Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
Dað onca aðacýna, çiçeðine, suyuna, taþýna raðmen çok yalnýzmýþ... Gün geceye durduðunda, gökyüzüne bakar, gördüðü her yýldýza bir türkü söylermiþ... Efkarýndan pýnarlarý aðlar, topraðý sýzým sýzým sýzlarmýþ... Ýstermiþ ki rüyalarý gerçek olsun, gönlüne göre bir yareni olsun, koynunda uyuyup koynunda uyansýn, dað daha bir dað olsun, sevda daha bir sevda olsun. Yine öyle gecelerden bir gece, kaldýrmýþ baþýný göðe, haykýrýyormuþ türküsünü ki; birden, bir hýþýrtý duymuþ... Bakmýþ ki güzeller güzeli kýnalý bir ceylan durur karþýsýnda... Durur da öylece süzer nazlý gözlerini ona doðru...Buhur Daðý'nýn kalbine kor ateþler düþmüþ, heyecanla sarsýlmýþ gövdesi...Dile gelmiþ de seslenmiþ bir bakýþta vurulduðu Kýnalý Ceylan'a... "Ýþte nicedir beklediðim, nicedir düþlediðim yarim geldi, umudum, ýþýðým, sevincim geldi, hoþ geldi... Yaklaþ maralým, daha da yaklaþ ki yakýndan göreyim güzelliðini." Ceylan ürkek, ceylan telaþlý, ardýna bile bakmadan, seke seke gözden kaybolmuþ sessizce... Sinmiþ uzaktaki bir aðacýn gölgesine, derdini dillendirmiþ kendince: "Sesini duydum uzak diyarlardan, yaktýðýn türkülerde anlattýðýn bendim koca dað, Buhur Daðý!... Sesine sevdalandým da buldum seni, yüreðine sevdalandým da sevdim seni. Ne var ki ben bir yaralý ceylan, sana ne hayrým olur ki, sana verecek neyim var ki. Geldim, gördüm, bildim seni...Fakat benim daha gidecek yolum, çekecek çilem var." Rüzgarlar Kýnalý Ceylan'ýn sedasýný taþýdýðýnda Buhur Daðý'na, kara bulutlar çökmüþ zirvesine... Dað öfkeli, dað kýrgýn, adeta kükrer gibi söylemiþ meramýný: "Duydum seni kýnalým, duydum da duymasýna, hem kendini gösterir hem de neden kaçarsýn? Her gece seni söyledim ezgilerimde, seni yazdým gökyüzüne. Uçan kuþun kanadýnda, çaðlayan nehirlerin nefesinde, tan yerinde þavkýyan seherlerde, yaðmurlarýn buðusunda aradým izini. Önce bana görün, sonra býrak git diye mi? Hemen þimdi dönesin bana geri, ya da ilelebet kanasýn yaran; öyle ki kýmýldayamayasýn, öyle ki bir yudum su içmeye kalkamayasýn çöküp kaldýðýn yerden!" Ceylanýn küçücük yüreði burkulmuþ acýyla... Korka korka daðýn hýþmýndan, seslenmiþ ona titreyen sesiyle: "Nedir bu hiddetin, feryadýn? Nedir bu halden sual etmez gazabýn?... 'Zaman' dedikleri bir ilaç varmýþ, ben daha yollara düþüp onu bulacaðým, yaramý onunla sarýp bekleyeceðim iyileþmeyi... Sende kalýrsam þu halimle; sana acýdan, tasadan baþka bir þey veremem. Sen bir yüce daðsýn, sabýr taþlarýyla döþeli bayýrlarýn... Beni sen de anlamazsan, kimler anlasýn?" Dað küsmüþ, ceylan boynu bükük; vurmuþ kendini yollara... Baðrýnda Buhur Daðý'nýn hasreti, vuslata ömrü yetsin diye dualar ederek Yaradan'ýna, gözden kaybolup, gitmiþ uzaklara... Buhur Daðý fýsýldamýþ ardýndan: " Bekleyeceðim seni maralým, taþým üstünde taþ kalmayýncaya, topraðýmda tek bir ot bitmeyinceye deðin..." Ay güneþi, güneþ ayý kovalamýþ durmuþ, mevsimler mevsimlere, yýllar yýllara kavuþmuþ... Diyar diyar gezmiþ ceylan, deva bildiði mahir zaman iyileþtirirken yarasýný, Buhur Daðý'nýn içli sesi, gönlünün mabedinden bir an olsun silinmemiþ... Kýzýl kýnalý baþýný semaya kaldýrýp da sevdasýnýn ve sevdalýsýnýn sýrrýna erdiði yalnýz gecelerinde, her bir yýldýzdan yüreðine yansýyan ýþýk, yarinin kendisine adadýðý türkülerinin giziymiþ... (Masalcý tam da öyle bir anda, sesini verivermiþ masala...) "Gecedir; ayrý düþmüþ sevgililerin elzemi hasretleri göðsünde emziren... Gecedir; tek yürekte iki taþkýn nehir gibi coþan, ikiyi bir kýlan, biri ikiye bölen sevdalarýn beþiði... Ömür denilen ise ahu gözlü ceylanýn kirpiðinde kanat çýrpmasý kadar bir kelebeðin... Ceylan fani, dað fani... Geldi vakti saati... Düþtü ceylan sevdasýnýn, sevdalýsýnýn yollarýna..." Günler birbiri ardýna inci gibi dizilirken, hiç durmadan koþmuþ ceylan... Ayaklarýnda dermaný kalmamýþ, acýkmýþ, susamýþ... Bir an olsun durmamýþ, Buhur Daðý'nýn billur ýrmaklarýnýn suyuymuþ susadýðý, Buhur Daðý'nýn kaynaðýyla besleyip büyüttüðü aðaçlarýn yemiþleriymiþ acýktýðý... Derman, Buhur Daðý'nýn koynundaymýþ. Birbirlerini gördükleri ilk andaki kadar ýþýltýlý ve sakin bir gece, Kýnalý Ceylan varmýþ yarinin eteklerine... Nice soðuk iklimlerden sýcak iklimlere deðin yolunu gözlediði ceylanýný, geliþinden bilmiþ Buhur Daðý... Seslenmiþ usulca: "Ey kýnalým, ey güzeller güzeli ceylaným, döndün demek sonunda bana... Ýyileþti mi yaran? Buldun mu çareni; bir su damlasý gibi akýp gittiðin, bir kum tanesi gibi savrulduðun yollarda? Senin gönlümü kasýp kavuran hasretin, ehramý oldu aðaçlarýmýn, çiçeklerimin; tohumlar bile çatlayamadan küle döndü topraðýmda... Vardýn geldin ama; þimdi benim sana verecek neyim var; susuzluðunu gidereceðin bir pýnarým bile yok ki; kuruyup gitti hepsi, acýktýysan seni neyle doyurayým; sabýr taþlarýmda biten otlarla kanmazsýn ki açlýðýna." Ceylan bitkin; týrmanýrken daðýn yamacýna, devrilivermiþ bedeni kurumuþ dallarýn arasýna, küçücük kýnalý baþýný vurmuþ kocaman bir taþa... Son mecaliyle konuþmaya çalýþýrken, þu kelimeler dökülmüþ dilinden: "Sar beni Buhur Daðý'm... Sar beni yazgým olan; caným tenimden çýkmadan beni sana kavuþturan sevdan ile... Topraðýndan kanýma aksýn ölüm, kanýmdan topraðýna aksýn dirim, hasretinle yaktýðýn çiçeðin, aðacýn, kanýmla hayat bulsun yeniden. Ben sana karýþayým, sende son bulup, sende doðayým... Bak þu kýzýl yýldýz var ya; iþte o benim yýldýzýmdýr. Ona söyleyerek þimdi en güzel türkünü, kollarýnda uyut beni güzel sesinle..." Ve canýný teslim etmiþ ceylan oracýkta, nazlý gözleri kapanýrken düþen iki damla yaþ; yuvarlanýp daðýn iki yanýna, iki ayrý ýrmaða dönüþürken... Buhur Daðý, tüm acýlardan da büyük bir acýyla öyle sarsýlmýþ, öyle inlemiþ ki, gökyüzü yýrtýlmýþ sesinden, þimþekler çakmýþ, simsiyah bir yýldýrým düþmüþ zirvesine; ikiye bölmüþ koca daðý... O geceden sonra mevsim ne vakit bahara dönse, Buhur Daðý'nýn ikiye ayrýldýðý, Kýnalý Ceylan'ýn gözyaþlarýndan oluþan iki ýrmaðýn kavuþtuðu yerde kýzýl bir gonca gül bitermiþ. Açýp da yapraðýný, kokusunu yele verdiðinde yýldýzlý gecelerde; kimselerin duymadýðý, kimselerin bilmediði bir türkü yankýlanýrmýþ o vadinin en kuytu yerinde...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ýlke ERSOY, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |