..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Pastorel > Esin Yardýmlý




16 Temmuz 2003
Kül  
Esin Yardýmlý
‘Her yere, bir yere ya da hiçbir yere gitmek isterim.’ dedi Sigara Külü gülümseyerek. ‘Sana hangisi uygunsa..’


:DCED:
‘Bu dediðin doðru, ama..’ dedi pencerenin yanýnda oturan genç adam. Yanýndakilerle konuþmaya devam etti. Elindeki sigaraya baktý. Sigarasýnýn külü oldukça uzamýþtý. Kolunu pencereden dýþarý uzatýp sigarasýnýn üstüne hafifçe vurdu. Sigara Külü pencereden dýþarý savruldu... Kimse o sýrada pencereden düþmekte olan Sigara Külü’ne dikkat etmedi. Kimse o anda aðaçlarýn yapraklarýnýn hafifçe sallanmasýný ve güneþin ýþýðýnda hafif hafif parlamasýný saðlayan Rüzgâr’ýn, külün düþmemesi için hýzla esmeye baþladýðýný görmedi. Kimse Sigara Külü’nün düþmeyip, gri ve minik parçacýklarýný kaybedip duran bir sinek gibi uçmaya baþladýðýný farketmedi... O sýrada pencere pervazýnda oturan ve diðerlerinden daha küçük gözüken kýzdan baþka...
‘Merhaba..’ dedi Rüzgâr yumuþak bir þekilde eserken.
‘Merhaba..’ dedi Sigara Külü, yumuþak Rüzgâr sayesinde hafif hareketlerle havada süzülürken. ‘Nereye gidiyoruz?’
‘Bilmem...’ dedi Rüzgâr. ‘Her yere, bir yere, ve hiçbir yere... Gökyüzüne, okyanuslarýn üstüne, çöllerin ortalarýna, aðaçlarýn arasýna, sen ve ben nereye istersek oraya...’ Sonra güldü. Yanýndan geçtikleri aðacýn üzerindeki kuþlar, Rüzgâr’ýn þiddetle üzerlerine gelen kahkahasý yüzünden havalandýlar. ‘Ben de bilmiyorum neden seni her yere, bir yere ya da hiçbir yere götürmek istediðimi..’ diye devam etti Rüzgâr. ‘Sanýrým yanlýzlýktan sýkýldým, lütfen arkadaþýn belle beni..’
Sigara Külü ne diyeceðini þaþýrmýþtý. Tarlada yapraklarý biraz biraz büyümeye baþladýðýndan beri... Ýçine yerleþtirilen türlü zehirli maddeyle hazýrlandýðý günden beri... Sigara paketine ilk konduðu günden beri... Bir kül tablasýnda diðer sigaralarýn yanýnda tozlaþmýþ bir þekilde durmayý hayal etmiþti. Ýstemeyerek de olsa insanlarý zehirleyen bir varlýk için güzel bir rahatlama yöntemi olmalý bu... diye düþünürdü. Bu durumda sanýrým hiçbir zaman küllüklere eriþemeyecekti... Çeþitli yollardan geçip (ki arada çöplerin de olduðunu biliyordu) sonunda topraða, çimenlere, Doða’ya dönemeyecekti...
‘Nereye gitmek istersin?’ diye sordu Rüzgâr. ‘Bu günlerde þöyle hafif bir Rüzgâr’a her yerde, bir yerde ya da hiçbir yerde kimse bir þey demez. Çünkü benim gibi bir Rüzgâr her yerde, bir yerde ya da hiçbir yerde kimseyi rahatsýz etmez..’
‘Her yere, bir yere ya da hiçbir yere gitmek isterim.’ dedi Sigara Külü gülümseyerek. ‘Sana hangisi uygunsa..’
‘O zaman her yere gidelim!’ dedi Rüzgâr. Üstlerinden geçtikleri otlar, þiddetlenmiþ olan Rüzgâr yüzünden yere yattýlar. ‘Üzerindeki toz parçalarýný sýký tut, kafandaki bütün dertleri unut, gözlerini sýkýca yum, ve beðeneceðin bir yerde olacaðýný um..’
‘Neden sürekli kafiyeli konuþuyorsun?’ diye sordu Sigara Külü. Rüzgâr hýzýný arttýrmýþtý ve Sigara Külü’nden küçük, gri külcükler dökülmeye baþlamýþtý.
‘Rüzgâr dediðin dümdüz bir yolda dümdüz esmeli, onu farkeden kimselere kendini beðendirmeli, her parçasý diðeriyle uyumlu olmalý, bu uyumuna da yakýþmalý konuþmalarý..’ dedi Rüzgâr. Sonra biraz durakladý. ‘Hadi, þimdi uçmanýn tadýný çýkar. Etrafýný süzmeye baþla. Sonuçta normalde küller ne rüzgarlarla konuþur ne de uçar. Bu arada dikkatli ol, yokolacaksýn kaþla göz arasýnda!’
Sigara Külü umutsuzlukla kendisinden kopan parçacýklarýn Rüzgâr’ýn gerisinde kalmalarýný izliyordu. Gerçekten de biraz sonra üzerindeki bütün parçacýklar uçabilir, bu durumda da kendisi yokolabilirdi.. Kaþla göz arasýnda...
Yine de.. diye düþündü Sigara Külü. Kendisinden ayrýlacak birkaç kül parçasý için böyle güzel bir yolculuða hayýr denmez... Ben en iyisi keyfime bakayým...
Daha sonra aþaðý bakmaya baþladý Sigara Külü...
Nereye mi bakýyordu?
Aþaðý, topraða, topraðýn üstündeki minik karýncalara, karýncalarýn yanýndaki küçük taþa, taþýn üstünde oturan küçük çocuða ve çocuðun elindeki dondurmaya ayrýntýlarýn hiç birini seçemeyeceði kadar uzaklaþana kadar baktý.
‘Neye bakarsýn, öyle dalgýn dalgýn?’ diye sordu Rüzgâr, Sigara Külü’ne.
‘Aþaðý, topraða, topraðýn üstündeki minik karýncalara, karýncalarýn yanýndaki küçük çocuða ve çocuðun elindeki dondurmaya bakýyordum...’ dedi Sigara Külü baþka bir yere bakarken.
Nereye mi bakýyordu?
Aþaðý, daðlara, daðlarýn üzerindeki ormanlara, ormanlarýn yanýndaki açýklýklara, açýklýklardaki koyunlara ve koyunlarýn baþýnda duran çobana bakýyordu. Rüzgâr yavaþlamýþtý. Koyunlarý korkutmak istemiyordu. Bu yüzden Sigara Külü koyunlarý, çobaný, ormaný ve daðlarý dikkatle inceleyebildi.
Daha sonra türlü yerlerden geçtiler. Gerçekten de her yere gittiler. Pizza Kulesi’ni, Eyfel Kulesi’ni, Özgürlük Anýtý’ný, Çin Seddi’ni ve Everest Tepesini gördüler. Kuzey Kutbuna ve Sahra çölüne gittiler. Yaðmur ormanlarýný ve Büyük Okyanus’u geçtiler. Ama Sigara Külü bunlarla pek ilgilenmedi. O daha çok çevresinde dolanan insanlarý merak ediyordu ve onlarý inceliyordu. Rüzgâr binalarýn, apartmanlarýn, aðaçlarýn çevresinde turlar atarken o insanlarý tek tek süzüyordu.
Bazýlarý uzun saçlý, bazýlarý kýsa saçlýydý. Bazýlarý uzun, bazýlarý kýsaydý. Bazýlarý erkek, bazýlarý kýzdý. Bazýlarý sanatçý ruhlu bir ressam ya da bir yazar, bazýlarýysa sadece bir iþadamý ya da iþkadýnýydý. Bazýlarý genç, bazýlarý yaþlýydý. Doða’nýn da bütün bu iþlerde parmaðýnýn olduðunu bilenler ve Doða’yý sevenler vardý. Ama onu takmadan yaþamýna devam edenler, para için yaþayanlar da vardý. Ama bir ortak özellikleri vardý hepsinin. Birbirlerinden habersiz koskocaman bir birlik olmuþ, dünyayý her þeyle dolduruyorlardý...
Aradan haftalar geçti. Sigara Külü Rüzgâr’la beraber gelmiþti yine Türkiye’ye, Ýstanbul çevresindeki boþ yerlerde dolaþýyordu. Ve bir çayýra geldiler..
