Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron |
|
||||||||||
|
Kapýda bir anahtar döndü. Kapý yavaþça aralandý, bir karanlýk adam silüeti odanýn içine doðru aktý: - Sevgilim... diye seslendi odaya adam. Cevap gelmedi. Yalnýzdý. Usul adým içeriye girdi, kanepeye uzandý. Bir bebeðin sinir zorlayýcý çýðlýðý odada yankýlandý. Odada kimseler yok, Odada bir yalnýz fazla oturuyordu oysa. Duvarda asýlý bir taklit rimbaud, çerçeveleri süsleyen yalnýz resimler ve her gidilen yerden alýnmýþ ve biriktirilmiþ küçük hatýralar. Odada kimseler yoktu. Bir yalnýz fazla oturuyordu odada. Duvarlarýn rengi badanasýzlýktan solmuþ, kültablalarýnda aðzýna kadar dolu sigara külleri ve pencerenin önünde yýðýnla birikmiþ otobüs biletleri... bir bebeðin sinir zorlayýcý sesi odada ikinci kez yankýlandý, pencerenin karþýsýnda Haliç’ten asi bir þilep boðazý zorluyordu... Oysa bir kaç saat önce dopdoluydu bu yer, bu oda, bu tanýmlanamayacak mekan... Bir kadýn bin usul bekleyiþ buradaydý bir kaç saat önce. Adam bir usul düþünüþ düþündü. Bahar yaklaþýyordu hiç olmayacak bir kudretle. Haliç’teki asi þilep geçip gitmiþti. Adam bir kaç saat önceyi düþündü hiç düþünmeden. Beklemedi. Hesaplamadý. Oturdu ve düþündü. Haliç’e yeni bir asi þilep daha giriyordu. * * * (Koltukta öylece oturan yalnýz kadýn, kaný donmuþ, soðuk ve bedbaht bir edayla usulca yerinden kalktý. Saçlarý düzgün, biçimli simsiyah bir gecenin elinden çýkmýþ; siyah kazaðý düzgün vücudunda biçim almýþ, siyah eteði fazla kilolarýný kapatmýþ... Aðýr adým ve salýnarak yürüdü güzel kadýn. Çok güzel üçgen dudaklarý vardý. Pencerenin önüne yaklaþtý, buðulu cama birþeyler karaladý parmaklarýyla. Her harfin yazýmýndan sonra derin bir acý duyuyordu parmaklarý. Küçük güzel elleri kaldýramýyordu bunu; damardan bir eski þarký yankýlandý birden odada. Sesi tanýmlayamadý. Yandaki daireden odasýnýn içine akýyordu. Altýn rengi notalar doluþtu odaya gümüþ bir hat gibi uzayan portenin üzerinde. Gülmeyi unutmadýðýný ispatladý: Ustaca ve naifçe gülümsedi. Yüzündeki kýrýþýklýklarý kapatan makyajý dimdik ayakta tutuyordu onu. Ani kuvvet pencerenin önünden ayrýldý kadýn. Odadaki tuvalet masasýnýn önüne geçip kendini seyretmeye baþladý. Bir aynanýn karþýsýnda oturuyordu, zahirinde, akýþýna býraktýðý bir öykü geçiyordu aynadan. Çok güçlü bir kadýn gördü o öyküde – aynen þimdi olmak istediði gibi-. Halen ayný gücünün nasýl olmadýðýný düþündü, yadýrgadý kendini, kendinden nefret etti, gözüne aciz göründü herþeyi. Tuvalet masasýnýn çekmecesindeki kullanýlmamýþ peçeteler reyonundan iki peçete çýkartýp öfkeyle silmeye baþladý makyajýný. Hiç losyonsuz, hiç ýslatmaya gerek duymadan yalnýzca gözyaþlarýnýn ýslaklýðýndaki mendiliyle siliyordu bu yalan yüzü! Aðlýyordu hýçkýra hýçkýra, kendisini hep kandýrdýðý þu aptal oyunlardan tiksiniyordu. Belli ki özüne dönüyordu kadýn. Tüm makyaj malzemelerini bir çýrpýda toplayarak dýþarý çýktý. Rimel, far, pudra, ruj... neyi var neyi yoksa hepsini klozetin içine doldurup üzerlerine sifonu çekti ve yine dönüp oturdu aynanýn karþýsýna. Aynaya bakarken birden arkasýndan bir sürgülü hýþýrtý duydu. Aynadan olanlarý izledi. (Gar)dolap kendi kendine açýlmýþtý. Kadýn da biliyordu onun bir gardrop olduðunu. Ama nice yollara açýlýrken topladýðý elbiseleriyle iyi geçinmek için ona (Gar)dolap diyordu. Kapatmak için ayaklandý (Gar)dolabý. Gitti, sürgülü kapýnýn ucundan tuttu, çekti. Beceremedi. Bir daha denedi, yine olmadý. Sanki aðýrlaþmýþtý kapý birden, (Gar)dolap ona yeni bir yol açýyordu, bir ses belirdi kulaðýnda: “Ýlerle”. Elbiseler ayaklanýp bir çýrpýda valize doluþtular. Sonra (gar)dolabýnýn arkasýnda derin ve karanlýk bir boþluk daha gördü kadýn. Bir dehliz açýlmýþtý iþte. Yollar görünmeye baþlamýþtý. Bu hayat ne kadar da sýkýcýydý böyle! Nasýl bir yalanýn içinde harmanlanýp gidiyordu. Kim deðer veriyordu ki ona hem deðil mi? Karanlýk bir dehliz þimdi önünde, onu tüm acýlardan ve bedbahtlýðýndan uzaklaþtýracak bir masal yerine açýlýyordu... Fenere gerek duymaksýzýn dehlizin içine atýverdi kendini kaybedecek hiçbir þeyi kalmadýðýný düþünen kadýn. O dehlizin ardýnda nice yeni aþklar, nice piþmanlýklar umut ediyordu. Daha güçlü bir kadýnýn heykeli vardý orada. Ýlerledi bir süre ve sonra çok dik bir yokuþtan süratle kaymaya baþladý. Yeni bir hayat, yeni bir galeyan ve çoklukla yine bir nihavend yalnýzlýk... Birden heryanýnýn ýslandýðýný farketti. Sonra gözleri görmeye baþladý. Uyandý. Gözlerinde kendi görüntüsü, arkasýnda karanlýk bir baðýl evren... Denizin içindeydi. Þimdi kendini yenileyeceði o gerçek yere, bir sahil kasabasýna gelmiþti. Kasabada yakýþýklý bir adam gördü yalnýz kadýn. Gözlerini alamadý. Adam da boþ deðildi ona. Kadýn (gar)dolabý unuttu az zamandan sonra. Arkasýnda býraktýðý nice öykü aklýna gelmiyordu. Yeni hayatý yenilemiþ ve güçlü kýlmýþtý kadýný. Bir gece adamla kadýn usul adým seviþiyorlardý. Birden herþey hýzlanmaya baþladý. Yüzünde eski aþklar, eski görüntüler göründü kadýnýn. Özenle yeniden yarattýðý yüzü çatlamaya baþladý. Adam delice seviþiyordu kadýnla. Kadýn zorlanýyor, bazen kendinden geçiyordu. Adam son sürat, çýldýrmýþ, sahiplenmiþti kadýný. Ýkisi birden yataða yýðýldýlar az zamandan sonra. - Benimsin, dedi adam. Bugüne kadar sahip olduðum en güzel þeysin. Sana tapýyorum. Þaþkýndý kadýn. Kimseye ait olmak istemiyordu. Sorumsuzca seviþen yeni aþkýn kanatlarýnda sanýyordu kendini. Önce boþvermek istedi bu sözleri ama sonra dayanamadý. O özgür bir kadýn deðil miydi ki? - Kiminim? dedi. - Benimsin tabii. Kadýn sustu, baþýný öne eðdi. Bu büyük güç karþýsýnda yaþadýklarý yeniden gözünün önünden geçti, (Gar)dolabýný anýmsadý, sevdiði bir adam vardý onu hatýrladý ve anladý: Bir hayattan bir baþkasýna gitmek; bir (gar)dolaptaki eþyalarýný valize doldurup, gardan bir bilet almaktan fazlasýný gerektiriyordu. * * * Adam yerinden kalktý, gitti (Gar)dolabýn olduðu odaya. Kapýsýný açtý (Gar)dolabýn. Ýþte, kadýnýn eþyalarý yoktu. Adam bir hafif sýrýtýþ gülümsedi kendi kendine. Arkasýný döndü (Gar)dolaba, tuvalet masasýnýn üzerinde bir not buldu: “Biz seninle bir (gar)dolabýn çekmeceleriydik sürgülü kapý ardýnda. Ýçimizde biraz hazan ve derinden bir naftalin kokusu barýnýrdý, hatýrlýyor musun? Herkes söndürdüðünde ýþýklarý deliler gibi seviþirdik iki çekmece, bir rafa özenip...” Adam sakindi. Yine gülümsedi. Ama bu öncekinden daha belirgin bir gülümseyiþti. Ceketini çýkarttý, bir yemek masasý hazýrladý, mumlarý yaktý... Sakinliðini hiç bozmadý. Yemeðin altýný kapattý ve tam o anda kapýda bir anahtar döndü... (Gar)dolabýn kapýsý kendi kendine kapandý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |