Demokrasi sýnýrsýz özgürlükler anlamýna gelmemekle beraber, Laiklik kavramýda Din ve Devlet iþlerinin birbirinden ayrýlmasý demek deðildir. Din devlet iþlerinden ayrýlýr fakat devlet din iþlerinden ayrýlmaz. Çünkü devlet azýnlýklarýn ve inanç farký olan vatandaþlarýný korumakla ve gruplar arasýnda adaleti saðlamakla yükümlüdür. Son zamanlarda bu özgürlük istiyoruz, demokrasi istiyoruz diye baðýran tayfa iþ kendilerine geldiði zaman "bu ülkenin %99' u müslüman" deyip kendi isteklerini deðiþmez bir dayatma biçiminde sunuyor. Ýstedikleri tek taraflý demokrasi. Ayrýca ülkemizin istatistiki verilere bakýlýrsa %99'u müslüman deðil maalesef. Benim þahsi düþüncem ise ülkemiz dünya yüzeyindeki en inançsýz toplum. Çünkü sokakta kime sorarsanýz Elhamdurullah müslümaným diyor fakat bunu söyleyenlerin çok yüksek oraný Kur-aný Kerimi okumamýþ. Namaz, Zekat vb. görevlerini yerine getirmiyor ve müslümanlýk tarihi üzerine hemen hemen hiçbir bilgisi yok. Düþünün ki bir toplumda hemen hemen herkes bir dine mensup olduðunu iddia ediyor fakat gereklerini yapmýyor ve din hakkýnda kulaktan dolma bilgilere sahipler. "Ýlginç"
Türban meselesine gelince; sokakta, çarþýda, pazarda istediðin þekilde giyinebilirsin (mutlaka bununda belli kurallarý var toplumu rahatsýz edecek þekiller dýþýnda çýplak dolaþmak vs.) Ama nasýl Cumhurbaþkanlýðý protokolüne kot pantolon ve tiþörtle gidilemeyecekse, Türbanla, þalvarla, haþemayla gidilmez bunda anlamayacak biþey yok. Ama bu gibi demogojiye meraklý kesimin devamlý, iþte kadýncaðýz inancý dolayýsla istediði gibi giyinemeyecekmi sözleri artýk miðde bulandýrmaktadýr. Bu ülkede kimse inancý dolayýsýyla veya etnik farklýlýðý dolayýsýyla hakir görüldüðünü zannetmiyorum. Ama camiden çýkan insanlarýn uzun saçlý bir gence tacizde bulunduðunu, ramazanda oruç tutmama özgürlüðünü kullanmak isteyenlerin dövüldüðünü çok gördüm. O yüzden el insaf biraz...