..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > 7nci Sanat (Sinema) > Efe Buðra




7 Temmuz 2003
2001:Bir Uzay Efsanesi  
Efe Buðra
2001:Bir Uzay Efsanesi_efsanenin bilinmeyen yüzü


:CBAE:
Uzay_boþluk_sonsuzluk_
Efsane_epik_masal_söylence_

Dünyadan çok uzakta;uzayýn derinliklerinde bir yerlerde Tanrý ile insan konuþmaktadýr.Tanrý üstün olmanýn verdiði güçle alabildiðine merhametsiz, insan ise belirsizliðe karþý meraklý ve huzursuzdur; fakat Tanrý sanýlan þey insanoðlunun tasarladýðý bozuk bir makineden baþka bir þey deðildir...

1968 tarihli “2001:A Space Odyssey” sinema tarihinin en çok konuþulmuþ kült yapýmlarýndan biri olmayý baþarmýþtýr; bunda kuþkusuz filmin yönetmeni Stanley Kubrick’in dehasý ve bununla baðlantýlý olarak filmin aþýrý görselliði önemli rol oynamýþtýr. Film, eleþtirmenler tarafýndan çok tartýþýlmýþ; filmin içeriði hakkýnda bir görüþ birliði saðlanamamýþtýr. Bir kýsým eleþtirmen filmin görsel þaheserliðin ötesinde bir nitelik taþýmadýðýný savunmuþtur; bunun aksine bir kýsým eleþtirmen de filmin ciddi mesajlar içerdiðinde birleþmiþlerdir. Kubrick, kuþkusuz, filmi salt insanlara çaðýnýn ötesinde birþeyler izletmek için yapmamýþ-ki film yapýldýðýnda aya ayak basýlmamýþtý- filmde insan varoluþuna dair motifleri de ustalýkla iþlemiþtir.

Dört bölümden oluþan filmin ilk bölümü Darwin’i anarcasýna ilk çaðlarda, maymun-insanlarýn varoluþ döneminde geçer. Oldukça gerçekçi mekan ve makyajla adeta kendimizi o dönemin içinde buluruz. Maymun-insanlarýn yaþayýþ biçimlerini, kabileler arasý kazananý belli olmayan kavgalarýný, doðanýn kendine verdiði üstünlükle maymun-insanlarý tahakküm altýna alan leoparýn bakýþlarýný, geçiþler halinde izleriz; ‘Monolit’ denilen taþ yaný baþlarýnda belirinceye kadar. Maymun-insanlar ilkelliðin ve ilk karþýlaþmanýn yarattýðý merakla monoliti incelerler. Monolitin ortaya çýkýþýyla birlikte, insanlýk tarihi ve insanýn kendi türü ile diðer türler üzerindeki egemenliði baþlar; bundan sonra maymun-insanlar kemikten alet yapmayý öðreneceklerdir. Kubrick, bu, filmin en önemli sahnesini yani bir maymun-insanýn elindeki kemikle yerdeki kemikleri parçaladýðý sahneyi, filmin tüyler ürpertici müziði eþliðinde, þanýna yakýþýr bir biçimde verir.

Bununla birlikte ikinci bölüm uzay boþluðunda baþlar. Teknoloji ilerlemiþ, uzayda yolculuklar baþlamýþtýr. Rahatlatýcý bir müzik eþliðinde izlediðimiz uzun uzay görüntülerinden sonra bir uzay aracýnýn içinde buluruz kendimizi. Bu sahnede ilk göze çarpan unsur yer çekimsiz ortamda uçan bir kalemdir. Kalem, sonradan bilim adamý olduðunu anlayacaðýmýz uzay aracýnýn tek yolcusuna aittir. Ýleri teknolojiler dünyasýnda yaþayan bir bilim adamýnýn, insanýn varoluþunun kaynaðý olan kalemi taþýmasý ayný zamanda kalemin bilimin de simgesi olduðunu çaðrýþtýrýr. Bu bölümde ana tema monolitin tekrar ortaya çýkýþýdýr. Ama bu defa monolit, aydaki bir kraterin içinde meydana çýkmýþtýr. Bilim adamlarýndan biri taþýn ileri bir uygarlýk tarafýndan, insanlýðýn varoluþundan önce konulduðunu açýklar. Daha sonraki sahnede, monolitle ilk defa karþýlaþan astronotlarýn bu siyah ve pürüzsüz nesne karþýsýndaki þaþkýnlýðý ve meraký, toplumsal ve teknolojik unsurlarý ne kadar geliþmiþ olursa olsun, insanoðlunun içindeki ilkel yaný kaybetmediðini, hala ilk defa karþýlaþtýðýný olgular karþýsýnda ne kadar savunmasýz olduðunu simgeler. Kubrick astronotlara taþýn önünde fotoðraf çektirterek bu sahneye ayrý bir mizah katar.

Üçüncü bölüm uzayda yol alan büyük bir uzay gemisi ile baþlar. Sonrasýnda geminin kendi ekseninde dönen daire þeklindeki ana kumanda bölmesinde koþan bir insan karþýmýza çýkar (Daire ve onun ters yönünde koþan insan dünya-ay iliþkisini hatýrlatýr). Alýþýldýk þekilde uzun süren sahneden sonra, bu insanýn David Bowman adýnda bir astronot olduðunu öðreniriz. Onunla birlikte, gemide Frank Poole adýnda bir astronot ve lahit þeklinde bölmelerde uyuyan, Jüpiter’e gelindiðinde uyandýrýlacak üç bilim adamý, bir de filmin ana temalarýndan biri olan HAL adlý bilgisayar sistemi vardýr. Bu sistem insandan daha akýllý bir makine olarak yapýlandýrýlmýþtýr. Kusursuz bir teknoloji baþyapýtý olan HAL bir noktadan sonra hatalar yapmaya baþlar ve bu onu yaratýcýsýna karþý gelen bir canavara dönüþtürür. HAL artýk, kendisinin kaderini tayin eden insanoðlunun elinden bu üstünlüðü alarak yazgýsýný deðiþtirecektir. HAL’in varoluþunu somutlaþtýran göz artýk insan faktörünü denetleyen bir tanrý konumundadýr(bir bakýma ilk bölümde maymun-insanlarý denetimi altýnda tutan leoparýn bakýþlarýný simgeler). Gemide tek sað kalan insan olan David tarafýndan tornavida ile sistem dýþý býrakýlan HAL’in hafýzasýnýn yavaþ yavaþ geriye gidiþi belki de filmin en dramatik, bir o kadar da ürkütücü bölümüdür. Üçüncü bölümün finalinde, ilkel bir alet olan tornavida ile yaratýsýný saf dýþý býrakmasý, insanoðlunun kendini teknolojiden soyutlamasýný simgeler; ayný zamanda Hz. Davud’un bir mitinde Tanrýnýn bir kavmi maymuna çevirdiði gibi insanýn kendi yarattýðý teknolojiyi þuursuz býrakarak cezalandýrmasý dinsel bir göndermeyi de temsil eder.

Son bölüm filmin tartýþýlmaya en açýk bölümüdür; bu bölümde David tek baþýna Jüpiter’e ulaþýr. Monolit tekrar sahnededir ve bununla birlikte insan uzun bir zaman tüneline girer. Kubrick olaðanüstü renk ve þekil cümbüþüyle Dave’nin yüzündeki korkunç kasýlmalarý bir araya getirerek bizi zaman ve mekan ötesi bir yolculuða çýkarýr; Dave’nin kendini bir odada bulmasý ile gerilim en yüksek düzeye çýkar. Ne var ki filmin bundan sonrasý, zihni yoran bir karmaþýklýk içerir. Odada Dave’nin yaþlanmasýný ve ölümünü aþama aþama izleriz. Dave’nin sonsuza kadar öldüðüne tam inanmýþken, o bir cenine dönüþür, monolitin içinden geçer ve cenin haliyle dünyaya bir bakýþ atar, izleyicinin kafasýnda soru iþaretleri býrakarak.

Dave’e ne olduðu, monolitin varoluþ nedenleri yoruma açýk bir þekilde kalýr. Dave belki insan evriminin yeni bir boyutuna geçmiþtir, belki de insan varoluþunun en baþýna gitmiþtir. Monolitin yaratýcý bir güç olduðu açýktýr; ama bir Tanrý mýdýr veya insanýn kendisini mi simgeler, bilinmez. Cevap belki hiçbir yerde, belki de yaný baþýmýzda. Kubrick zihnimizde bu sorularý býrakýrken, ayný zamanda kendi perspektifinden izleyiciyi özel ve alýþýlmadýk bir yolculuða çýkarýyor. “2001: A Space Odyssey” iþte bu yüzden daha uzun süre konuþulacak ve tartýþýlacak çaðdaþ bir efsane olma özelliðini koruyor_

Not: Yazýmda noktalama iþaretleri yerine bazý yerlerde karþýlaþtýðýnýz ( _ ) dos komutu teknolojinin esir ettiði insanlara dair bir göndermedir...

Saygýlarýmla...
Efe Buðra



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 7nci sanat (sinema) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Üç film birden, Þener Þen...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kuþ Bakýþý [Þiir]
Sonun Baþlangýcý [Þiir]
Dönemeçte [Þiir]
Tutsak [Þiir]
Kapý... [Öykü]
Yapay Gökyüzü... [Deneme]


Efe Buðra kimdir?

Birden büyük, ikiden az, üçe yakýn, dörrten uzak, böyle sürüp giden bir hayatýn yolcusu. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Elias Canetti, Ursula Leguin, JRR Tolkien


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Efe Buðra, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.