Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Evlilikle ilgili öðütler nedense genellikle kadýnlara verilir. ” Yuvayý diþi kuþ yapar. ” diye kadýnlarý pohpohlayarak ( Önce “ yaðlayarak ” þeklinde yazmýþtým, sonra deðiþtirdim.), destan gibi öðütler verirler. Sanki erkekler her an baþka bir kadýna gitmeye hazýrlarmýþ da, yuvayý hemen terkedeceklermiþ gibi........ Gitmek isteyeni zorla tutamazsýn ki ! Ya da ne kadar tutabilirsin! Uzun lâfýn kýsasý, kadýnlara verilen öðütlerden artýk bana gýna geldi.....Düþündüm düþündüm, otuz yýllýk evli bir kadýn olarak, ben de evli erkeklere öðütler vermeye karar verdim. Çünkü, kadýnlar kadar erkeklerin de öðüde ihtiyaçlarýnýn olduðunu düþünüyorum. ” Evli erkekler ! Bakýn size ne di’ce’m: Evlilikte mutluluðunuzu artýrarak devam ettirmenin sýrlarýný; eþinizin sizi ilk günki gibi büyük bir aþkla sevmesini saðlamanýn ve daha da önemlisi eþinizi mutlu etmenin yollarýný öðrenmek ister misiniz ? Cevabýnýz “ evet ” se, sabýrla ve dikkatle okuyun lütfen. Ýþte, evli erkeklere öðütlerim ( Ukalâca deðil de naçizane ): * Eþinizin doðum gününü asla unutmayýnýz. Eþinizin doðum gününü unutmanýz, öyle araba taksitini ödemeyi unutmanýza benzemez....... Ýllâ ki hediye almanýz gerekmiyor caným! Ona söyleyeceðiniz birkaç güzel söz, yanaðýna konduracaðýnýz bir öpücük, onu çok mutlu edecektir. * Eþinizin doðum gününü hatýrladýðýnýzda da kendisine çelik tencere, duvar saati, katalitik soba gibi acayip hediyeler almayýnýz. Hani derler ya, “ Eþeðe cilve yap demiþler, tekme atmýþ.” diye; sakýn ha ! Demem o ki; attýðýnýz taþ, ürküttüðünüz kurbaðaya deðsin. Böyle hediyeler almanýz, inanýn ki unutmanýzdan daha fazla incitici olacaktýr. “ Ayý eniðini okþarken öldürüvermiþ. ” misali olmasýn yani. * Kendisine , hiç olmazsa arada bir “ Seni seviyorum.” deyiniz. Bakýn, kulaða ne hoþ geliyor ! .....Ona vereceðiniz sevgi bedavadýr, unutmayýnýz. Yani masrafsýz. * Eþiniz yeni bir giysi giydiðinde, saçýný kestirdiðinde veya boyattýðýnda ; ondaki deðiþikliði farkediniz. Bunlarý farketmek için de eþinize sevgiyle bakýnýz. Dinlenmek için kanepeye uzanmýþsýnýz da, öylesine boþ gözlerle tavana bakýyormuþsunuz gibi eþinize bakmayýnýz. * Okuduðunuz gazeteleri, ters çýkarýlmýþ bir giysi gibi ortada býrakmayýnýz lütfen. Eþinizin on tane eli yok ki! Kadýncaðýz hangi birinize baksýn ! Katlayýp yerine koyunuz. Bu, ancak yarým dakikanýzý alýr. * Yemek masasýnda, özelikle kahvaltýda gazete okuma alýþkanlýðýnýzdan ve sanki eþiniz konuþuyor siz de dinliyormuþsunuz gibi arada bir “ Hý- hý! ” deme huyunuzdan vazgeçiniz. Gazetenin eþinizle aranýzda bir duvar oluþmasýna izin vermeyiniz. Çünkü biliyorsunuz ki gazeteler þeffaf deðil. * Yemekte, arkanýzdan sanki Amerikan askerleri kovalýyormuþ gibi alelacele karnýnýzý doyurup, eþinizden önce masadan kalkýp, tv’nin karþýsýna kurulmayýnýz. Servis yapmak için sofraya defalarca oturup kalkan eþinizin yemeðini bitirmesini bekleyiniz. Onu sofrada yalnýz býrakmayýnýz. * Yemekten sonra eþinize “ Eline saðlýk karýcýðým !Yemekler çok güzeldi! ” deyiniz. Bunu söylemek hiç zor olmasa gerek. * Eþinizin özenle hazýrladýðý yemeði büyük bir iþtahla yerken, eþiniz “ Nasýl olmuþ? Beðendin mi hayatým? ” diye sorduðunda; buz gibi ve monoton bir sesle ,” Hý hý! “ deyip geçiþtirmeyiniz. Biraz lügat parçalayýnýz. “ Hýmmmmhýhhhh! Çok güzel. Ellerine saðlýk karýcýðým. Sen yaparsýn da güzel olmaz mý hiç ! ” falan deyiniz. * Eve geldiðinizde; “ Karným çok aç, çabuk masayý hazýrla.” diyerek kadýncaðýzý telâþlandýrýp, tam yemeðe oturacakken Saddam gibi ortadan kaybolup, kendinizi aratmayýnýz ya da televizyonun karþýsýna çakýlmayýnýz. * Hiç olmazsa eþinizin eli bulaþýktayken bari çalan telefona , kapýya bir zahmet siz bakýnýz. Arayan veya gelen her kimse, sizi yemez, korkmayýnýz. Bugüne kadar eþinizi yiyen olmadý çünkü. * Onarým iþlerinde kullandýðýnýz ve iþiniz bittiðinde oraya buraya atýþtýrdýðýnýz; lâzým olduðunda fellik fellik aradýðýnýz çekiç – tornavida – pense gibi âletlerin nerede olduðunu eþinize sormayýnýz. Týpký eþinizin size kek kalýbýnýn, pudra þekerinin nerde olduðunu sormadýðý gibi...Size gerekli olabilecek âletleri, kendiniz belli bir yere koyunuz. * Onarým iþlerinde; eþinizin cýmbýzýný, týrnak törpüsünü, en keskin býçaðýný kullanýp mahvetmeyiniz. Kendinize bir âlet çantasý alýnýz. * Eþinizin kaç numara ayakkabý giydiðini, giysilerinin kaç beden olduðunu bir zahmet öðreniniz. Ola ki bir gün gerekebilir. * Bozulan musluklarý onarmak, gevþeyen hatta düþen vidalarý yerine takmak için, eþinizi kendinize defalarca yalvartmayýnýz. ” Helvayý yapalým ama; üzüm baðda, bað da daðda, hadi tavayý komþulardan buluruz da iþ unla yaðda.” misali, uyduruk bahaneler bulmayýnýz. Eþyalarýn artýk onarýlamaz hale gelmesini beklemeyiniz. Kendinize; “ Sen çakýya sap takýncaya kadar, hýyarýn vakti geçti. ” dedirtmeyiniz. Eþiniz tamirci çaðýrmak istediðinde; ” Ben yaparým, tamirciye ne gerek var! ” diyerek ama yapmayarak, tamirci çaðýrmasýna engel olmayýnýz. Veya ilk boþ vaktinizde yapýnýz. * Çay tabaðýnýzda, kahve fincanýnýzýn içinde sigaranýzý söndürmeyiniz. Size en yakýn yerdeki kül tablasýna uzanýnýz. * Eþiniz konuþurken dinler gibi görünmeyiniz, gerçekten dinleyiniz.Yoksa, ayný þeyi ikinci kez söylediðinde; “Aaaaaaa ! Öyle mi? Daha önce neden söylemedin? ” diyerek, eþinizi dinlemediðinizi teyit etmeyiniz, kendi kendinizi ele vermeyiniz...... “ Çingene marifetini söylerken, hýrsýzlýðýný ele verirmiþ.” * Eve gelir gelmez tv’nin esiri olmayýnýz. Size birþeyler söylemek için aðzýný açan eþinizi her seferinde, “ Bir dakika ! Film izliyorum.” diyerek susturmayýnýz. O anda eþinizin; aðzýnýza götürdüðünüz çayýnýzda veya kahvenizde yabancý bir madde gördüðünü söylemek üzere olduðu ihtimalini düþününüz. Yani en azýndan. * Onca gömleðiniz temiz ve ütülü dururken, kirli olan gömleðinizi giymek için çocuklar gibi diretmeyiniz. Temiz gömleklerinizin suyu çýkmadý ya ! * Eþiniz her ayaða kalktýðýnda, sanki koltuðunuza yapýþmýþsýnýz da kalkamýyormuþsunuz gibi “ hazýr ayaktayken ” diyerek, kendisinden sürekli bir þeyler istemeyiniz. Bazen kendi ihtiyaçlarýnýzý kendiniz görünüz. Karýncanýn çalýþkanlýðýný örnek alýnýz.Unutmayýn, hareket etmek daima iyidir. * Evde her zaman bakýmlý görmek istediðiniz eþinizin karþýsýnda -madem öyle - siz de kaþýnmayýnýz, geðirmeyiniz, diþlerinizi karýþtýrmayýnýz. Hatta evde takým elbise ile oturmayý deneyip, bunun zorluðunu görerek; eþinizin her zaman bakýmlý olmasýnýn, evde güzel giysiler içinde karþýnýzda konu mankeni gibi kýrýtmasýnýn olanaksýz olduðunu böylece anlayýnýz. * Çocuklarýnýz yanlýþ bir hareket yaptýðýnda eþinize; ” Bunlarý bu hale sen getirdin ! ” diye baðýrmayýnýz. “ Suç, iðde de var, yünde de var ; çýkrýkta da var, yünü eðiren kancýkta da var.” Atasözünü hatýrlayýnýz. Emin olun o zaman, tek suçlunun eþiniz olmadýðýný anlayacaksýnýz. * Eþiniz sevinçle; “ Osman! Annemler telefon etti, yarýn bize geliyorlar.” dediðinde, yüzünüzü buruþturarak “ Gene mi! ” demeyiniz. Eþinizin hevesini kursaðýnda býrakmayýnýz. “ Lâkýrdý bilmeyen hödükler, sönmüþ ateþi körükler.” misali, yanlýþ sözler sarfetmeyiniz. Gülümseyerek; ” Yaaa! Öyle mi? Ne güzel! Özlemiþtik zaten.” diyerek, sevinmiþ gibi görününüz. Hatýr için çið tavuk eti bile yenebileceðini unutmayýnýz. * Evi daðýtmak için çaba sarfetmekten artýk vazgeçiniz. Aldýðýnýzý aldýðýnýz yere koymayý hiç ihmal etmeyiniz. Özellikle arabanýzýn anahtarýný ve gözlüklerinizi ikide bir eþinize aratmayýnýz. * Eþiniz size seslendiðinde; gözünüzü tv’den ayýrarak veya baþýnýzý okuduðunuz gazeteden kaldýrarak, yani eþinizin gözlerine bakarak “Efendim caným” (meselâ yani) deyiniz. * Canýnýz meyve istediðinde eþinize “ Meyve yok mu? ” deyip, dolaylý yoldan meyve isteyeceðinize; “ Meyve getireceðim, sen de ister misin? ” diyerek buzdolabýnýn yolunu tutunuz. Hiç olmazsa haftada bir defacýk bunu yapýnýz. * Eþinize, lokantada bir garsona seslenir gibi seslenmeyiniz. Sesinizi biraz yumuþatýnýz. Kendisinin isminin sonuna “ caným ”, “ hayatým ”, “ güzelim ” gibi hitaplar getirmeyi deneyiniz. ( Bu konuda romantik Türk Filmlerinden yararlanabilirsiniz. ) Hem unutmayýn: “ Kör Allah’a nasýl bakarsa, Allah da köre öyle bakar.” * Çayýnýzý elinize veren eþinize; kaþlarýnýzý çatarak ve sanki imtihan eder gibi “ Þeker attýn mý? ” diye sormayýnýz. Bir zahmet çayýnýzýn þekerini kendiniz atýnýz. Attýðýnýz þekerin çayýn içinde eridiðini görmek, sizi rahatlatacaktýr. Lütfen deneyiniz. * Sýrf size çay koymak için eþinizi defalarca yerinden kaldýrmayýnýz. “ Devekuþu uçmaya gelince ayaðýný, yük taþýmaya gelince kanadýný gösterirmiþ.” misali; ” Ben çayýn demini ayarlayamýyorum yaaa ! ” gibi gülünç bir mazeret bulmayýnýz. Eþinizin çayýn demini ayarlama konusunda bir eðitim almadýðýný, bunu deneme- yanýlma yöntemiyle öðrendiðini unutmayýnýz. * Eþiniz yeni bir giysi giydiðinde, saç modelini veya rengini deðiþtirdiðinde; bunun kendisine çok yakýþtýðýný - yalan da olsa - söyleyiniz.....Yalandan kim ölmüþ Allah aþkýnýza! * Bir yere birlikte gitmeye karar verdiðinizde, hemen ceketinizi giyip, kendinizi kapý önüne atmayýnýz. Hele hele ikide bir eþinize kapýdan, “ Haydi ! Nerdesin? Çýkamazsýn zaten bir türlü! ” diye baðýrmayýnýz. “ Yük altýnda öküz baðýracaðýna, kaðný gýcýrdamýþ. “ hesabý......Eþinizin evden çýkarken; ocaðý söndürmek, musluklarý kontrol etmek, tv’yi kapatmak, sizin almayý unuttuðunuz araba anahtarýný arayýp bulmak gibi görevlerinin (!) olduðunu unutmayýnýz. * Yeni temizlediðiniz arabanýza binmek üzere olan eþinize; “Ayakkabýlarýný sil de gir haaaaa!” demeyiniz. Sizin; eþinizin her gün temizlediði evinizde nasýl rahat davrandýðýnýzý; hele hele arabanýn paspaslarýný bile banyoda yýkadýðýnýzý, banyoyu nasýl batýrdýðýnýzý, sigara küllerini yerlere döktüðünüzü hiç ama hiç aklýnýzdan çýkarmayýnýz........” Hindi gelecek yerden tavuk esirgenmez.” atasözünü hatýrlayýp, susunuz. * Birlikte gittiðiniz bir yerde, kalabalýkta eþinizle ilgileniniz. Hele hele çevrenizdeki güzel bayanlarý – hiç olmazsa eþiniz yanýnýzdayken - görmezlikten geliniz. ( Hülya Avþar bile olsa. ) “ Erkeðin kalbi enginar yapraðýdýr, her katýnda bir kadýn yatar.” Atasözünü yalancý çýkarýnýz.( Bence yalan zaten.) * Eþinizle ayný anda sigaraya sarýldýðýnýzda, kendi sigaranýzý yakýp, çakmaðý hemen cebinize atma kabalýðýný göstermeyiniz. Eðer dýþarýdaysanýz, bir yabancýnýn gelip eþinizin sigarasýný yakmasýný önlemek için, önce eþinizin sigarasýný yakýnýz...Bazý arkadaþlýklarýn, yalnýzca bir sigara yakmakla baþlayabileceðini unutmayýnýz. Olur mu olur. Ne demiþ atalarýmýz: ” Beþer, þaþar! ” * Dýþarýdan eve geldiðinizde, kapýyý açan eþinizi itercesine ondan önce içeri girmek için yarýþ yapmayýnýz. Kendisinin önce girmesi için birkaç saniye bekleyiniz.......Çok sýkýþmýþ(!) olsanýz bile, dayanýnýz. Çocuk deðilsiniz ya ! * Sizi iþ yerinizden telefonla arayan eþinizin sesini duyar duymaz; “Merhaba caným!” bile demeden; “ Hýh! Söyle! ” demeyiniz. Hatýrýný sorup kendisiyle nazikçe konuþunuz. * Sýk sýk arkadaþlarýnýzla dýþarýda yemek yiyip geç saatte eve döndüðünüz her gece; “ Tam kalkacaktým, masaya biri geldi.” veya “ Kalkacaktým ama arkadaþlar býrakmadý.” gibi yalanlara baþvurmayýnýz. Hiç kimsenin hiç kimseyi zorla bir yerde tutamayacaðý gerçeðini eþinizin pekâla bildiðini asla gözardý etmeyiniz. “ Ev sahibi kurnaz, pastýrmayý ince ince doðrar ; misafir kurnaz , ikiþer – üçer yutar.” Atasözünü hatýrlayýnýz. * Eþinize hoþ sürprizler hazýrlayýnýz. Bu hoþ sürprizlerin neler olabileceði konusunda, birazcýk kafa yorunuz. Bunun, süper lige kafa yormaktan daha az yorucu, daha önemli ve gerekli olduðunu düþününüz. Sonunda mutlaka ve size özel sürprizler bulabileceðinizi göreceksiniz. Ýnanýn hiç zor deðil. * Kilo vermek için rejim yapan eþinizin çabalarýný farkediniz, onu destekleyiniz. “ Yaþýn kaç oldu senin ! Bu yaþta ne rejimi ! Manken mi olacaksýn? ” gibi incitici sözler sarfetmeyiniz. ”Aslýnda bu halinle de güzelsin hayatým. Ama kilo verince kendini daha hoþ hissedeceksen o baþka.” falan deyiniz. ” Buðday ekmeðin yoksa, buðday dilin de mi yok? ” atasözünü anýmsayýnýz. * Pantolonunuzun çamurlu paçalarýný, evin baþ köþesinde fýrçalayýp, eþinizi çileden çýkarmayýnýz. * Yýllardýr ayný çekmecede duran çoraplarýnýzýn nerede olduðunu ikide bir eþinize sormayýnýz. * Çekmeceleri kapatýrken, çamaþýrlarý nasýl olup da çekmeceden dýþarý taþýrmayý baþardýðýnýzý kendinize sorunuz. Ve bu alýþkanlýðýnýzdan vazgeçiniz. * Uzun zaman mutfaktan salona dönmeyen eþinizi merak ediniz. Veya merak etmiþ gibi davranýnýz. Bir ara yanýna gidip; “ Nerelerdesin caným? ” deyiniz. Yardým etmek gibi bir âdetiniz olmasa bile; “ Ýþin bitmedi mi ? Sana yardým edeyim mi hayatým? ” falan deyiniz. Belki yutar, belli mi olur! * Kazara halýya döktüðünüz sigara külünü, - eþinizin görmez tarafýndan - elinizle daðýtarak kaybedeceðinizi ve bunu eþinizin anlamayacaðýný zannetmeyiniz. Hiç olmazsa, temizlemesi için eþinize haber veriniz. * Eþinizle birlikte dýþarý çýktýðýnýzda, çevrenizdeki erkeklerin eþinize bakýp bakmadýklarýný kontrol etmek için gözlerinizi, yabancý erkeklerin yüzlerinde öyle kap-kaççý gibi fýldýr fýldýr dolaþtýrmayýnýz. Hele hele bu konuda eþinizi – þöyle çaktýrmadan – kontrol etmek gibi bir hataya düþmeyiniz. * Akþamdan sonra, televizyonun kumandasý sanki elinize yapýþmýþ gibi davranmayýnýz. Kumandayla deðil eþinizle evli olduðunuzu hatýrlayýnýz. Zaman zaman kumandayý elinizden býrakýnýz. Eþinizin izlemek istediði bir program olabileceðini veya sizinle sohbet etmek isteyebileceðini unutmayýnýz. Otuz yýllýk evlilik tecrübelerimden yararlanarak ve cesaret alarak evli erkeklere yukarýdaki öðütleri verdim. Sevgili evli erkekler! Yukarýdaki önerileri uygulayýp uygulamamak tamamen size kalmýþ. Hayatýnýz da sizin, evliliðiniz de. Ben sadece mutluluðunuza bir katkýda bulunmak istedim.Yoksa bana ne! Ha! Unutmadan söyleyeyim: ” Evli kadýnlara öðütler yok mu? ” diyorsanýz eðer, yok!.........Çünkü, yukarýda da söylediðim gibi gazetelerde, dergilerde, mecmualarda yüzlerce kez ve sayfalarca yazýldý, çizildi kadýnlara öðütler. Hem de pehlivan tefrikasý gibi. Öyle ki bu öðütlerden, bir kadýn olarak bana gýna geldi. Öðütlerin “erkekler” le ilgili bölümü eksik býrakýlmýþtý. Ben yalnýzca o eksiði tamamladým. Hepsi bu! Evli erkeklere son bir öðüt: Bu yazýyý eþlerinize okutmayýnýz.Yazýyý okuduktan sonra sizdeki olasý deðiþimlerden (inþallah) mutlu olacak eþinizin bana deðil size minnettar kalmasýný saðlayýnýz........Eþinizle birlikte nice mutlu yýllara!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |