..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, duygularýn dilidir. -W. Winter
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Ahmet Þenol Alkýlýç




19 Mayýs 2004
Iraklý Kýzýn Mektubu  
Ahmet Þenol Alkýlýç
AÇIKLAMA: Bu mektubu, tüm iyi niyetli dünya insanlarýyla paylaþmayý görev sayýyor ve sanal tarihe ibretli bir vesika olarak armaðan ediyoruz… Mektupta alýþýlmýþ olduðu þekilde bir duygu sömürüsü ve beklenti deðil ,hissedebilen bir insanýn karmaþýk


:CEBH:
AÇIKLAMA:
Bu mektubu, tüm iyi niyetli dünya insanlarýyla paylaþmayý görev sayýyor ve sanal tarihe ibretli bir vesika olarak armaðan ediyoruz… Mektupta alýþýlmýþ olduðu þekilde bir duygu sömürüsü ve beklenti deðil ,hissedebilen bir insanýn karmaþýk ve son derecede onurlu ruh haritasý dikkate çarpmaktadýr. Belki de hepimizin eksiðidir böylesine sahici bir aþk duygusuna sahip olamamak. Belki de bu anlayýþ yüceliðinin eksikliðinden ötürü birbirimizi yiyip bitiriyoruz…
Böyle kaydettik…
Tepkisizler Grubu: tepkisizler3@yahoo.com


Onlar vazgeçsinler diye deðil utansýnlar diye anlatacaðýz artýk.
Siyaset belki kazanmýþtýr ancak insaniyet bir kere daha kaybetmiþtir..
Ýki unsur üzerinde duruyor insan varlýðý, insaný tanýmlayan þey; iki yön, iki direk. Ýki maddeyle yoðrulmuþ insanýn hamuru.
Bir yaný hayvandýr insanýn. Hayvan. Yani dumanlý daðlar, azgýn dalgalar, dipsiz uçurum, gök gürültüsü, ateþ, buz, zehir, taþ..
Bir yaný melek. Yani yemyeþil ova, papatya, durgun deniz, gök kuþaðý, ýlýk rüzgar, ilaç..
Neden hep önceki yüzü galip gelir insanýn?
Çünkü galip gelme duygusu hayvansal bir þeydir. Bir erdem deðildir bu duygu. Bu yüzden insanýn erdemli olan diðer yüzü hiçbir zaman galip gelmedi; gelemedi. Labirent, diðer bir deyiþle matrix budur. Zavallý insanlara karþý zafer kazanmak bizi ancak alçaltýr. Onurlu bir insaný küçük düþürmek insanlýktan nasibini yitirmemiþ olanlara utanç verir.


Iraklý Kýzýn Mektubu I

Merhaba
Ey sesinin yankýsýna tutunduðum!
Ey durup durup aklýma vuran; açlýðým, merakým, göçebe yaným, zayýflýðým, kararsýzlýðým, yürek aðrýsým, ten çaðrýsým, ürpertim, düþ kýrýklýðým, býkýþým, inanýþým, þu sýralar her þeyim!
Bedeni olmayan bir varlýðýn iki yönünü: aklýný ve ruhunu temsil ediyor sen ve ben.. ne tuhaf deðil mi? Ýki koca insan, iki koca hassa, iki koca kahraman, ikimiz.. bir varlýða ne beden verebiliyoruz ne can. Çünkü yan yana, omuz omuza deðiliz.

bir varlýkta iki yönüz kazma kürek
bir varlýkta iki yönüz akýl ve yürek
bir varlýkta sen ve ben
iki yönüz bir varlýkta
yönünü kaybeden
ne sen benim aklýmla baþa çýkabilirsin
ne senin yüreðinle ben

Benim (aklýmla) yazdýklarýmý hiçbir zaman tam olarak anlayamayacaksýn. Týpký ben de senin (yüreðinle) yazdýklarýný hiçbir zaman tam olarak anlayamadýðým gibi.
Ne var ki...
Sana yazarken aklýmdan ödün verip kýsmayacaðým; asla küçümsemeyeceðim seni. Çünkü kendimi senin yanýna koyup biraz da beni düþünerek ve biraz da bana göndereceðim yazdýklarýmý.
Bu yüzden...
Sen de kýsma yüreðinden ve beni CÝDDÝYE al! Yazdýðýn her þeyi hissedemem belki ama lütfen gel, yanýma otur ve kalbinin sesini göðsüme yasla. Senin söylediklerini, bana fazla gelenleri sen hisset ve sen anla. Kendini de öðret.
Keþke, diyorum, birbirini seven ama var olmak, kýpýrdamak için birbirine ihtiyacý olmayan, Olimp daðýndan iki ölümsüz olsaydý aþkýmýz. Ve sonsuza dek birbirini sevmeðe, birbirine layýk olmaða devam etseydi.
Umudunu kaybeden kiþinin keþkeleri ok meydanýnda davul çalmaða benziyor. Bizim baþýmýza gelen, emek vererek sevgiliye kavuþulamayacaðýnýn bir kanýtýdýr.
Yaþamak katlanýlmasý zorunlu bir iþkence! Ýþkence çekiyorsan, atýyorum, çalýþýyorsan, evlenip yuva kuruyorsan, baðlanýyorsan, amaçlanýyorsan yaþýyorsun. Özgür insan çok az; bir elin parmaklarý kadar. Onlar da mutsuz. Özgürlük mutsuzluk mudur? Umutsuzluk mudur özgürlük? Gidince özgür olacakmýþým.. bir inanabilsem!
Uzun zamandýr artýk hiçbir ilgi, bir merak beni heyecanlandýramaz diye düþünürken þimdi þarkýlarýn yüreðime sardýðý bu sýkýntý ve hüznün bir anlamý olsa gerek.
Bir bayram havasý içinde okudum mektubunu; unutulmuþ bir rüya tatlýlýðý yayýldý yüreðimin ýlýk sabahýna. Dallarýma su yürüdü. Beynimi saran bukaðýlar çözülüverdi. Sevdasý görgülü yüreðime can geldi, sallantýlý yerim pekleþti böylece. Bir uður meleði gibi kovalasýn ardýmdan, þans getirsin bana mektubun! Esnemekten, gülümsemekten utanýyorum.
Benim için endiþelenip kalbini ince tertiplerle yorup üzme. Ýnsanýn hiçbir durumda sonsuza dek kalýcý olmayacaðýný bilen ve her duruma alabildiðince özümseyip deðerlendirerek katlanma gücüne sahip olanlardaným. Cehennemi bile yurt edinirim. Derim ki: ‘ Ýþte özgürce düþünüp yaþayabileceðim bir ülke! ’
Biricik endiþem sensin. Yüzünü özlüyorum... Herhangi bir rengi barýndýramayacak denli kendisi olan sevimli yüzün pembeleþiyor dudaklarýmda. Bu yüz hoþuma gidiyor. Bu yüze iliþkin neyi düþünsem aklýmda hemencecik þiire dönüþüveriyor. Ondan baþkasýný yakýþtýrmam, yaklaþtýrmam da kendime. Sesini özlüyorum... Fýsýltýlarla derinleþen derinleþtikçe denizleþen sesini. Ancak bu ses doyuruyor kulaklarýmý. Sonra sana deðil denize þaþýyorum! Nasýl sýðar bir insanýn dudaklarýna?
Seni düþünüyorum buruk bir mutluluk içerisinde, sana gönül verdiðim ölümsüzler tepesinde ýþýl ýþýl parýldarken. Bir ilgi saðanaðý altýnda cývýl cývýl ötüþlerini iþitirken azýcýk da olsa bir kýskançlýkla sýkýþýyor yüreðim. Sýzlanmaða gücüm yok. Ama senin buna ve daha çoðuna layýk olduðunu teslim ederek sevinçle gülümsüyorum sonra. Ben gitsem bile asla yalnýz kalmayacaðýný bilmek ýsýtýyor içimi. Ve bir imge düþüyor aklýma nereden ve ne anlama geldiðini sorgulamadan:

nerede o kýzýl tanlarda sýrtlandýðýmýz vaatler
sonra ürküp býraktýðýmýz karanlýklar nerede?
ama nerede tan þimdi, vaat, karanlýk, ürkü?
dün dokunduðumuz her þey bugün harabe
ne kadar yaþarsak o kadar kötü
ne kadar yaþlansak harabe

Yanýna yaklaþýlýr cinsten deðil sözcükler...
Uyuyamýyorum; ciðerimde düðümleniyor nefesler. Böyle durumlarda akýl kötülük mayasýdýr. Ansýzýn yükselen bir baþýný alýp gitme isteði. Sonunda her seferinde kocaman bir aptal olup çýkýveriyorum. Bana bir þey söyle, sevdiðim! Yaslanabileceðim bir sözcük söyle. Beni öldürmeyecek ama en azýndan kendimden geçirecek, günlerce kendime getirmeyecek bir þey. Beni yatýþtýr. Bana durduðum yerde cesaretle durma gücü ver. Bana anlam kat. BENÝ YATIÞTIR. Ey tutkularýmýn ateþi! Kalbimi yeteneklerinin sonsuz gücüyle sar!
Sana, sesini duymaða ölesiye ihtiyacým olduðu þu günlerde istediðim an sana ulaþabileceðim bir telefon olmadýðý için çaresiz kalmanýn ve kederden ölsem bile elimde ve hiç kimsenin elinde bir medar olmayýþýnýn kývrandýran acýsýný nereden bileceksin? Ýnsanýn umarsýzlýklarýnýn kýzardýðý o akþam üzerleri deliler gibi ötede beride dolaþýp durmasýný, sonunda bu duygu dolambaçlarýnda baþý dönüp bir an uykuya düþse gördüðü karmaþýk rüyalarý ve bundan edilen nefreti nerden bileceksin?

EY TANIDIÐIM HERKESTEN FARKLI OLAN
BANA SANA GELMENÝN YOLLARINI ÖÐRET!


Iraklý Kýzýn Mektubu II

ne gökler var süzülecek kanatlar için
ne ak baþlý güvercine takla atacak gösteriler
renk renk deðil her biri bin bir renkli deriler
geçin umutsuzluklar geçitler sizin geçin
kör çocuðun rüyasýna girmiyor artýk periler

Demek ayrýlýklarý kendim yaratýyor sonra karþýsýna geçip aðýtlar yakýyorum, öyle mi? Ve acý çekmek zevk veriyor bana?
Evet! Ayrýca bir köleyim! De, nerede beni satýn alýp parasýna kýyacak sahip?
Göze görünmeyen acýya kim merhamet etsin? Gönül ýssýz yerlerde dolaþýyor. Yaným yörem karanlýk. Kentten birisiyim ama kentin kapýlarý bana kapalý.
Ben istemem mi, benim iflah olmaz derecede ateþli, muzip, serüvenci, daðcý, atýlgan, ürkek sevdiðim? Ben istemem mi yanýmda olmaný? Hele þimdi yanýmda olmana her zamankinden çok gereksinmem varken...
Bunu kaç kere tartýþtýk?
Ama sanýyorum konuþurken birbirini pek dinlemiyoruz. Birbirimize söyleyecek þeyleri düþünüyoruz çoklukla. Ýkimiz de türlü kozlar çeviriyoruz elimizde. Ýkimizin de iþine yaramayan kozlar. Birbirimizin olmak için þehvetle atýlýyoruz; toslaþmaktan baþka bir gürültü kopmuyor arzumuzdan. Bu gidiþle bir dala kuþ kondurmak ne mümkün? Kenetlenmeðe bu kadar ihtiyacýmýz olduðu bir anda yoktan yere birbirine düþüyoruz.
Bir dünya kurabiliriz seninle düþlerin gücünden. Ama çocuðumuz olmaz. Birlikte kazandýklarýmýz da oluyor kaybettiklerimiz de. Bir avuç keyif ve yaný acýlar! Toplamda gene zarardayýz. Dönüp dolaþýp ayný yere geliyoruz. Kendini tekrarlayan, kendini çalýp duran, kendini bunayan sözcükler...
Laf ebeliðine giriþecek deðilim seninle. O kulaklarýna sok söylediklerimi! Yoksa senin için ‘o kadar kötü’, ‘o kadar yabancý’, ‘o kadar yalancý’, ‘o kadar deðmezmiþ’ diyeceðim. Ayrýca ödlek, aciz, gösteriþ kumkumasý diye de ekleyeceðim! Bu tutum hiçbir yere götürmeyecektir bizi; sorunlarý çözecek yerde ortaya daha çok sorun çýkartacaktýr.
Benden çekiniyorsun. Bir 'gelecek' lafýdýr tutturmuþ gidiyorsun. Senin ne kadar iþin var gelecekle öyle? Bir delisin! Ama uysal ve çekingen bir deli. Deli hesap vermekten, açýklamalar yapmaktan, tartýþmaktan korkar mý?
Aþkýn düzleminde böyle þeyler ilgiye alýnmaz gerçi ancak çocuktan kalýr yanýn yok. Gelen gün geçeninden çok daha kötü; günü deðerlendirmeðe bakmalýyýz.
Gelmek istiyorsun, sözüm yok, tamam. Dilden bir anda dökülen bu sözler ne denli ikircikli ve hesapsýz görünürse görünsün ne de olsa yüreðe oldukça sevimli geliyor. Ama bu konuyu tartýþalým. Baþta atýlan yanlýþ adýma sonradan çare bulunmaz. Sinirlenmenin alemi yok. Durumu bir daha ve serinkanlýlýkla gözden geçirelim. Öyle þýppadak karar almak? Neden tartýþmaktan kaçýyorsun? Bir güzel benzetmeli seni!
Bu kadar yüce olan atýlýþlara yer yer en alt perdeden hýrslar da karýþmasa! BUNCA ALIMLI GÜLÜN BÝR DÝKENÝ. Ýnatçý bir çocuk gibi öne sürülen her önkoþulu ve yargýyý duymazdan gelip aðzýmdan çýkacak tek kelimeyi duymaða can atýyorsun: ‘Evet! ’
Ben seni ateþten korumak için eteklerinden tutuyorum; elimden kurtulmaða çalýþýyorsun. Sözlerim temenni ve boþ hülyalardan öteye geçmiyor. Hep bir topuz taþýyorsun arkanda. Her ne kadar gücü görünce geri çekilip gizlenmeyi ilke edinmiþsen de, sinsice bir gayeyle, karþýndakini ürkütmemek için yapýyorsun bunu. Ne zaman ki yerini saðlamlaþtýrdýn, kazançlarýný suya atacak bir çýrpýnýþla bildiðini okumaða devam ediyorsun. Bir þýmarýksýn o denli!
Þu son günlerde sesini bir türlü arzuladýðým, tutulduðum biçimiyle alamýyorum. Sesini bana vermeyen sensin. Sanki ülfet saðlamýþsýn varlýðýma; varlýðýmý daha þimdiden yadsýmanýn rahatlýðý var üzerinde. Seni daha kazanmadan kaybetmenin telaþýný yaþýyorum. Bütün inançsýzlar gibi ruhsuz ve alaycý sesin. Sesin sesimin eri. Onu ilkin olduðu gibi doyuma ulaþtýramamanýn ezikliðini duyuyorum. Bütün kýsýr kadýnlar gibi çaresizim ve acý çekiyorum. Bunca ateþi nasýl basarým baðrýma?
Her gece ayný umutlar, her gün ayný düþ kýrýklýklarý. SESÝN ÖYLE BÝR HIÞIMLA GÝRÝYOR KÝ KENTE SANKÝ HERKESÝ KURÞUNA DÝZECEKSÝN!
Derdim aðlayýp feryat edecek çaðý aþmýþ olmaktandýr. Ve bu umarsýzlýk, bir yangýn gibi içimdeki bütün güzel duygularý silip süpürüyor.
Dilinle bana karþý çýkarken yüreðini nereye koyuyorsun? Birbirimize verebileceðimiz hiç mi bir þeyimiz yok?
Her þeyden olmuþ bitmiþ gibi söz etmen beni deli ediyor! Bu, kimin? Sen kiminsin? Söylediklerime kulak asmamakta diretiyorsun. Benden uzaklaþýyor, beni korku, hüzün ve heyecanlara düþürüyorsun da aramýzdaki engin dereyi aþmaklýðým zorlaþýyor. Buna kalbim daha ne kadar dayanýr sanýyorsun? Yaþamdan elinde olmayaný bize vermesini istiyor, her þeyin berraklaþmasý, olup bitmesi için ayrýlmayý bekliyoruz.
‘Kaç gün kaldý? ’
‘Bitti..’
‘Ya. Ýþte böyle.’
Of!
Ah sen en güzel çiçeklerden bile aðý çýkarmasýný bilen!
Cezalan!
Þiirini kaybeden ozan! Seni yaralamayý býrakýyorum; yaralarýný kim sarar bilmiyorum...
Güzel bir þeyler söyleyecektim. Ama öfkemi hafife almak olur diye düþünerek susuyorum.
Mutluluktan söz ederek beni artýrýp duruyorsun. Ama bunu daha çok caným olsun ve canlarým daha çok acýsýn diye yapýyorsun! Aklým o kadarýna eriyor ancak.
Keþke daha yalýn olabilsen. ‘Nasýlsýn? ’ ‘Ben iyiyim.’ ‘Yeni bir þiir yazdým.’ Gibisinden þeyler söylemen daha sevimli gelirdi kulaða. Ve ben bu sayede sana söyleyecek daha sevdalý cümleler bulabilirdim. Þiirsel þeyler yazmasýný da çok iyi bilirim. Ama söylediklerin bana bu ilhamý vermiyor.
Mektubunu defalarca okuyorum. Sonra kalemi alýyorum elime... Elime aldýðým kalem tonlarca aðýrlýkta; yazmak için diþe dokunur bir þey dökülmüyor kalemimden. Aklýmý elime alýyorum güzel bir imge türetebilir miyim diye... Olmuyor. Yüreðimi elime alýyorum... Yüreðim yok. Sanki koca bir hüzün þehridir yüreðim. Bu kente kendimi eklesem, kendinden ilham alýp ardarda çoðalan bir mutsuzluk ve hüzün çöker insanlarýn üzerine. Benim olmayan þeylerin derdini çekiyorum.
Bir de þu bir türlü iç yüzüne eremediðim çýkýþlarýn! Her türlü engeli aþarak bize ulaþmaða çalýþan kimmiþ bu? Yine ne havalar var baþýnda? Bakalým daha neler duyacaðýz.
Demek bencilim çok? Demek seni sevmiyorum? Bu kelimeyi burada nasýl aðzýna alabiliyorsun! Sus! Bu kadarý yetiþir.
Bir þey hakikatten bu kadar uzak olabilir mi?
Sus! Ruhun ve kalbin derinliklerine inmek ve oraya iliþkin þeyler söylemek, üzerine vazife deðil. Çünkü ANCAK KENDÝ RUHUNU VE KENDÝ KALBÝNÝ TANIYORSUN!
Bu yüzden seninle ilgili duygularým hakkýnda çýkarýmlarda bulunmaða kalkýþma. Nerede olduðumu bilmiyorum ama nerede olmadýðýmý çok iyi bilirim. Bu da bir beceridir.
Bir çocuk þaklabanlýkla deðil içten ta içten gelen bir sevgiyle aydýnlanýr. Seni hak etmek için bütün gizli güçlerimi yola çýkardým. Ya sen? Sen beni hak etmek için ne yapýyorsun? Nar çatlasýn tane düþsün payýna. Öyle mi? Benden aldýklarýnla, gördüklerinle yetinip böbürlenme sakýn! Daha en güzellerini söylemedim sana.
Hayata açýlan penceremsin. Ancak bu pencereden görünen yer kapkaranlýk. Hayat senin önünde bir roman kurgusallýðýyla tamamlanýp yetkinleþmez. Onu yapmak için çaba göstermelisin.
Dediklerine bel baðlayamam. Kalbinin çatlatýrcasýna yapmak istediklerini gizliyor veya göz ardý ediyorsun. Kurgusal yalnýzlýklar ile nitelikler sürüyorsun öne. Oysa var sayalým bunlar olsa bile güç yetiremeyecek kadar güçsüz ve zayýf olduðunu bilmiyor ya da anlamýyorsun. AÞKIN DIÞINDA BÝLDÝÐÝN HÝÇBÝR ÞEY YOK! NE YAZIK KÝ ONU DA TAM OLARAK BÝLMÝYORSUN.
Þunu iyice bellemelisin ki dünkünden bambaþka olan bugün senin yad edip özlemini çektiðin geçmiþten deðilim ben. Bu yüzden geçmiþten tanýdýðýn etiketlerle çaðýrma beni; bana yeni bir ad tak ve öyle seslen.
Ben gelecek günlerin gelmesini iple çekerken sen geçmiþ günlerin özlemiyle yanýp tutuþuyorsun. Silinmeðe yüz tutmuþ yüzleri, harabeye dönmüþ kentleri, ilk gençliðimizin çoktan uçup gitmiþ en güzel anýlarýný, bizi terk edenleri, hasýlý bütün ölülerini taþýmaða uðraþýyorsun geleceðine. Yeni olan her þeyden korkuyorsun. Yeni aþklarý, yeni yüzleri, yeni coþkularý anlatan kelimelerden uzak duruyor çevreni dört bir yandan saran terimler uçurumunda eðleniyorsun. UÇMAKTAN DA KORKUYORSUN!
Yükseklere çýkmak istiyor bir yandan da uçurumlarýn anatomisini inceliyorsun. Oysa týrmanan insan uçurumlarla ilgilenmez.
Kapýlarý kapatýyor beni geleceðine taþýmayý zorlaþtýrýyorsun. Bir düþünsen! Eðer sonuçsuz kalacaksa bile Iraklý Kýz geçmiþe ait bir simge olarak çoktan yerini aldý. Iraklý Kýz yýllar sonra bir gün bu topraklarýn adý anýldýðýnda ne kadar güzel duracak hatýrýnda! Bu topraklar onun sayesinde bayraklaþacak ve alnýnda bir çiçek nazlýlýðýyla serpilip geliþecek, bir sevgiliye dönüþecek, sahici bir dost kazanacak. Bunu baþarabilirsin, koca budala! Kendi adýma seni bir tek bu yüzden sevmek bile üç kat yeterli bir sebep!

ÝYÝ KÝ VARSIN! ÝYÝ KÝ VARSIN!

kalacak olsam cýlýz sýradan sevdalý
sen Kafdaðý’na giden geminin kaptaný
ben uçmaktan yorulup dev kanatlarýyla
geminin güvertesine yýðýlan
görenlerin alaya aldýðý Albatros
veya bir muço
yerinde pek iðreti duran
iltifatlarýyla gýna veren bir ozan
bir zaman kýrýntýsý
bir mýrýltý
kalacak olsaydým kölen olurdum

belki de ben bir martýyým
ve gideceðim için güçlüyüm


Iraklý Kýzýn Mektubu III

karþýsýndan görür de her an koca bir ömür
Azrail'in yüzünü nasýl yaþar bir insan
ve bir insan hayasýz bir yol tutturmuþ yürür
sanki habersiz gibi Azrail olduðundan

Bütün bu olup bitenleri aklým almýyor. Kabus görürken uykuda olduðunu anlamýþ gibi kendimi uyandýrmaða çalýþýyorum. Ruhumda sýnýrlarýný akýl almaz ölçülere vardýran taþkýn bir vahþet var. Üzerinde dursam, bunun gerekçeleri konusunda adamakýllý þeyler söyleyebilirim. Ama deðmez. Deðil mi ki bunlar üzerinde durmak iþe yaramayacak, yani bana bir þey katmayacak veya benden bir þey alýp götürmeyecek! Karanlýk kendisini açýklasa neye yarar?
Ýnsanlardan ürküyorum. Oysa ne biliyorsam adýna insan denen bu devingen ve canlý türü inceleyerek edinmedim mi? Öyle ya, bir arkeolog, bir botanikçi, bir fizik uzmaný falan deðilim. Aklýmda bilgi adýna ne varsa, örgün ve sistemli insan yaþantýsý üzerinden yürünerek varýlmýþtýr. Ama bildiklerim, bu hayat beni ürkütüyor. Her hayat ürkütüyor beni. Bilgeyim ama ýþýktan korkuyorum.
Seni endiþelendirmek gibi bir niyetim yok. Korkma, iyiyim. Ýyi insanlar var; benimkine saplanacak býçaðýn soðukluðu herkesin yüreðinde. Kötülük son bulmaða hükümlüdür. Bir annenin çocuklarýný düþün! Eninde sonunda kardeþlik kazanacaktýr. Birkaç kilometre taþýrýz yanýmýzda dostlarýn kötülüðünü. Sonra mutluluðu basýp baðrýmýza sýcacýk, yol alacaðýz.
Plancý deðilim, önyargýlarým yok. Cesur ve atýlganým. Ýçten pazarlýklar yamacýma ulaþmaz. Ýyilik yapmaða eðilimli ruhum yaptýðý iyiliði taþýyabilme yüceliðine de sahiptir.
Yürek ve kafa düzleminde her kýpýrtýyý dikkate alýyorum. Olmaz sözcüðünü tanýmýyorum. Zamanýn ve geliþmelerin karþýma çýkarabileceði her sürprize hazýrlýklýyým. Cesur ve açýk yürekli ol. Sabret. Yapacaðýn ne olursa olsun yanýmda deðerini bulacaktýr.
Bir kurtarýcý özleyen her sese kulak verip kendini bitirmekten vazgeç. Bir kurtarýcý deðilsin. Kurtarýcý diye bir þey yok. Her þey olup bitecek ve insanlar olup biteni kabul edip kendilerini yeni durumlara alýþýr bulacaklar. Ýyi iþler yoktur; iyi niyetler vardýr. Ne hazindir ki böyle bir gerçek, harabeler üzerinde duruyor.
Sancýnýn uzamasý da mutluluðun uzamasý gibi keyif veriyor insana. Uzadýkça alýþýyor sancýsýna insan. Hiç de öyle korkulacak bir þey olmadýðýný anlýyor. Sancý ne kadar uzadýysa sonuna da o kadar yaklaþýlmýþ demektir. Ve bir sancýyý yiðitçe taþýmanýn hazzýný duyarsýn. Sonuçta deneyim, uzun ve sürekli sancýlarýn sahibini yüce armaðanlar sunarak esenlediðini bildire gelmiþtir. Yeryüzünün koca urlarý iþte böylesi büyük sancýlar üzerine yükselmiþtir.
Ýnsan kendi konumunu, tayin edemez. Onun þerefini, þöhretini, deðerini hep baþkalarý: baþka boyutlar, baþka zamanlar, baþka durumlar belirler. Haklýlýk sýrayladýr; týpký doðruluk da göreceli olduðu gibi. TIPKI DORUÐA ÇIKMAK DA SIRAYLA.
Krallara, zorbalara baþkaldýrmýþ bütün yiðitlerin yürekliliðini ve soyluluðunu duyuyorum kanýmda. Özgürlük duygusu, kötü niyetli insanlarýn gözünde korkulasý bir silahtýr. Bütün korkularýmý püskürttüm, özgürlüðü kuþandým. Dinmek bilmez bir þey var içimde. Sanma ki onurum yerlerde; yazgým boysuz, çapsýz, kilosuz bir adamýn iki soysuz dudaklarý arasýndadýr. Bütün paramý kýrmýzýya koymuþum. Yerimden kýmýldamam; ne bir adým geri, ne bir adým ileri! Onlarýn gelmelerini bekliyorum. Onlar kararlarýný vermiþler; artýk vazgeçsinler diye deðil utansýnlar diye anlatýyoruz. Dingin bir suyun güvenliðindense kendimi ‘er geç bir yerlere vardýracaktýr’ umuduyla akýntýya býrakmayý yeðledim.
Birdenbire öyle deðiþtim ki kendimi tanýyamýyorum. Sen de görsen tanýmazsýn. Ve bu deðiþim bana müthiþ hazlar veriyor. Olup bitenler karþýsýnda yeni yeni tepkilerimi keþfettikçe çocuk gibi seviniyor, bir sonraki keþfi dört gözle kolluyorum. Kabýna sýðmayan düþ gücüm sayesinde düþler kuruyor ve akýl almaz bir büyücülük yeteneði sergileyerek bu düþlere gerçekmiþ gibi inanýyorum.
Gökleri rahatsýz etmenin anlamý yok. Saðaltýp acýyý neyi dayanýlmaz bir dinginliðin hummasýna tutuldum Bu amansýz yalnýzlýðý türlü hayaletlerle avutuyorum. Öyle sevimli bir huzurdayým ki sanki açýklamaða çalýþsam kaçýp gidecek benden. Tatsýz, kokusuz bir rüzgar ýlýtýyor içimi.
Baþkalarýnýn gözünü yýldýrýp iþtahýný kaçýran þey, bana güven veriyor.
Çünkü bir þekilde içinde bulunduðum bu, üzerindeki baskýlarý bir çýrpýda silip süpüren öyle bir durumdur ki, hani duymaktan korktuðun þeyin bir an önce olup bitmesi ve böylece senin de kurtulman için sýranýn gelmesini özlemle beklersin.. Ýþte öyle. Kalbimde bir pekleþme hissediyorum. Ve diyorum: ‘Ey salýna salýna ilerleyen gece! Üzerime gel! ’
Bildiðim topraklardayým. Öyle hýzlý, öyle telaþlý yol aldýk ki artýk istesem de dönüþ yolunu bulamam. Bir deprem sonrasýnda insanlar birbirlerine anlatacak çok þey bulurlar. Ýnsan olmak ve tanýk olunanlarý nesillere dosdoðru aktarmak kolay deðildir. Burada olmak bana yakýþýr. Senin yanýndakilere katýlamam; onlardan birisi olamam. Sen orada, ait olduðun yerde sebat et. Bir zamanlar, aklýný dolduramadýðým sürece hiçbir þey gözümde yok, diyordum. Þimdi ise kalbine de sahip olmak istiyorum. Býrak da iyi niyetli bir yürek ile iyi niyetli bir aklýn birlikte neler yapabileceðini herkes görsün. Bir yürek ve bir akýl: TEK. Bir sevdadan iki kurban fazladýr. Cesur ol. Býrak gebersin bizim zayýflýðýmýzdan kendi gücünü çýkaran, bir çocuðun korkularýyla semiren o canavar. Görecekler uyumanýn ölmek olmadýðýný.
Yok ille de gelirsen ekmeðimi bölüþürüm seninle...
Bak, bana kýzýyor, kýrýlýyor, ‘Arayý uzatalým; birbirini özleyelim..’ diyordun.. Merak etme sevdiðim, birbirini özleyeceðimiz o kadar zaman olacak ki! Ve o günler çok yakýn, tepeden aþaðýya inen bir sel gibi çabuk üzerimize geliyor. Hüzünlere karýþma günüdür. Ayrýlýk korkusu kavuþmak umudundan çok daha amansýz! Yüreðim ölüm derecesinde kederli. Söyleyeceklerim var elbette; henüz susuyorum. Ne yapayým ki sabýrlý olmak da elimde deðildir.
CANIM..
Sen nasýlsýn? Saðlýðýn yerinde mi?


Iraklý Kýzýn Mektubu IV

yere bakmaða alýþtýrmýþým gönlümü
ne yýldýzlarý inceleyebilirim bu çýtý pýtý merakla
ne de bilirim dikenlerden yýldýz yapmasýný
kaçtýr üzerimizdeki yýldýzlarýn sayýsý
bir dünya kurmuþum ki kendime yoktur tavaný
yumsam gözümü
bir yýldýz seçiversem kendime
parlak olanlarýndan
en azý milyonunun yýldýzý ayný
yeryüzünü bildik
saklý bir þey kalmadý bize ondan
bu saatte gönül gökyüzüne uyanýk
dünya
bu saatte çok uzakta bir þehir sol yanýmda
dünya ne bir dost
ne eskiden kalma bir tanýdýk
gökyüzü aþýklarýn
ozanlarýn gökyüzü
yürek vuruldu bu saatte gökyüzü sanýk
bir anlýk bir þey ruhun devrilmesi
sevdalanmak aðlamak bu saatte bir anlýk
davran ay ýþýðý geçirmek için beni
sür uçurumlarýna ölüm sarhoþluðunun
seni uyanýk
aralansýn anýlarýn kapýsý artýk
ortadoðu sol yanýmda alev alev
bu yürek yanýk
BU YÜREK YANIK

Beni merak etme. Ýyiyim. Henüz savaþarak ölmesini bilen yüce duygulara sahibim. Gururlu ve boyun eðmez bir insaným, bu yüzden, acýlarýma sessiz sedasýz katlanmayý becerebilirim. ÝNSAN OLMAK ZAHMETE DEÐER. Bu uðurda bozguna uðramak bile baþka þeyler için üstün gelmekten daha dayanýlýr ve daha kolaydýr.
Hani bütün o sýzlanmalar, sancýlar nerede? O görünmez zincirler, sonsuz karanlýk, tutsaklýk, sýrasýz yenilgiler ne oldu?
Sonunda aþk bana yüzünü gösterdi; pýrýl pýrýl ýþýyor ve önümü aydýnlatýyor. Öfke renginden temizledim sözlerimi. Gönül þenliðiyle zevkine varýyorum aþkýn. Aþk, biricik sýðýnaðým. Düþlerle beslenen günler ne kadar uzun!
Sevdiðim!
Gün boyu türlü endiþelerle yanan ruhum, esirge esenliðinin gölgesi altýnda dinlensin. Adýnýn anýlmadýðý her yer zindan! Çýðlýðým boðazýmda büyüyor: ‘Ha þimdi aklýmda olan... Nerdesin? ’
Tatlý bir rüyanýn gerçekleþmesi, bir oyuncaðýn canlanmasý kadar güzel bir olaysýn sen. Beklentilerime kattýðým umut, doðacak gün için yeni bir erek, görülecek sevgili bir iþsin. Bir bayram sabahý sevinci, bir tatil neþesi, bir roman kurgusu, bir nekahet arifesi, bir yuva kurma isteðisin. Bir aðlayýþ ertesi huzur, bir aðýr müzik melankolisi, bir uykusuzluk çakýrkeyfi, bir önsezi, bir dize, bir tezkere, bir berat...
Karanlýðýn ötesinden süzülmeyi baþaran bir ýþýk huzmesi deðil, içimin güvenli, korunmuþ, insan eli deðmemiþ, huzurlu bir korusunu haberdar eden aydýnlýksýn.
Yüreðimde sanki dolu bir hazine var ve en nadide parçalarý senden alýnmýþ aþikar. Gözümde bütün dünya senin iki dudaðýn arasýna bakýyor. Bir öðretici, bir bilge, bir yanýk, bir ermiþ, bir elçi kutsiyetiyle dönüyor dudaklarýn: o benim iki küçük caným. Bir þelale gürültüsünü, bir yýldýz yalnýzlýðýný, bir sahra sýcaklýðýný taþýyor dudaklarýn. Bir öðretmen oluyorsun ve yeryüzü senden aþkýn, aþkýnlýðýn ayrýntýlý anlamýný, yüceliðini öðreniyor. Dünya bir yanda ben bir yanda dinliyoruz yüreðinin ölçülü ve durmaksýzýn çaðlayan bir çeþme gürültüsünü andýran sesini. Þu farkla ki, ben ayný zamanda bu kocaman yüreðe sahip olmanýn, onu baþtan baþa doldurmanýn; bu güzel, bu sevdalý, bu aydýnlýk aklý çelmenin gurur ve keyfini yaþýyorum. Sonra bu keyif nasýl büyüyor! Bir günde açýlýp geliþen, kokular tatlar veren bir sarmaþýk gibi sarýlýveriyor varlýðýmýn duvarlarýna. Ruhum sonsuz bir mutlulukla kanatlanýyor.
Bunlarý konuþmak için çok erken ancak günü geldiðinde ayrýlacaksak bile, dünyanýn çeþitli yerlerinde sen arayarak ben kentin en yüksek noktasýnda oturup bekleyerek bize gereksinim duyan insanlarý bulup çýkarmak için olacaktýr bu. Böyle kabul edilmeli, böyle yazýlmalýdýr. Bu kadarýyla yetinmeliyiz. Bunun ilerisinde umut beslemek gönle sýðacak olandan fazlasý olur.
Bana sokulduðunu, bana vardýðýný hissettiðim ölçüde seninle onurlanmaða baþlýyorum. Gürbüz atýlýþlarýn, mertliðin katýk oluyor bir hal üzere durmayan umutlarýma. Umutlarýmý seninle besleyip dünyayý kucaklýyorum. Nefes almanýn buzdan bir kalýp gibi dingin ruhuma çarptýðý þu günlerde orada burada adýný bir an olsun dilimden düþürmeden yangýnýmý avutuyorum. Seni bir an aklýmdan çýkarsam sanki tasarýlarým tehlikeye düþecek. Yaþamakta olduðumuz þu aný düþünmeðe koþulladým kendimi. Acýktýkça önümdeki aydýnlýðý kemiriyor, umutlarýmýn ölümü pahasýna azýklanýyorum. Sanki ilerisini hiç düþünmesem ilerisi gelmeyecek.
‘Gidersen mahvolurum! ’ diyorsun..
Biraz daha var diyordum; meðer aklýný tümden kaçýrmýþ bu üç kere büyük çocuk!

insan aþýk olmaktan korkar mý?
acý çekecek diye...
insan acý çekmekten korkar mý?
aðlayacak diye...
insan aðlamaktan korkar mý?

Dünyada aþktan daha tatlý ne var? Aþkýn aðrýlarý insaný öldürmez, yüceltir.
Bir an önce toparlanýp aklýný baþýna almak gerek. Zira saadet çoðu zaman tesadüfen oluþur ama devam etmesinde aklýn payý vardýr. O nazlý kýz yürek, tek ki þatomun sýnýrlarý içinde kalmasýný bilsin. Aklým þatomu savunmak için yeterince güçlüdür.
Söylenenler her zaman biraz eksiktir. Son söylenenler kalsýn hatýrýnda.
Say ki parmaðýmý denize daldýrdým; ýslandý. Hepsi bu..
Iraklý Kýzdan selamlar ilet onlara. Yazdýklarýmý kentin insanlarýyla paylaþ. Zira ÝNSANLIÐIM DEÐÝLSE BÝLE YÜREÐÝM PAYLAÞILMAÐA LAYIKTIR...

Seni seviyorum, küskünlüðümün sesi!

SENÝ SEVÝYORUM

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ölü Çocuklar
Gönderen: Ali Ziya Çamur / Anamur
22 Mayýs 2004
Gecenin damarlarýndan Yalýnayak kopmuþ da bir çocuk Fýþkýrtýyor üstüme en aðdalý kâbuslarý. Kan ýrmaklarý Açarken köprülerini yeni çýðlýklara, Parçalanýr her gece Umudun güler yüzü. Kumlarý karýþtýrýrken Rüzgârýn sýcak eli. Üþür evrenin yalnýzlýðýnda Çocuk ölüleri. Uzaydan uzanýrken Karýnca yuvalarýna Ölümün kanlý eli, Yýkanýr bomba selinde Geri coðrafyalarýn ölü çocuklarý. Geriye dönüþün son karanlýk deminde Kurulur yeni uçurumlar Namlularýn ucunda uygarlýklarla. Yýldýzlý gözlere çekilirken Teknolojinin mili, Al yanaklarda Yeniden oylumlanýr Karanlýðýn þark çýbaný. Masum uykularýn düzenbaz koncoloslarý Patlatýrken korkularý, Güneþsiz bir dünyanýn Tutuþur ölü çocuklarý.

:: Gönül isterdi ki
Gönderen: Þengül Biçer / Ýstanbul
21 Mayýs 2004
Gönül isterdi ki gözümüzde bu kadar büyüttüðümüz amerikan rüyasý gerçekten büyük çýksaydý. Ama bu son birkaç yýl içinde amerikanýn gözüdönmüþ bir cüce olduðunu gördük. Amerika rüyasýyla birlikte pekçoðumuzun demokrasi hayalleri de yýkýldý maalesef. Çifte standartýn en açýktan yapýlanýna þahit olduk. Tükürüyorum suratlarýna. Mektup çok güzel kaleme alýnmýþ. Gerçek bir mektup mu acaba merak ettim. Yüreðinize saðlýk sayýn Alkýlýç. Þengül Biçer




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Eksik [Þiir]
Topaç Hikayesi [Þiir]


Ahmet Þenol Alkýlýç kimdir?

Adalet Barýþ ve Huzur Dolu Bir Dünya Ýçin Edebiyat

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün Yazarlar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Þenol Alkýlýç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.