..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüðüm þeyi Montaigne'de deðil, kendimde buluyorum. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > LOKMAN ZOR




19 Nisan 2004
Vapur Hikayeleri II  
Kapý Yine Açýk Kaldý

LOKMAN ZOR


Sirkeci- Harem araba vapurunun son seferi. Günlerden Pazar. Birkaç araba ile çok az da yolcu var. Havalar iyice soðudu, kýþ kapýda.


:CBJH:
VAPUR HÝKAYELERÝ - I –



KAPI YÝNE AÇIK KALDI…

     Sirkeci- Harem araba vapurunun son seferi. Günlerden Pazar. Birkaç araba ile çok az da yolcu var. Havalar iyice soðudu, kýþ kapýda.
     Güvertenin kapalý salonundaki herkes ya yorgunluðun ya da soðuðun etkisiyle kendinden geçmiþ gibi. Belirgin bir hareketsizlik var. Konuþmalar, harekete hazýrlanan vapurun motor sesinde yitip gidiyor.
     Kuru, tahta koltuðun üzerine yayýlmýþ bedenimin her noktasýnda günün yorgunluðunu hissediyorum. Zihnim allak bullak, bir sürü gereksiz þeyle dolu, sýrtým patlarcasýna aðrýyor. Kollarým omuzlarýmdan kopmuþ gibi. Bacaklarým hareketsiz ve ayaklarýmýn altý iðneliyor. Salonun açýk olan kapýsýný örtmeyi düþünüyorum, sonra vazgeçiyorum. “ Nasýl olsa biri örter” diyorum kendi kendime.
     Vapurun tek kadýn yolcusu giriyor salona. Belirli belirsiz bir hareketlenme fark ediliyor. Konuþmalar kesiliyor, gözler kadýnýn üzerine odaklanýyor. Kadýn geçip oturuyor bir köþeye. Üzerinde siyah bir etek ve kýsa kollu beyaz bir buluz var. Daðýnýk saçlarýndaki sarý boya uç kýsýmlara kadar inmiþ. Makyajý bozulmuþ. Sol ayaðýnýn baþ parmaðý sargý bezi ile sarýlý. Sargý bezi kirden grileþmiþ. Gözlerden yorgunluk akýyor, burnunun ucu kýzarmýþ.
     Vapur yavaþ yavaþ hareket ediyor. Kýsmetse yirmi dakika sonra Harem’deyiz. Motordan gelen ses azalmýþ gibi. Konuþmalar daha anlaþýlýr oldu. Kapý halen açýk, içeriye rüzgar doluyor. Anlaþýlan, kimsenin kapýyý kapatmaya niyeti yok: “Ben mi kapatsam acaba?”.
     Kadýn camdan dýþarý bakýyor, diðerleri de ona…
     Sol tarafta oturan iki kiþiden biri diðerine, hararetle altýlýnýn nasýl yattýðýný anlatýyor. Öteki onu dinliyormuþ gibi yapsa da gözü kadýnda. Ýþ (!) olduðunu düþünüyor ve belki bir þey çýkar diye gözlerini ayýrmaksýzýn bakýyor. Öyle ya namuslu bir kadýn bu saatte dýþarýda olur mu? Bu kesin iþ (!). Dudaðýnda belirli belirsiz bir ruj kalmýþ, saçý baþý darma daðýnýk. Pek yorgun gözüküyor. Belli ki çok çalýþmýþ, fazla mesai yapmýþ (!) adamýn dudaklarýnda hýnzýrca bir gülümseme beliriyor. Diðeri halen anlatýyor:
-     Altaylý yatýrdý abi, Altaylý yaktý kuponu.
Karþýmdaki gençte kadýna bakýyor. Boynu tutulacak nerdeyse. Arada sýrada benden utanarak baþka þeylerle ilgilenmeye çalýþsa da gözleri tekrar kadýna kayýyor. Kadýnla ilgilendiðini o kadar çok belli ediyordu ki, bu haliyle gülünç olduðunun farkýnda deðil. Kalkýp yer deðiþtiriyor, kadýnýn karþýsýnda bir yere oturuyor. Kadýnda týk yok, sanki bu dünyada deðil. Hala ilk haliyle kýpýrdamaksýzýn camdan bakýyor.
