|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
10 Aralýk 2003
Günýþýðý
Ceren Emre
Anlayamadým, sizin onbeþ günlük senelik izniniz mi var? O zaman mý hoplayýp, zýplayýp, metliyorsunuz günýþýðýnda? |
|
günýþýðý Günýþýðýna sahip olmak istiyorum ben...Benim olsun istiyorum günýþýðý. Benzetme falan deðil, günýþýðý, sevgilimin adý falan da deðil. Günýþýðýnýn ta kendisi, hani güneþin saçtýðý ýþýn demetleri... Sahip olmak istiyorum o ýþýn demetlerine ve hiç býrakmak istemiyorum ellerimden. Hep benim olsunlar, kimse uzaklaþtýramasýn beni bu parlak, gözkamaþtýrýcý, mutluluk verici doða harikasýndan... Gün ýþýðýna olan aþkýmý farketmem yenidir. Sýk sýk her tarafý kapalý, camsýz binalarýn büyük konferans salonlarýnýn birinde, ben ve benim gibi bir yýðýn insanýn, toplumu, bilimi, insanlýðý, memleketimizi kurtarmasýna iliþkin tüm gün süren toplantýlarýna katýlmamla nüksetti. Sabah uyanýyorum ki, mis gibi bir bahar havasý, geceden yaðan yaðmurun tüten buðusu yükseliyor topraktan. Tüm kiþisel dertlerimi, sýkýntýlarýmý unutturuyor bu buðunun arasýndan yeryüzüne inen günýþýðý demetleri...Çabucak hazýrlanýyorum gideceðim toplantýya, enerji doluyum. Ne güzel bir gün...Iþýn demetleri dolu yeryüzü...Iþýn demetleri arasýndan aceleyle, ýþýn demetlerini hiç farketmeden arabayla iþine giden insan güruhu ile ben de, beni günýþýðýndan uzaklaþtýracak salonun bulunduðu binaya doðru yol alýyorum ýþýn demetlerini farketmemiþ gibi yaparak.. Binaya giriyorum...Ve toplantý baþlýyor...Herþey tamam, koltuklarda insanlar, konuþmacýnýn brifing notlarý, aydýnlatma, su bardaðý, molalarda içilecek kahve ve çaylar...Konuþmacý baþlýyor. Son derece bilimsel bir makale bu anlattýðý ve insanoðluna son derece faydalý bir çalýþma yaptýðý çalýþma. Ama bir dakika, bir dakika bir eksiðimiz var; günýþýðýný kaçýrýyoruz, dýþarýda pýrýl pýrýl bir gün var. Bu salonun hiç penceresi yok mu? Hiç olmazsa pencerelerden sýzardý aramýza günýþýðý...Kaçýyor o kaçýyor...Belki yarýn bir daha bu kadar parlak olmayacak... Hadi gelin býrakalým bu makaleyi tartýþmayý, hep birlikte dýþarýya çýkalým. Bu büyük binanýn kenarýndaki kaldýrýma oturalým hepimiz de kýravatlý, beyaz gömlekli, resmi elbiselerimizle...Býrakalým kendimizi günýþýðýnýn rehavet verici salýncaðýna...Sallanalým, sallanalým...Beklemiyor muydunuz hiç benim gibi son derece akýllý, gerçekçi, bilimle uðraþan bir adamdan böyle bir saçmalýðý...Hemen konumuza dönüp, referansýný da beraberinde taþýyan hareketli sistemleri mi konuþmamýz gerekiyor...Biz insanlýk için çok mu önemli insanlarýz? Ama hava kararýnca da, günýþýðý yokolunca da insanlýk için çok önemli insanlar olabiliriz deðil mi? Geceler boyu tartýþabiliriz manyetik ortamlarda ýþýðýn yol almasýný....Hadi hadi gelin þimdi önce þu karanlýk salondan çýkýp, kendi gözlerimizle bir bakalým günýþýðý nasýl yol alýyor taaaa güneþten þu benim ceketimin çizgili kumaþýna kadar... Hadi gelin araþtýralým, neden böyle salonlarda oturup tartýþmazken, bu seferde neden ýþýksýz, güneþsiz odalarda iþ adýna oturduðumuzu....Hadi odamda kablolar içerisindeki ýþýn demetleri beni dünyanýn ta öbür ucundaki bilgilere ulaþtýrabiliyorken, neden odamdan iki metre öteye, dünyanýn ta öbür ucundan daha uzaktan gelen ýþýk demetine bu kadar ulaþamýyor olmamý araþtýralým... Hey siz ön sýrada oturan gençler, önce siz kalkýn. Nasýl bu kadar genç insanlar, böyle canlý ve ýþýklý bir bahar gününde, böyle karanlýk bir salonda oturabilirler, dýþarýda günýþýðýnýn önce yükselip tepeye zirve yaptýðýný, sonra da yavaþ yavaþ soluklaþýp, silikleþtiðini görmeden? Sizin dýþarýda kuzular gibi hoplayýp, zýplayýp, günýþýðýnýn altýnda yerlerde yuvarlanmanýz gerekir. Anlayamadým, sizin onbeþ günlük senelik izniniz mi var? O zaman mý hoplayýp, zýplayýp, metliyorsunuz günýþýðýnda? Ya siz yaþlýlar ve orta yaþlýlar, çok az vaktiniz var günýþýðýný yakalamak için ellerinizle, farketmiyor musunuz? Siz kuzu deðil misiniz? Ýnsan son derece farkýndalýðý olan, o yüzden de diðer yaratýklardan, yani hayvanlardan, yani kuzulardan üstün, bu yüzden de ilerlemiþ bir topluluk mu? Ýyi ama o zaman neden insanoðlu, günýþýðýný elleriyle yakalamak için yeterince vakti kalmadýðýnýn farkýnda deðil? Kuzular bile bunun farkýndayken...
:: :( |
Gönderen: Derya Çölkesen / Ankara/Türkiye
|
15 Haziran 2006 |
|
| Sorumluluklar, zorunluluklar, toplantýlar, sýnavlar neden bizi o güzelim günýþýðýndan mahrum býrakmak zorundalar ki sanki? Oysaki ne de hoþ olurdu toplantýlarý, çalýþmalarý açýk havada yapýlabilseydik. Deðil mi ama? |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
Yaþamý kýyýsýndan yaþadýðýmý düþünüyor, daha sahici, daha gerçek bir yaþam istiyorum. Ya bu daha fazla huzursuzluk ve daha çok yorgunluksa?. . . Ama bunlarý göze alabildiðimi söyleceyek kadar da cesur deðilim. O zaman buyur, sadece önüne konulan yemeði yemekle yetin!. . .
Etkilendiði Yazarlar:
Edebi olarak Buket UZUNER, Orhan PAMUK, Cahit UÇUK, Isabella ALLENDA sayýlabilir, ama asýl asýl yaþam felsefesi etkisi Özdemir ASAF, Hermann HESSE ve elbette NIETZCHE.
|
|
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler |
|
|
|