Bir klasik herkesin okumuþ olmayý istediði ancak kimsenin okumayý istemediði eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Halbuki o aný düþünüp baktýðýmda, harita üzerindeki dünyada yeni doðan binlerce bebeðin aðlama sesini, binlerce ölümleri, ýstýraplarý, yakarýþlarý, isyanlarý, trafik kazalarýný, tecavüzleri, cinayetleri, diplomasýný alan bir gurup öðrenciyi, eþinden henüz ayrýlmýþ bir kadýnýn huzurunu, kansere yakalandýðýný anlayan bir hastanýn iç sýkýntýsýný ve bunun gibi olasý olasýlýklarýn hepsini görüyorum. Olasýlýk diyorum ama yaþandýðýnýn garantisini verebiliyorum. Ýþin en ilginç yaný da bu. Bu saydýðým örneklerin hepsini kurguladým, hayal ettim. Oysa biliyorum ki bunlarýn hepsi yaþanýyor. Sonra kafamdaki bu gerçekçi kurgu beni kendime çekiyor. Ben bunlarýn hangisini yaþayacaðým? Daha açýk ve net bir þekilde sorarsam; biz mi bu yaþanan deneyimleri yaratýyoruz, yoksa bu olgular ve olaylar vardý da biz mi bunlarýn ortasýna düþtük? Ýnsan yýllandýkça fiillerini kendi oluþturuyor yani deneyimlerini yaratýyor ve yaþýyor. Öte yandan, yeni doðan bir bebek olgularýn ve olaylarýn tam ortasýna düþüyor. Ýlk yýllarýnda özgürlüðe doðan bebek aslýnda yokluktan varoluþa geldiði için kendi kendini kýsýtlamýþ oluyor. “Baþkasýnýn özgürlüðünün baþladýðý yerde senin özgürlüðün biter” gibi artýk kliþeleþmiþ sözler insanlara özgürlüðü vaat etmek bir yana, özgür olamamaktan zevk almanýn gerektiðini dolaylý bir yoldan anlatýyor veya ima ediyor. Kýsýtlý özgürlükten zevk almak medeniyetin anahtarý oluyor bir anda. Hangi kurgunun içinde yaþýyoruz ve neyi kurguluyoruz bilinmiyor. Bildiðim tek bir þey var, o da kendimize göre olduðumuz. Ýstenmeyerek yenmiþ bir Elma ile elimizden alýnan ‘özgürlüðümüz’ Nuh’un Gemisi ile bize tekrar geri veriliyor. Elbette, eskisinin yerini tutmayan bir özgürlük bu. Dalgalarla boðuþan bir gemi haritada yerini bilmediðim bir tepeye konuyor. Biz yokken kavuþtuðumuz varlýðýmýz tehlike altýna girip yokluktan dönüyor. Bu, var mýyým, yoksa yok muyum? gibi sorular hayatýmýzýn hangi anýnda bizi özgür býrakýyor ki? Ne zaman kýsýtlandýðýmýzý, ne zaman özgür olduðumuzu anlayamaz hale geldiðimiz vakit insan varlýðýndan þüphe ediyor. Sonra kafalarý karýþtýran baþka bir soru daha çýkýyor ortaya: var mýyýz, yok muyuz? “Varlýðýndan þüphe eden bir insan varolabilir mi?” sorusu ise belirtmek isteðim karmaþýklýðý su yüzüne çýkartýyor. Varlýðýný fark etmeyen insan yokken, yokluðunu hissetmeyen insan yok olmaya mahkum oluyor. Yani var olmak için varlýðýnýn farkýnda olmak da yetmiyor insana, ayný zamanda yokluðunu da bilmek gerekiyor. Yazýmý bir þiir ile bitirmek istiyorum. Osman Yener’in dilimize çevirdiði Lao Tzu, Tao Te Ching, Yol ve Erdemin Kitabý’nda ‘Otuz ok bir merkezde buluþur’ adlý þiir, varlýðýn gerekliliðinin yaný sýra yokluðunda gerekliliðini vurgulamaktadýr: Otuz ok bir merkezde buluþur: Tekeri kullanýþlý kýlan, Oklarýn olmadýðý yerdir. Çömlekçinin çarký çömlek yapar, Çömleði kullanýþlý kýlan Ýçindeki boþluktur. Bir odaya kapý ve pencereler açsan, Onlarý kullanýþlý yapan, Ýçlerindeki boþluktur. Bu yüzden varlýk yararlýysa Yokluk kullanýþlýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Murat Sayým, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |