..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > zehra erkuþ




9 Aralýk 2001
Uykusuzluk  
zehra erkuþ
Azýcýk saçmalamaktan kimseye zarar gelmez. Bana da zarar vermez. Ne demiþ Ludwig Wittgenstein, “Baþardýðýn, baþkalarýna, senin için ifade ettiðinden daha fazla bir þey ifade edemez. Sana neye mal olmuþsa, onlar da o kadar ödeyecekler"


:CCFD:
“Uykusuzluk; uyanýklýk halinin zayýflamasý dolayýsýyla
baþýboþ kalan iç dürtülerin uyandýrdýðý endiþeli
ruh halinden ileri gelir.”
                              Meydan Larousse




                                                                      UYKUSUZLUK


Yorgundum keyifsizdim üstelik üç gecedir de uykusuz... Bu yüzden uyurum sandým. Bu halet-i ruhiyeye aldanýp saatlerce boþ yere yattým. Hiç olmazsa yorgunluðumu giderseydi...

Gün aðarmaya baþlayýnca baktým ki boþu boþuna yatýyorum hala, kalktým ben de. Gerçi ayakta olmamýn da bir anlamý yoktu. Amuda mý kalksaydým? Köprü kurmayý denesem mesela, jimnastikçi kýzlarýmýzýn yaptýðý gibi belimi geriye atýp. Farklý bir bakýþ açýsý yakalayabilir miyim? 360 derece ile bakabilir miyim? Peki yan gelip yatsam. Ýþte bu açýyý hiç kestiremiyorum. Zaten ben nasýl yan gelinip yatýldýðýný da bilmiyorum. Bu anlamsýz gidiþata ne yatay ne dikey ne de çember olarak müdahale edebiliyorum. Yandan yandan müdahale konusunda hiçbir fikrim yok. Müdahale etmeye de halim yok. Bu kelimeyi yazmak bile yordu beni? Doðru mu yazdým diye kalktým sözlüðe baktým. Mü’yü buldum. Sonra müde’ yi buldum. Baktým müdehale diye bir þey yok. Birkaç sayfa geri dönüp müdahaleyi buldum. Bir sürü uðraþtým durdum alt tarafý bir kelime için. Bu kadarla kalsa yine iyi. Kelimenin öz türkçesini de denedim. Ama istediðim randýmaný alamadým.

Burada durup düþünmek gerekir. Ben deminden beri ne yapýyorum? Aklým sýra espri yapmaya çalýþýyorum. Bir kere bütün bunlara espri demek için bin tane þahit lazým. O kadar þahidi ben þimdi nereden bulurum? Þayet bunlar espri olarak kabul görülür ise o bin kiþinin ben aklýna þaþarým. Onlar da bana þaþar, “sabahýn köründe zorun ne?” Uykusuzum. Ve hiç uykum yok. Hiçbir halim de yok: Bana ...... Bende...... Benden...... Kim çeker bu kadar halsiz birini? Hem niye çeksin, ben bile çekemedikten sonra kendimi...Ben en iyisi esprilerden sorumlu devlet bakanýmýzý ve beraberindeki bin kiþilik heyeti yolcu edeyim...

Her þeyi bir kenara býrakýyorum ve pes ediyorum. Zaten hangi zaman diliminde olduðumu da karýþtýrdým. Geçmiþ zaman geniþ zaman þimdiki zaman birbirine girdi. Ýþin içinden çýkamýyorum. Geriye dönüp bakmaya halim kalmadý. Ben artýk yalýn olmak istiyorum. Keyfim yok, mecalim yok, uykum hiç yok. Uyusaydým zaten bunlar olmayacaktý. Bütün bu saçmalýklarýn hesabý uykusuzluktan sorulsun. Uykum beni terk etti. Üç gündür eve uðradýðý yok. Kim bilir nerelerde sürtüyor? Benim uykum sürtüktür biraz, bilirim. Dönünce suratýna tüküreceðim. Benim de bir gururum bir haysiyetim var. “Onun yüzünden düþtüm bu hale. Bir þöyle söyledim, bir böyle... Aslýnda, no problem.”

“Aslýnda, no problem” Azýcýk saçmalamaktan kimseye zarar gelmez. Bana da zarar vermez. Ne demiþ Ludwig Wittgenstein, “Baþardýðýn, baþkalarýna, senin için ifade ettiðinden daha fazla bir þey ifade edemez. Sana neye mal olmuþsa, onlar da o kadar ödeyecekler.” Buna þu yüzden deðindim: Ortada baþarýlmýþ bir þey yok. Ýfade ettiðim bir þey de yok. O halde alacak-verecek hesabýmýz kalmamýþtýr. Bu defter burada kapanmýþtýr.

