..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceðin güzellikleri bir düþün ve mutlu ol. -Anne Frank
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Baha Oktav




9 Mayýs 2004
Ýntihar Öncesi  
Baha Oktav
Hayatýn akýþýnýn çok çabuk deðiþebildiðine inanalar var mý acaba?Hergün gördüðümüz yüzlerin bir gün hatta bir saat içinde bambaþka olduklarýný fark edebilenler var mý?Kaçýþýn kurtuluþ olduðuna inanlar için...


:BAAB:
Ýntihar öncesi

Kaybedecek bir þeyi olmadýðýna karar vermiþti.Sahip olduðu tüm kalelerini savaþ meydanlarýnda deðil,kumar masalarýnda vermiþti düþmanlarýna.Öyle ki kendi hayatý için bile riske girip, kumarhane sahibinden kredi isteyebilirdi.Neyse ki son kredisi de bitince yaka paça attýlar adamý kumarhane kapýsýndan.
Sokaðýn baþýna gelince kafasýný kaldýrýp yükselen devasa gökdelenlere,iþ merkezlerine,otellere baktý.Hangisinin daha yüksek olduðuna karar vermesi çok uzun bir zaman almamýþtý.Yabancýlara ait olduðunu bildiði en yüksek binayý gözüne kestirip, kendini o istikamete yönlendirdi.
Atlayacaktý,atlamalýydý,baþka çaresi kalmamýþtý.
Binanýn giriþindeki güvenlik onun biçare halinde tekinlik sezmeyerek,kimlik göstermesini istediler.Alelacele cüzdanýný aradý.Ama ne yazýk ki baba yadigarý has deri cüzdanýný da 20 milyona satýp parayý, yeþil kumaþ kaplý masada yitirmiþti.Ceketinin iç cebinden yýllar öncesinin gülümseyen fotoðraflý nüfus cüzdanýný çýkarýp, iri kýyým görevliye uzattý.Karþýsýnda ki adam ilk baþta benzetemedi bu biçare adamla fotoðrafta gülümseyen delikanlýyý.Nasýl benzesinler di ki....O zamanlar hayalleri vardý delikanlýnýn hayata dair,sevdiði vardý,ailesi vardý,dostlarý vardý,vardý oðlu vardý....Öyle ki hayata dair olan bu kuvvetli baðlarý, içini bu güzellikler bitmeyecekmiþ hissiyle dolduruyordu.
Görevli, ne maksatla geldiðini sorduðunda aklýna ciddi bir mazeret gelmedi.Aslýnda doðruyu söyleyip “Ben sizin binanýn tepesinden atlamak için buraya geldim!” demesi gerektiðini söylüyordu yüreði ama deli muamelesi görüp, bir de çenesinin kýrýlmasý ihtimali çabuk vazgeçirdi onu bu fikrinden.
“-Kardeþim burada çalýþýyor da,onu ziyarete gelmiþtim.”
“-Hangi departmanda çalýþýyor kardeþiniz?”
Cevaplanmasý gereken bir soru daha gelmiþti önüne.Acaba muhasebe falan mý demeliydi yoksa “Kardeþim burada Azrail’e yarenlik görevi yapýyor.”mu demeliydi?Makul olan a þýkkýydý ve cevap vermesi için zamaný daralýyordu.
“-Muhasebede.”
“-Ýsmi neydi?Kontrol etmemiz gerekiyor da.!”
Bir anda iyice gerildiðini hissetti.Öyle ki neredeyse karþýsýnda bulunan kas yýðýnýna kafa atacak hale gelmiþti.Ancak bunu yapacak olursa, kimin kafasýnýn kýrýlacaðý konusunda þüpheli yaklaþtý.Herhalde binadan atlayamadan beyin komasýndan ölürdü yada felç kalýrdý.Normal olarak, insan duvara kafa atýnca anormal þeyler olur.
“-Ekrem.Ekrem Soygezen.”
“-Teþekkürler.Biz bir kontrol edelim,siz burada bekleyin.”
Ekrem ismi nereden gelivermiþti aklýna bilinmez ancak bu soy ismini bulmasý bir hayli þaþýrtmýþtý kendisini.Soygezen, Tuba’nýn soy ismiydi ve yýllar öncesinde tanýdýðý bu kýzýn böyle garip ve ölümcül bir anda bilinçaltýndan fýrlayývermesi çok garipti doðrusu.Öyle ki bu soy isim berberinde Tuba’ya ait olan her þeyi zihninde canlandýrýverdi.Yeþil gözler,dalgalý uzun saçlar ve alabildiðince beyaz bir ten.Ancak daha önemlisi halen yüreðinin bir yerinde taþýdýðý kanayan bir yara olmasýydý Tuba’nýn.Yýllar öncesinin kaybedilen aþký...Bir daha ulaþamayacaðý büyük ütopyasý....
“-Affedersiniz ancak böyle biri, muhasebe departmanýnda çalýþmýyormuþ.”
“-Ama nasýl olur.Acaba ben mi yanlýþ hatýrlýyorum.Yeni girdi iþe.Tüm personele bakar mýsýnýz?”



Adam bu soru üzerine söylenerek tekrar bilgisayarýn baþýna geçip onlarca departmanda çalýþan yüzlerce kiþi arasýnda, nüfusta bile kaydý olmayan birini aramaya baþladý.Her departmanda böyle bir isme rastlamýyor oluþu, zaten sinirli olan yüz ifadesini daha bir gergin hale getirmiþti.Böyle bir adamýn varlýðýnýn olmadýðýný bilse, büyük bir ihtimalle fena bozulurdu.
“-Yok beyefendi.Siz herhalde yanlýþ þirkete geldiniz ya da...”
“-Ya da ne kardeþim.Yalan mý söylüyoruz yani?Zaten yýllardýr yüzünü görememiþim kardeþimin,bir de sen canýmý sýkma.Telefonda bu þirketin ismini verdi ve burada çalýþýyor olmalý.!”
“-Haklý olabilirsiniz ancak bizim kayýtlarýmýzda böyle bir isim görülmüyor.”
Güvenlik görevlisi verdiði bu cevabýn ardýndan kendisi için ayrýlmýþ beþ metrekarelik küçük odasýna doðru yöneldi.Haftanýn son günüydü ve bu gibi þeylerle keyfini daha fazla kaçýrmak istemiyordu.
“-Acaba Ýsmail Ekrem Soygezen olarak geçmiþ olabilir mi kayýtlarýnýza?Öyle ya nüfusunda bu þekilde yazýlý.”
Adam karþýsýnda ki bu derdin kolay kolay kendini terk etmeyeceðini anlamýþtý ve fazla direnmeden tekrar iþçi ve memurlarýn kayýtlarýnýn bulunduðu mesai programýný açtý.Þifreyi girdi ve tüm departmanlar arasýnda Ýsmail Ekrem Soygezen ismini monitördeki ‘ara’ boþluðuna yazdý.Bir süre bir kum saati döndü durdu ekranda.Tekrar olumsuz cevabýn gelmesi uzun sürmedi.’Aradýðýnýz kayýt bulunamamýþtýr.’Güvenlik ,daha karþýsýnda ki adamýn bir þey söylemesine izin vermeden ara boþluðuna Ýsmail Soygezen diye yazdý.Tekrar döndü kum saati.Sanki ekranda deðil de yaný baþýnda sesini duyar gibiydiler bu sevimli oyuncaðýn.
‘Ýsmail Soygezen.Genel Müdürlük departmaný.Kalite Kontrol Teknisyeni.6. kat,8.bölüm.Yeni arama için yeni bir isim giriniz...!”
“-Kardeþiniz muhasebede deðil,Kalite kontrol de çalýþýyormuþ beyefendi.6. kata çýkýn saðdan 4. kapý.”
“-Teþekkürler.Sizi de zahmete koydum.Asansör ne tarafta?”
“-Ýleri de sola dönünce görürsünüz.Ýyi günler”
Böyle bir þans olamazdý.Daha doðrusu varsa bile þu anda karþýsýna çýkmamalýydý.Nerden gelmiþti aklýna Ýsmail ismini bulmak?Hem de ilk isim ya da bizim tabirimizle göbek adý olarak.Ýsmail....Doðru ya,Ýsmail,okul yýllarýnda ki en sýký arkadaþýydý.Soy ismi de Haklýcan’dý galiba.Evet,Evet Ýsmail Haklýcan.Yýllarca ayný okullara gidip sonunda kötü bir þekilde ayrýldýðý en samimi dostuydu onun.Üniversite de son senesiydi ve kardeþ kabul ettiði Ýsmail,kendisine layýk olmadýðý öyle bir kazýk atmýþtý ki,o günden bu yana sadece unutmak için uðraþmýþtý bu ismi.
Asansöre bindiðinde halen aklýnda Ýsmail ile meþguldü.Mavi butonlarýn çýkan ok göstergesi altýyý bulunca açýlýverdi kapý.Ancak yanlýþ yerde indiðini anlamýþtý.Buraya ismini beþ dakika önce uydurduðu ve tesadüfen tutturduðu birini görmek için gelmemiþti.Ölmek vardý onun aklýnda.Tekrar asansöre döndüðünde,aþaðý katlardan çaðýrýldýðýný gördü.Acaba görmeli miydi bu Ýsmail denen adamý.Görse de pek bir þey deðiþmeyecekti ama merak ediyordu þimdi de.
Koridor boyunca yürüdü ve tarif edilen 4.kapý önünde durdu.Kapýya vurmak için koluna kaldýrdýðýnda,bu adama ne diyebileceði sorusu ile karþý karþýya kaldý.Doðru ya,adamcaðýz hiçbir þeyden habersiz içeride çalýþmaktaydý ve muhakkak çok iþi vardý.Bir yandan rezil olabilirdi,öte yandan bir insanýn çalýþma saatinden çalýyor olacaktý.Dayanamadý,kapýya hafifçe iki kere vurdu.
Kapý ikinci vuruþunda kendiliðinden açýldý.Ýçeride kimse yok gibi görünüyordu.Kapýnýn kolunu tutarak hafifçe içeri doðru eðildi.Gerçekten içeride kimse yoktu.Siyah lake kaplý masanýn üzeri aðzýna kadar dolu bir kül tablasý,henüz bitmediði üzerinde ki dumandan anlaþýlan bir fincan kahve ve envai çeþit kaðýtla doluydu.Ve birkaç resim çerçevesi vardý,kendisinden ters tarafa bakan.
Ýçeri girip girmemekte tereddüt etmiþti.Burasý hiç tanýmadýðý bir insana aitti ve bir iþ yeriydi.Kim bilir ne kadar özel evrak bu odada barýndýrýlýyordu.Ancak masanýn üzerinde ki fotoðraflarý da merak etmiþti.En azýndan belki adamýn kendisi de vardýr diye düþündü fotoðraflarda.Ýçeri bir adým daha attý ve fiilen tamamen odanýn içinde buldu kendini.Öyle þaþýrtýcýydý ki,aklýnda ne intihar ne de kumar masalarýnda kaybettiði hayatý kalmýþtý.Tek isteði bu adamýn nasýl biri olduðunu öðrenebilmekti.Odanýn içerisinde birkaç ürkek adým attýktan sonra sol tarafta biraz önce görmemiþ olduðu bilgisayarý fark etti.Bilgisayarýn ekranýn da henüz bir yaþýna bile girmediði belli olan bir kýz çocuðunun resmi vardý.Ve öyle tatlý gülümsemiþti bu çocuk, muhakkak dünyadaki sayýlý meleklerden biri olmalýydý.
Çalýþma masasýnýn önüne geldiðinde,kül tablasýnda ki bitmeden söndürülmüþ monte carlo sigaralarý dikkatini çekti.Adam sanki bilerek hep yarým içmiþti sigaralarý.Kül tablasýnýn yanýndaki fincanda kopkoyu bir kahve vardý.Masanýn üzerinde ki geri kalan yýðýn ise bilmediði bir dilde teknik olduðu anlaþýlan bir sürü raporla doluydu.Çizelgeler,grafikler ve daha anlayamadýðý bir sürü evrak.Çerçevelerden küçük olanýna gözlerini dikti.Biraz önce bilgisayarýn ekranýnda gördüðü tatlý kýzýn ayný resmi bu sefer kaðýt üzerinde ki haliyle gözlerinin önündeydi.Diðer çerçeve ise masanýn tam köþesindeydi.Uzanýp almak istedi ama yetiþemedi.Bir iki adým atarak diðer tarafa geçti.
