..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsandaki gerçek güzelliði ancak yaþlandýkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Zeliha DEMÝREL




16 Temmuz 2003
[[K]]Buruk Turuncuyu Beklemek  
Zeliha DEMÝREL
[[I]]Ýlk adýna bile saygý duymadan kendi yaþýnýn neredeyse üç katý büyüklükteki bir erkeðin yanýna hapsetmiþtim onu. Bir an beynimde çakan þimþeklerin þavkýndan ürktüm. Tanrým ben ne yaptým?... Gencecik bir kýz. Yaþamýnýn pembe penceresindeyken


:BGAI:
Henüz demlenmemiþ bir sabah... Ýskir gitti... Bugün Ýskir’in gittiðinin üçüncü günü (11 Haziran 2003). Ýskir ardýna bile bakmadan, kulaklarýndaki buruk turuncuyu bize býrakýp, küçücük aralýktan uçtu gitti. Eve geleli yirmi gün kadar olmuþtu. Daha önce atölyedeydi. Biraz ürkekti ama genellikle halinden memnun görünüyordu. Ürküsünü aðustos böceði gibi uzun ve gevrek ötüþünden ve sýrmalý üç kuble ibiðini iyice dikleþtirmesinden anlardým. Balkona çýkardýðýmda en çok guguk kuþlarýna yanýk ezgili ötüþüyle, kumrulara da kanat çýrpýþýyla yanýt verirdi. Kafesinde kanatlarýný öylesine uzun açardý ki ben bile bu kadar geniþ kanatlarý olduðuna þaþardým bazen...Belki de uzun zamandýr içindeki ben’i ona özgürlüðü fýsýldýyordu, bazýlarýmýz gibi. Çikolata renkli kafesini çok sever, çoðu zaman dýþarýya bile çýkmak istemezdi. Çýktýðýnda da kafesinin çevresinde gezinir dururdu. Uçmak istemediðini hatta uçmayý unuttuðunu bile düþünür, odanýn içinde uçurmaya çalýþýrdýk. Neredeyse zamanýnýn tamamýna yakýnýný aynalý merdiveninin üzerinde geçirir, saatlerce aynadaki aksiyle konuþurdu. Belki de aynadaki aksi ona uzaklardan öyküler anlatýyordu. Baþka yaþamlardan, baþka diyarlardan, bambaþka baharlardan söz ediyordu...

Aynadaki aksine güvenip güvenmemekte tereddütlüydü ki günlerce aksiyle karþýlýklý konuþur, öteki ben’inin samimiyetini anlamak içinmimiklerini izler, gözleriyle gagasýnýn ayný þeyi söyleyip söylemediðini anlamak için dikkatle süzerdi. Yansýmalarýn her zaman doðruyu söylemediðini o da anlamýþtý. Çünkü sað yanýný solda, sol yanýný saðda gösteriyordu ayna...

Sanýrým günlerce aksiyle bu çatýþmayý yaþadý. Bir yanda doðup büyüdüðü, temel ihtiyaçlarýnýn karþýlandýðý fakat sýnýrlarýný baþkalarýnýn çizdiði evi, diðer yanda aksinin fýsýldadýðý baþkalar...

Baþkalar rengarenk fiyonklarla süslenmiþ kutuydu, içinden ne çýkacaðý belli olmayan, sürprizlerle dolu olan. . Her gün biraz daha artýyordu heyecanla yoðrulmuþ cesareti, fiyongu bir ucundan çekip açývermek için. Ve iþte o gün geldi. Aynadaki aksine gülümser bir edayla son kez baktý, vedalaþýr gibiydi kendiyle, fiyongu bir ucundan gagasýyla yakaladý, bir saniye bile sürmeden açýverdi. Açýk kapýsýndan süzüldü kafesinin, odanýn içinde bir küçük uçan daire çizdi ve kapýnýn üzerindeki on santimetrelik camsýz bölmeden uçup gitti...

O gün paramparça oldum. Evrenin aðýrlýðý yürek çýrpýnýþlarýmýn yanýnda hafif kalýyordu. Akþama kadar bahçedeki otlarýn ve aðaçlarýn arasýnda onu aradým.Balkona çikolata renkli kafesini koydum bekledim, bekledim, bekledim... Gideli üç gün oldu hala bekliyorum.

Beklerken içimden birbiriyle çarpýþan pek çok cümle geldi geçti. Kimisi konakladý, kimisi yalpaladý, kimisi de deldi geçti... Açtýðý fiyongun içinden çýkan onun aradýðý mýydý acaba? Daldan dala uçabilecek mi? Ne yiyip ne içecek? Günlerce bir dalda asýlý aç mý kalacak? Yoksa yere düþüp.....? Bir sevgili özlemi miydi yýllardýr yalnýzlýðý? Eðer öyleyse aradýðý aþký bulabilecek mi? Yoksa dürtülerine ya da cinsellik zaafýna yenik mi düþtü? Kýr çiçeklerine mi vurgundu? Ateþ böceklerine mi? Yozlaþtýrdýðýmýz kanatlarý onu kaç gün uçuracaktý? Yemek için ay çekirdeði nereden bulacaktý? Yolculuðu ay çiçek tarlasýndan geçecek miydi? Geçse bile ay çiçekler yenebilecek olgunlukta olacaklar mýydý? Diðer kuþlar onun ‘babacýðým’ diyen ötüþünü kýskanýp, buruk turuncu kulaklarýný hoyratça gagalayacaklar mýydý?.....

Baþkalar ona yabancý, o baþkalara yabancýydý... Ýki yabancý bir araya gelince ne olacaktý?...

Bütün bu sorularý ardýnda býraktýðýný bilmeden Ýskir uçup gitti...




KÝRAZ KIRMIZISI BEKLEMEK


Gece balkonda yarýsý koparýlmýþ gümüþ mehtaba karþý Ýskir’i beklerken buruk turuncu, birden aklýma geçtiðimiz hafta sonu gittiðimiz Gümüþsü (Homa) Þelalesi geldi.Önce Denizli’ den Çivril’e gittik. Oradan da yirmi kilometre uzaklýktaki Iþýklý Gölünün kenarýný dolaþarak, gölün kenarýnda kurulmuþ olan Beydilli Köyü’ndeki bir balýk lokantasýnda oturduk. Galeta unuyla kýzartýlmýþ levreklerimizi yedikten sonra on kilometre kadar daha uzaktaki Gümüþsu Þelalesi’ne gittik. Düþey ve yatay kurblardan oluþan asfaltý eskimiþ yoldan çýktýktan sonra bir düzlüðe geldik. Tahminimce Akdað’ýn ortalarýna kadar yükseldik. Þelale hala yüksekteydi. Biçimini ve rengini mehtaptan aldýðý her halinden belliydi. Gümüþi renkte, hilal çizerek çaðýldýyordu, Akdað tepelerinden. Suyun düþtüðü yere sekili arklar yaparak düzlük boyunca akýtmýþlardý. Ayaklarýmý soktum, temmuz sýcaðýnda kar ayazý gibiydi. Çaðýltýsý Akdað’ýn heybetini, ayazý kar þerbetini andýrýr türdendi...