‘Rüzgâr..!’ dedi Sigara Külü hevesle. ‘Biraz daha alçaktan uçsana!’
‘Ama biliyorsun aþaðýdaki onlarca engeli, aralarýndan asla güvenle geçiremem seni, bir ota çarptýn mý gitti yaþamýnýn tüm güzellikleri, ama çok ýsrar edersen yavaþ yavaþ uçarýz tabii..’ dedi Rüzgâr.
‘Alçaktan uç, bütün toz parçalarýmý sýký sýký tutarým.’ dedi Sigara Külü. ‘Þimdiye kadar hiç topraðý, çimenleri ve böcekleri görmemiþ olmana çok þaþýrdým doðrusu..!’
‘Nereden anladýn?’ diye sordu Rüzgâr.
‘Eðer onlarýn arasýnda biraz dolaþmýþ olsaydýn hemen aþaðý inerdin de, ondan..!’ dedi Sigara Külü.
‘Sen o güzellikleri nereden biliyorsun ki?’ diye sordu Rüzgâr yine.
‘Ben bir bitkiydim!’ dedi Sigara Külü gülerek. ‘Diðer bütün bitkiler gibi topraktan çýktým. Yavaþ yavaþ büyüdüm ve topraðýn alçaklarýnda uzun bir dönem geçirdim. Tabii bu fabrikaya gönderilmemden önceydi. Üzerime böcekler týrmandý, yapraklarýma arýlar ve kelebekler kondu..’
‘Onlar da ne?’ diye sordu Rüzgâr.
‘Tanrým...!’ dedi Sigara Külü gülerek. ‘Hepimiz Doða’nýn içinde yaþayan canlýlarýz! Ama sizin birbirinizden, ya da en azýndan senin onlardan haberin bile yok?!’
‘Olmak zorunda mý?’ diye sordu Rüzgâr. ‘Doða artýk bitti...’ diye ekledi. ‘Ben insanlarýn artýk kullanmadýðý yelkenlileri ve yeldeðirmenlerini çalýþtýrýrdým, evlerinin içinde bir camdan öbür cama bütün odalarý gezer dolaþýrdým. Ama artýk elektrikle çalýþýyor herþey –buna evlerinin içindeki klimalar da dahil, her lüks var insanlarda ve artýk kaldý bize esmek için sadece okyanuslarla sahil...’
‘Seni bilmem ama ben insanlarý seviyorum...’ dedi Sigara Külü. ‘Çeþit çeþitler... Kimisi dediðin gibi, seninle ilgilenmiyor.. Hatta yakýnda unutacak seni, ihtiyacý bile kalmayacak.. Kimisiyse oturup senin sayende eðilen bütün çimenleri bir bir çizmek, senin sayende yükselen dalgalarý bir bir aþmak için elinden geleni yapýyor... Kimisi dünyada gördüðü her þeyi kafasýnda biriktiriyor ve beðendiklerini eline geçen her þeye yazýp insanlarla paylaþýyor. Kimisiyse... Beni içiyor iþte.. Ýyisiyle kötüsüyle, aptalýyla akýllýsýyla beni ve benim gibi baþkalarýný içiyorlar böyle. Bilinçli ya da bilinçsiz bir þekilde, yavaþ yavaþ intihar ediyorlar...’
‘Biliyor musun..?’ diye devam etti biraz sonra. ‘Biraz acýyorum onlara..’ dedi Sigara Külü dalgýn dalgýn. ‘Þu yarattýklarý þeylerle kendilerini öldürüyorlar ya.. Silahlarla falan.. Korkunç bir þey!’
O sýrada Rüzgâr konuþmaya baþladý. ‘Dikkat et alçaktan uçmaya baþlýyorum, sýký tutun otlarýn arasýna giriyorum’ dedi ve sert bir dalýþla çimenlerin arasýna girdi. Çevrede böcekler, çiçekler ve bir sürü minik minik canlýlar vardý. Sigara Külü’nün gözleri doldu. Eski zamanlarý hatýrlamýþtý. Buradaki otlardan biri olduðu, minik yapraklarýnýn büyümeye baþladýðýný farkettiði zamanlarý... Sonra çevresine bir sürü insan gelmiþti, orasýný burasýný yoklamaya baþlamýþlardý... Belli bir süre sonra da büyük acýlar çektiðini hiç fark etmeden yapraklarýný üzerinden bir bir koparmýþlardý. Tek tek, acý acý hissetmiþti onlarý kendine baðlayan bütün liflerin koptuðunu... Daha sonra... Kurutmuþlardý yapraklarýný... Toz haline getirmiþlerdi, baþka tozlarla karýþtýrmýþlardý. Pek de iyi olmayan tozlarla....
‘Neyi düþünürsün, öyle üzgün üzgün?’ diye sordu Rüzgâr usulcacýk. Bir yandan da çimenlerin arasýndaki güzelliðe, bu güzelliði nasýl olup da hiç farketmediðine, çevredeki böceklere ve küçük küçük kelebeklere þaþýrarak esiyordu.
‘Gelmiþi ve geçmiþi..’ dedi Sigara Külü. Sonra çevresine baktý. Bitki olduðu zamanlarý, fabrikada geçirdiði zamanlarý, sigara paketindeki sýkýntýlarýný, onu yakan insanýn ciðerlerine giden bütün zehirleri unuttu bir anda. Gerçek keyif buradaydý ya hâlâ!
‘Gitmek istediðin özel bir yer var mý?’ diye sordu Rüzgâr. ‘Gezmediðimiz bir yer kaldý mý?’
‘Hayýr.’ dedi Sigara Külü çevresindeki otlarý, kelebekleri. böcekleri ve minik minik canlýlarý keyifle süzerek. ‘Senin isteðin üzerine her yere, benim isteðim üzerine buraya, yani bir yere gittik. Artýk baþka yer kalmadý.’
‘Ya hiçbir yer?’ diye sordu Rüzgâr.
‘Hiçbir yere de gittik.’ dedi Sigara Külü. ‘Geceleri hatýrlasana..! O tepedeki yýldýzlarý, ayý, gezegenleri... Gündüzleri hatýrlasana..! O koskocaman ve hiç de görkemli gözükmemesine raðmen öyle olan güneþi... Onlarýn yanýnda bu gittiðimiz yerler bir hiç sayýlýr. Yani hiçbir yere de gittik..!’
‘Mantýklý!’ dedi Rüzgâr. ‘Sayende her yere, bir yere ve hiçbir yere gidebildim! Üçünü de tamamen yapamamýþtým. Sana bu yüzden teþekkür edebilir miyim? Bana bunlarýn üçünü de tattýrdýn..!’
‘Bir þey deðil ve teþekkürler!’ dedi Sigara Külü gülerek. ‘Sen de dünyada bir tarla, bir fabrika, bir paket, bir el, bir aðýz ve bir kül tablasýndan daha fazla þeylerin olduðunu gösterdin bana..!’ O sýrada hýzlarýnýn yavaþladýðýný farketti. Hatta topraða sürtünmesine ramak kalmýþtý.. ‘Rüzgâr!!!’ dedi telaþlý bir sesle. Sesi titrek çýkmýþtý. ‘Rüzgârcýðým, hemen yukarý çýkabilir misin? Buralar biraz tehlikeli de..!’
‘Düþüyorsun öyle deðil mi?’ dedi Rüzgâr. ‘Kusura bakma, hýzým biraz yavaþladý da, eh bu kadar yoldan sonra yoruldum ne de olsa, sýký tutun üzerinde hala bir iki toz parçasý varsa!’ Ve yukarý çýkmaya baþladý. Biraz sonra bir otobanýn üzerinden büyük bir hýzla esmeye baþladýlar... Kül nefes nefeseydi. Öyle korkmuþtu ki! Bir an için býrak kül tablasýný, bir insan bile göremeden yaþamýnýn biteceðini, parçalara ayrýlacaðýný düþünmüþtü. Tabii artýk ne kadar parçadan oluþuyorsa.. Üzerine baktý. Mini minnacýk bir külcükten baþka bir þey deðildi artýk.
‘Nereye gidiyoruz Rüzgâr?’ diye sordu Sigara Külü.
‘Bütün ülkeleri dolaþtýk, dünyada tur attýk, benim durmaya ihtiyacým var artýk...’
‘Gidiyor musun?’ diye sordu Sigara Külü. ‘Beni bir kül tablasýna mý býrakacaksýn?’
‘...Ve bak!’ diye devam etti Rüzgâr. ‘Geldik yine eski evine, seni içip bitirenlere, kendini bilinçsiz ya da bilinçlice zehirleyenlere, bir arkadaþ edinmeme yardým edenlere...’
Sigara Külü kafasýný toplayýp bir kafiye uydurmaya çalýþtý. Bu son konuþmalarý olabilirdi... ‘Rüzgârcýðým...’ dedi Sigara Külü. ‘Ne kadar teþekkür etsem azdýr sana, en büyük mutluluklarýn ikisini verdin bana, dolaþtýk seninle bütün dünyayý, ve verdin geri sonunda eski kül tablamý...’ çok mutlu olmuþtu Sigara Külü. Gözleri dolmuþtu. Sonra çevresine bakýnmaya baþladý. Dýþarý ilk savrulduðu bahçeye gelmiþlerdi. Ve rüzgâr yorgunluktan o kadar yavaþ uçuyordu ki, çimenler onu sýyýrýyordu. Arada sýrada birkaç parça külünü alarak hem de...
Rüzgâr derin bir soluk alýp yukarý çýkmaya baþladý. Ve külü ilk uçurmaya baþladýðý kata doðru aðýr aðýr yükseldi. Sigara Külü çevresine baktý. Kendisinin ait olduðu sigarayý içen genç adam þimdi balkonda oturuyordu. Yanýnda iki tane daha insan vardý. Ýkisi de kýzdý. Ama insanlardan biri diðerlerinden daha genç, hatta bir çocuk gibi gözüküyordu. Üstelik ne aðzýnda ne de elinde sigara yoktu. Sigara! Bunlardan sigara içen var mýydý acaba? Yoksa burada kül tablasý yok muydu? Ama yo... Genç adamýn elinde bir sigara vardý yine.. Sonra baktý. Genç adamýn oturduðu koltuðun kol koyma yerinde üçgen biçiminde bir kül tablasý vardý. Kýrmýzýydý... Tam hayalindeki gibi...
Kendini rahat ve huzurlu hissetti Sigara Külü. Serbest býraktý kendini ve üzerindeki son birkaç kýrýntý daha uçup gitti. Artýk üç, dört, bilemedin beþ kül parçacýðýndan oluþuyordu. Bunlardan ikisi tütündü.. Hissedebiliyordu. Diðerleriyse kaðýt ve zararlý maddelerdi...
Rüzgâr Sigara Külü’ne baktý. Neþesi, coþkusu, heyecaný, sevinci, huzuru, mutluluðu her bir parçasýndan okunuyordu. Gülümsedi. Mutlu oldu onun adýna. Ama aylardýr beraber uçtuðu, dolaþtýðý arkadaþýna veda etmesi gerektiði için de üzülüyordu bir yandan. Sonra arkadaþýnýn onunla daha fazla kalýrsa yokolabileceðini, yani bu durumda onu bir kül tablasýna býrakarak onun hayatýný kurtaracaðýný düþünüp sevindi. Kararsýzlýða düþmüþtü. Sevinse miydi, üzülse miydi? Ýyi soru... Cevabý da yok üstelik... En iyisi baþka þeylere odaklanmak, cevabý düþünmemek.. Cevaba ihtiyaç duymamak...
‘Rüzgârcýðým!’ dedi Sigara Külü telaþla. ‘Balkonu geçtin!’
‘Ay, pardon..!’ dedi Rüzgâr dalgýn dalgýn. Sonra aþaðý doðru yöneldi. Balkon demirlerinden yana doðru, balkonun içine hýzla döndü. Ve genç adamýn oturduðu koltuðun kol koyma yerindeki kül tablasýnýn üstünden geçerken duruldu. Sigara Külü onu sürükleyen, havaya kaldýran rüzgâr artýk olmadýðý için aþaðý, kül tablasýna doðru düþmeye baþladý. Yavaþ bir düþüþtü bu. Onu aþaðý gitmesi için zorlayan bir rüzgâr yoktu yanýnda çünkü. Parçalara ayrýlýyordu Sigara Külü. Gülümsedi ve konuþtu. Konuþmasýný duyabilecek bir rüzgar vardý yanýnda ama...
‘Görüþürüz..!’ dedi Sigara Külü. Beþ parçasý da baþka yerdeydi. ‘Seni özleyeceðim..!’
‘Görüþeceðiz..!’ dedi Rüzgâr. ‘Sen bir külsün, Doða’nýn bir parçasý... Bir gün eminim topraktaki bir parçaya dönüþürsün, o zaman kurtaramazsýn benden paçayý..!’ Sonra yavaþ yavaþ, çimenlerin arasýndan, keyfini çýkara çýkara, çiçekleri, kuþlarý, böcekleri ve bir sürü minik minik canlýyý göre göre esmeye baþladý...
Sigara Külü kendisinden kopan parçalarýn gelen baþka ve hiç de hoþa benzemeyen bir rüzgâr tarafýndan götürüldüðünü gördü. Garip... Kendisi sadece biraz sürüklenmiþti. Sonradan anladý ki... Bir kül tablasýndaydý!
Diðer kül parçacýklarý uçarken koltukta oturan genç adam küllere bakmaya baþladý. O küller de kül tablasýna doðru yönelmiþlerdi.
‘Hay allah, bahçeye attýðýmýz küller geri dönüyor galiba!’ dedi genç adam gülerek.
Duvara dayanmýþ olan kýza baktý Sigara Külü. Diðerlerinden daha küçük gözükene. Gizemli bir þekilde gülümsüyordu...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: her yere, bir yere ya da hiçbir yere gitmek isteri
Gönderen: ayþegül engin / istanbul
7 Aðustos 2003
küçükken annem bana "aklýn bi karýþ havada!" derdi... kadýn haklýymýþ hala daha oralarda dolanýp duruyor... sanýrým seninki de:) düþlerini seviyorum esin, ve onlarý anlatma yolunu.. sevgiler..

:: seyri alem
Gönderen: nurtaç / ankara
24 Temmuz 2003
parasýz pulsuz bu kadar yeri dolaþtýrdýn, konukseverliðin için teþekkür ederim.harika olmuþ, yüreðinize saðlýk.geçmiþten geleceðe yol aldýmsa da daha gidecek çok yolumuzun olduðunu biliyorum çünkü henüz rüzgar ile kül arasýndaki dostluðu bulamadým. seyahati severim düþlerde veya üstadlarýn kalemi yardýmýyla devam diyorum!...sevgiyle

:: insicamlý ve nizamlý ufak bir menkýbe!
Gönderen: Diren / Ýstanbul
17 Temmuz 2003
Bir külün baþýna bunlar gelebiliyorsa, bir izmarit neler yaþýyordur acaba? Þaka bir yana, çok güzel yazmýþsýn. Büroda bir daha okudum. Bir daha çok beðendim. Böyle eserler fazla söze de yer býrakmýyor. Güzel iþte! ;)

:: Hafiften...
Gönderen: Kenan $ahin / Ist.
17 Temmuz 2003
Turkce karakterler icin ozur dilerim. Sonra beni "dunyanin uzerinde sadece ucusmak" keyfiyle tanistirdigin icin de tesekkur etmek istiyorum. Anlatiminda surekli yeni seyler bulup gelistiriyorsun. Basariler Ustad :)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öðrendim Ki, Kleopatra Hiç Bir Zaman Kleopatra Deðilmiþ...
Bir Öykü
Aslýnda Sevimli Yaratýklar
Kedix ve Köpex
Prenses ve Ejderha..! 1. Bölüm
Aydýnlýktaki Karanlýk ve Karanlýktaki Aydýnlýk
Yanlýþ Adým
Suyun Üzerindeki Adýmlar
Aleyda
Karanlýðýn Getirdikleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düþ [Þiir]
Ýlkler... [Þiir]
Buzul Çaðý [Þiir]
Nokta [Þiir]
Kitap Kahramaný [Roman]
Gelecekten Dönüþ... Giriþ [Roman]
Bir Kavanoz Viþne Reçeli [Deneme]
Sevgili Okurum... [Deneme]
Orman Ýneði... [Deneme]
Aðabiler Üzerine Bir Araþtýrma [Ýnceleme]


Esin Yardýmlý kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Gördüðüm, tanýdýðým, hayal ettiðim, yapýtýný okuduðum herkes.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Esin Yardýmlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.