yalnýzca bu yörede yetiþmesi. Güney kürede de yalnýzca Avustralya da yetiþir. Bu nedenle sýðla yaðý çok deðerlidir. Arabalarýný uygun bir yerde park ettiler. Günlük ormanýnýn içine daldýlar. Orman idaresinin koyduðu aðaç masalar ve oturulacak yerlerin tamamý doluydu. Yer bulamayanlar beraberlerinde getirdikleri hasýr ve kilimlerin üzerine yayýlmýþlardý. Çevrede tulumbalar vardý. Tulumbalarýn baþý insan kaynýyordu. Kimileri ellerindeki þiþelere veya sürahilere su dolduruyorlardý. Kimileri de elini yüzünü yýkayarak serinlemeye çalýþýyorlardý. Bir tulumbanýn yanýnda durup sýranýn kendilerine gelmesini beklediler. Selim tulumbanýn kolunu bastýrýp kaldýrmaya baþlayýnca, tulumbanýn aðzýndan gürül gürül su akmaya baþladý. Aysel avuçlarýný birleþtirip suya uzattý.

Aman bu su ne böyle diye bir çýðlýk attý.

Ne oldu güzelim?

Yahu bu su deðil, sanki buz. Elim dondu vallahi. Bekleyenlerin gülüþmelerine aldýrmadan avuçlarýna doldurduðu suyu doya, doya içti. Bu kez de tulumbanýn kolunu kendisi çalýþtýrdý. Selim de elini yüzünü yýkayýp doya doya su içti. Ormanýn her tarafýný gezdiler. Hazýrlýksýz geldiklerinden oturacak yer bulamadýlar. Daha sonra tekrar gelmek üzere ormandan ayrýldýlar. Geri dönüp sahildeki bir çay bahçesine oturup akþamý ettiler. Akþam yemeðinden sonra el ele tutuþup kordon boyu dolaþtýlar.

***

Sabah, kahvaltýdan sonra Datça’ya doðru hareket ettiler. Dar sayýlacak bir yoldan, uçurumlarýn kenarýndan uçarcasýna ilerlediler. Ýniþe geçtiklerinde,

Bak sevgilim, az sonra bu yol üzerindeki en güzel koyun yakýnýndan geçeceðiz. Az ileride eski yola sapýp bir kayalýðýn önünde durdular. Arabadan indiler. Kayalarýn yanýndaki sekiden aþaðýya doðru baktýlar. Aþaðýda harika bir koy vardý.

Bak sevgilim sana az önce söylediðim koy bu. Adý Ýn Koyu’dur. Ýn Koyu’ndan ziyade, Emel Sayýn Koyu olarak bilinir.

Neden Emel Sayýn Koyu diyorlar.?

Emel Sayýn’ýn gözleri kadar güzel olduðu için bu ismi takmýþlar. Baþ Bakan Süleyman Demirel Emel Sayýn’ý çok beðenirmiþ. Datça’ya giderlerken konvoyu burada durdurup koyu göstermiþler ve sormuþlar? Emel Sayýn mý, yoksa bu koy mu daha güzel? Demirel uzun uzun koya baktýktan sonra,

Cevap veremeyeceðim demiþ. O günden bu yana Emel Sayýn koyu olarak anýlmaya baþlanmýþ. Aysel sevgiyle kocasýna baktý.

Sen ne kadar çok þey biliyorsun böyle?

Ne demiþler, çok okuyan mý, çok gezen mi bilir. Ben bir zamanlar modern bir Evliya Çelebiydim. Olacak o kadar. Arabaya binip ana yola çýktýlar.

E... anlat bakalým daha ne gibi sürprizler var?

Az sonra Balýk Aþýrandan geçeceðiz.

Nasýl bir yer orasý?

Datça Yarým adasýnýn en dar olduðu yer. Efsaneye göre, balýklar sýçrayýp adanýn öbür tarafýndaki denize atlarlarmýþ. Olasý bir þey deðil ama, darlýðý anlata bilmek için bu abartýyý uydurmuþlar. Balýk Aþýrana geldiklerinde iyice yavaþladýlar. Aysel yolun iki tarafýndaki koylarý hayranlýkla izledi. Aktur’u ve Özil’i geçtikten sonra, yol yeþil bir ovanýn içinden geçiyordu. Yolun çevresinde sebze bahçeleri, badem, zeytin ve incir aðaçlarý vardý. Reþadiye’de yaþlý bir adam tahta bir tezgah üzerinde incir satýyordu. Durup iki kilo incir aldýktan sonra yola devam ettiler. Datça levhasýndan sapmayýnca Aysel,

Hani Datça’ya gidiyorduk diye sordu.

