Kýrýk dökük bir iki veda sözcüðü mýrýldanýp koþar adým uzaklaþtýn . Veda sözcüklerinin arasýndaki “gülümse “ sözcüðü yüreðimde çarpýp duruyordu ki ,avucumda bir sýcaklýk hissettim . Yavaþça açtým , içinde giderken avucuma sýkýþtýrdýðýn bir bulut parçasý duruyordu . Hemen sýký sýkýya kapattým avucumu . Ýskeleye doðru yürüdüm . Vapura bindim . Güverteye çýktým . Oturduðum yerde denize bakýyordum . Bakýyordum ama , hiçbir þey görmüyordum . Hiçbir ses duymuyordum . Ne deniz , ne martýlar , ne insanlar . Yalnýzca avucumdaki bulut parçasý ve ben . Þaþkýn , umutsuz . Rüzgarý bile hissetmiyordum . Sýmsýký kapalý avucum ve içindeki sýcacýk bulut parçasý . Nedense , bulutlarýn hep soðuk olduðunu düþünürdüm . Oysa , bu bulut parçasý yalnýzca avucumu deðil , yüreðimi de ýsýtýyordu . Sýmsýký kapalý avucumu eve gelene kadar açmadým . Daðýlýp gidecek diye korkuyordum . Eve gelince bulut parçasýný özenle bir cam kavanoza aktardým . Bozulmamýþtý , daðýlmamýþtý . Uyuyana kadar onu seyrettim . Elimde kavanozla uyuyakalmýþým . Uyandýðýmda , bulut parçasý kavanozun içine hafifçe daðýlmaya baþlamýþtý . Ne yapacaðýmý bilmiyordum . Ne düþüneceðimi de . Elimde cam kavanoz , içinde bulut parçasý . Sýký sýkýya kavanoza sarýlmýþ , ileri geri sallanýp duruyordum . Gözlerimi yakan sýcak gözyaþlarýmý serbest býraktým . Aradan ne kadar zaman geçti bilemiyorum . Bulut parçasý kavanozun içine iyice yayýlmýþtý . Yok oluyordu . Onun kavanozun içinde yok olmasýný seyredemezdim . Evden çýktým . Kucaðýmda bebeðim gibi sarmaladýðým kavanozla birlikte , iskeleye kadar yürüdüm . Tekrar vapura bindim . Güverteye çýktým . Son bir kez daha bulut parçasýný seyrettim . Sonra kavanozun kapaðýný açtým . Bulut parçasýnýn kavanozun içinden gökyüzüne doðru yükselmesini seyrettim . Bulut parçasý artýk bende deðil . Ama , avucum yine de sýcacýk .