Mutlu bir aile tablosuydu bu.Baba,anne ve iki güzel çocuktan oluþan sýradan bir mutluluðun fotoðrafýydý.Her nedense böyle yorumlamasýna karþýn,hiçbir zaman böyle bir mutluluða sahip olamamýþtý ya da sahip olmak için hiçbir þey sarf etmemiþti.Adam kara kuru bir þeydi.Ve ilginci böylesine zayýf bir adamýn kocaman elleri, fotoðrafta hemen kendisini belli ediyordu.Kadýn ise sarý ve dalgalý saçlarýyla,sanki mutlu bir aile pozu deðil de katalog çekimlerinde rastlanan bir edayla poz vermiþti.Yemyeþil gözleri vardý kadýnýn.Ve bir yerlerden tanýyordu bu gözleri.Sanki uzun yýllar önce, koca bir sandýða hapsettiði hatýralarýnda böyle bir insan vardý ayný yeþil gözleri taþýyan.Hafýzasýný zorladý ama bir türlü hatýrlayamadý.
Odayý terk etmesi gerektiði geldi aklýna.Eðer bu þekilde burada yakalanacak olursa,yaþadýðý tüm olumsuzluklarýn üstüne bir de hýrsýzlýk gibi bir þeyle itham edilebilirdi.Ýçinde bulunduðu uyuþukluktan sýyrýlýp,odanýn kapýsýna doðru yürüdü.Tam kapýyý açýp dýþarý çýkacak iken birden aklýna geliverdi yeþil gözlerin sahibi.Gül’ün gözleriydi onlar.Kaybettiði onlarca insandan biri olan Gül’ün yeþil gözleriydi.
Tuba’dan sonra tanýðý bu güzel kýz,belki de hayatýnýn bu noktaya gelmesine sebepti.Sevmiþti ve en anlamlýsý sevilmiþti de.Ancak Gül ile beraber her þeyini de kaybetmiþti.Þimdi ise bir zamanlar hayatýna girmiþ olan bu insaný da kumar sayesinde unuttuðu onlarca insan arasýnda kabul etmiþti.Ve þimdi bu gözlerle böyle bir yerde tekrar karþýlaþmak iyice kafasýný karýþtýrýyordu.Acaba gerçekten Gül olabilir miydi diye tekrar fotoðrafa bakmak istedi.Bu yapmak istediðinin neye fayda getireceðini bilmiyordu ancak bakmalýydý.Ölüme gitmeden önce en azýnda bu gözleri tekrar görmeliydi.Masaya doðru yürüdü ve bir kez daha çerçeveyi eline aldý.Evet,kesinlikle Gül’dü bu.Saçlarýný sarýya boyatmýþ ve çok da güzel olmuþtu.Gülümsemesi her þeyin açýklayýcýsý gibiydi.Çünkü hiç deðiþmemiþti bu gülümseme.
Kapýnýn açýldýðýný duydu.Arkasýný döndüðünde uzun boylu,koca ellerin sahibi adam karþýsýnda ona bakýyordu.
“-Affedersiniz,yardýmcý olabilir miyim?”
Olmasýndan korktuðu þey baþýna gelmiþti.Ne gibi bir yalanla bu durumun içinden sýyrýlabilirdi ki?
“-Merhaba.Ýsmail Bey olmalýsýnýz.Ben eþinizin üniversiteden arkadaþýyým.Uzun zamandýr görememiþtim kendisini.Buralara iþim düþtü ve kendisini ziyaret etmek istedim.Evinizi bilmiyorum ama sizin burada çalýþtýðýnýzý söylemiþti.”
Karþýsýnda ki adam þaþkýn bir yüz ifadesi içinde ne gibi bir cevap vermesi gerektiðini düþünmeye çalýþýyordu.
“-Öyle mi?Hoþ geldiniz.Buyurun oturun lütfen.”
Þimdi son yarým saattir üretmiþ olduðu yalanlar zincirinin en doðru halkasýnda olduðunu hissediyor gibiydi.Gerçekten Gül’ü üniversiteden tanýyordu ve evli olduðunu da geçen sene haber almýþtý.
“-Kendimi tanýtayým.Ben Ahmet.Okul yýllarýnda Gül ile çok yakýn arkadaþtýk,hatta kardeþ bile diyebiliriz.Onun sayesinde bitirdim okulu.Anlayacaðýnýz büyük vefa borcum var kendisine.”
Adam bir andan karþýsýnda ki bu berduþ tipli kiþinin üniversite mezunu olabileceðinden kuþku duydu.Ve yaþamýþ olduðu acý sýnavý tekrar hatýrladý.
“-En son ne zaman görüþtünüz eþimle?Bu arada þaþkýnlýðýmý mazur görün!Ne içersiniz?”
“-Soðuk bir þeyler varsa alabilirim.”
Kalite kontrol teknisyeni Ýsmail Bey,telefonla bir soðuk meþrubatla bir kahve söyledi.Ardýndan tekrar gözlerini karþýsýnda ki hayatýndan bezmiþ görünen adama dikti.Bir soru sormuþtu ve cevabýný bekliyordu.
“-En son ne zaman konuþtuðumuzu pek anýmsayamýyorum ancak epey bir zaman geçti aradan.”
“-Demek ki haber almadýnýz?”
“-Hangi haberi?”
Teknisyen kapýnýn vurulmasýyla beraber içeri giren personelin servisi yapýp çýkmasý için bir müddet bekledi.Ve ardýndan boðazýný temizlemek için bir bardak suyu bir dikiþte içti.
“-Madem eþimi bu kadar yakýndan tanýyorsunuz ve buralara kadar kendisini ziyaret etmek için gelmiþsiniz,size bunu söylemem gerekiyor.Eþim geçen ay trafik kazasýnda hayatýný kaybetti.”
“-Nasýl yani?Ýnanmýyorum....Olamaz....”
Normal bir insanýn böyle bir durumda verebileceði gibi tepkiydi bu.Ancak sesinin renginde sanki bir sahtekarlýk hissetti Ýsmail.
“-Maalesef.Ben de iki küçük çocukla beraber hayatta yapayalnýz kaldým.”
Bunlarý söylerken bir yandan da beraber çekilmiþ olduklarý fotoðrafý eline aldý adam.Uzun uzun baktý.Öylesine çok özlemiþti ki eþini,onun bu hayatta olmasý için kendi hayatýndan bir parçayý gözü kapalý feda edebilirdi.
“-Baþýnýz sað olsun Ýsmail Bey.Ýnanýn ki çok üzüldüm.Gerçekten böyle bir þeyin olmasý ihtimali hiç aklýma gelmezdi.Demek ki ömür dediðimiz bu kadar kýsaymýþ.!”
Bu son cümlesi kendi hayatýna aitmiþ gibiydi sanki.Az sonra intihar etmeyi düþünen bir insan için söylenmesi en saçma laftý belki ,ancak böyle bir ölüm böyle bir izahat gerektiriyordu.Ve ölüm dediðimizde bir olaydý,herkes eninde sonunda bunu yaþayacaktý.
Uzun uzun kaza hakkýnda konuþtular.Bir müddet sonra üniversite yýllarýnýn sohbetleri baþladý.Ahmet,Gül’ü bir zamanlar nasýl sevdiðini söylememiþti belki fakat sözlerinden ona ne kadar deðer verdiði belliydi.
“-Ýsmail Bey,fotoðrafta da gördüm,Gül de bahsetmiþti ve inan ki tüm içtenliðimle söylüyorum çok güzel iki evlada sahipsiniz.”
“-Onlar bu kadar güzel olduklarý için kopmadým zaten hayattan .Öyle tatlýlar ki,her þeyleriyle annelerinin varlýðýný bana hissettiriyorlar.Klasik laflarla annelerinin bir gün geri geleceðini anlatýp duruyorum onlara.Bakalým ne zamana kadar bu yalanlara devam edebileceðiz?”
“-Doðrusu yakýndan görmek isterdim bu yumurcaklarý.”
Ahmet bunu söylerken içinde bulunduðu ruh halinin ne kadar karmaþýk bir duruma geldiðini anladý.Ölmek için buraya gelmiþti.Bir zamanlar sevdiði kýzýn evlendiðini,iki tane dünya tatlýsý çocuðu dünyaya getirdiðini ve zamansýz bu alemi terk ettiðini öðrenmiþti.Þu anda ise yaralý bir eþin duygularýna ortak olmaya çalýþýyordu.Tüm dertlerini unutmuþtu sanki.Ne loþ ýþýklar altýnda kaybettiði serveti ne de bir parti poker için masaya sürdüðü þerefi kalmýþtý zihninde.Þu anda sadece bu ofiste duyduklarýydý tüm düþünceleri.
“-Eðer vaktiniz müsait olursa akþam beraber yemek yiyelim.Hem çocuklarý da görmüþ olursunuz.”
“-Mümkün olursa gerçekten çok sevinirim.Þimdilik bana müsaade,daha fazla vaktinizi bölmeyeyim.,Akþam altý gibi tekrar uðrarým.”
“-Memnuniyetle.Hoþ çakalýn...”
Çok uzun zamandan yaþamamýþ olduðu garip bir duyguyla odadan ayrýldý.Asansöre doðru ilerlerken içinde taþýdýðý tüm hüzünler ve kederler bir anda kaybolmuþ gibiydi.Ýntihar etmek için bile çok gördüðü kendi gururunu bu sefer daha bir aðýrlýkla taþýdý omuzlarýnda.Bir zamanlar canýndan çok sevdiði insanýn ölümü ve kendi geleceði arasýnda bir paralellik kurmaya çalýþtý.Tek mantýklý nokta,yýllar önce ayrýlmýþ olan yollarý halen ayrýydý ve halen bu kýzý sevdiðini hissediyordu.Ancak destansý bir aþk deðildi bu. Sadece masum iki çocuðun fotoðraf karesine yansýyan gülümseyiþleri gibi bir þeydi.
Artýk ölmek istemiyordu.Tesadüflere inanmak olmalýydý yaþam sebebi.Her þeyi düzeltebilirdi.Bir gün ölecekse en azýndan arkasýndan üzülecek birkaç iyi dost edinebilmeliydi.Otuz iki yaþýnda tekrar doðmalýydý.Ýlk nefesini aðlayarak almamalýydý bu kez.Yavaþ yavaþ ve severek büyümeliydi.Kötü olan her þey üzerine koca bir örü atýp,yakmalýydý onlarý.
Yaþayabilirdi,yaþamalýydý,yaþayacaktý...
Zaman, akreple yelkovanýn bir birini kovalamasý gibi gözükse de,asýl olan þey zamanýn kendi çizdiði yön deðil de bizim zaman ile birlikte aldýðýmýz yöndür.Ölüm için yaptýðý giriþimi yine ölüm ile kendiliðinden yok olmuþtu.Birkaç saat öncesinin ruhsuz adamý,birkaç saat sonrasýnýn yaþayan efsanesi gibiydi þimdi.Onu deðiþtiren tesadüflerdi belki.Belki de kader hanesinde yaþamasý gerekenleri yaþamýþtý.Ancak var olan oydu ve yaþayacaktý...


09/04/04 BAHA OKTAV





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Nedime
Alkol Gecesinin Acýsý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Marþandiz Otel

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk... [Þiir]
Gülkurusu Akþamlar [Þiir]
Dedik Ya... [Þiir]
Sýðýnýrým Canýmýn Ýçine [Þiir]
Hayalin Senin Yerine Vazifeyi Yapýyor... [Þiir]
Zil Çalýyor! [Þiir]
Olaylar ve Suçlar! [Þiir]
Aklým Uykuda [Þiir]
Tövbe... [Þiir]
Gel Deðinceye Kadar Gelme! [Þiir]


Baha Oktav kimdir?

Uzun bir yola çýkýyor gibi hissediyorum kendimi. . . .

Etkilendiði Yazarlar:
Jean Cristopher Grance,Amin Maalouf ve Bekir Yýldýz en çok okuduðum yazarlar.Onlarý okudukça bu iþin gerçekten çok çetin olduðuna daha çok inanýyorum.Þiir konusunda ise etkilenmemeye çalýþmakla birlikte Küçük Ýskender'e büyük ilgim var.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Baha Oktav, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.