Datça’ya gidiyoruz.

Levhanýn gösterdiði yola girmedik ya.

Orasý Datça mahallesi. Biz iskeleye gidiyoruz. Eskiden kaza merkezi Reþadiye idi. Ýskele geliþince kaza merkezini iskeleye taþýdýlar. Ýskele adýný Datça olarak deðiþtirdiler. Þimdi Datça ilçe merkezi. Reþadiye ve Datça ise Datça’nýn mahalleleri oldu. O levha bu yüzden yanýlttý seni.

Vay vay neler öðreniyorum.

Daha bu baþlangýç sevgilim. Hele biraz sabret. Daha nice doyumsuz güzelliklerle karþýlaþacaðýz. Datça’ya vardýklarýnda öðle vakti olmuþtu. Arabayý uygun bir yere park ettikten sonra Sahildeki bir restorana oturdular. Yedikleri incirler iþtahlarýný kestiði halde, yine de bolca yemek yediler. Yemekten sonra,

Hadi bakalým, þimdi de Kargý’ya gidiyoruz.

Orasý da ne?

Bak þu karþýda bir havuz var, göre biliyor musun?

Evet görüyorum.

Havuzdan gürül, gürül akan suyu görüyor ve sesini de duyuyorsundur?

Evet görüyorum ve duyuyorum. Eskiden bu su bir deðirmen çalýþtýrýrdý. Gideceðimiz yerdeki su ise tam beþ tane un deðirmeni çalýþtýrýyordu. Þimdilerde ise sadece suyundan yararlanýyor. Yoðun sodalý olan bu sulardan nedense þifa için yararlanýlmýyor.

Çok merakta býrakýyorsun beni.

Hele o güzellikleri gör, merak ettiðime deðdi diyeceksin.

Görelim bakalým. Kargý’ya vardýklarýnda doðruca havuz baþýna gittiler. Gürül gürül akan sularýn arasýnda, eski deðirmenlerin duvarlarý üstünde gezindikten sonra, su yataðýný takip ederek denize ulaþtýlar. Mayolarýný giyip denize girdiler. Yoruluncaya kadar yüzdükten sonra sodalý derenin suyuyla duþ yaptýktan sonra kurulanýp giyindiler. Datça’ya döndüklerinde akþam olmuþtu. Denizdeki hareketlilik acýkmalarýna neden olmuþtu. Deniz kenarýndaki restoranda gittiler. Yemek arasýnda,

Sana bir sürprizim var. Bu gece lüks bir otelde kalmayacaðýz. Nostaljik sayýlacak sýradan bir otelde, Çimen Otelinde kalacaðýz. Tam bir köy havasýnda geçecek gecemiz.

Aman ne güzel olur.

Daha bitmedi. Daha önce edindiðim bir arkadaþýmýn kiralýk yatýyla geziye çýkacaðýz ve doyasýya eðleneceðiz.

Allah aþkýna söyle bana. Sen beni mutluluktan öldürmek mi istiyorsun?

Daha bu baþlangýç sevgilim. Biz ömür boyu mutluluðu yaþayacaðýz. Aysel sevgiyle eþine sarýlýp baþýný göðsüne dayadý.

***

Halil’in yatý iskeleye yanaþtýðýnda Selim,

Hadi bakalým yatýmýz sahile yanaþtý. Bir an önce gidelim. Yata bindiklerinde yatýn sahibi Halil, Selimin boynuna sarýldý.

Nerelerdesin benim can kardeþim. Çok özlettin kendini.

Bende seni çok özledim. Seni eþimle tanýþtýrayým.

Eþim Aysel. Aysel Halil’in uzattýðý elini samimiyetle sýkýp tokalaþtýlar. Baþka konuklar da yata geldi. Biri birini tanýmayan bu insanlar hemen kaynaþý verdiler.O gece müzik eþliðinde doyasýya dans edip eðlendiler. Yorulanlar oturup denizi ve karanlýk daðlarý seyrettiler. Sabaha karþý sahile döndüler. Çimen Oteline gidip ayýrttýklarý odaya yerleþtiler. Günün yorgunluðu nedeniyle hemen uyudular. Öðlen vakti uyandýlar. Selim karýsýna sarýlýp uzun uzun seviþtikten sonra, duþ alýp giyindiler.Hemen bir restoranda giderek karýnlarýný doyurdular. Yine yola koyuldular. Beþ kilometre sonra sola sapan yola girdiler. Oldukça dar bir yoldu girdikleri.

Nereye gidiyoruz?

Knidos’a,

O da nesi.

Ýyonlularýn kurduklar dokuz Knidos’tan en son kurulmuþ olanýna. Yani antik þehir Knidos’a gidiyoruz. Uzun ve oldukça virajlý bir yoldan ulaþtýlar Knidos’a. Önce sahildeki kafeteryada soðuk su ve meþrubat içerek yorgunluklarýný giderdiler. Antik þehiri karýþ karýþ gezerek bolca resim çektiler. Aysel,

Aþk olsun sana, bunca güzel yer gezdik. Hiç resim çekmedin.

Kimin aklýna geldi ki. Nedense burada aklýma geldi. Dönüþümüzde ayný yerlere uðrar, dilediðimiz kadar çekeriz. Tekrar dönüþ için yola çýktýlar. Mesudiye levhasý bulunan yola saptýlar. Mesudiye koyuna ulaþtýlar. Harika bir yerdi burasý. Üst üste çay içerek manzarayý doya doya seyrettiler. Yine akþam olmuþtu. Ayný yoldan dönüþe geçtiler. Karýnlarýný doyurduktan sonra kargýlardan ve hasýrlardan oluþan bir diskoya gittiler. Doyasýya dans edip eðlendiler. Sabaha karþý otele döndüler. Yataða girdiklerinde seviþmeleri uzun sürdü. Gün ýþýrken uyudular. Yine öðle vakti kalktýlar. Öðle yemeðinden sonra Marmaris’e dönmek üzere yola çýktýlar.

***

Sayýlý günler çabuk geçer derler. On beþ günlüðüne çýktýklarý balayý sona ermiþti Sabah erken hareket ettiler. Yine Bozhöyük’teki Pýnarbaþý’na gidip doyasýya tandýr yediler. Yola çýkmadan önce annelerine yola çýktýklarýný bildirdiler. Dönüþ yolunu hüzün ve sevinç karýþým bir duyguyla katettiler. Hüzünlüydüler, zira o güzel günler geride kalmýþtý. Sevinçliydiler, sevgili annelerine kavuþacaklardý. Eve ulaþtýklarýnda annelerini kapýda bekler buldular. Sevinçle sarýldýlar biri birlerine. Selim annesinden hiç bu kadar uzun süreli ayrý kalmamýþtý. Tekrar tekrar sarýldýlar biri birlerine.

Günler hýzla geçip giderken, Aysel’in karný iyiden iyiye þiþmeye baþlamýþtý. Yakýnda bebekleri olacaktý. Doðuma on beþ gün kadar kalmýþtý. Latife haným aniden rahatsýzlandý. Doktor çaðýrdýlar. Ne yazýk ki doktor gelmeden son nefesini verdi. Ölmeden önce gelininin elini sým sýký tutmuþ, hýrýltýlý bir sesle,

Hakkýný helal et kýzým, ben artýk yolcuyum. Doðacak bebeðini görmek isterdim ama kýsmet deðilmiþ.

Annecim, seni çok seviyorum, ne olur ölme sakýn diyerek, elini dudaklarýna getirip durmadan öpüyordu. Ne olur býrakma beni. Sen benim öz annemsin. Ne olur anneciðim, yalvarýrým ölme sakýn. Latife haným hareketsiz kalmýþtý. Öptüðü elin soðumakta olduðunu fark ettiðinde, her þey bitmiþti. Semih doktorla birlikte eve geldiðinde karýsýný annesinin soðumaya baþlamýþ bedenine sarýlmýþ, hýçkýra, hýçkýra aðlarken buldu. Aysel’i soðumaya baþlamýþ olan bedenin üzerinden zor ayýrdýlar. Doktor kýsa bir muayeneden sonra,

Baþýnýz sað olsun. Neylersiniz? Takdiri ilahi bu dedi.

***

Annelerini kaybedeli yirmi gün olmuþtu. Evde büyük bir hareketlilik baþlamýþtý. Tüm hazýrlýklar, evin yeni konuðu içindi. Aysel’in doðum sancýlarý baþlamýþtý. Özel bir hastanede saðlýklý bir doðumla üç buçuk kilo aðýrlýðýnda ki kýzýný kucaðýna verdiklerinde, geçmiþteki ölüm acýsý, yerini büyük bir sevince býraktý. Bebeðin adýný Latife koydular. Annelerinin torununu göremeden ölmesi ise yüreklerinde ömür bayý silemeyecekleri bir sýzý olarak kaldý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Neden Terk Ettin
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.