Düzlük alanda dolaþýrken birdenbire etrafý kerpiç duvarla çevrili, þelaleye bakan bir bahçeden sarkan dut aðacýna gözüm takýldý. Kocaman kocaman dutlar sallanýyordu. Dala uzanýp birkaç tane yedim. Emin Güler Hocam da yedi. Ve “Ýçerde kiraz da var “ dedi. Bahçe kapýsýna yöneldi. Ben de gittim. Tam kiraz aðacýna elini uzatmýþtý ki tiz bir yaþlý kadýn sesi duyuldu.”Elleme onu”. Baktým sýska, miniminnacýk bir nine elinde sopayla kiraz aðacýnýn dibinde oturmuþ, kirazlarý bekliyor; kimbilir kaç gün ve gecedir!... “Bahçedeki herþeyden yiyebilirsiniz ama kirazdan deðil “ dedi, tiz sesine kýrýrþýk yüzünü karýþtýrarak.” Almanya’dan oðlum gelecek, o çok sever onun için bekliyorum”. Nine oðlu için gecesini gündüzüne katýp annelik özverisiyle aðacýn altýnda kirazlarý bekliyordu... Hemen gecede ortak bir yanýmýz olmuþtu adýný bile bilmediðim nineyle. Ben de Ýskir’i bekliyorum dedim kendi kendime. En çok da ürküsüne titreyerek...Giderek bekleyiþim “Gelmese de olur, iyi olduðunu bileyim yeter” e dönüþmeye baþladý...Bir hafta geçti, acaba ninenin oðlu geldi mi Almanya’dan? Yoksa hala bekliyor mu? (Nine için sevgisinin gücünü kattýðý kadmiyum kýrmýzýsý kirazlar, fiyongunu açmýþ oðul için manavýn vitrininde sýralanmýþ sebze meyvalardan herhangi biriyse...) Ýskir geri gelecek mi? Kirazlar aðaçta kuruyup, bahçeyi kiraz kýrmýzýsýna mý boyayacak ?....

Hepimiz gönüllü bekleyenler ordusu deðil miyiz aslýnda? Hep birilerini, bir þeyleri, yarýnlarý beklemiyor muyuz? Pek azýmýz beklediðimize kavuþuyoruz belki de. Hayal kýrýklýklarý, her beklediðimiz durakta yüreðimizdeki çizgiyi daha da derinleþtirmiyor mu?... Ýçimizdeki aynanýn bilinmedik baharlarýna sürüklediðinde öetki ben’imiz aslýmýz hep beklemekten yana deðil mi? Kaçýmýz Ýskir’in gösterdiði cesareti gösterip yaþamýmýz pahasýna fiyongu açabiliyoruz? Hatta beklediðimizi kaçýrdýðýmýz duraklarda koþmak yerine bir sonraki vagonu beklemiyor muyuz, türevi olduðunu bildiðimiz halde?...

Saat sabahýn beþi... Guguk kuþlarý çoktan ötüþmeye baþladý... Kulaðým onlara cevap verecek bir kýrýntý bekliyor balkonda....

Uzaklardan tiz bir ses yankýlanýyor “Elleme onu”!...




YEÞÝLÝMSÝ SARIYA ALIÞMAK

Ýskir gittiðinden beri Maviþ kendi kafesinde durmadan feryat figan. Ýkisi ayrý ayrý kafeslerde ama iki buçuk yýldýr hep yanyana komþu olduklarý için birbirlerine çok alýþmýþlardý ve ayrýlmýyorlardý. Birisini alýp baþka odaya götürsem, diðeri baþlýyordu çýðlýk atmaya. Yýllarýný paylaþtýðý ve artýk dostluðuna güvendiði arkadaþý onu terk etmiþçesine yalnýzlýðýn paylaþýlmaz hüznünü eklediði garip bir ses tonuyla ötüyordu. Hiç durmadan “babacýk” diye çaðýrýyordu adeta. O da bekliyordu Ýskir’i. Ne yapacaðýmý bilemedim. Ve aklýma bir tane daha muhabbet kuþu alýp Maviþ’in kafesine koymak geldi. Dün ilk iþ olarak kuþ satan dükkana gittim. Yaþadýklarýmý anlattým.Anlattýklarýmla uzaktan yakýndan ilgilenmeden içi boþaltýlmýþ ses tonuyla “siz beðenin biz verelim” dedi satýcý. Oradan bir tane yeþilimsi sarý bir kuþ gösterdim.Diþi olup olmadýðýný sordum. “Diþi” dedi. Alýp eve getirdim.Adýný da kendimce Yeþim koydum. Yedi aylýk olduðunu söylemiþti. Maviþ’in kafesinin içine býrakýverdim. Maviþ neye uðradýðýný þaþýrdý. Bunca zamandýr kafesinde yalnýzdý. Kafesin köþelerine kaçmaya baþladý. Ürktü. Belki de temkinli olmak istedi. Endiþeli gözlerle bakýyordu. Çýkardým, elime aldým, biraz öpüp okþadým, konuþtum, sakinleþtirmeye çalýþtým. Sustu... Yeni konuðumuza Yeþim diye birkaç kez seslendim. Aldýrýþ etmedi. Belki de daha önceden baþka bir adý vardý...Eyvah!...

