Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
· Ýnsanýn bu primitif (ilkel) doðasýnda ortaya çýkan sanatýn ana niteliði büyüsel boyutudur. Maðaralara avýnýn resmini yapan insan,bunu yaparak avýyla hem bir uzlaþma yapar hem de ona karþý bir üstünlük duygusu duyar.Uzun bir süre bu büyüsel özelliðini koruyan sanat onu yaratan toplumun örgünleþip, örgütlü bir yaþama geçmesiyle, bu niteliðini kaybedecek ama yine de gizil bir çaba olmayý sürdürecektir.Yine de sanat zamanla koþulludur ve ancak kendi tarihi içindeki bir dilimin algýlayýþýný, isteklerini, gereksinimlerini, umutlarýný yansýttýðý ölçüde temsil eder.Bu da tam da ,toplum içinde ki yerini sorgulamaya baþlayan insanýn özgünlüðüdür.Bu özgünlüðü onun, yaþamý anlama çabasý ve en önemlisi onu dönüþtürebilme gücüdür.Eski Mýsýrda ki bir duvar iþçisinin kendini anlattýðý andan Lorca’ya, Aragon’a ayný yönelimini korumuþtur.Çünkü, insanýn kendi doðasýna karþý yarattýðý ikinci bir doða olarak sanat, her þeyden önce insanýn varolana bir karþý çýkýþý ,varlýða bir meydan okumasýdýr. Kendi evrimselliðinde; çevresindeki dünyayý soðurmayý, kendisinin kýlmayý,, çevreye aç benliðini yaþamýn tüm ayrýntýlarýyla doldurmayý isteyen kiþi, sýnýrlý benliðiyle sanatta toplu yaþayýþla birleþmeyi, bireyselliðini toplumsallaþtýrmayý arzulamaktadýr. · Bu anlamda dýþarýdaki insaný seçen, Brugel’den Millet’e, Stendal’dan Kafka’ya, Shakespeare’den Brecht’e, sanat kiþinin yaþadýðý aný betimlemesinin yanýnda, devrimci bir etkinliktir de.Hiç kuþkusuz modern sanat Fransýz devrimiyle ilintili ortaya çýkmýþtýr ve burjuvatik (dolayýsýyla kentli) özellikler taþýr.Yine de burjuvanýn her þeyi metaya indirgeyen algýlayýþýna uyup eðlencelik yapýtlar veren kiþi deðil, onun yozluklarýný betimleyen ve toplumsallýðýn yaþamsallýðýný gören kiþidir de, modern sanatçý. Yakýn zamanda dallanýp budaklanan sanat akýmlarýnýn(sürrealizm,fütürizm vb)temel olarak sanatýn son vargýsý olacaðýný söylemek, bu akýmlarý yadsýmak kadar saçmadýr. Çünkü sanat tarihi, bütünlüklü bir dünya algýlayýþýna özenen ama yine de bunun sürekli bir arayýþ olduðunu bilen, toplumsallýðýnýn ve en önemlisi ötekinin bilincinde olan her sanatçýnýn tarihidir.Ki sanatçý bir elit deðil bir bütün olarak insanlýktýr. Van Gogh’u yaratan koþularda, Marcel Duchamp’ý yaratan koþullarda ayný toplumsal tarihin içinde var olur. Ve özünü kendi yaratan sanatýn vargýlarý vardýr ama son bir yargýsý olamaz. Sanat düþselliðiyle bir ütopyadýr da. Olmasý gerekeni göstereceði gibi, olaný dönüþtürmek anlamýnda sorumludur da.Çünkü sanatta her insani etkinlik gibi bir toplumsallýk içerir ve topluma karþý belli sorumluluklarý vardýr. Yine de sanat, geliþkin bir bireysel bilincin sonucudur da. Sanatýn eytiþimsel yaný, bu karþýt görünen iki tutumun hep bir bireþimi olmasýdýr.Çünkü sanatçý, onu yaratan koþullardan baðýmsýz düþünülemeyeceði gibi, toplumda sanatsýz yozlaþmaya yargýlýdýr. Sanat salt olgusal bir uðraþ olamaz, hiç kimse onu dizgeselleþtirdiðini savunamaz. Çünkü sanat, bir düþünme yolu olduðu denli, bir duygu ve özgünlük yoludur da. Ayrý politik anlayýþlarý olsa da Brechte’de Ezra Paund’da sanatçýdýr.Baeudlaire yükselen burjuvazinin kentlerini betimlediði kadar,o yaþayýþýn, kaçýnýlmaz ve geri dönülmez duygularýný ve açmazlarýný da betimlemiþtir. Beethoven Eroticia’yý Napolyon’a ita fen bestelediði söylenir.Oysaki o Fransýz devriminin yeni dünya algýlayýþýna bestelemiþtir bu ezgiyi. Ve hiç kimse Mayakovski’nin Rimbaud’dan iyi bir þair olduðunu saltýk olarak söyleyemez. Çünkü sanatýn toplumsallýðý tek boyutlu deðildir. Sanatçý,kendisine dayatýlan dünyaya baþkaldýran kiþidir.Ve belki de bu nedenle büyük sanatçýlar birer emekçidir de.Sanatýn bu boyutu hep göz ardý edilmiþtir. Ýçerik olarak sanat bireysel olduðu kadar çoðul da olabilir. Piramitleri yapan krallar deðil iþçilerdir.Piramidin tasarýný üreten us kadar, onu birleþtiren ve biçim veren el de sanatçýdýr. Ve sanat, emeðin resmedilmesindedir ki kendi devrimini yapmýþ, monarþik ve burjuvatik sanattan üstün duruma gelmiþtir.Çeliþik her anlam gibi, sanatsal anlamda bireþimi arar. Ve toplumcu sanatta bir bireþimdir. Tüm insani deðerlerin ya yitirildiði ya da yönlendirildiði yaþamda sanat kendini bir tabloda, romanda, filmde veya insansal her etkinlikte, deðerin toplumsal bir dönüþümünü yapacak ve yaþama anlam katacak dýr. Bu dönüþümün sanatsal bitimsizliðini Hegelin sözleriyle özetleyebiliriz; ”Sanattaki güzel, sonlu bir þeyde tasarlanan sonsuzluktur”. KASIM 2000 ANKARA Bu yazýyý yazdýðým zaman, her þeyi belli bir düþüncenin içinden görüyordum. Ama zamanla benim dünyayý algýlayýþýmýn bu keskin olan yaný, bilendi. Yine de bunu bende, baþka bir bakýþýn içerisinde biçim deðiþtirerek yaptý. Bütün bu deðiþime raðmen, sanatýn özünde Hegel’in vurguladýðý türden bir anlamý içerdiðini, þu anda da düþünüyorum. Fakat sanat, tam olarak böylesi tanýmlarýn içerisine sýðdýrýlamayacak kadar engin olan þeydir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Eren Rýzvanoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |