BANA KARPUZ KESME
Bu gün seni arayan ben deðildim. Sen aklýný bana takmýþsýn. Daha akþam uzun uzun konuþmuþtuk. Beni anla biraz, ne olur? Bütün gün seninle uðraþamam. Benim de iþim gücüm var. Düpedüz haksýzlýk ediyorsun. Sýkýldým artýk, iyice sýkýldým. Senin bu kadar kuruntulu biri olacaðýn aklýmýn ucundan geçmezdi. Seni bilmem ama ben yoruldum.
“Ben sevgilin olamam ama, arkadaþýn kalabilirim. Biz seninle yine eskisi gibi arkadaþ kalalým. Henüz yeni bir aþka hazýr deðilim. Yüreðimde hala o eski sevgilimin izleri var. Bana biraz daha zaman tanýmalýsýn. Olaylarý kendi akýþýna býrakalým. Býrakalým her þey kendiliðinden geliþsin. Kendi bildiðince aksýn.”
Bu kadar çetrefil sözcük nereden okunur, nereden öðrenilir? Aklým almýyor. Biz seninle önceden arkadaþ deðildik. Tanýþalý birkaç ay bile olmadý. Çok sýradan, çok basit, çok gündelik þeyler yaþadýklarmýz. Neden içinden çýkýlmaz, karmaþýk bir hal almasýna çalýþýyoruz? Eski sevgilin, eski mutsuzluklarýn senin can simidin. Bütün hastalýk halinin tek ilacý. Eski sevgilin, aspirin sevgilin... Olaylarýn kendi akýþýný engelleyen kim?
Zaman içinde seni daha iyi anlýyorum. Dünyanýn en eski ve en basit oyununu oynuyoruz. Ben kaçýyorum sen kovalýyorsun, sen kaçtýðýnda da ben. Maça çýkmýþ eskirimciler gibiyiz. Kýlýçlarýmýz önce havada. Birkaç adýmla sen saldrýyorsun. Ben hýzla geri çekiliyorum. Ardýndan hamle sýrasý bana geliyor. Eski sevgilin sýrtýmýzda baðlý bir kablo gibi. Puanlarýmýzý yazýyor sanki. Görmediðimiz bir yerde oturmuþ hakemliðimizi yapýyor. Sadece seyircilerimiz çoktan sýkýlýp gitmiþler. Kimsenin bize aldýrdýðý bile yok.
Her gün, her sabah daha hastalýklý bir ruh haline bürünmeden senden ayrýlmayý düþünüyorum. Baþarýlý olabilmek için kötü adam olmak istiyorum. Sevmediklerini, seni tiksindiren þeyleri biriktiriyorum. Sonra piþman olsam bile kötü, aþaðýlýk birini oynamak istiyorum. Oysa biz ikimiz de sýradan, uyumlu, kimseyi kýrmak istemeyecek kadar iyi insanlarýz. Bu iliþki beni iyice hasta etmeden, bir kere çamura bulanmak kaçýnýlmaz gibi görünüyor.
Aklýndan geçenleri bilmiyorum. Ama sen gitmemi istemiyorsun. Son günlerde kendimi yedek kulebesindeki oyuncu gibi hissetmeye baþladým. Bir iþaretle sahaya koþmaya hazýr, tetikte bekleyen... Otomobilin þiþirilmiþ, beþinci lastiði, takýlmaya hazýr bekleyen stepnesi gibi. Hem kalmalýyým, hemde senin bana uygun gördüðün sýnýrlar içinde beklemeliyim. Belirlenmiþ rollerimi oynamalýyým: Elime tutuþturulmuþ bir metinden sözler söylemeliyim. Dik durup, dik oturmalýyým. Ýzin istemeden konuþmamalý, sen uygun görünceye kadar ayakta beklemeliyim. Temiz, uyumlu, kibar, saygýlý olmalýyým.
Çok aðýr sorumluluklar yüklüyorsun bana. Hiç olmazsa bunlar için bir de maaþ baðlasan diyorum. Yýlda iki kez giyecek, sürekli yiyecek ve yakacak yardýmý da isterim. Oldu olacak emekliliðim olmalý, dört maaþ ta ikramiye vermelisin. Bu kriz ortamýnda garanti çamura yatacaksýn. Gel en iyisi, yol yakýnken vaz geçelim. Yaþadýðýmýz hem sana zulüm, hem bana ölüm.
Bahaneler istemiyorum, haklý gerekçeler söylemeni de... Kýrk dereden su getirmene de gerek yok. Cümleleri hýrpalamanýn, kavramlarý ve anlamlarý örselemenin de gereði yok. Eski sevgilin dönecek. Biraz sabýrlý ol. Sen öyle kolay býrakýlýr biri deðilsin. Özürün, yalvarmanýn bini bir para göreceksin. Ayaklarýna kapanacak. Filmlerden alýnmýþ, duymak için can attýðýn binlerce cümleyle af dileyecek. Her geliþinde, demet demet çiçekler getirecek. Senin sevdiðin çiçekler...
Sakýn hemen affedeyim deme. Biraz aðýrdan al. Burnu iyice sürtsün. Seni býrakýp gitmek neymiþ iyice anlasýn. Hadi bana müsaade. Acele ettiðimi nereden çýkarýyorsun. Geç bile kaldým. Karpuz kesmeni istemiyorum. Sen benim yerime birkaç yedek bul. Birlikte karpuzun yanýna kavun da kesersiniz. Aklýma gelmiþken son bir þey daha söyleyeyim. Çekirdeklerini çitlemeyi unutmayýn sakýn.
Deniz Fenerinin Güncesinden