     Güverteye sýðýnan rüzgar, bir anda içeri doluyor. Kapý hala açýk. Biri kalkýp þu kapýyý kapatsa eline yapýþacak sanki… Ben mi kapatsam acaba? Nasýl da zor geliyor þu iki adýmý yürümek. Üþeniyorum ama üþümeye de baþladým. Koskoca salonda bir tek ben üþüyor deðilim herhalde, nasýl olsa biri kapatýr.
Sol tarafta oturan adam bu defa da yarýn ki yarýþýn tahminlerini anlatýyor yanýndakine. Arkadaþýnýn onu dinlediði yok, ama farkýnda deðil.
-     Sence beþinci ayakta kim gelir?
-     ???
-     Tiryaki gelebilir ama þüpheliyim.
-     Býrak oðlum Tiryaki’yi miryakiyi.
Göz, kaþ ve baþýnýn ortak bir hareketi ile kadýný iþaret ediyor. Öteki adam kadýna bakýyor:
-     Ýþ (!) mi?
-     Öyle gibi.
- Ulan sen ne uyanýksýn, iki saattir beni konuþturup karýyý kesiyorsun. Ben de niye hiç konuþmuyor diyorum kendi kendime. Ýyi mala benziyor.
- Karþýsýndaki velet nerdeyse götürecek iþi. Bu tarafta oturuyordu kalkýp karþýsýna geçti.
- Ýþ veriyor mu?
     Çaycý, elinde çay dolu tepsiyle içeri giriyor. O da kapatmadý kapýyý. Birkaç harfini yuttuðu kelimelerle ve kulaðý rahatsýz eden bir ses tonuyla baðýrýyor:
     - Çay Imak steyen var mý fendim? Taze taze cak çay…
     Salonu baþtan baþa dolaþýyor. Gözleri kadýnda.
-     Çay Imak steyen var mý fendim? Taze taze cak çay…
Kadýn kafasýný kaldýrýp çaycýya bakýyor, çaycý duraksýyor.
-     Taze çay. Cak çay ster misin hanfendi?
Kadýn umursamaz bir tavýrla cevap vermeden kafasýný cama çeviriyor. Çaycý bozulmuþluðunu gizlemeye çalýþtýðý sahte sýrýtýþla tek bir çay bile satamadan çýkýyor salondan. Yine kapanmadý kapý. Rüzgar içeri dolmaya devam ediyor. Bedenime çökmüþ þu yorgunluk olmasa bir saniye bile beklemeyip kapatacaðým ama bacaklarým dizlerimden kopmuþ gibi.
Kadýnýn ilgisini çekmeye çalýþan genç, bir kez daha yer deðiþtiriyor. Bu defa kadýnýn tam karþýsýna oturuyor ve amacýna ulaþýyor. Kadýn gözlerini camdan kaydýrýp burun ucuyla ona bakýyor. Genç, zafer kazanmýþ kumandan edasýyla sýrýtýyor. Çabalarýnýn ilk meyvesini almýþ olmanýn mutluluðu ve teþvikiyle her an bir þey konuþacakmýþ gibi kýpýr kýpýrken, kadýn suratsýz bir tavýrla yeniden cama çeviriyor bakýþlarýný. Genç bozulmuþ gibi ama umudunu da yitirmiþ deðil. O da camdan bakmaya baþlýyor.
Sol tarafta oturan iki kiþi olup biteni anlamaya çalýþýyor. Salonda bulunan diðerleri de…
Herkesin gözü kadýnda. Konuþanlar onunla ilgili konuþuyor, düþünenler onunla ilgili düþünüyor, gülenler onunla ilgili þeylere gülüyor. Vapurdaki tek kadýn olmasýndan ve bu saatte binmesinden farklý bir þey var kadýnda. Ve o þey, güzel olmamasýna raðmen herkesin ilgisinin bu bakýmsýz kadýn üzerinde toplanmasýna neden oluyor.
Týrnaklarýnýn üst kýsmýnda kalmýþ kýrmýzý ojesi, dudaklarýnýn yalnýzca çevresini kaplayan kýrmýzý ruju, darmadaðýnýk saçlarý, çorapsýz çýplak ayaklarý ve çok belirgin yorgunluðu þehvetli bir çekicilikle dolu gibi. Böylesine yoðun þehvani çekiciliðin edepli bir kadýnda bulunmasý pek olasý deðil. Öyle olsa bile kadýnýn fahiþe ruhlu olduðu þüphesiz. Ona bakýp da masum ve sýradan düþüncelere sahip olmak imkansýz gibi.
Kendisine bakýldýðýnda kýyafetinden hareketlerine, tavrýna kadar her þeyi ile fahiþe olduðunu düþündürüp ifade eden sokak yosmalarý gibi bir hali var. Salondaki herkesin onunla böyle ilgilenmesinin sebebi bu olsa gerek.
Kadýnýn paralelinde amele kýlýklý bir adam oturuyor. Orta yaþlý, saçlarýna aklar düþmüþ, kemerli burnunun altýndaki býyýklarý aðzýna dolmuþ. Sürekli ellerine bakýyor, elleriyle oynuyor. Týrnaklarýnýn üzerini kazýyor, avucunun içindeki nasýr ve çatlaklarý temizliyor. Kadýnla ilgilenmeyen tek kiþi o. Bir de onun tam arkasýnda oturan liseli çocuk. Kendini, walkmanden dinlediði müziðe ve müziðin yarattýðý dünyanýn büyüsüne býrakmýþ. Olup bitenden habersiz, dünyayý umursamayan bir tavýrla ritm tutuyor. Ayaðýnýn ve kafasýnýn hareketlerine bakýlýrsa oldukça hareketli bir müzik.
Kadýnýn karþýsýnda oturan genç öksürüyor birkaç defa. Ýlgi çekmek, kadýnýn kendisine bakmasýný saðlamak için yaptýðý belli. Amacýna ulaþamýyor. Kadýn yine ayný umursamaz tavrýyla camdan dýþarý, denizin karanlýðýna bakýyor.
Sinir bozucu bir melodi duyuluyor. Birisinin cep telefonu…
     -Alo…Yoh yoh gaybolmadým. Vapurdayam. Gelirem. Yoh yoh tamam. Bu saatta minibis bulurmiyam yohsa taksiyinen mi gelim? He tamam. Siz merahlanmayýn. Tamam bakaram, olmazsa taksiye binerem. Tamam tamam. Hadi ey ahþamlar görüþürüz.
Telefonu kapatýp cebine koyuyor. Kasýlarak arkasýna yaslanýyor. Bu, biraz önce elindeki mýsýrý büyük bir iþtahla yiyen adam. Onun da gözü kadýnda.
Sol taraftaki adamlardan bir iyice sýkýldý bu tek taraflý bakma iþinden, anlaþýlan yeniden at yarýþý muhabbetine dönmeyi istiyor:
- Yok olum, iþ çýkmaz bu karýdan…
- Saçmalama olum, iþ çýkmaz olur mu? Ben böylelerini gözünden tanýrým. Baksana karýnýn tipine bu yüzde yüz motor(!).
     Kadýnýn ne tavrýnda ne de hareketlerinde motorluðunu (!) ifade edecek hiçbir þey yok. Ancak insan nedense ona bakýnca bu tür düþünceye kapýlmaktan kurtaramýyor kendini. Genelev orospularýnýn kendine ait dünyalarý dýþýna çýktýklarýnda, belirginleþtikleri tuhaf bir tanýdýklýk var her halinde. Bakýmsýzlýðý, kendine ait sahte dünyanýn þatafatlý görüntüsünden kalan artýklar sanki. O þatafatlý dünyada yer sahibi olmasý, bilinmesi, beðenilmesi, sevilmesi yeterli onun için. O dünyanýn dýþýndaki yaþam ilgilendirmiyor onu. Ýnsanlarý bu denli umursamamasýnýn sebebi de bu. Tabii bir de doymuþluk…
     Elleriyle oynayan amele kýlýklý adam ceketinin önünü düðmeliyor. Belli ki o da üþüdü. Ayaða kalkýp kapýya doðru yürüyor. Sonunda biri kapýyý kapatmaya niyetlendi galiba. Birkaç kiþi ona bakýyor. Sanýrým bakanlarýn hepsi kapýyý kapatmasýný umuyor. Adam ceketinin yakasýný yukarý kaldýrýp dýþarýya çýkýyor. Kapý yine açýk kaldý. Buruk bir bozulmuþluk kaplýyor bakýþlarý.
     Herkes yeniden kadýna çeviriyor gözlerini. O, yine duyarsýz, yine umursamaz. Öylesine rahat sergiliyor ki bu duyarsýzlýðý, bakýþlarýn farkýnda olmadýðýný(!) düþünmeden edemiyorsunuz. Anlaþýlan iþinde oldukça iyi, zira onlarca bakýþa karþý böylesine ilgisiz kalmak herkesin rahatlýkla yapacaðý bir iþ deðil. Denizi yutan karanlýðý seyrediyor. Bakýþlarýnda, karanlýðý parçalamayý arzulayan düþüncelerin ümitvar aydýnlýðý seziliyor. Kalbinin kirlenmiþliðine, kararmýþlýðýna inat bembeyaz aydýnlýk düþünceleri, karýnlýðý yýrtmaya çalýþan bakýþlarýna yansýyor.
     Karþýsýndaki genç, cýlýz ve ürkek bir sesle:
-     “Saatiniz var mý?” diye soruyor.
Kadýn, kutsal bir uðraþtan alýkoymuþluðun hiddeti içerisinde kesin ve sert bir tavýrla:
-     “Yok” diyerek tekrar karanlýða çeviriyor bakýþlarýný.
Genç, kýzarýyor, süklüm püklüm sinip kalýyor. Düþtüðü durumun görülmüþ olmasý endiþesiyle göz ucu ile etrafa bakýyor.
Sol taraftaki adam rahatlýyor, kasýlarak arkasýn yaslanýyor. Öteki hala at yarýþýndan bahsetmeyi isteyen bir tavýr içinde.
Kadýnýn telefonu çalýyor birkaç defa. Geç fark ediyor. Çantasýndan çýkarýp cevap veriyor:
-     Alo. Geliyorum yoldayým. Þu an vapurdayým. Tamam. Hadi görüþürüz.
Sesinde inceden inceye hissedilen yorgunluðun yaný sýra yaþadýðý dünyaya ait kalýn ve kaba ton, belirgin bir þekilde ortaya çýkýyor. Belli ki bir bekleyeni var. Kim bekler ki böyle bir kadýný? Ya bir müþteri, ya da pezevengi…
Kapýnýn tam karþýsýndayým, soðuk iliklerime iþledi. Biri çýkýp da þu kapýyý kapatmadý ya…
Vapurun motoru durdu. Kulaklarýn alýþtýðý o gürültü bir anda kesiliveriyor. Ölümü anýmsatan koyu bir sessizlik bürüyor her yaný.
Kadýn kalkýp kapýya doðru yürüyor. Sanki bir anda hayat veriyor tüm salona. Kara bulut gibi her köþeyi bürüyen sessizlik ve hareketsizlik daðýlýp yok oluyor. Herkes bir bir ayaklanýp kadýnýn peþi sýra diziliyor. Genç, soldaki iki kiþi, mýsýr yiyen adam, ve diðerleri…
Farkýnda olmadan ben de bu kervan içinde buluyorum kendimi. Vapur iskeleye yanaþmak üzere. En önde giden kadýnýn arkasýnda çobaný takip eden koyunlar misali merdivenleri iniyoruz. Salonun kapýsý yine açýk. Soðuk daha artýyor, rüzgar daha bir esiyor sanki.
Vapurun iskeleye yanaþmasýný beklerken, kadýnýn etrafý sarýlýyor aniden. Herkes yerini almýþ. Genç, biraz ürkek, biraz pasif duruyor. Gözleri kadýnda ama bu defa daha temkinli davranýyor. Bakýþlarýnda belirgin bir tereddüt var. Diðerleri daha cesaretli ve rahatlar.
Vapur henüz tam yanaþmadan kadýn iskeleye atlýyor. Onu, koyun sürüsü izliyor. Hep birlikte uzaklaþýyorlar. Sürü yoluna devam ediyor ve kapý hala açýk…

* Bu öykü 2006 yýlý Özgürpencere Kadýn Öyküleri Yarýþmasýnda 3. lük ödülü almýþtýr.

LOKMAN ZOR



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yaþamýn Aydýnlýk Yüzü
Vapur Hikayeleri I
Bir Mum Daha Söndü Özgürlüðe; Yanarak ve Eriyerek

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yalnýz Balýkçý
Çobanýn Büyüsü
Ýnsanýn Serveti
Kaçtýðým Yer: Kendim
Kýyamet Mektubu
Önemsiz Bir Soru Ya da Ölmek
Sipil Üçlemesi II
Sipil Üçlemesi I
Sipil Üçlemesi III

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Son Baharým Sensin [Deneme]
Tiyatro Oyunu Eleþtirisi [Eleþtiri]
Su Damlasý ve Çocuk [Eleþtiri]
Eleþtiri [Eleþtiri]
Makale [Ýnceleme]
Söyleþi [Ýnceleme]


LOKMAN ZOR kimdir?

ÜÇÜNÜ TEKÝL KÝÞÝNÝN ÝÇ DÜNYASININ YAZARI

Etkilendiði Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © LOKMAN ZOR, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.