..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýliþkiler > Tuba Çiçek




6 Þubat 2004
Çok Fena S E X Y Mevzuular  
Tuba Çiçek
Ben biraz errrkekleri çekiþtireceðim yüksek müsaadenizle! Eh yazýnýn baþlýðý 90-60-90 kývamýnda seks kokunca, onlarý anmamak ayýp olur deðil mi? Ne de olsa seks, onlarýn tek-elinde, diktasýnda olan bir meþgale..! Efendim ben deniz bir kýsým erkeklere,


:BHGF:
Ben biraz errrkekleri çekiþtireceðim yüksek müsaadenizle! Eh yazýnýn baþlýðý 90-60-90 kývamýnda seks kokunca, onlarý anmamak ayýp olur deðil mi? Ne de olsa seks, onlarýn tek-elinde, diktasýnda olan bir meþgale..!

Efendim ben deniz bir kýsým erkeklere, 'er-KEK' diye seslenmek eðilimindeyim. Kelimenin, KEK kýsmýný daha bir vurgulayarak yani. Nedenini az sonra açýklayacaðým. Sabýrlý olun.

Malumunuz 'er’ sözcüðü, ‘erkek’ anlamýna gelir. Peki ilaveten 'KEK' eklemek de nereden çýkmýþtýr? Direkt 'er' deseydik ya bu cinsiyetteki insanlara. Niçin ekstra ‘ek’ (KEK) maliyeti yüklersiniz kelimeye ey ecdat? Bilmiyorum. Fuzuli bir ek gibi duruyor yani. Sadece ‘er’ desek daha bir hoþ olurmuþ.

Þimdi sýký durun! Kelimenin neden fuzuli bir ek’le (ki bu ek KEK oluyor) kalabalýklaþtýrýldýðýný, etimolojik olarak açýklýyorum size: ‘KEK’ argoda saf, kandýrýlmaya müsait, bön manasýna gelir biliyorsunuz. Bana kalýrsa tarihsel süreç içinde, er kiþinin saflýklarýný gören dilbilimciler; “bunlara sadece ‘er’ demek yeterli deðil, bir de kelimenin sonuna ‘KEK’ ekleyelim, sanki o zaman daha bi anlamlý olacak, cuk diye oturacak kelime” demiþler.

Tabi bunlar sadece benim tahminlerim. Tarihi gerçeklere dayanmýyor yani. Þimdi uydurdum. Ama yazý bittiðinde bu teorimin kendi içinde tutarlý ve isabetli olduðunu bana itiraf edeceksiniz. Yemin ederim!

Vardýr erkek milletinin böyle þaþkýnlýklarý, kek durumlarý. Herhalde bununla alakalý bir ek olsa gerek ’KEK’ eki.

Neden mi? Malumunuz üzere, er-KEK milletinin libidosu genellikle yüksektir. (Ya da yüzyýllardýr böyle yutturulmuþtur, erkek egemen toplumlara.) Efendim bahsi geçen topluluk (er-KEK’ler), hem ‘seks, seks’ diye geberirler, abazalýktan þikayet ederler, ‘verecek hatun bulamýyoruz’ diye zýrlarlar, inim inim inlerler; hem de namus bekçiliði yaparlar.

Cinsel iliþkiyi kadýna yasaklar, kadýnýn libidosunu öldürürler, eþlerine, kýzlarýna, hatta tüm topluma “kadýnýn seks yapmasýnýn ayýp olduðu” ayarýný verirler; sonra da seviþecek kadýn bulamazlar. (Ya da para verip seviþmek zorunda kalýrlar.) Bir nevi kendi kuyularýný kazýp, piyasalarýný küçültürler.. KEK’tirler yani!

Hem kadýnýn yatakta da en az mutfakta olduðu kadar maharetli olmasýný isterler, hem de bakire olmayan diþi kiþiyi eþ olarak kabul etmezler. Bre þaþkýn, tecrübesiz bir bakireden yatakta mucizeler yaratmasýný nasýl beklersin?

Sonra da gelsin ihanetler, gitsin metresler, vursun davullar, oynasýn konsomatrisler.

Yahu þu iþi kökünden çözsek de hem erkekler hem kadýnlar bir rahata erseler olmaz mý? Artýk kadýnlar da cinsel kimliðiyle barýþsa ve bu barýþýklýk erkekler tarafýndan kurþunlanýp, býçaklanacaðýna, alkýþlansa, ‘Komþuda piþer bize de düþer’ mantýðýyla halaylara durulsa olmaz mý?

