..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Ömür Ýsfendiyaroðlu




30 Ekim 2001
Bir; Mayýs Ýntiharý  
Ömür Ýsfendiyaroðlu
Hiç beklemediðim bir yerden alev alan...Hissettiðim soðuk bir rüzgardan kývýlcýma dönüþen bir öykü...


:BEIG:
Sokaðýn baþýnda göründüðümde beni büyük bir sýcaklýkla karþýladýn.
Her zaman ki soðukluðunun yerini alevler almýþtý bu kez…
Sýcaklýk yüzüme vursa da; rüzgarla özgürlüðüne kavuþan küller, boðazýmdan içeriye dalmaya çalýþsa da; sana gelmeliydim.
Acýný paylaþmalýydým, eski günlerdeki gibi…
Yakýnýnda olamasam da, sana karþý duran kalabalýðýn arasýndan, acýný ciðerlerimde hissedebiliyordum. Senden yükselen siyah dumanlarýn, ateþ böcekleri gibi etrafta uçuþan kývýlcýmlarýn, tek sorumlusu bendim belkide. Soðukluðundan þikayet eden, yanýna yaklaþmaya cesaret edemeyen ben. Ateþinden yaklaþamýyordum yanýna ikinci kez.

Yine böyle bir Mayýs akþamýydý seni terkedip gittiðimde. Bana verdiðin acýlar dayanýlmaz bir hal almýþtý, o Mayýs günlerinde… Oysa ne güzel günler geçirmiþtik seninle. Tüm anýlarýmý biriktirmiþtim, arka bahçende.

Her sabah uyandýðýmda, ilk iþim pencereye koþup pancurlarý açmaktý. Denize günaydýn demek için yarýþmamýþmýydýk hiç seninle. Aramýzdaki didiþmeler, ancak son buluyordu denizin o masmavi sesiyle.
Ben bahçede, annemin hazýrladýðý o güzelim kahvaltý sofrasýna oturduðumda, seninde canýn çekmemiþmiydi o sýcak çöreklerden. Evet, evet belkide sendin her akþam ekmeðin köþesini koparan, özenle hazýrlanmýþ o salatadan her seferinde bir siyah zeytin çalan.

Arka bahçedeki kavaklarýn arasýna, bir salýncak kurmuþtu babam. Salýncaktaki kahkahalarýma eþlik eden de sendin. Babam beni sallamayý unuttuðunda, imdadýma bir tek sen yetiþirdin. Kahkahalarýmdan mahrum kalmamak için, salýncaðýn bir an bile durmasýna izin vermezdin.
Ne zaman bizim eve, saklambaç oynamak için mahalleden çocuklarý çaðýrsam; o koskocaman yerde bile hemencecik bulurlardý beni. O zamanlar bu iþte de senin parmaðýnýn olduðunu pek akýl edemezdim. Benim gizli geçidim kileri, bir tek senin bildiðini düþündüðümde, en yakýn dostumun bir ispiyoncu olduðunu aklýma getirmek istemezdim.

13. yaþgünümü hatýrlýyormusun?
Pastanýn üzerindeki parmak izi de sana mý aitti yoksa!
Anneme az yalvarmamýþtým, o lila rengi elbiseyi aldýrmak için… Ne güzel olmuþtum deðil mi týpký bahçendeki leylaklar gibi. O günde beni kýskanmýþtýn herhalde… yoksa o koca bardak viþne suyunu, dökermiydin, güzelim elbisemin üzerine. Gözünün içine bakamamýþtým, annemin tokadýný yediðimde; yüzümde en az elbisem kadar kýpkýrmýzý kesilivermiþti birdenbire.

Bir kaç sene sonra gençlik günlerim geldi dayandý kapýna. Avaz avaz baðrýþlarýmý, kapýlarý çarpýp çýkýþlarýmý, ilk aþkýmý hatýrlýyor musun? Sahi, adý neydi? Ahmet.
Ýlk buluþmaya giderken ki heyecanýmý, akþamdan, sabaha, sabahtan Ahmet’e kadar süren hazýrlýklarýmý. O gün sularý da sen kesmiþtin onunla buluþmaya gitmeden, sarý buklelerimi yýkamayayým diye, ama bu kez yanýlmýþtýn. Ben akþamdan ýslatmýþtým buklelerimi. Bir baþka gün, beyaz hýrkamýda saklamýþtýn.Onunla buluþmaya giderken mavi olanýný giymek zorunda kalmýþtým onun hiç sevmediði.


Ahmet’in beni bahçende, babamýn kurduðu salýncakta saatlerce býkmadan salladýðý günler, salýncak sýrasýný bekleyemeyen mýzýkçý çocuklar gibi, salýncaðý bir o yana bir bu yana çekiþtirerek; azmý aramýzý bozmaya çalýþmadýn.
Ahmet’in dizlerine uzanýp onun bana okuduðu kitabý dinliyorduk, çoðu zaman.
Gün gelip onun bana okuduðu sayfalar, tükendiðinde; hýçkýra hýçkýra aðlarken buldum kendimi bir kez daha yanýnda.

Ýlk kez iþe baþlamamýn heyecanýnda, ilk arabamý aldýðýmda,kýsacasý tüm yaþadýklarýmla hep sana koþtum.

Yýllar sonra bir akþam iþten eve geldiðimde, daha önceki gözyaþlarýmýn anlamsýzlýðýný ortaya çýkaran manzarayla karþýlaþtým. Annem’i hasta; yataðýnda, babamý onun baþucunda buldum. Annemin yataðýndaki sessizliðinin,babamýn gözyaþlarýnýn çok uzaklara gitmesi fazla uzun sürmedi. Annem pirinç karyola baþlýðýný, beyaz soðuk bir mermerle deðiþtiðinde, babamda artýk tek baþýna uyuyordu. Babamýn uykularýnýn kaçmasý uzun sürmedi. Terler içindeki ateþ nöbetleri eþliðinde aylarca yaþadý. Beni yalnýz býrakmak istemediðinden, hala küçük gördüðü kýzýný eskisi gibi salýncakta, kahkahalarla görebilme hayalinden anneme; annemden çok daha fazla yaþayarak direndi. Sonunda melek annem onuda yanýna alýverdi.

Ve ben kendimi iki beyaz baþlýklý toprak bir karyolanýn baþýnda , elimde kýr çiçeklerinden bir buket ile suspus otururken buldum. Boðazýmda düðümlenen anýlar, bahçedeki cývýl cývýl çocukluðum, onlarýn yanýnda aðlamama izin vermedi. Ben yine senin yanýnda hýçkýra hýçkýra aðlamýþtým.
Evet sonunda baþbaþa kalmýþtýk. Sadece sen ve ben…
Soðuk mermer merdivenlerin he zamankinden soðuk, üst kattaki boþ misafir odasýnýn her zamankinden daha boþ, seninse benden ne kadar büyük olduðunu farkettim.

Annemden ve babamdan ayrý ilk gecemde uyku ile anlaþamadýk. Boðazýma dayanan, keskin býçakla yataðýmdan fýrladým. Odamýn penceresinden arka bahçeye baktým. Bomboþ olan her köþesini izledim. Ve bir ara gözlerim benim için kurulmuþ salýncaða takýldý. Rüzgarda sallanýyordu. Salýncaðýn boþ olmadýðýný ancak sabah olduðunda anladým. Ben ve salýncaðým sana kalmýþtýk. Ýþte artýk hiç kimse yoktu beni paylaþacaðýn. Seninle ve kocaman boþluðunla kalmaya bir haftaya yakýn dayandým. Yanýma alabileceðim eþyalarýmý bir bavula topladým. Aileme ait olan herþey olduðu gibi kalacaktý. Gizli geçidim kiler, salýncaðým, taþýyamadýðým kitaplarým…

Kendime senden daha küçük ve sýcak sýðýnacak bir yer bulmalýydým.
Bana yaptýklarýný düþündüm yýllarca…Babama niye böyle birþey yaptýn? Lise son mezuniyet balosuna gitmeme izin vermediði için mi? Ne çok aðlamýþtým hatýrlasana!
Ya anneme 13. Doðumgünümdeki kýzarýklýk için mi? Sýrf bana olan sevginden mi sakladýn beyaz hýrkamý? Belki beyaz hýrkamý giyseydim; bugün Ahmet yanýmda olacaktý.

Mayýs aylarýnda, bir kaç akþam daha ziyaret etsem de seni hatýralarýmýn anýsýna. Yalnýz kaldýðýnda, artýk seni istemediðimi anladýn. Bodrum katýndaki benzin bidonunu alýp, her köþeni onunla yýkadýn. Bu yorgunluðun üzerine þöyle bir keyif sigarasý yaktýn. Alevler yükselmeye baþladýðýnda baþýnýn üzerinden anýlarýmda yandý seninle birlikte, salýncaðým, kavak aðacým, oyuncaklarým…

Baþka bir Mayýs’ý daha bekleyemeden bana geliverdi haberin, anýlarýmla birlikte sende, intihar etmiþtin… Sokaðýn baþýnda göründüðümde, beni büyük bir sýcaklýkla karþýladýn. Her zaman ki soðukluðunun yerini alevler almýþtý bu kez…
Sýcaklýk yüzüme vursa da, rüzgarla özgürlüðüne kavuþan küller, boðazýmdan içeriye dalmaya çalýþsa da; sana gelmeliydim. Ýçin tamamen yanmýþtý acýyla,dýþ cephen pek göstermediðin, aðýr yanýklara raðmen sapasaðlam ayaktaydý. Annemin bir türlü
çýkmama izin vermediði çatý katý tamamen yok olmuþtu. Babamýn sürekli oturduðu, kadife koltuk yeþilliðini geride býrakarak, onun gelmesini bekliyordu sanki.

Giriþ kapýsý ise aralýk kalmýþtý. Ýçerideki küllerin arasýndan hala beni çaðýran birþeyler vardý. Yangýnda ilk kurtarýlacak anýlarým, özgür birer ateþböceðiydi artýk. Beraber baktýðýmýz pencerenin benim odama çýkan merdivenlerin, eskisinden biraz daha isli öylece durduðunu gördüðümde ise, beni gerçekten sevdiðini, ve anýlarýmla bile paylaþmak istemediðini anladým.

                         ****

Alev alev yanan bir Ýstanbul’da, sýcaktan da sýcak, bir yaz sabahýndayým.
Kendi sýðýnaðýmdayým bu kez. Küçük bir odada, üst katlarda, deniz görmeyen. Pencereye doðru baktýðýnýzda sadece size çok yakýn binalar var üstünüze üstünüze geliveren…

Odamdaki ve kendi içdünyamdaki daðýnýklýðýn arasýnda, bir köþede duran yataðýmýn, bembeyaz çarþaflarý üzerinde kan kýrmýzý bir leke gibi kanter içinde uyanýyorum.
Beni derin uykumdan uyandýran, anlýmdan; vücudumun sessiz gözyaþlarý gibi dökülen, terler mi? yoksa rüyamda gördüðüm, canýmý acýtan alevler mi?

Ter içerisinde yataðýmdan sýçrayarak uyanýyorum… Sakince, miskin, miskin gerinerek uyanmayý öyle özledim ki. Çalar saatin avaz avaz baðýran sesini bile, bu kabusa deðiþirim. Kaç paraysa kaç para, almalýyým o kabussuz uykulardan.

Üzerime terden yapýþmýþ tiþörtümü kendimden iðrenerek çýkarttým. Ve kendimi banyoda bir baþka ýslaklýðýn ortasýnda buldum. Duþ baþlýðýnýn küçük deliklerinden fýþkýran soðuk sular, özgürlüðün verdiði mutlulukla , görevlerinden hiç þikayetçi olmadan, beni serinlettiler. Bu serinlik öyle hoþuma gitmiþ olmalý ki rüyamdaki yangýný bile söndürebilecek kadar su harcadým.
Ay sonlarýnda gelen su faturalarýnýn kabarýklýðýna þaþýran komþularým, sularý yangýn söndürmede kullandýðýmý bilmiyorlar tabii !
Üzerimdeki beyaz bornozla odayý bir kaç kez aþaðý, yukarý dolandým. Sonra üzerime kýrmýzý beyaz çiçekli penye elbisemi geçiriverdim.

Bu gün kabussuz uykulardan almaya gidemem, halim yok, çok yorgunum. Aylardýr penceremin önünde oturuyorum; kolay mý?
Zaten yýllardýr sakladýðým beyaz hýrkamý giymeden sokaða çýkamam.
Ama o gelmeden giymeye kýyamýyorum ki. Pencereye doðru yürüyorum bu evde pancur falan yok. Tahta olanlarýndan hemen hemen hiçbir evde kalmadý ama yenilerinden de yok bende.
Pencerem çýrýlçýplak, korumasýz yaz günlerinde bile üþüyor. Pencerenin iki yanýnda sýkýntý içerisinde asýlýp kalmýþ, perdeliðini unutmuþ, perdelerim var… keten ve beyaz.

O günde elime bir kitap alýp, pencerenin önündeki küçük kýrmýzý kadife koltuðumdaki yerimi alýyorum. Üzerimden hiç çýkarmadýðým kýrmýzý beyaz çiçekli elbisem yine her zaman ki yerinde . Perdeler iki yana asýlý suspus dururlarken, karþý apartmanlar üzerime gelmeye baþladýlar bile…

Akþam üstüne doðru karþý apartmanlara iyice gözümü dikiyorum. Bir ara karþý dairedeki tozlu camlarýn arkasýndan süzülen ürpertici ýþýk dikkatimi çekiyor.

O gece karþý dairedeki camý izlemek, televizyon ekranýný izlemekten çok daha ilgimi çekiyor. Ve sabaha kadar bekliyorum. Loþ ýþýðýn arasýnda tek gördüðüm, tam karþýmda duran bir kapý… Bu kapýdan beklentilerim var besbelli, faltaþý gibi açýlmýþ yorgun gözlerimi, bir baþka çift gözle çakýþtýrmak istiyorum belki, belki de bana karþý direnen göz kapaklarýma raðmen, o loþ, insaný ürperten ýþýðýn bir an önce sönmesini bekliyorum yalnýzca.

Sabaha kadar kýrmýzý kadife koltuðumun üzerindeyim. Karþý apartmandaki bu dairenin aylardýr boþ olduðunu bildiðim halde gözlerimi dikip bekliyorum. Beni böyle sabahlara kadar penceremin önünde tutan, içimi ürperten sadece gördüðüm loþ ýþýk olabilir mi? Sabaha kadar benimle bu ýþýk dýþýnda kimse bakýþmýyor.
Ne bir ses duyuyorum, ne de küçük bir kýpýrdanma görüyorum. Görebildiðim yalnýzca, yarýsý ýþýk alan grimsi bir kapý. Peki ya, bu loþ ýþýk ve kapý dýþýnda göremeyip görmeði istediðim ne? Yýllar önce beni terkedip giden Ahmet mi? Çok gençken kaybettiðim anne ve babam mý ? Yoksa eski evimdeki yangýnla birlikte özgürlüðüne kavuþan anýlarým mý?

Gün ýþýðý daha da direkt olarak odamýn içerisine dalmaya baþladýðýnda, karnýmýn acýktýðýný hissediyor, iki tarafta sýkýntýyla asýlý duran perdelerimi birbirine kavuþturup mutfaða geçmek için ayaða kalkýyorum. Elimi beyaz keten perdelere götürdüðüm sýrada, karþý dairedeki kapýda gördüðüm, gölgeyle duraksýyorum. O anda kafamdaki düþünceler, resmi geçit töreninden kaçmýþ kurþun askerler gibi, bir o yana bir bu yana kaçmaya çalýþsalar da, beynimin tuzaðýndan kurtulamýyorlar.

O an belki de biraz sonra göreceðim kiþinin “Ahmet” olmasý için dua ediyorum. Yine Allah’a karþý nankör ve bencil davranýþlar içerisindeyim galiba. Bir kaç dakika sonra gördüðüm, kocaman göbek ve kellikle, çok önceleri tanýþtýðý belli olan bir kafa tüm hayallerimin, bir anda yýkýlmasýna fazlasýyla yetiyor.

Yýkýlmýþ hayalleriminin ayaðýma batan parçalarý arasýndan hýzla mutfaða geçip elime ne geçerse aðzýma týkýyorum. Buna yemek denebilirse evet yemek yedim. Boðulmadan, aðzýma fazlasýyla doldurduðum lokmalarý yutmaya çalýþýrken, tekrar pencereye yöneliyorum. O þiþko adamýn, hiç de beðenmediðim görüntüsüyle karþýlaþmaktan ne kadar korksam da perdeyi açýp, karþý daireyi yeniden izlemekten kendimi alýkoyamýyorum.

Ve birdenbire beni gerçekten etkileyen o görüntüyle karþý karþýyayým. Asýl etkilendiðim çýkýk elmacýk kemikleri üzerindeki, yorgun halkalarýn baþlangýcýnda duran gözleri. Saçlarý daðýnýk anlýna doðru düþüyordu. Kirli sakalý ona bakýmsýz bir hava vermiþ olsa da o an kalp atýþlarýmý, nedenini anlamadýðým bir þekilde hýzlandýrmýþtý. Onu o tozlu camlarýn ardýnda görmem saniyeler almýþ olsa da görüntüyü gözlerimin önünde dakikalarca hapsettim. Alýp onu içerideki çalýþma odama kadar taþýdým. Onunla ilgili hissettiklerimi, düþüncelerimi, hiç kaybetmemek üzere bir kurþunla, beyaz bir kaðýda hapsediverdim. Pencereme döndüðümde tabii ki orada deðildi. Pencereye asýlý bir saksýlýk deðildi en nihayetinde…

Aylardýr beni böylesine koltuða baðlayanýn, bir tek o olduðunu düþünüyorum. Karþý pencerede baþka bir hareket görmediðimden, kendi çýplak pencereme iyice yaklaþýyorum, bu hareket, yaz sýcaðýnda verdiði tatlý soðukluktan yada, tüm engellere raðmen kendimi biraz daha karþý tarafa yaklaþtýrma istediðimden olabilirdi.

Cama iyice yapýþmýþ, burnumun üzerindeki uykusuz gözlerimi, bulunduðum yükseklikten aþaðýya kaydýrdýðýmda önce o þiþko adamý, daha sonra da onu görüyorum. Duyamadýðým hararetli bir konuþma içerisinde olduklarýný dudak izlerinden anlýyorum.

Ýçimde, onu daha yakýndan görebilme istediðinden baþka bir þey yok. Þiþko adam emlakçý Hamit Bey herhalde.

Aylardýr seyrettiðim, yarýsý ýþýk alan grimsi kapýyý açacak, biraz da olsa karþýdaki dünyamý aydýnlatacak birini bulmuþ olmalý. Umarým fiyat konusunda anlaþýrlar Emlakçý Hamit’in çok paragöz olduðunu duymuþtum.

Ben böyle düþünceler arasýnda gidip gelirken, saatin çok geç olduðunun farkýna varýyorum.Kýrmýzý beyaz elbisemi çýkarýp üzerime bir þort ve beyaz tiþört giyiyorum.
Bazen evin içinde yaptýðým þu kýyafet seramonisine, kendim bile anlam veremiyorum ya olsun.

En azýndan bu gece kabuslarýmdan uzak bir uyku uyuyabilmek adýna kendimi yeniden beyaz çarþaflarýn üzerine atýyorum; yaylanan yatakta, adeta çocukluk günlerimde annemlerin yataðýnýn üzerinde çýlgýnca zýplayýþlarýmýn heyecaný var.

Gün içinde tüm gidip geldiðim yer, beyaz çarþaflarla pencerem arasýndaki mesafe olabilir mi? Yoksa geçmiþime doðru yolculuklara mý çýkýyorum yeniden…

- Kahretsin, bu gecede uyku tutmuyor.
Çalýþma odasýna doðru geçip defterimi elime alýyorum.

Bu kez de gözüme uyku girmiyor.
Kalbimin sesini duymadan nasýl uyuyabilirim. Bir Lunaparktaymýþcasýna çýrpýnan kalbim, boðazýmdan geçip aðzýma hucüm eden tükürükler, ve gözlerimin önünden bir türlü gitmeyen yorgun güzel gözler, kabuslara izin vermese de, anlaþýlan bu gecede uyumak baþka bir nedenden ötürü mümkün olmayacak…

Sabah kendimi yine beyaz çarþaflarýn üzerinde, bu kez tatlý bir uykudan uyanýrken buluyorum. Evet bir ara dalmýþ olmalýyým. Bu gece yýllardan sonra ilk kez , alevler olmadan kýsa da olsa rahat bir uyku uyuyabildim. Alýþýk olmadýðým bu kalp çarpýntýsý, ve aðzýma toplanan tükürükler beni yormuþ olmalý.

Uykumdan ayrýlýr ayrýlmaz , kendimi tatlý bir heyecanýn kollarý arasýnda buluyorum. Yataktan kalktýðým ilk anda penceremin , önünde duruyorum. Ýki parça beyaz keteni, tüm gece birbirinden ayrý býraktðým için üzülüyorum. Bu üzüntüm heyecanýmý bastýracak kadar yoðun deðil. Dün akþam üstüne doðru, gördüðüm görüntüyü, unutmaktan korkan, belleðim; gözlerimin onu heryerde aramasýný saðlýyor. Daracýk uzun sokaðý gezdikten sonra karþý pencereye çakýlýp kalýyorlar.

Öðle saatlerinde, sýcaktan bayaðý bunaldýðým bir sýrada beklediðim hareketlilik gerçekleþiyor.Karþý apartmanýn kapýsýnda küçük bir kamyonet, þiþko adam Hamit, yorgun ve güzel gözlü genç adamý görebiliyorum. Kapýdan içeri girip yukarý taþýnan her parça eþyayla birlikte gözlerimde bir yukarý bir aþaðý sanki onlara yardým ediyor. Güneþ yavaþ yavaþ batmaya ve mahalledeki çocuklarý anneleri, içeriye çaðýrmaya baþladýðý sýrada kamyonun mahalleden ayrýlýp, genç adamýn da içeri girdiðini görüyorum.Onun hakkýnda hiçbirþey bilmememe raðmen hissettiklerim çok tuhaf, sanki o benim küçük dünyamdan sýyrýlmamý isteyen bir iþaret. Onu o akþam üzeri kapýdan içeri doðru girerken gördüðüm o an, o gün için son oluyor.

Sabah uyandýðýmda karþýma çýkan manzara açýkcasý beni hayal kýrýklýðýna uðratýyor: Sýmsýký kapatýlmýþ; koyu gri, perdeler!

Kýrmýzý koltuðumda biraz daha oturduktan sonra koyu gri perdelerle bakýþmaktan, ne kadar sýkýldýðýmý farkediyorum.


Artýk, gözüm hep karþý apartmanýn beþinci katýnda, hayallerimdeki sevgilinin hep karþý apartmana taþýnan kiþi olacaðý ümidiyle yaþýyordum.
Hayatýn beni umursamayacaðýný, hayallerimi takmayacaðýný, biliyordum ama yine de elimde deðildi.Onunla tekrar gözgöze geleceðimiz ve birbirimize aþýk olacaðýmýz anýn hayalini kuruyordum. Bu hayal uðruna camýn önünden ayrýlmaz olmuþtum. Daha önceleri de pek dýþarý çýkmýyordum ama kýrmýzý kadife koltuðumu terkediþlerim daha da aza inmiþti. Ona yazdýðým þiirlerden baþýmý kaldýrdýðým ve tam pes etmeye baþladýðým; bir anda, ýþýklarý sönmüþ yüreðimde, bir florasan aydýnlýðý yaþandý.

Pencerenin kenarýndaki, daha önce de yüzünün ayrýntýlarýný seçemediðim, o yorgun gözlü, ince yüzlü adam benim aþkýmdý. Hayallerim bu kez yýkýlmadan sapasaðlam ayaktaydýlar. Cama yaklaþtý. Beni gördü; saatlerce bakýþtýk. Ona “ Seni seviyorum” diye mýrýldandým.

Bir an bütün gün birbirimize bakýp duracakmýþýz gibi geldi. Ýçeriye geçmek için elini, o lanet gri perdelere uzattýðýnda, içimden “Gitme, ne olur gitme!” diye baðýrmak geldi. Çaresiz bir þekilde bana elini sallayýp; “Seni seviyorum” dedi.
Belki de bana öyle geldi.

O gittikten sonra ona karþý tüm hissettiklerimi beyaz kaðýda hapsettim.
Bu kadar uzaklýkta oturan iki kiþi, bu þekilde birbirlerini duyamazlardý, ama biz yüreklerimizle birbirimizi duyuyorduk. Bütün gece camýn önünden ayrýlmadým onunda içerilerde bir yerde beni düþündüðünü hissediyordum; tabii yine yüreðimle…


Yüreðim sanki beni bekleyemeden, koþup soluðu karþý dairede alacaktý. Ama ben sonunda herþeyi mahvettim ona yüreðimle dokunmak, yüreðimle onu duymak yetmedi. Þu kapýdan içeri girsin, bana sarýlsýn öpsün, hep yanýbaþýmda olsun istedim.
O uzun süre hiç kýpýrdamadý, günler boyunca bir gün bile dýþarý çýktýðýný görmedim.

Yüreðim olmadan onu pencerenin önünde bile göremiyordum.

Haftalar sonra yüreðim bu acýya, boðazýmsa gelip tam üzerine oturan yumruya tahammül edemez bir hal aldýðýnda, üzerime kýrmýzý beyaz çiçekli penye elbisemi geçirmiþtim bile. Öyle saatlerce hazýrlýk falan yapmadým, heyecandan titreyen ellerim, siyah saplý saç fýrçamý tutmakta zorlanýyordu. Titrek parmaklarýmla saçlarýmý þöyle bir karýþtýrýp, bir ruj sürdüm. Ve aceleyle karþý apartmana yöneldim. Hedefim beþinci katta oturan, sevgilimle bir an önce tanýþmaktý.Asansörün önüne geldiðimde dizleriminde parmaklarýmdan geri kalmadýðýný farkettim. Asansörü çaðýrmak için üzerinde "ç" harfi bulunan küçük düðmeye basarken elimin ne kadar çok titrediðini bir kez daha gördüm... Gergindim.. Asansör gürültüyle katlardan birinden hareket etti. Bense bu gürültüden çok kalbimin sesini duyuyordum. Asansör geldi. Metal kolu zorlanarak çekip kapýyý açtým. Bütün asansör kapýlarý zor açýlýr, yada titreyen ellere daha da zor gelir, asansör kapýlarýný açmak. Daracýk asansöre bindim. Asansör hareket etti. Aynaya baktým. Sol elimle uzunluðundan hep þikayet ettiðim saçlarýmý, dudaklarýmýn arasýna aldým, sinirli olduðum zamanlarda yaparým bunu. “5” numaralý düðmenin ýþýðý söndüðünde aðýr kapýyý itip apartmanýn koridoruna çýkmak veya “Z” yazan tuþa basýp odama dönmek arasýnda kalmýþtým. “Z” harfi hayatýmýn seçimi oldu belki de…

Apartmanýn önüne çýktým.Yaz sýcaðýnda, üþüdüm. Güneþ ýþýklarý gözümü acýttý.
Her yer ýþýl ýþýldý... Oysa ben ondan uzaklaþtýðým her adýmda aydýnlýða inat edercesine kararýyordum... Ellerime baktým. Hala titriyorlardý. Karþýya geçtim. Yine adýmlarým birbirine karýþtý. Bir baston gibi kaskatý oldu bacaklarým. Biraz yürümeye çalýþtým... Merdivenlerden yukarýya kendi daireme çýktýðýmda,dünyayla aramda camdan bir perde vardý.

Hayat hýzla akýyor bense camýn arkasýndaki kendi dünyamda, aðýr aðýr yüzüyordum sanki…

Saatler sonra ise, kendimi elimde kalem, masanýn üzerinde birþeyler yazmaya çalýþýrken, onlarca sayfa arasýnda uyurken buluyorum.

                         
Demir hayat kapýsý, öyle aðýr geldi ki…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Servi
Buluþma
Seni Seviyorum...
Düþmek
Nar'ýn Bahçesi
Yaz Uykusu

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bulmaca
Pulkanatlý Öykü
Ýçinden bir isim tut
O Pity Pity Karamela Sepeti
Maskeli
Sinek
Deli Çamur ve Yalnýzlýk
Zamansýz Yolculuk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayatýmda Ýlk Kez Bir Kadýn Ýçin Heyecanlanýyorum [Deneme]
Hayata Dokunmak [Deneme]
Nilüfer'e, Nilüferime... [Deneme]
Ýstanbul Calling, Ýstanbul Embracing [Deneme]
Meleklerin Gözyaþý [Deneme]
Niþa Oyunu [Deneme]
Bir Rüya [Deneme]
Yaþam Mucizedir [Deneme]
Þimdi [Deneme]
Yýldýzlar [Deneme]


Ömür Ýsfendiyaroðlu kimdir?

Kiþiliðimin tam anlamýyla gitmek istediði yoldan gitmek ve bunu yaparken de baþkalarýnýn bam tellerine dokunabilme isteði çoðu zaman hissettiðim. Yaþamýmýn hiçbir evresinde yazý olmadan yaþayabileceðimi düþünmüyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Okuduðum her kitaptan, her satýrdan, her cümleden kýsacasý; yaþamýn sözcüklerinden etkilenirim


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömür Ýsfendiyaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.