Ýlk adýna bile saygý duymadan kendi yaþýnýn neredeyse üç katý büyüklükteki bir erkeðin yanýna hapsetmiþtim onu. Bir an beynimde çakan þimþeklerin þavkýndan ürktüm. Tanrým ben ne yaptým?... Gencecik bir kýz. Yaþamýnýn pembe penceresindeyken , hoyratça camý kýrýp onu almýþ ve bilmediði tanýmadýðý hatta fiyongunu bile kendi açmadýðý bir yaþama býrakmýþtým . Ayþeler, Fatmalar, Asiyeler, Emineler, Zeynepler,...gibi....Ýki yabancý ayný odada ne yapacaklardý.Belki biri diðerine ýsýrgan otu gibi kokacak, diðerinin týrnaklarý ötekine çuvaldýz gibi batacaktý. Belki yaþlý, genci baba þefkatiyle kucaklayacak, fakat genç kendisine on iki yaþýndayken tecavüz eden üvey babasýný hatýrlayarak bu kucaklamadan ürkecekti.Belki de yýllarýn yalnýzlýðýnýn aðýrlýðý yerine, gencin önünde eðilecekti Maviþ. Ya da susamýþlýðýn ýzdýrabýna yenik düþüp hoyratça erkekliðini gösterecekti ona. Yeþim de bu acýlarý biriktirip bulduðu ilk fýrsatta onu terk ederek öcünü alacaktý kim bilir!..Ya !.... Yeþim erkek kardeþlerinin arasýnda erkek gibi büyütüldüyse, sekiz kýzlý ailenin dokuzuncu kýzý olarak dünyaya gelip erkek özlemiyle , ya da tek çocuk ise ve erkek egemen toplumda her zaman kendini savunmasý için ve hatta kimliðini aþaðýlayan bu toplumdan ‘erkek gibi kýz’ damgasýný taþýmak adýna erkekçe yetiþtirildiyse; baskýlarla geliþen bedeninde genleri de baskýlara eþlik ediyorsa, onu hemcinsiyle birlikte yaþamaya itiyorsa ne olacaktý?... Veya Maviþ yýllardýr hapsedildiði yalnýzlýðýnda yaþama küstüyse, kimseyle birlikte olmamaya yemin ettiyse, yozlaþtýrdýðýmýz için belki de nötrleþtiyse ne olacaktý?... Ona sunulaný tanrýnýn bir lütfu olarak algýlayýp sevinçten koltuklarý mý kabaracak, yoksa iç dengelerini mi arayacaktý onda?...

Yüzlerce, binlerce eyvah!....

Turuncunun arzusuna ulaþmasýný, kirazýn kýrmýzýsýna kavuþmasýný, Maviþ’in yeþilimsi sarýya alýþmasýný bekliyorum!...



--------------------------------------------------------------------------------



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Civan Perçemi
Dutpaze
At Kestanesi Zamaný

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sarýmpatý Ve Ýhtiyar Dilenci
Elma Þekerleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Savaþsýz bir dünya düþlediniz mi? 'Ebruli' [Þiir]
Sevgiliye... [Þiir]
Mavi Çocuk ve Savaþ [Þiir]
Eflatun Sokak [Öykü]
Kýrýtan Gün [Öykü]
Ferforje Hanýmlarýn Rujlu Pencereleri [Eleþtiri]
Bu savaþýn çýðlýklarý bir tabloya sýðmayacak sevgili Picasso [Eleþtiri]
Su Gelini Oyunu [Ýnceleme]


Zeliha DEMÝREL kimdir?

Ýnþaat mühendisiyim. Þu an mühendislikle uzaktan yakýndan ilgim yok. Amatörce plastik snatlarla uðraþýyorum. Okumayý ve yazmayý çok seviyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
M.Mungan, Ali Atmaca, A.Altan, I.D. Yalom, Picasso


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Zeliha DEMÝREL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.