Bakýn mesela seksle ilgili yapýlan araþtýrmalar sonucunda ortaya çýkan istatistiklerden size birkaç örnek vereyim:
- Her yýl 11 bin seks kazasý oluyor.
- Her gün dünyada en az 200 milyon cinsel birleþme yaþanýyor.
- Her yýl 250-1000 kiþi (kadýn-erkek) mastürbasyon yaparken ölüyor.

Þimdi hal böyleyken ve bu meret iki kiþiyle (genellikle bir kadýn ve bir erkek) yapýlabiliyorken; ne demeye kasýyorsunuz da, bir tarafa (kadýna) bu iþi yasaklýyorsunuz? Bu iþin, doðanýn bir parçasý olduðu, ayýp bir faaliyet olmadýðý, bilakis keyifli olduðu, gerek fizyolojik gerekse psikolojik olarak bir ihtiyaç olduðu kabullenilse; arz ve talep dengesindeki gerginlik de minimuma inmez mi, ey aklýevveller? (Yahu her þeyi de ben mi söyleyeceðim? Kocaman adamlar olmuþsunuz; ‘þey’inizin derdini de mi ben düþeceðim? Benim derdim bana yeter!)

* * *

Toplumsal yaþam içinde erkek ve kadýn için ayrý ayrý tanýmlanan cinsel roller, erkeklerin kadýnlar üzerindeki egemenliðini sürdürecek þekilde ayar ediliyor. Durum bu minvalde olunca, kadýn kendisini ortaya koyarak deðil, bir gereksinimi karþýlama rolüyle, yani bedenini ortaya koyarak toplumsallaþabiliyor, kendini ifade edebiliyor. (Eþ, anne, güzel, bakire, fahiþe vs. gibi.) Ve nihayetinde arzularýna, ihtiyaçlarýna, cinsel kimliðine, kendi bedenine, yani KENDÝNE yabancýlaþýyor. Eh kaçýnýlmaz olarak bir dizi psiko-sosyolojik sorunlar yumaðýnýn içinde yitip gidiyor. Sonra da gelsin özgüven eksikliði, gelsin dýrdýr, gelsin výdývýdý, gelsin bunalým vesaire...

Her ne kadar Duygu Asena ve feminizm hareketini samimi bulmasam da, toplumsal etkileri ve tepkiler açýsýndan söz etmeden geçemeyeceðim.

1980’li yýllarda Türkiye’de baþlayan kadýn hareketi kendisini tanýmlamaya çalýþtýðýnda, büyük bir kesim tarafýndan, "bunlar cinsel özgürlük istiyorlar, toptan fahiþe olacaklar" diye saldýrýya uðramýþtýr. Er-KEK’in cinsel ve toplumsal rolüne yönelik bir tehdit olarak algýlanmýþ, bir namus davasý haline gelmiþtir. Öyle ya, kadýnlara özgürlük demek, cinsel özgürlük demekti. Eh cinselliðin özgürcesi de her önüne gelenle yataða girmek olabilirdi!

Foucault'un görüþüne göre, cinsel yaþamý toplumlarda belli kalýplar halinde tutmakta harcanan eforlarýn sebebi þöyle: "Ýnsanlarýn üremesi ve insan neslinin tükenmemesi."

Er-KEK’lerin, kadýnýn cinselliðini kontrol altýnda tutmak için üstlerini, baþlarýný paralamalarýnýn sebebi de: oluþturduklarý toplumun ve aile yapýlarýnýn bozulacaðýndan korkmalarýdýr.

Þimdilerde dergiler, gazeteler, kitaplar illa ki cinsel konulara yer veriyor; cinsellik eskiye nazaran daha çok konuþuluyor. Bunun adýna da ‘cinsel devrim’ ya da ‘cinselliðin özgürleþmesi’ deniyor. Bana kalýrsa içi boþaltýlmýþ, hazmedilmemiþ bir ‘devrim’ ya da ‘özgürleþme’ bu. Pornografi, erotizm, romantizm de bu sahte devrimin endüstrileþmiþ hali.

Varýlan en son noktada kadýn vajinasý, erkek için olduðu kadar kadýn için de bir saplantý durumuna geldi.

Tanrý saplantýlarýmýza zeval vermesin!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Elim Sende
Selülitli Prenses ve At Hýrsýzý Prens
Bu Yazýyý Okumayaný Tarih Affetmez
Yazmak Ya da Yazmamak: Ýþte Bütün Mesele Bu


Tuba Çiçek kimdir?

Kapýlarý sonuna kadar açýp, her rengi gocunmadan ve hevesle buyur edenlerdenim. Bu yüzden benim indimde yaþam, keyifli bir maceradýr. . . Ve benim öyküm, içinde her renkten bir parça barýndýran bir öyküdür. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Milan Kundera


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuba Çiçek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.