Yeni bir sayfa açalým....

Ataç Bey...Ataç Bey benim genel yayýn müdürüm olur. Ben hayatýmda bu kadar þirin bir müdür görmedim. Onun pek konuþkan biri olduðunu söyleyemem. Ama iyi bir dinleyicidir. Yardým severdir sonra. Elinden geleni esirgemez. Benim kafam bir konuda karýþtýðý zaman ona danýþýrým. Hemen sorar, “Ne yapmak istiyorsun?” Yeter ki ben ne yapmak istediðimi bileyim. Mimikleri ile anlaþýrýz daha çok. Kullandýðý vücut dilini de yabana atmamak gerekir hani. Beni her zaman can kulaðý ile dinlediðini biliyorum. Kayda deðer laflar ettiðimde sevincinden dört köþe oluyor. Ýstiyor ki ben hep iyi þeyler söyleyeyim. Gönül ister ki hep iyi þeyler söylensin. Ama olmuyor iþte...Ataç Beyin bir sürü meziyetinin yaný sýra tek bir kusuru var. Gerçi bu kusurun müsebbibi de benim. Benim sustuðum yerde onun uykusu geliyor. Suskunluklarýmý fýrsat bilip gözümün önünde horul horul uyuyor. Sanki bana nispet yapar gibi. Ama bu gün bu mümkün olmayacak. Ben burada uykusuzluðun kahrýný çekerken onun karþýma geçip uyumasýna engel olacaðým. Bu kahrý birlikte çekeceðiz. Yani Ataç Bey sizi uyutmamak için elimden geleni ardýma koymayacaðým. Þimdiye kadar ardýma koyduðum bir þey yok zaten. Ne var ne yok her þey ortada. Susmamak lazým. Bir sustuk mu, esnemeler baþlar, yataklar serilir... Susmamak lazým. Ne olmuþ yani, benim sürtük uykum sizin uykunuzu da ayarttý ise...Demek sizin uykunuzun da iradesi zayýfmýþ...Er ya da geç, elbet dönecekler... Sizi bilmem ama Ataç Bey, ben kendi uykumu zincire vuracaðým. Bakalým bir daha olur olmaz öyle kaçabilecek mi? “Onun yüzünden düþtüm bu hale. Bir þöyle söyledim, bir böyle. Aslýnda no problem” Bu nakaratý dilime doladýðým da iyi oldu. Kaynayýp gidiyor arada. Susmak yok. Uyumak yok Ataç Bey...Uykuya mahal yok... Elmalý Pasta yapmasýný bilir misiniz siz? Ben annemden öðrendim. Þimdi siz, benim mutfaða gidip malzemeleri hazýrlayacaðýmý düþünüyorsunuzdur. Ben mutfaða gideyim de, siz de bu fýrsattan istifade, yatýp uyuyun. Pýþýýýk... Yemezler. Benim uykum dönene kadar size de uyku yok. Nefes aldýrmayacaðým size. Kafanýzý kaþýyacak zaman bile vermeyeceðim...Ben bu kadar acýmasýz mýyým?

Öyleyim...

Yýllar önce kardeþimi de uyutmamýþtým. Eskiþehir’deydik. Ýstanbul’a tren ile dönecektik. Ýstasyonda bir banka oturmuþ trenin gelmesini bekliyorduk. Ýkimizin de uykusu vardý. Býraksalar oracýkta uyuyacaktýk. Kimsenin tuttuðu yoktu aslýnda. Lafý uzatýyorum sizi uyutmamak için. Bir cümle bir cümledir. Yabana atmamak lazým. Alýn size beþ cümle. Neyse, biz cebimizdeki son parayý biletlere vermiþtik, Ýstanbul’a dönmemiz ve bu yüzden uyumamamýz gerekiyordu. Ben gözlerimin kapandýðýný hissettikçe ayaða kalkýp biraz turluyordum. Ben, kendi uyumama engel olabiliyorum diye, kardeþim yumdu gözünü açtý aðzýný. Kardeþim aðzýný açarak uyur. Sonunda onu da uyutmadým. Benim acýmasýzlýðým ta oralardan baþlar. Uyumamak lazým. Yoksa tren geçip gidecek. Millet gidecek aya biz kalacaðýz yaya. Elalem gider Mersin’e biz gideriz tersine. Zýrt Erenköy! ...

Teyzemler Erenköy’de otururdu. Ben o zamanlar ilkokul birinci sýnýftayým. Babam her teyzemlere gidiþinde ablamý da götürürdü. Ben de arkalarýndan aðlardým beni de götürün, diye. Ben gittiðim yerde uyuyup kalýyormuþum. Sonra da beni bir türlü uyandýramadýðý için kucaðýna alýp taþýmak zorunda kalýyormuþ babam. Bu yüzden götürmek istemezmiþ beni gezmelere. Ben de bunun üzerine, aðlayýp zýrlayarak, kesinlikle uyumayacaðýma dair yeminler ettim. Babam, “Bak, bu sefer de uyursan seni bir daha hiçbir yere götürmeyeceðim” dedi. Erenköy’e teyzemlere gittik otobüs ile. Saatler geçtikten sonra benim uykum gelmeye baþladý. Babama da söz vermiþtim oysa. Sanki inadýna uykum geliyordu. Onlar televizyonda bir film seyrediyorlardý. Ben de babama bakýyordum gözlerimi sonuna kadar açarak. Aklým sýra uyumadýðýmý gösteriyorum. En son iþte, gözlerimi öyle kocaman kocaman açtýðýmý hatýrlýyorum....Babam beni yine otobüslerde kucaðýnda taþýmýþ....Sabah kendi yataðýmda uyandýðým zaman anladým bunu.... Ben sözümü tutuncaya kadar babam beni hiçbir yere götürmedi... O yüzden uyumamak lazým... Ne o Ataç Bey, kaþlarýnýzý havaya kaldýrýp, gözlerinizi kocaman kocaman açýp bakýyorsunuz...Uyuyup kalýrsanýz ben de sizi bir daha hiçbir yere götürmem... Babama da güvenmeyin, çünkü babam çoktan uyudu... Uyanmamacasýna uyudu... Bizimse gidecek daha bir sürü yerimiz var? Moda da halamlar, Ümraniye’de küçük halamlar, Gültepe’de amcamlar, Bebek’de amcamýn kayýnbiraderi... Laf aramýzda Bebek’teki hýsýmýmýzý hapse atmýþlar. “O þimdi hapiste” Ne çok anlatýlacak þey var?... Ama uyumamak lazýmmýþ... Bunu babam söyledi...

Ataç Bey, ben hala yorgunum, hala keyifsiz ve uykusuz...Yataða uzandýðýmda, bu sýkkýn halimle bir sürü kabus görürüm diyordum, kendime. Bir uyusam görürüm de. Kabus görmek bana iyi gelir. Bütün sýkýntýmý atmak, içimi kýrýp dökmek, midem bulandýðýnda kusmak gibi... Ben psikolog olsaydým bütün hastalarýma elinizden geldiðince bol bol kabus görün, derdim. Þimdi farz edelim ben doktorum, hasta geldi, karþýmdaki koltuða oturdu:

-“Buyurun, nedir derdiniz?”
-“Geceleri kabus görüyorum doktor bey, pardon doktor haným, çok korkunçlar, her þey üstüme üstüme geliyor, boðulacak gibi oluyorum, þurama bir aðarlýk çöküyor, nefes alamýyorum, baðýracaðým baðýramýyorum, ay, diyorum biri görse de kurtarsa beni, öleceðim yoksa, kimseye sesimi duyuramýyorum, siz yalnýzlýk nedir bilir misiniz, kimseye dokunamýyorum, parmaðýmýn ucunu dahi oynatamýyorum, bir aðarlýk çörekleniyor ki üstüme anlatamam”
-“E, ne güzel anlatýyorsunuz iþte”
-“Güzel anlatýyor muyum gerçekten? Siz de çok yakýþýklýsýnýz hani doktor bey...ay, pardon doktor haným... ben asistanýnýza demiþtim onu... Ýþte böyle çok korkunç kabuslar, her gece görüyorum, her gece, kan ter içinde uyanýyorum, acaba kocam beni aldatýyor mu?...yani evlensem, diyorum, kocam beni aldatýr mý?...evlenmesem mi?...evde mi kalsam?.... ay, ne yapsam?....Ýþte böyle doktor haným...Bu gibi sýkýntýlarým var... Bu yüzden mi kabus görüyorum sizce?”
- “Aðýrlýk çörekleniyor üstüme, demiþtiniz, deðil mi?”
- “Evet doktor haným”
- “Çörekleri fazla yiyorsunuz, bu da aðýrlýk yapýyor, az yiyin biraz”
- “Ay, bu yüzden mi?”
- “Bu yüzden tabi.”
- “Ben de sanmýþtým ki......”
- “Hiç sandýðýnýz gibi deðil...Endiþelenecek bir þey yok. No problem”

Ben psikolog olmaktan vazgeçtim. Ben hasta olacaðým. Kabus gören bir hasta olmak istiyorum. Korkunç kabuslar görüp kan ter içinde uyanmak istiyorum. Çünkü ben her kabustan çýktýðýmda “Oh be! Dünya varmýþ.”derim. Dünyanýn var olduðunu, varoluþumu hep bir kabustan uyanýnca anlarým. O kadar boþu boþuna yattým yatakta. Hem uyuyamadýðýma hem de kabus göremediðime hayýflanýyorum. Ýçimi kýrýp dökecek yer arýyorum. Biliyorsunuz Ataç Bey, bakmayýn öyle, sizi uyutmayacaðým için zýrvalýyorum...Bir “Oh be! Dünya varmýþ” diyemedim...

-     “Bir varmýþ bir yokmuþ...”
-     “Nasýl yani?”
-     “Evvel zaman içinde...”
-     “Hem var hem yok mu?”
-     “Bir tane Keloðlan varmýþ...”
-     “Anne var mý yok mu?”
-     “Bu Keloðlan annesini çok severmiþ”
-     “Annecim, ben de seni çok seviyorum. Var mý yok mu?”
-     “Bir gün bu Keloðlanýn annesi çok hastalanmýþ. Keloðlan da annesine doktor bulmak için dere, tepe, düz gitmiþ, þehre varmýþ... ......”
-     “Anne? Var mý yok mu?”
-     “.......”

Annem de uyudu.Yine biz kaldýk baþ baþa. Ben hala yorgunum, hala keyifsiz ve uykusuz... Üç gündür gözüme uykudan baþka her þey giriyor. Niye bu kadar zor oluyor? Yaþamaktan bahsediyorum. Niye bu kadar zor? Kolay gibi görünüyor deðil mi? Ye iç sýç. Yat kalk uyu. Oldu da bitti. “Oldu da bitti maþallah, damat olur inþallah.” Olur olur damat da olur. Gelin adayý zaten müstakbel kocasýnýn istiharesine yatýyor... Damatta olur, gelin de olur. Ne oluyor, ne bitiyor, bir çük kesmeyle? Ben olsam kestirmem. Ben olsam olsam ne olsam? Doktor mu olsam? Þarkýcý mý olsam? Yoksa ataç ticaretine mi bulaþsam? Ataç Beyin de uykusu gelmiþ. Ben de en iyisi biraz uyusam artýk diyorum. Þöyle bol kabuslu bir uyku...Üstüne sýcak bir duþ... “Oh be! Ýki kere dünya varmýþ.”... Bir duþtan önce bir duþtan sonra... Bir varmýþ bir yokmuþ... Var mýymýþ?... Yok muymuþ?... Anne, Keloðlan, hasta annesine doktor bulmuþ mudur?

Sürtük uykum yuvaya döndü...Seni sürtük seni... “Senin yüzünden düþtüm bu hale. Bir þöyle söyledim, bir böyle. Aslýnda no problem....”

Yorgunum, keyifsizim, üç gecedir de uykusuz...

Þimdi biraz uyumak lazým...

Ýyi uykular.....



Zehra Erkuþ










Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
ayrýlýk usulü elmalý pasta
Sümüklü Düþünceler

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Günah Keçileri
Ayþe ile Ali'nin Hikayesi
Þeker Ve Çikolata


zehra erkuþ kimdir?

Çok düþündüm. . . . Bir yazar kendisini nasýl tanýtýr ki? Bir sürü dergi, kitap kurcaladým yazarlar kendilerini nasýl tanýtmýþ, diye. . . Herkesin tanýmý birbirine yakýn, bir o kadar uzak. Peki ben kimin tanýmýna yakýným ya da kimin tanýmýna uzak?. . . Sonunda anladým ki, bir o kadar yakýným ve bir o kadar uzak. . .

Etkilendiði Yazarlar:
'iyi' olan bütün sanatçýlar, 'iyi' olan bütün eserler.....


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © zehra erkuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.