..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > alidem




14 Þubat 2004
Mihenk Taþý Olarak Felsefe"nin Deðeri Üzerine I.  
Eski Edebiyat ve Düþün Dergisi Þubat 2004 Sayýsý

alidem


“Bir ýrmak’ta iki defa yýkanýlamayacaðýný” biliyoruz, elbet. Irmaðýn yanýna her geliþimizde, “hep yeni sular akmaktadýr”; ancak, farkýnda olmamýz gereken nokta þu ki: “sular hep akmaktadýr”!..


:CDCA:

Sorgulanmayan hayat, yaþamaya deðmez...
Sokrat

Yirminci yüzyýlýn son yirmi yýlý ile yeni bin yýlýn baþlarý, yerküremizde “deðiþim yýllarý” olarak anýldý; anýlýyor. Bu dönemde yazýlan popüler (=popülist) kitaplarý, dergileri, þarkýlarý incelediðimizde, ayný söz (daha doðrusu slogan) öbeði ile karþýlaþýyoruz.
“Küresel Tek Tipçi”lerin (1) temel öncüllerini oluþturan bu sloganlarý sorgulamanýn “ufuk açýcý” olacaðýný düþünüyoruz. Üstelik, “küreselleþme karþýtlarý”nýn, “iyi ve olumlu” (?) anlamlar vererek olsa bile, ayný kavramlarý kullandýðýný görmekteyiz. Bu sloganlarýn “en birincisi” ile baþlayalým: deðiþmeyen tek þey; deðiþimdir...
Deðiþmenin erdeminden (?), yenilenmenin sayýlamayacak kadar çok yararýna (?) deðin yazýlanlarý anýmsamak zor olmasa gerek. Tabii, “tarihin sonu” ifadesiyle çeliþen bir yaný da var: bir yandan deðiþmeye vurgu yapýp, öte yandan “güneþin altýnda yeni bir þey yok”, diyebilmek, o denli kolay olmasa gerek. (2)
Birilerinin, bu birbiriyle çeliþen yorumlar yapabilme serbestisine, bu genellemeci sýðlýða alýþamama, hatta karþý çýkma hakký olmalý!.. Bu eski hakký, burada ve þimdi kullanmak istiyoruz!..
“Bir ýrmak’ta iki defa yýkanýlamayacaðýný” biliyoruz, elbet. Irmaðýn yanýna her geliþimizde, “hep yeni sular akmaktadýr”; ancak, farkýnda olmamýz gereken nokta þu ki: “sular hep akmaktadýr”!.. (Sular akar, post-modernler bakar...)
“Deðiþmeyen tek þey deðiþimdir”; ama “akýþ durumu mutlaklaþtýrýlarak”, deðiþimin içindeki sürekliliði görmemiz engellenmemelidir. Hayatý anlamak için “anahtar bir ifade”nin, “bugün kara dediðine, yarýn ak” diyebilenlerin savunu aracý olmasý önlenmelidir!..
Ýnsan’ýn çevresine merak ve hayret ile bakmaya baþladýðý o ilk günden bu yana, yanýtýný aradýðý, doðruluðunu (gerçekliðini ve geçerliliðini) sýnadýðý sorularýn peþinden gitmeyi öneriyoruz. Soruyu doðru sormak, doðru yanýta ulaþmamýzý saðlayacaktýr. Bu yüzden soru sorma, sorgulama önemlidir. Altýný kalýnca çizmemiz gerekir ki, soru amaç deðil, araçtýr!.. Amaç, gerçekliði yansýtan (doðru) yanýta ulaþmaktýr!.. Soylu bir ölüm gibi sunulsa da, soru iminin çengelinde asýlmaya niyetlenmeyelim...
Bu farkýndalýkla yaþadýðýmýz günler, deðiþimin içindeki sürekliliðe vurgu yapmayý gerektiriyor. Bu yüzden de felsefe (yalnýzca bu yüzden olmamakla birlikte), “yeniden gündemdedir”!..
Kelime anlamý Bilgi Sevgisi demek olan Felsefe’nin, kavram olarak anlamýný araþtýrdýðýmýzda karþýmýza þu ifadeler çýkýyor:
1) Varlýk, evren, insan ve bilgiyle ilgili düþüncelerin bütünü: “nedir” sorusunun sorulmasý, “soyut veya kurgusal düþünme”, ardýndan “eleþtirel düþüncenin doðuþu”...
2) Bir bilimin ve/veya bilgi alanýnýn temelini oluþturan ilkeler bütünü: “tarih felsefesi”.
3) Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çaðýn öðretisi: “Sokrat felsefesi”.
4) Evreni, dünyayý, yaþamý yorumlama biçimi, dünya görüþü, ideoloji: “Marksist felsefe”.
Demek ki, öncelikle varlýk ve bilgi (akýl, düþünme ve soyutlama gücü) iliþkisinin çözümlenmesi saðlanmalý; ardýndan da “varlýðýn bilinmesi = bilginin varlýk ile örtüþmesi”...
Söz ettiðimiz Felsefe, “geyik muhabbeti” ya da “laf ebeliði” deðildir; Sofist’lerin ekmek kapýsý ise hiç deðildir!.. (3) Soru sormaktan çekinmemektir; cevabýn peþini býrakmamaktýr. Hayat’tan damýtýlan varlýk bilgisi’dir...
Yinelemekte fayda var. Amacý, “doðru yanýtý bulmak” olan sorudan söz ediyoruz. Sorularla “geviþ getirmeyi” deðil!...
Düþünmeden, düþünce üretmeden yaþamak olanaklý olsa da, bu “yaþanan þey”in yaþam olduðu tartýþmalý... (Bu konu cidden tartýþýlmalý!..)
Peki, bu tartýþmayý (soyutlama sürecini) nasýl yapacaðýz? Sorunun yanýtý (üstelik binlerce yýl önce) verilmiþ; “mantýk’lý düþünmenin ilkeleri”ni bilerek...
1) Özdeþlik ilkesi: Her kavram kendi kendisiyle özdeþtir. Bir kavramýn anlamý bilinir olmalý ve birden çok (hele hele farklý) anlama gelmemeli!.. Bakýnýz: “kültür’ün baþýna gelenler”...
2) Çeliþmezlik ilkesi: Birbiri karþýsýna konmuþ iki çeliþik yargý ayný zamanda doðru olamaz. Birinin yanlýþ olmasý gerekir. Bakýnýz: “zevkler, renkler tartýþýlmaz”...
3) Üçüncünün olamazlýðý ilkesi: Birbiri karþýsýna konmuþ iki çeliþik yargý ayný zamanda yanlýþ olamaz. Birinin doðru olmasý gerekir. Bakýnýz: “vicdan’ýn baþýna gelenler”...
4) Yeterli neden ilkesi: Her yargýnýn yeterli bir nedeni olmasý gerekir. Bakýnýz: “sevgi anlaþmak deðildir; nedensiz de sevilir”...
Bu ilkeleri dýþlayan bir zihnin mutlu olmasý (?) kolaydýr; anlamlý olmasý ise olanaksýz...
Anlam olmadan, yaþam olasý mý? (4)
Felsefe kavramlarla yani “dil” ile üretilir. Dile getirmeden gerçekliði anlamak, üzerinde düþünmek olanaklý deðil!.. Bu yorumda nedense (!) aþýrýya giden Wittgenstein, “tüm felsefesini dünyayý resimleme iþlevi gören dil” üzerine kurmuþtu. Aþýrý uçlarda gezinmekten zarar gelmese de, gerçeklikten kopmanýn yararý görülmemiþtir!..
Diyebiliriz ki, (pireye kýzarak) “dil çözümlemesi”nin verebileceði ipuçlarýný yadsýmak yanlýþtýr; ama “dil çözümlemesi”ni felsefenin biricik iþlevi (yorganýn tamamý) olarak görmek de yanlýþtýr... (5)
Bu yaklaþýmýn minik bir yansýmasý olarak, toplumsal yaþamýmýzdaki akýl ve düþünce ile ilgili “popüler sözler” üzerine düþünmek yararlý olacaktýr:
1) “akýl akýl, gel ardýma takýl”,
2) “düþün düþün, zordur iþin” (bu iki ifadeyi yeniden düzenleyerek aktarmayý uygun gördüm),
3) “efkârým birikmiþ, sýðmaz içime” (düþünceler anlamýna gelen efkâr sözcüðünün, tasa ya da kaygý anlamýna gelmesi “dikkat çekici”)... (6)
Uzatmayalým, yukarýdaki ifadelerden yola çýkarsak, geleceðimiz yer bellidir; ve bugün “o yerden doðrulmanýn” yollarýný aramaya baþlamamýz gerekmektedir!..
Ýlk soruyla baþlayalým isterseniz...
Hayatýmýz yaþamaya deðer mi?



(1) Global sözcüðünün üç temel anlamý bulunuyor: 1)toptan ya da toplam; 2)geniþ çaplý, ayrýntýlý; 3)dünya çapýnda, küresel. Kelimenin ardýndaki asýl anlamýn görülebilmesi için “küresel tek tipçilik” kavramýný kullanmayý yeðliyoruz.
(2) Kolay deðil, demek; yapýlmýyor, demek deðil. Þu bizim küresel balýk hafýzasý durumu...
(3) Sofistler: Malûmatfuruþlar... Bunlar kent kent gezerek parayla ders veriyorlardý; güzel konuþmayý (hitabet), mahkemelerde savunmayý, politik yaþamda baþarýlý olmayý öðretiyorlardý. Yunan Site Demokrasinin yeni bir yönetim biçimi olarak ortaya çýktýðý o zamanki dünyada inandýrma zanâatý (?) çok önemliydi. (Hoþ günümüz dünyasýnda da bu konu çok önemli... Bu iþi –ekmek kapýsý olarak- çok yetkin (?!) bir biçimde yapan yazarlarýmýz bulunmakta.) Onlara göre, herkesin kabul etmesi gereken doðrular yoktu; doðru dediðimiz þey tek tek insanlara göre deðiþen bir þeydi. Daha da ileri giderek; iyilik, kötülük, adalet ve namus gibi deðerlerin tek tek insanlara göre olduðunu, insandan insana ve toplumdan topluma deðiþtiðini savundular. Günümüzde yaþasalardý, “yalýsýndan köþe yazan” olabilirlerdi...
(4) “Mantýksýz mutluluk” olur mu hiç, diyen okurlarýmýza, “biz evleniyoruz” show’unu (?!) izlemelerini öneriyoruz.
(5) Geleneksel ifrat–tefrit dengesi’nin felsefe ile hiçbir baðý olmadýðýný sanmayýnýz.
(6) Geleneksel kudret, servet, þöhret üçgenin merkezinde, ham maddeci deðer’in bulunduðunu anýmsamak yararlý olacaktýr.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Haçlý Seferleri Üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Tövbe [Þiir]
Metropol Seyyahý'na [Þiir]
Otel Odasý [Þiir]
Kök [Þiir]
Hayatýn Anlamý Ya Da Ýntihara Reddiye [Þiir]
Sûret [Þiir]
Çelme I. [Öykü]
Çelme II. [Öykü]


alidem kimdir?

ben-î âdem . . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © alidem, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.