Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Özgür Ýlk ýþýk çakar Çakmaktaþý duvarda Vurur týð perdelerden Uyandýðýn güne Parmaklarýnda inci balý, reçine Uzan sabaha býrakýlmýþ testiye Denize açýlan kapýdan Sen çýk güneþ girerken içeriye Ver kasýklarýna yapýþmýþ Gecenin ýslaklýðýný Katýlsýn sýnýrsýz dünyanýn Dölüne Her yanýnda çalkalanan bu su Güven Turan .......... Sayýn Hocam, Soðuk Tüylü Martý adlý yapýtýnýz bizim üniversitenin kütüphane memurlarý arasýnda elden ele dolaþýyor. Genellikle buradaki kitaplarý fazla aðýr bulduklarýndan, pembe-beyaz diziler gibi okunmasý daha kolay romanlara yöneldiklerini biliyorum onlarýn. Dýþarý çýkarýlmayan kitaplar bölümünde çalýsan Rezzan hanýmla kitap muhabbetimiz olur sýk sýk: - Ne okuyorsun, Rezzan haným, bayaðý meraklý galiba, pek dalmýssýn! Gibilerden bir iki laf ederiz kendisiyle. Sizin STM'yi onun vasýtasýyla tanýdým. Yanlýþ anlamayýn, yapýtýnýzý "hafifler" kategorisine sokmak deðil niyetim. Sanat tarihi asistaný olarak gösterdiðiniz baþ kahramanýnýz Uður'un öðrencileri azarladýðý gibi azarlayýn isterseniz beni: - Siz sanattan ne anlarsýnýz, buraya sýrf diploma için geliyorsunuz... Anlamýnda "Defolun" dedirtiyorsunuz ya Uður'a, eh ben de bir öðrenci olarak...(!) Yok hayýr hayýr, ben sanat açýsýndan bakýyorum kitabýnýza. "Ne kadar yüzeysel herþey" diyor asistan Uður ya, ben de araþtýrmadan etmeden kendi deyimimle " öðrencilere bozuk çalan" popüler yazar yapmayacaðým sizi: ama kolay okunan kitap peþindeki memurlarýn kitabýnýzdaki erotik ve zaman zaman pornografik sahnelerin çekiciliðiyle mi büyülendiðini, yoksa Incil'den seçtiðiniz kiþilerle özdeþleþtirdiðiniz roman karakterlerinin taþýdýðý simgesel anlamlarla mý edebi zevke vardýðýný henüz soruþturup araþtýramadým... Sonuçta okuyorlar iþte sizi, ha arka ve ön kapaktaki resimler hatýrýna, ha kadýn kahramanlarýnýzýn iç gýcýklayýcý güzellikleri uðruna...Bilmem, kaç kiþi Serra, Selin ve Ekin üçlüsünün çýkardýðý SSE sesinde günaha çaðýran yýlan týslamasýný iþitmiþtir! Uyuþturucu kurbaný sarýþýn, solgun yüzlü zayýf Selin'de Adem'in balçýktan mamul ilk karýsý þeytansý Lillith'i: Hz. Isa'nin sevgilisi hem günahkar hem tövbekar hasta kadýn Mari Magdalena'yý görebilmiþ ve benim yaptýðým gibi, internette bu adlarý araþtýrýrken Ýngiliz þair Dante Gabriel Rosetti'nin Lillith adlý þiirini buluvermiþtir: Of Adam's first wife, Lillith it is told The witch he loved before the gift of Eve .......... The rose and poppy are her flowers ........... And round his heart one strangling golden hair .......... ( Siz de kitabýnýzda Ispanyolca, Italyanca kullanýyorsunuz, ben de size nazire olsun diye Ýngilizce yazdým). Yani þiirde Lillith'in Adem'in Havva'dan önce sevdiði sarýþýn "golden" bir cadý "witch' olduðunu: çiçeklerden gül ve haþhaþý sevdiðini anlatmýþ Rosetti, "rose" ve "poppy' diyerek...Siz de Uður'un yaþamýna hem kara hem beyazlara bürünmüþ bir ölüm gibi pencereden dalý dalýveren martýlarla birbirlerinin yansýmalý yüzleri olan iki kadýný özdeþleþtirmiþsiniz, Selin ve Ekin ile... "Selin usulca aðzýný Uður'un aðzýna dayýyor. Selin'in aðzý farklý. Yumuþak, ýlýk. Gözünü yumsa, Ekin'in aðzý aðzýndaki. Yüzü Selin'in. Farklý. Daha fazla Ekin þimdi Selin. Tek farký sarýþýnlýðý. 'Ne tuhaf, Selin, Ekin'le ne garip bir benzeþmeniz var...' Ikisinden de çýðlýða benzer bir ses çýkýyor. Karþý çýkma deðil, korku sesi bu sanki. Bu benzerlik, anlaþýlmaz..." (STM) Ne garip, ben martýlarin bu kadar gizemli, bu kadar kadýnsý kuþlar olduðunu bilmezdim. þairler, yazarlar kýsaca sanatçýlar sýradan insanýn gözüne çarpmayanlarý bulup buluþturup aklýmýza, duygularýmýza yön verirler ya, siz de kadýnlara ve ölüme benzettiðiniz martýlarla, kedilerle günahýna giriyorsunuz hayallerin, "Mea Culpa, Mea Culpa..." deyip deyip... "Ne sümbülteberlerin ne kavkýlarýn var böyle yumuþak dokunuþu...'Ýki balýk gibi kayýyor arasýnda uyluklarý...' Ýnce sýrtý Selin'in...saydam derisi altýnda omurgasý. Belirsiz, dokunulmaya gelmez, sarý tüylü kýllarla taçlanmýþ gizli koyak. Mea Culpa. Mea Culpa. Mea Culpa. Mea Culpa..." Günahým. Günahým. Günahým. Sayýklayýp sayýklayýp insanlýðýn günahlarý için ölen Ýsa'nýn kimliðine büründürüyorsunuz Uður'u. Sanki Tanrý Havva'dan bile hoþnut olmuþ mu? Olmamýþ, onu bile cezalandýrmýþ. Siz de soruyorsunuz, "Ya Lillith? Sordu mu Adem'e? Belki Adem Lillith'le mutluydu, mutlu olacaktý? Belki boyun eðdirmek istemiyordu!" Gelin görün ki, uyuþturucu düþkünü Lillith Selin'in tabancasýyla neredeyse simgesel hadým ediliyor biçare Uður, bir bacaðý kesilerek. Ýsa'nýn son yemeðindeki gibi, son seviþmeden sonra vuruveriyor o deli Selin Uður'u: sonra da hem günahkar hem tövbekar Mari Magdalena oluyor sanki, "tutku" olarak tanýmladýðýnýz Selin'iniz. Içinden çýkamadýðýnýz bir girdaba çekiliyorsunuz, "Ekin'in sevgisi ile Selin'in tutkusu" arasýnda, Uður'cuðu kurban ediyorsunuz... "...Beyazlýk. Sol elinin içine aktarýp göðsüne doðru çekiyor martýyý, bir kediyi tutar gibi tutuyor. Sonra aðýr aðýr sýrtýný okþamaya baþlýyor martýnýn. Buz gibi tüyleri. ..Aðýr bir hüzün, çevresini dolduran grilikten daha karanlýk bir hüzün doluyor içine...Soðuðun ýsýrýþý gibi. Duruyor. Elini gözlerinin hizasýna kaldýrýyor, avucunu çeviriyor: kan içinde avucu......Dönüp bakýyor martý yüzüne. Martýnýn yüzü: Selin'in yüzü....Selin'in yüzü yerini Ekin'in yüzüne býrakýyor...Selin'in yüzü sonunda kalýyor martýnýn yüzünde. "ölümün yüzü' diye geçiriyor içinden" (STM) Ölümlerden ölüm beðendiriyorsunuz insana. Sevgi eþittir Ekin dediniz; tutkuya Selin'i uygun gördünüz. Adem'in cinli karýsý Lillith Selin'e karýþtý; uslu, güçlü, masum karýsý Havva Ekin'in içinden baktý size Meryem Meryem. Bir Adem bir Ýsa derken Uður geldi insanlara, baþladýlar düþünmeye, Massacio'nun freski karþýsýnda kara kara: "Kovulmuþlar...cennet uzakta...Adem yüzünü kapamýþ elleriyle. Havva göðüsleri ve cinsellik organýný örtüyor. Adem'in cinsellik organý ise ortada. Adem'in neden yüzünü kapatýp, cinsellik organýný örtmediðini nasýl yorumlamak gerekir." diyorsunuz ya.. Ben de diyorum ki, Adem deve kuþu gibi baþýný kuma gömüp gerçeklerden kaçtýðýný sanýyor; cinsellikten utanmak ve yükünü taþýmak da Havva'cýða düþüyor... Mitos yayýnlarýndan çýkan Soðuk Tüylü Martý'nýn arka kapaðýndan alýnma yukarýda týrnak içindeki son sözler. Kütüphane memurlarýnýn kitabýnýzý yutar gibi okuduklarýný söylemiþtim. Cinsellikle ilgili resimler ve sözler hemen her okuru baþtan çýkarýr, bu nedenle kapak tasarýmý da kitabýn içeriðine uygun, anlamlý bir þekilde düzenlenmiþ. Bir de okurun kafasýný karýþtýrmasanýz sýk sýk: "Se la mia morte brami/ Crudel, lieto ne moro " Ekin deðil ölüm, Selin. O zaman, sevgili de Ekin deðil, Selin" (STM). Öbür "S", Serra kim pekiyi? Datca'da bir yaz aþký: kýþlýk kentiniz Ýstanbul'da bir arkadaþ, bir kardeþ, Selin ile Ekin'e mektup taþýyan, ayaklarý kanatlý Hermes gibi bir ulak: ya da Uður'un sakatlýðýnda cinsel bir çekicilik bulan, ona evinde bakmak isteyen bir azize, bir mitik tanrýça? Neyse, seçim size kalmýþ: Uður'a koltuk deðneði olarak melek Ekin'i ve tövbekar Selin'i seçtiniz: onlarýn hafif lezbiyen iliþkilerine çeþni yaptýnýz Uður'u. Sarý, ölü gözü gibi bir ýþýðýn aydýnlattýðý sýnýfta kara perdeleri çektirip, diyalarýný gösterirken harýl harýl not tutan öðrencilere de soðuk terler döktürdü, asistan Uður Italyanca: " Mece grido piangendo/ Ma chi m'ascolta?Ah, lasso io rengo mena:/ Morro dunque tacendo". Yanlýþ bir sey söylemedi 'ölüm o' dediðinde. Yeniden Gesualdo. Yeniden viski. Yeniden Gesualdo...Ayýk. Bir türlü sýzamýyor...Garip bir aydýnlýk var dýþarda. Aralýyor perdeyi: bitmiþ gece. Ne günlerden? Dersi var mý?"(STM) Hiç sanmam dersiniz olsun. Güven Turan olarak bizim üniversitede þiir üzerine bir panelde konuþacaksýnýz, ben de merakla sizi dinlemeye geleceðim. - Hocam, þiirin özgün dilinden baþka dillere çevrildiðinde anlamýný yitirdiði görüþüne katýlýyor musunuz? Acaba sorsam mý, utanýyorum herkesin içinde konuþmaktan. Topluluk önünde konuþurken gözleri hep yan tarafta bir yerlere kayýyor Güven Turan'ýn da, bizim göremediðimiz birþeyler görmesin "SAKIN" aþaðýdaki þiirinde: 'Kedi gözü deðil bu Her dönemeçte Çitin aralýðýndan Çakan Karanlýðýn gizlediði Düþüyor peþimize Baþýmýzý bir yana çevirsek Öbür yandan gözetliyor Dönüp baktýðýmýzda Gölgesinin lekesini görüyoruz Gölgelerin içinde" ......... - Hocam bir roman yazdým mitolojik efsanelerden esinlenip. Italya'da geçiyor. Sizin fikrinizi alabilir miyim acaba..... Ayten Suvak
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ayten Suvak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |