Bugün Ýzmir’de çok güzel bir hava var.Yazdan kalma. Ýnsanlar
ince giysileri ile dýþarýdalar. Hafif bir rüzgarýn getirdiði esinti, içimi serinletiyor.Bu þehri seviyorum, rüzgarýn okþamasý ile
nazlý nazlý salýnan denizini, tepelerden esen imbatýný, kýyýda yüzümü okþayan ýlýk havasýný, sahilde oturan yaþlýlarýný, içinden hergün
dalgýnlýkla geçtiðim sokaklarýný, körfezde kuðu gibi salýnan
vapurlarýný,
iþgallere karþý hala kendini koruyabilmiþ levanten
kültürünü..
Bu þehri seviyorum...Bütün bunlarýn dýþýnda, bana sunduðu sihirli aþk için de.. Ýnsanýn en büyük serüveni kendisi deðil midir. Bu serüvende kendini adým adým yaratmak.
Ne hazindir ki, kurmak için seçip aldýklarý ve eleyip kendine kattýklarý hep bir mücadele ve gayret. Ve insan en büyük rakibinin kendisi olduðunu anladýðýnda bütün bunlarý daha güzel yerlerine yerleþtirebiliyor. Kimileri için daha kolay olurken, kimileri için daha karmaþýk ve zor gerçekleþebiliyor. Ama farketmek ve anlamak deðil midir aslolan.Ýçindeki yapýcý yanýn öne çýkmasý deðil mi güzel olan ve bunun herþey için yeni bir þans olmasý deðil midir..
Bizi biz yapan bunlarýn ayýrdýna varmak için yaptýðýmýz mücadele, belki de insan olmanýn acýlý olduðu kadar, haz veren yönü de budur. Þimdi durup düþünüyorum, ben BEN oldum demek için hangi noktada olmalýyým. Nerede olmam gerektiðini biliyorum.Daha önce kurduðum ama yaþamýn yýktýðý yerlerimi yeniden onarýyorum. Ruhumu yýkýyorum; güneþle, ýþýkla, içimdeki renklerle..
Herþey yeniden oluyor.Yeni bir insan, yeni bir iþ, yeni insanlar. Her iyi yeni þeyi alýyorum ve seviyorum ama aþk hariç..
Benim bir aþkým var...