Yazý yazmak üzerine bir çok kitapta, bir çok yazýyla karþýlaþtým. Ya da liseye gelene kadar defalarca farklý öðretmenlerden “kompozisyon nasýl yazýlýr?”ý dinledim. Þimdi düþünüyorum; acaba okuyup, dinlediklerimin ne kadarýný uygulayabiliyorum ya da benim yazmak üzerine görüþlerimle, beynime sokulmaya çalýþýlan kalýplar arasýnda ne kadar benzerlikler var?
   Yazý tabiki bir bütünlük içinde yazýlmalý ve tabiki paragraflar arasýnda anlamý koparmayacak baðlar bulunmalý. Ama yazýyý kalýplara koymak ne kadar doðru, hem bu kalýplar içinde ola ola yazýlarýmýz birbirinin týpatýp ayný olmaya baþlamaz mý?
Bence yazý her þeyiyle canlýdýr. Kalem vuruþlarýnýz kelimelere hayat verir. O zaman y aþayan, her þeyin deðiþtiðini düþünürsek, yazý da deðiþmek hakkýna sahip deðil midir? Yazýnýn kaideleri de her gün deðiþemez mi?
   Mesela ben bana öðretilen “paragraf kanunlarý”na karþý çýksam yazým soluk mu kaybeder, yoksa benim bu isyanýmdan farklý bir akým doðmasý ihtimali var mýdýr? Bence bu ihtimal yeni olan her þey için büyük bir olasýlýk olarak çýkýyor karþýmýza. O zaman yazýda yenilik çýkaranlara karþý daha müsamahalý davranmak lazýmdýr. Yeni kelimelerle yeni tatlar yakalamaya çalýþan genç kalemlerin önünü kesmek belki de yeni bir edebi akýmýn yolunu kapatmak olacaðýndan sert eleþtirilerden sakýnmak gerek bence.