Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Dýþarýda yaðmurun baþladýðýný fark etmeden önce divana uzanmýþ kitap okuyordum. Kitabýn kadýn kahramaný sinirlerimi bozmaya, beni illet etmeye baþlamýþtý. Kadýnýn erkekle karþýlaþmasý, tanýþmasý, aþýk olmasý ve ayný eve taþýnmasý oldukça hýzlý geliþiyordu. Ayný evi ve yaþama iliþkin binlerce ayrýntýyý paylaþmaya baþladýktan sonra iliþkileri yavaþ yavaþ deðiþmeye baþladý. Evlilik aþký öldürür mü, sersemletir mi yoksa baygýn mý býrakýr sorgulamasýnýn yapýldýðý aþamaya çok hýzlý ulaþtýlar. Oysa onlar evli bile deðildi. Kadýn erkeðin sevgisinden, sevildiðinden emin olduktan sonra erkeðe karþý tutumunu deðiþtirmeye baþladý. Kendinin iliþkinin merkezi yapýp varlýðýný tanrýnýn lütfu gibi sunmaya baþladý. Her geçen gün doyumsuzluðu arttý. Erkeðin kendisi için daha fazla çaba harcamasýný, daha deðerli hediyeler almasýný, daha çok övgü cümlesi söylemesini beklemeye baþladý. Erkeði kendisine mecbur ve mahkum gibi görmeye, kendisini de yüce bir varlýk gibi algýlamaya baþladý. Günlük yaþamda insanlar böyle bir durumla hangi sýklýkta karþýlaþýrlar? Her iliþkinin böyle bir kýrýlma noktasý var mýdýr? Gerçekten bilmiyorum. Kanýmca buradan çýkarýlacak sonuç; fazla mütevazý olmayýn ve þirin olmak adýna karþýnýzdakini iltifatlara boðmayýn. Her ikisi de gerçek sanýlýyor. Kitaptaki kadýna caným sýkýldýðý için uzandýðým yerden kalkýp pencereye gitmiþtim. Yaðmur yaðýyor. Pencereden dýþarý, sokak lambasýna bakýyorum. Iþýðýn altýndan uzun çizgiler gibi yaðmur damlalarý geçiyor. Köþedeki çöp tenekesinden tekir bir kedi kaldýrýma atlýyor. Balkon kapýsýný açýp yaðmurun sesini dinliyorum. Sanki gökyüzü güzel bir þarkýyý sokaklara fýsýldar gibi, usul usul ,sine sine yaðmur yaðýyor. Dýþarýda ýlýk, çok güzel bir Nisan gecesi tazeliði… Paltomu giyip sokaða çýkýyorum. Çarþýya ve oradan sahile inen en uzun yolu seçiyorum. Bizans sarnýcýnýn taþ duvarlarýndan, incir aðaçlarýnýn gövdesinden aþaðýya çizgiler çizerek sular sýzýyor. Önce omuzlarým ýslanýyor. Sonra saçlarýma düþen damlalar baþýmýn derisine ulaþýyor. Bir an için acaba þemsiyemi mi alsaydým diye düþünüyorum. Artýk geri dönemem. Neredeyse yolun yarýsýna geldim. Yaðmur içime kadar iþlerse eve dönünce sýcak bir duþ alýrým. Sokaklardaki en telaþsýz, yaðmura aldýrmayan tek kiþi benim. Arabalar bile her zamankinden daha telaþlý ve aceleci davranýyor. Bir an önce yaðmurdan kaçýp sýðýnacak bir saçak altý arayan insanlara benziyorlar. Benden baþka yaðmurun keyfini çýkarmayý isteyen yada düþünen kimse yok. Herkes saða sola kaçýþýrken kendimi bir an için salak gibi hissediyorum. Aklýmý yalayýp geçen bu düþünce beni rahatsýz etmiyor. Böyle güzel bir Nisan akþamda ve yaðmurda bu sokaklarýn bir salaðý olmalý. Alnýmdan burnuma, dudaklarýma, yanaklarýmdan aþaðýya doðru damlalar süzülürken seninle birlikte hiç yaðmurda dolaþmadýðýmýz, birlikte hiç ýslanmadýðýmýz aklýma geldi. Bu akþam burada olsan, "Gel yaðmurda dolaþalým."desem acaba bana ne yanýt verirdin. Canýn istemese bile "Sen aklýný mý kaçardýn." demezdin. Hayýr demeden "Gel sana sýcacýk bir çay demleyeyim. Yaðmuru birlikte camdan seyrederiz." gibi bir öneride bulunmayý tercih edeceðini biliyorum. Hatýrým için, darýlmayayým diye gelirdin. Her þey bir yana bu akþam çok sevdiðim þarký iþte gerçek oldu. Yaðmur yaðdý ve uykum kaçtý. Sahile inince Osman’ýn kahvesinden içeri girip ocakçýdan orta karar bir çay istedim. Parasýný tepsiye býrakýp bardakla dýþarý çýktým. Sýcak çayý yudumlarken denizin üzerinde küçük daireler oluþturan yaðmur tanelerine, yaðmurun altýnda usul usul oynaþan kayýklarý izlemeye koyuldum. Gece ve yaðmur, kayýklarýn gövdesinden denize uzayan liman ýþýklarý, gözlerimin bile ezbere bildiði bu bildik manzara içime huzur dolduruyordu. Boþ bardaðýmý pencerenin kýyýsýna býrakýp yine sokaklara yürüdüm. Sana daha önce bu limaný, kayýklarý, köþedeki at kestanesini defalarca anlattýðýmý anýmsýyorum. Gelirsen, bir gün eðer yolun buralara düþerse, yine böyle yaðmurlu bir gecede seni buraya getirmeyi isterim. Elimizde çay bardaklarý, denizin kýyýsýna kadar yürüyüp, limanýn aðzýndan Gelincik altýdaki çamlýða doðru birlikte bakmayý… Hiç konuþmadan mahpushane duvarlarýndan karanlýk denize düþen, belli belirsiz gölgelerinde seninle birlikte yaðmuru dinlemeyi… Yolumu deðiþtirerek Fikri’nin Kahvesi’nin köþesinden yukarý dönüyorum. Ýbrahim Usta kapatmamýþsa biraz onun dükkana takýlýrým diye düþünüyorum. Geçen hafta “ Uðra da sana ney üfleyeyim.”demiþti. Neyin mistik ezgileri bu gece için müthiþ bir final olabilirdi. Þansým yaver gitmedi. Ýbrahim Hoca bu akþam dükkaný erken kapatmýþtý. Bakkaldan sigara alýp evin yolunu tuttum. Kapýnýn önüne geldiðimde yaðmur artýk paltomun içine iþlemiþti. Ýçeri girmeden yaðmurun altýnda bir sigara içmek istedim. Durunca üþüdüðümü fark edip beklemeden içeri girdim. Sokakta hala yaðmur yaðýyordu. Ilýk bir Nisan gecesi, kuþlar saçak altlarýnda uyurken gökyüzü sokaklara çok güzel bir þarkýyý fýsýldýyordu. Deniz Fenerinin Güncesi Seyfullah Nisan 2004
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |