..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Nükhet Everi




14 Þubat 2004
Kardan Adam  
Nükhet Everi
Paul Auster’in eþliðinde geldi kar. Kehanet Gecesi’ni okurken bastýrdý. " Böyle bir olayýn açýklamasý olmaz, neden þuna deðil de buna âþýk olduðumuzu açýklayacak nesnel bir gerekçe yoktur.”Ama varmýþ iþte bay Auster. Hem de tam tahmin et


:BEEC:
Gene eve kapandým. Ama bu sefer biraz daha tedbirli, belki de daha þanslý olarak. Bu sefer Ýzmir’den ‘hangi uçak olursa olsun uçarým, yeter ki varayým Istanbul’a’ düþüncesiyle deðil, sabahlara kadar havaalanlarýnda ve yollarda sürünerek deðil, evde camdan baka baka karþýladým karý.

Bu sefer de geçen sefer olduðu gibi karýn geleceði saat bile belliydi. Ben de yollarda, turlarda, yolculuklarda olmadýðýmdan, sakin sakin tüm hafta sonu için alýþ veriþimi tamamlayýp, arabamý evin önüne, aküsünün yeni ve dolu olduðundan emin, antifrizi tam, silecekleri açýk olarak park edip karþýladým karý.

Paul Auster’in eþliðinde geldi kar. Kehanet Gecesi’ni okurken bastýrdý. Kar kitaba, kitap kara zevk kattý. Uykusuz gecelere, televizyonun önünden New York’a uzanan uzun saatlerde Kýbrýs konusunda bundan sonra neler olacak acaba diye düþünmelere, sabaha karþý kanepenin üstünde uyanmalara eþlik etti kar.

Ben Tarabya’da kuzey rüzgarlarýna açýk, sanki Sibirya’da yaþýyor gibiyim. Burada kar böyle yaðdý mý mahsur kalýnýyor. (Tamamen Istanbul þartlarýndan bahsetmekteyim, yoksa Erzurum’un ya da Kars’ýn kara kýþýný da bilirim.) Görüntü kartpostal gibi... Bu sefer Istanbul insaný daha tedbirli. Bir önceki sefalet yaþanmýyor sokaklarda. Ama Bursa – Balýkesir – Ýzmir yollarý kapalý. Ýnsanlar mahsur kalmýþ. 7000 köy yolu kapalý. Ankara – Istanbul arasý tipi nedeniyle otobüs seferleri iptal. Pek çok uçuþ iptal. Deniz seferleri yapýlamýyor vs vs. Ama telefonlara engel yok. Hatta kablosuz telefonla camýn önünde kar yaðýþýný seyrederken ulaþýveriyorum kar altýndaki baþka bir þehire. Telefonun ucundaki þehir kara alýþýk bir þehir, orada öyle kar yaðýnca okullar falan tatil olmuyor:

-     Nasýl hava orada?
-     Berbat...
-     Okullar tatil mi?
-     Yok canýýýýýýýýým...
-     Tabii, neden olsun ki? Siz kara alýþýksýnýz. Istanbul’a gelmiyorsun tabii.
-     Gelemiyorum. Havaalaný kapalý.
-     Hangisi?
-     Sizinki tabii ki...
-     Doðru ya. Bu bizim havaalaný da hep kapanýyor. Ne yapacaksýn Pazar günü?
-     Kardan adam.
-     Benim için kardan adama bir soru sorar mýsýn?
-     Tabii...
-     Neden hiç kardan kadýn yoktur da hep kardan adamlar vardýr?
-     Çünkü, hemen eriyen, mayýþan, daðýlan hep erkekler olduðu için. Kadýnlar daha soðuk bakabildikleri için. Hemcinslerime bir örnek iþte... Kardan adam.

Gülümsüyorum... Önce aklýma okuduðum kitaptan bir bölüm geliyor:

“Rosa ayaða kalkýp bürodan çýktýðý anda Nick’in zihninden ansýzýn – gök gürültüsü gibi gürleyen þehvet – bu kadýnla yataða girmek için büyük olasýlýkla elinden geleni yapacaðý geçer, evliliðini feda etmek pahasýna bile olsa. Erkekler günde yirmi kez böyle düþüncelere kapýlýrlar, bir insanýn içinde bir arzu kývýlcýmý doðmasý bu dürtüsünün peþinden gideceðini göstermez,...” (Paul Auster, Kehanet Gecesi)


Sonra da geçen gün hemen hemen tüm gazetelerde dikkatimi çeken bir haber:

Aþkýn, "arzulama", "çekim" ve "baðlýlýk" olmak üzere üç aþamasýnýn olduðu ve her
aþamada insan vücudunda farklý hormonlarýn devreye girdiði ortaya çýktý.

Zaten hep böyle haberler okunmuyor muydu ki her gün herhangi bir gazetede, ya da kadýn dergilerinde? Ama bu seferki biraz farklýydý. Benim de katýldýðým “aþkýn kimyasý” martavalýna biraz bilimsel açýklama getiriyor gibiydi. Hatta tahmin ettiðim gibi, bunun bir formülü de vardý, 1+1=2 misali veya onun gibi bir þey.

BBC’nin internet sitesinden alýnmaydý haber. ABD’de New Jersey Rutgers Üniversitesi’nde biyokimya araþtýrmalarýyla tanýnan Helen Fisher diye biri varmýþ. (Tam burada bu konulardaki cehaletim devreye girdi tabii. Ben Rutgers Üniversitesini de, Helen Fisher’i de bilmiyorum. Genelde biyokimya araþtýrmalarý ilgi alanýma girmediði için de, bu tür þeyleri ancak birileri okuduðum gazetelerin bir yerinde yayýnlarsa ya da baþka tesadüflerle karþýma çýkarlarsa görüp, okuyup haberdar olabiliyorum haliyle.)

Þimdi, bu Helen Fisher þöyle demiþ: Aþkýn ‘arzulama’ denilen ilk aþamasýnda, cinsiyet hormonlarý testosteron ve östrojen karþý cinsle seviþme isteðini doðuruyormuþ. (Bu hepimize oldukça bildik gelen bir açýklama sanýrým. Hepimiz bir yerlerde okumuþ ve duymuþuzdur. Testosteron ve östrojen sözcüklerini de son yýllarda mutlaka anlamlý ya da anlamsýz cümlelerde kullanmýþlýðýmýz vardýr.)

‘Çekim’ denilen ikinci aþama, yaygýn olarak ‘aþýk olmak’ diye tabir edilen duygu haline karþýlýk geliyormuþ. Dopamin, norepinefrin ve serotoninin devreye girdiði bu dönemde aþýk olan, aþýk olduðu kiþiden baþka bir þey düþünemiyor, iþtahý kesiliyor, daha az uyuyor, hatta günün her saatinde aþkýný düþünmekten çalýþamýyormuþ. (Þu cehalet ne kötü, bu üçü içinde bir tek þu serotonin bildik bir sözcük benim için. Son zamanlarda epey duyuyorum ve okuyorum. Þimdi anladým neden bazý insanlar þiirler yazar, þarkýlar besteler ve bizi de salya sümük vaziyetlere sokarlar. Acý yaratýcýlýðý tetikler!)

Aþkýn üçüncü ve son aþamasý ise ‘baðlýlýk’ ya da ‘dostluk’ diye tabir edilen dönemmiþ. Bu dönemi de oksitosin ve vasopressin hormonlarý belirliyormuþ. Oksitosin orgazm sýrasýnda her iki cinsin sinir sistemi tarafýndan salgýlanan ve çiftler arasýnda baðlýlýðý derinleþtiren bir hormon olarak görülüyormuþ. (Aman Tanrým! Bu da ne? Ýyi ki doktor falan deðilim. Ýnsan aþýk olamaz böyle düþünürse. Seviþemez de. En azýndan gülme krizine girer.)

Bence oldukça doðru yaklaþýmlar bunlar aslýnda. Ama Paul Auster ayný þeyi iki cümlede bakýn nasýl özetliyor:
“Ve bütün bunlar olabilecek en ruhsuz yerde gelmiþti baþýma, yirminci yüzyýlýn havasýný taþýyan bir Amerikan bürosunun sert flüoresan ýþýklarý altýnda, insanýn hayatýnýn aþkýna rastlamayý hiç ummayacaðý bir yerde. Böyle bir olayýn açýklamasý olmaz, neden þuna deðil de buna âþýk olduðumuzu açýklayacak nesnel bir gerekçe yoktur.” (Paul Auster, Kehanet Gecesi)

Ama varmýþ iþte bay Auster. Hem de tam tahmin ettiðim gibi. Bir formülü bile varmýþ. Her ne kadar 1+1=2 gibi basit bir formül deðilse de, anlaþýlabilecek kadar basit. Ama gene de bana sizin yazdýklarýnýz daha sevimli geldi bay Auster.

Gazetelerdeki yazý burada bitmiyor, baþka bir araþtýrmaya daha yer vermiþler. Bu seferki Arthur Arun adýnda New York’lu bir psikolog profesör. Bu profesörü de bilmiyorum. Kendisi aþkýn dinamiklerini incelemiþ ve karþý cinse iliþkin beðeninin ilk 1.5 – 4 dakika içinde oluþtuðunu ortaya koymuþ. Arun araþtýrmasýnda, birbirini hiç tanýmayan çok sayýda çiftten 1.5 saat boyunca hayatlarýyla ilgili özel ayrýntýlarý anlatmalarýný istemiþ. Daha sonra çiftlere hiç konuþmadan 4 dakika boyunca birbirlerinin gözlerine bakmalarý söylenmiþ. Çiftlerin büyük bölümü gözlerine baktýklarý kiþilerin kendilerini derinlemesine cezbettiklerini itiraf etmiþ. Hatta araþtýrmaya katýlanlardan iki kiþi de daha sonra evlenmiþ. Arun’un araþtýrmasýna göre karþý cinsin cazibesine kapýlmada beden dili yüzde 55, ses tonu yüzde 38 rol oynarken konuþma sýrasýnda anlatýlanlar ancak yüzde 7'lik bir rol oynuyormuþ.

Bu kadar araþtýrmaya da ne gerek vardý, bilmiyorum. Paul Auster bu koskoca araþtýrmayý da bir cümlede özetlemiþ:
“Arzunun gizemi, sevgilinin gözlerine bakýnca baþlar, çünkü ancak orada o kiþinin kim olduðuna iliþkin bir ýþýk yakalarýz.” (Paul Auster, Kehanet Gecesi)

Bu arada unutmadan: Araþtýrma "zor insaný oynama"nýn da çoðunlukla cezbedici olmadýðýný ortaya koymuþ.

14 Þubat ne zaman ‘Sevgililer Günü’ oldu? Aziz Valentin günü deðil miydi o? Hatta paganist dönemlere ait hikayeleri de yok muydu? Ayrýca 14 Þubat ‘Dünya Öykü Günü’ de deðil mi? Bir de artýk galiba kadýnlar bundan böyle 14 Þubat’ta þiddete karþý seslerini yükselteceklermiþ.

Ben bu sene 14 Þubat gününü Paul Auster ile bir yolculuk yaparak geçirmeye karar verdim. Kehanet Gecesi’nde bir yolculuk. Gittiði yere kadar! Pazar günü de her zamanki gibi elime kahvemi alýp þu ‘Kardan Adam’a bir bakarým...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Acý yaratýcýlýðý tetikler!
Gönderen: Mutlu HASPOLAT / Mardin/Türkiye
1 Mart 2005
Çok fazla týp terimi olduðu halde, duygularýmý neden bu kadar okþadý bu yazý bilmiyorum doðrusu sevgili Nükhet. Bu arada þu KARDAN ADAM olayý çok ilginç geldi bana. Hemcinslerime, hem de hemcinslerime! HEMencecik böyle! Alemin orta yerinde:)Yaþadýklarým gözlerimin önüne geldi bir an doðrusunu istersen... Ve þöyle düþündüm; Eðer yazýnda geçen kardan adam tarifini baz alýrsak; ben, arkasýnda eriyip tükenen adamlar býrakan ne kardan kardankadýnlar gördüm... VE... "Acý yaratýcýlýðý tetikler!" Geride iki cilt kitap, sayýsýz þiir ve bir kýrýk kalp... Sevgiyle kal...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Açýkhava Akýl Hastanesi
Doðum Günün Kutlu Olsun!
Hoþçakal Ayýþýðým!
Çarþamba Gecelerimi Çalan Adam (Lar)...
Nedir Sizin Ýçin 14 Þubat?
'Yeþil Kraliçe' ve 'Mor Kâðýt'
Meyhaneci Oluyorum
Troya Sensiz, Türkiye Sensiz... Güle Güle Profesör Korfmann!
Senden Öncesi Yoktu ki...
Oltama Takýlanlar

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cunda Adasý, Pateriça ve Paþam Cafe - 2
Zaman Amazon Zamaný
Mardin'de Bir Akþamüstü
Asýrlýk Lezzet 'Konyalý' Artýk Baþkent'te
Avucumdaki Yürek
Halikarnas Balýkçýsý, Murathan Mungan, Turizm Haftasý ve Kel
Ýðde Aðacýna Güzelleme Ya da Cunda'nýn Kedileri
'Hava Durumu' Deyince...
Gecikmiþ Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasýl Yazmak?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleþtiri]
Cnn Türk'e Yakýþmadý! [Eleþtiri]
Güvercinime Güvercin Postasý [Eleþtiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleþtiri]
Bu Gafýn Faturasýný Kim Ödeyecek? [Eleþtiri]
Okuduðunu Anlamak [Eleþtiri]
Sen de Kardeþini Seç... [Eleþtiri]
Ýmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleþtiri]
Mor Yakup Manastýrý (Salhe/barýþtepe - Turabdin) [Ýnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düþ' [Ýnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkýrlardýr gözleri. . .

Etkilendiði Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Þakir Kabaaðaçlý, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.