..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanýn her tarafýndan öðretmenler insan topluluðunun en fedakâr ve muhterem unsurlarýdýr. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > ASLI




28 Haziran 2004
Gözlerimde Hayaldin Sen  
ASLI
Yazamýyordum. Onlarca kitaba imza atmýþ, son yirmi yýldýr hayatýnýn bir gününü bile yazmadan geçirmemiþ olan ben yazamýyordum...


:CADJ:
GÖZLERÝMDE HAYALDÝN SEN
Yazamýyordum. Onlarca kitaba imza atmýþ, son yirmi yýldýr hayatýnýn bir gününü bile yazmadan geçirmemiþ olan ben yazamýyordum. Üstelik bu birkaç günlük bir durum deðildi. Tam elli altý gündür yazamýyordum. Bazen elli altý gün önce öldüðümü düþünüyordum. ‘Ölüm herhalde bu olmalý’ diyordum. Ölmek ve cehenneme gitmek…
Her gece yazý masamýn baþýna geçiyordum. Artýk bir roman ya da öykü yazmaktan çoktan vazgeçmiþtim. Bir þiir ya da kýsacýk bir makale yazsam yetecekti bana. Ama olmuyordu iþte. Neyi düþünsem,hangi konuyu yazmaya kalkýþsam o konudaki her þey yazýlmýþ, bana diyecek tekbir kelime kalmamýþ gibi geliyordu. Yýllarca gördüðüm her þey hakkýnda sayfalarca yazmýþtým. En basit konularý bile öyle farklý ve öznel anlatmayý baþarmýþtým ki þimdi içinde bulunduðum duruma anlam veremiyordum.
Her þey düþünülmüþ, her þey yazýlmýþtý sanki. Tam ‘Mecburum sana,senden daha fazla’ diye bir þiire baþlamak istiyordum; ama Atilla Ýlhan’ýn sesi dolduruyordu odamý.
‘Ben sana mecburum bilemezsin
Adýný mýh gibi aklýmda tutuyorum’
Vazgeçiyordum aþký anlatmaktan. Bodrum’u anlatmaya yelteniyordum. Bu sefer de Halikarnas Balýkçýsý’nýn o güzel betimlemeleri yankýlanýyordu odamda.
‘… Mavi ve yeþil öylesine derin ve tatlýdýr ki; deðil insanlar, taþlar ve duvarlar bile kendisine çeker. Dünyanýn en güzel ve en saf mavisi buradadýr.’
Ýstanbul’u anlatmakta mümkün deðildi ki Orhan Veli’den sonra. Biliyordum, bir kelime yazmaya kalkýþsam;
‘Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaþ yavaþ sallanýyor
Yapraklar aðaçlarda
Uzaklarda,çok uzaklarda
Sucularýn hiç durmayan çýngýraklarý
Ýstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalý’ diyecekti.
Hiç kafa yorulmamýþ, hiçbir þey yazýlmamýþ bir konu bulsam yazacaktým emindim. Saatlerce denize bakýyor, bana hissettirdiklerini düþünüyordum. Denize bakarken benim düþündüklerimin aynýsýný düþünen baþka insanlarýn, yazarlarýn ya da romantiklerin olabileceði düþüncesi beni rahatsýz ediyordu. Ýþte bu histi yazmamý engelleyen. Sadece bana özel olan, benim gördüðüm ve hissettiðim bir þey bulmak bu kadar zor muydu? Bu koca dünyanýn sadece bana sunduðu küçücük de olsa bir þey yok muydu?
Benim için özel olan ne var diye düþündüm.
Arkadaþlarým, dostlarým. Evet, onlar özeldi benim için; ama yalnýzca bana ait deðillerdi ki. Ayný zamanda baþkalarýnýn da arkadaþlarý, dostlarýydýlar.
Kitaplarým, yazarlarým. Neyzen Tevfik, Oðuz Atay, Tolstoy, Stendhal. Hepsi özeldi benim için. Ama baþkalarý için de özeldi bu yazarlar.
Kadýnlarým. Sevdiðim kadýnlar. Hayatýma soktuðum tüm kadýnlara delice tutkundum. Ama benim kadýnlarýma baþka erkekler de delice tutkun olabilirlerdi gizliden gizliye. Engelleyemezdim onlarý. Yani benim olan kadýnlar bile tam anlamýyla benim deðillerdi.
Evim. Koca yaþantýmý sýðdýrdýðým evim. Evet, evim yalnýzca benimdi; ama benim aradýðým özel olma durumu maddesel bir þey deðil, tamamen ruhani bir þeydi. Onu gözlerimle görmeliydim; ama maddi bir karþýlýðý olmamalýydý hayatta.
Üç ay daha geçmiþti ve artýk yazma çabalarýma son vermiþtim. Yazý masamýn baþýna geçerek zorlamýyordum kendimi. Yaptýðým tek þey sokaklarda, kafelerde, vapurlarda ve farklý þehirlerde, kýsacasý her yerde ‘bana ait olaný’ aramaktý. Yoktu,ona hiçbir yerde rastlayamýyordum.
Kendime ve yazarlýðýma olan güvenim çoktan sarsýlmýþtý. Bir zamanlar gazetelerin ‘büyük romancý’, ‘Dünyanýn en önemli yazarlarýndan biri’ ya da ‘O bir deha!’ diye manþetler atarak bahsettikleri adam ben miydim?
Uzun zamandýr neden yazmadýðýmý soran gazetecileri çok önemli bir yapýt üzerinde çalýþtýðým yalanýyla geçiþtiriyordum. Ne yazdýklarý, ne düþündükleri umurumda bile deðildi artýk. Okuyucularým için de üzülmüyordum. Söyleyecek sözü bitmiþ bir yazar ne iþlerine yarayabilirdi ki?
Sözü bitmiþ yazar
Kalemi tükenmiþ yazar
Bitik yazar
Yazamayan yazar…
Bu betimlemelerle yaþamayý öðrenmeliydim. Artýk yapabildiðim en iyi iki iþten sadece birini yaparak geçiriyordum günlerimi. Ömrüm boyunca hem yazmýþ hem okumuþ olan ben, þimdi hayatta kalabilmek için sadece okumaya tutunabiliyordum. Saatlerce hiç kýpýrdamadan okuyordum. Okuyarak geçirdiðim bu uzun günlerde nadiren dýþarý çýkýyor ve içimdeki ufacýk umutla yollara düþüyordum.
Yine böyle bir gün kýsa bir yürüyüþten sonra evime dönmek için çamlýk yolundan geçiyordum. Dar yol boyunca iki katlý eski ahþap evlerin çamlarýn arasýna gizlendiði bir yerdi burasý. Her ev birbirinin aynýsý gibiydi. Dýþ cepheleri en küçük ayrýntýsýna kadar ayný evler…Kuþkusuz evlerin içlerindeki yaþam da aynýdýr diye düþündüm. Ýþe giden,yemek yiyen, uyuyan, sanattan uzak insanlar. Tam bunlarý düþünürken bir evin kapýsýnda asýlý duran anahtarý fark ettim. Biri anahtarý kapýda unutmuþ olmalýydý. Önce tereddütsüzce yürümeye devam ettim. Baþkalarýnýn hayatýna dahil olmak, onlardan biri olmak korkutuyordu beni. Bu yüzden anahtarý görmemezlikten gelmek en iyisi diye düþündüm;ama anahtarý bir çocuðun unutmuþ olabileceði aklýma geldi. Çocuklarý severdim. Daha sýradanlaþmadýklarýna inanýrdým onlarýn. Anahtarý unutan çocuðun baþýna kötü þeyler gelebilirdi. Eve hýrsýz ya da katil girebilir, çocuðu öldürebilirdi. En iyi ihtimalle çocuk anahtarý unuttuðu için annesinden ya da babasýndan dayak yiyebilirdi. Bu düþüncelerimden sonra istemeyerek eve doðru yöneldim ve anahtarý sahibine vermeye karar verdim. Kapýnýn ziline bastým ve beklemeye baþladým. Açan olmadý. Tekrar zile bastým;ama yine ses yoktu. Anahtarý çevirerek, kapýyý açtým ve ‘Merhaba,kimse yok mu?’diye seslendim. Tiz bir kadýn sesi ‘Merhaba, içeri girin yukarýdayým’ diye karþýlýk verdi. O anda baþýma dert aldýðýmý düþündüm. Kýzdým kendi kendime. Anahtarý unutan çocuk falan deðildi iþte. Boþuna endiþelenmiþtim. Kapýyý kapattým ve içeri girip merdivenleri çýkmaya koyuldum. Merdivenleri çýktýðýmda saðdaki ilk odaya baþýmý uzattým ve yaþlý bir kadýnla göz göze geldim. Hayretle kadýna baktým. Bana biraz önce seslenen kadýn bu olamaz diye düþündüm. Bu kadar yaþlý bir kadýnda böylesi ahenkli ve genç bir ses çýkamazdý. Düþüncelerimden sýyrýlýp ‘Beni çaðýran bayan siz miydiniz?’diye sordum.
Kadýn baþýný salladý. Ona anahtarýný kapýda unuttuðunu ve bunu haber vermek için geldiðimi söyledim. Kadýn yine baþýný salladý.
‘Buyrun anahtarýnýz, burasý ýssýz bir yer daha dikkatli olmalýsýnýz’ dedim ve oradan ayrýlmak için kapýya yöneldim. O anda kadýnýn sesini iþittim.
‘Anahtarý unutmadým, bilerek kapýda býraktým.’
Kadýnýn söylediklerini duymamýþtým bile. Beni hayrete düþüren þey kadýnýn sesiydi. Beni biraz önce içeriye davet eden sesin bu ses olmadýðýna yemin edebilirdim. Emin olmak için þaþkýnlýk içerisinde ‘Efendim?’ dedim.
Kadýn ayný sözcükleri daha vurgulu bir þekilde tekrar etti.
‘Anahtarý unutmadým, bilerek býraktým.’ Bu sözlerin anlamýný kavramamla birlikte þaþkýnlýðým daha da arttý.
‘Neden böyle bir þey yaptýnýz?’
‘Yalnýzlýk insana her þeyi yaptýrýr. O anahtar sayesinde arada sýrada da olsa insan görme þansýna kavuþurum.’
‘Tamam ama beni içeriye davet eden sesin size ait olmadýðýna eminim ben. O ses daha genç ve daha buðulu bir sesti.’
Kadýn güldü. ’Hadi caným sizde.Keþke bu dediðinize inanabilsem, o zaman bu evde bir insanla birlikte yaþadýðýmý düþünebilirdim ve bu da ne büyük bir armaðan olurdu benim için. Oturmaz mýsýnýz?’
Hiç düþünmeden kadýnýn karþýsýndaki koltuða oturdum. Ýlk kez bir yabancýnýn yanýnda bu kadar rahat olduðumu, ondan kaçmadýðýmý hissediyordum.
‘Beraber bir fincan çay içmeye ne dersiniz ?’diyerek ayaða kalktýðýnda, ben de kadýný daha iyi incelemek için fýrsat buldum. Kaçtý kadýnýn yaþý?Doksan civarý olmalýydý. Yaþýna raðmen bakýmlý ve dinç görünüyordu. Bu loþ odada bile fark edilebilen masmavi gözleri vardý. Bu gözlerde yaþayan muzur bir çocuk vardý sanki. Gözlerinin içi gülen insanlardandý. Bu gözleri gören bir insanýn bir daha unutamayacaðýný düþündüm. Keder, çoþku, deneyim, utanç, çekicilik…Hepsi vardý bu gözlerde ve bir göz ancak bu kadar çok anlamý bir arada barýndýrabilirdi içinde.
Kadýnýn zengin olduðu belliydi. Kýyafetlerinden, evdeki eþyalardan da bu anlaþýlýyordu. Ne kadar yalnýzlýktan býkmýþ bir hali varsa da kendini býrakmýþ, yaþama sevincini yitirmiþ bir insana benzemiyordu. Ben bunlarý düþünürken yaþlý kadýn, elinde çay fincanlarý ve çikolatalý kekle odaya girdi ve konuþmaya baþladý.
‘Dediðim gibi ben yalnýzlýða mahkum bir insaným. Ne bir dostum ne bir akrabam var. Bu yüzden de insanlarla tanýþmak için böyle bir çareye baþvurdum. Bu bir anlamda benim için bir oyun. Tüm gün burada oturup, birinin kapýmý aralamasýný beklerim. Genelde gelen olmaz. Baþkalarýnýn hayatlarýný duyarsýzdýr insanlar, bilirim; ama arada sýrada sizin gibi misafirlerim olur. Onlarla birkaç saat sohbet ettikten sonra yine kendime dönerim. Ziyaretçilerimden hiçbiri sohbetimden memnun kalmýyor olacaklar ki bir daha uðramazlar.’
‘Peki ya bir hýrsýz ya da katil eve girip sizi öldürmeye kalkarsa? Nasýl güvenirsiniz bu kadar insanlara? Mesela ben biraz sonra öldürürsem sizi?’
‘Ha, güldürmeyin beni. Ben insanlarý ilk görüþte tanýrým. Tecrübe derler buna. Zaten çok yaþamanýn tek iyi yaný da bu tecrübe dedikleri þeydir. Ayrýca eski günlerini tekrar tekrar yaþayan ve yaþayacak baþka bir þeyi kalmayan bir insanýn ölümden korkusu da kalmýyor. Hatta istiyor insan ölümü.’
‘Size akýl vermek istemem; ama böylesine yalnýzlýk çekeceðinize bir bakým evine yerleþseniz olmaz mý?’
‘Olmaz sevgili bayým. Burayý terk edip gidemem. Üzülür bu ev, anýlarým, hepsi çoktan ölmüþ dostlarým. Bu evin eþyalarý, duvarlarý konuþur benimle. Eski günlerden bahsederiz. Balolarýn, zarif insanlarýn olduðu Cumhuriyet’in ilk yýllarýný yaþarýz tekrar tekrar.
‘Belki beni içeriye davet eden ses bu eþyalardan birine aitti.; ama asla size ait deðildi.’
‘Hadi caným! Ya kulaklarýnýz ya da hayal gücünüz sizi yanýltýyor olmalý. Siz gelmeden önce þu gramafonla söyleþiyorduk. 1930 yazýndaki balolarda söylediðimiz þarkýlarý anýmsatýyordu bana. Siz bilir misiniz eski þarkýlarý?’
Cevabýmý beklemeden þarký söylemeye baþladý.

Zil,þal ve gül bu bahçede raksýn bütün hýzý
Þevk akþamýnda Endülüs üç defa kýrmýzý
Aþkýn sihirli þarkýsý yüzlerce dildedir
Ýspanyol neþesiyle bu akþam bu zildedir.
Þarkýyý söylerken yine sesi deðiþmiþti. Sesi elli yaþ gençleþmiþti sanki. Hem þarkýyý söylüyor, hem de dans ediyordu. Öyle kendinden geçmiþti ki bir an gerçekten 1930’larda yaþadýðýmýza inandým.
‘Ýþte yine o ses.Yine gençleþti sesiniz!’dedim.
‘Bilir misiniz bu þarkýyý?’ Beni hiç duymamýþ gibiydi.
‘Evet.Yahya Kemal’in bir þiiri bu; fakat sesiniz…’
Birden baþka bir þarký söylemeye baþladý.

Biraz kül biraz duman o benim iþte
Kerem misali yanan o benim iþte
Ýnanma gözlerine ben ben deðilim
Beni sevdiðin zaman o benim iþte.
‘Bu sözlerin kimin olduðunu da bilir misiniz?’
‘Tabi Ümit Yaþar Oðuzcan’ ýn; fakat…’
Þaþýrma sýrasý yaþlý kadýndaydý.
‘Buraya gelen hiç kimse ne bu þarkýlarý bilir ne de yazarlarýný. Birçok insana göre can sýkýcýdýr bu þarkýlar. Sizi sýkmýyorum ya?’
‘Hayýr lütfen devam edin o günleri anlatmaya’
Bu sözden sonra uzunca bir süre nefes dahi almadan onun anlattýklarýný dinledim. Kadýn bir tiyatro oyunu sahneler gibi gençliðini, aþklarýný, o günlerin sefasýný anlatýyordu. Kimi zaman þarkýlar söylüyor, kimi zaman net hatýrlayamadýðý olaylarý duvarlara, eþyalara soruyor ve anlatmaya devam ediyordu. Bir düþ olmalýydý bu. Anlattýðý insanlarýn hepsini net bir biçimde gözümde canlandýrabiliyordum.
Bir düþten uyanýr gibi irkilip kendime geldiðimde sekiz saattir burada olduðumu fark ettim. Saat neredeyse gece yarýsýna gelmekteydi. Hayatýmdaki bu en güzel ve en eþiz anlarý bana yaþattýðý için bu olaðanüstü kadýna teþekkür ederek ayrýldým oradan. Ona yarýn tekrar geleceðime dair söz verdim; ama o benim bu sözüme inanmadý. Bende en önemli eþyam olan gözlüklerimi ona býrakmayý kabul ettim.
O gün sanki yalnýzca yaþlý bir kadýnla deðil de, yýllar öncesinden çýkýp gelen onlarca insanla ve bir de ‘özel’ bir kadýnla tanýþmýþtým. Birden ne düþündüðümün farkýna vararak durdum ve gülümsedim. Adýmlarýmý sýklaþtýrarak hemen eve vardým ve hiç zaman kaybetmeden yazý masamýn baþýna geçtim. Gözlüklerim olmadýðý için görmekte çok zorlanýyordum; yine de yazmayý denedim. Aylardýr aradýðým ‘özel’ yýllar öncesinde yaþamýþ olan bir kadýn olabilir miydi? Sadece þarký söylerken sesini duyduðum ve yalnýzca masmavi gözlerini gördüðüm, diðer bütün özelliklerini kafamda yarattýðým o kadýn yalnýz bana ait olan þey olabilir miydi? Ondan bu kadar etkilenmemin nedeni bu muydu?
Bu merakým gün doðarken son buldu.Yazmýþtým iþte! Sonunda o kadýna yazmýþtým. Gerçekçe geçmiþte var olmuþ; sesiyle ve gözleriyle bugün bunu bana ispatlamýþ o kadýna yazmýþtým. Aklýmý yitirecek gibiydim. Bu büyünün bozulmasýndan korkuyordum. Hemen giyinip, tekrar yaþlý kadýný görmek için evden çýktým.Yalnýzca benim olan kadýn hakkýnda daha çok þey öðrenmek istiyordum.
Üç ay boyunca hemen hemen her gün yaþlý kadýný ziyarete gittim.Yaþlý kadýn bana o genç kadýný anlattýkça hayranlýk duygum, aþka dönüþmeye baþladý. Kendi düþüncelerimde þekil bulan bir kadýna aþýk olmuþtum.O kadýn hem karþýmdaydý, hem de karþýmdaki kadýnla hiçbir alakasý yoktu.
Onu tanýdýðým ilk günden sonra yazabildiðim tek þey o kadýn oldu. Onun mavi gözleri…Elimin kalem tutuðu son güne kadar da hep o kadýna yazdým.
Onunla tanýþmamý saðlayan ve yazma tutkumu bana yeniden kazandýran o melek yüzlü yaþlý kadýn tanýþmamýzdan üç ay sonra yoktu artýk.
Onu gördüðüm son gün kulaðýma eðilerek ‘ Benden sonra duvarlarýmý ve eþyalarýmý yalnýz býrakma, benim anlatamadýklarýmý belki onlar sana anlatýrlar. Belki sesimin sýrrýný bile açýklarlar sana’ demiþti. O günden sonra duvarlarý ve eþyalarý konuþturmak için çok çaba harcadým; ama tekbir söz bile etmediler.
Yaþlý kadýn þimdi çok sevdiði evinin bahçesinde yatýyor.Ve her gece rüzgarýn mýrýldandýðý þu þarkýya eþlik ediyor:

Ölüm Asude bahar ülkesidir bu rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yýllarca tüten
Ve serin serviler altýnda kalan kabrinde
Her seher bir gül açar,her gece bir bülbül öter.
Benimse elim kalem tutmuyor artýk . Ve bacaklarýmýn gücü de yetmiyor o eve gitmeye. Þimdi yapabildiðim tek þey hayatýmýn en özel ve asla bitmeyecek olan aþkýný düþünmek ve ona yazdýðým þu son yazýyý tekrar tekrar anýmsamak…


GÖZLERÝN
Sana söylemek istediklerim vardý.
Anlatmak istediklerim.
Sen baþkaydýn. Son kadehimdeki þaraptýn sen. Ýçince neler olacaðýný bile bile içtim seni. Ýçimi öylesine seninle doldurdum ki, öylesine sen yaptým ki her þeyi, sen uykularýmdan uyandýðým sabahlarým oldun. Akþam üstlerinin dinginliði, gecelerin hüznü oldun.
Gözlerin uçsuz bucaksýz bir deniz oldu, sardý beni. Kurtulamadým, boðuldum. Bir tekne, bir liman aradým. Evet, liman da vardý tutunacak, tekne de. Ama yapamadým. Sýrtýmý döndüm teknelere, limanlara.
Ben sende boðulmaya razýydým; çünkü sende boðulmak en güzeliydi yaþamanýn.
Sana bunlarý söyleyecektim; ama
Beklemedin, ben doðmadan sen gittin!









.Eleþtiriler & Yorumlar

:: yine güzel bir kurgu...
Gönderen: Onur Sýtký / Ankara/Türkiye
7 Kasým 2004
Sevgili Aslý; yine güzel bir kurgu ve baþarýlý bir hikaye... Özellikle, seçtilen þiir ve þarkýlar metin içerisinde çok güzel durmuþ; beyaz dantelalý bir tepside, portakal rengi bayram þekerleri gibi... :) Tebrik ederim!

:: merhaba
Gönderen: levent saral / Ýstanbul/Türkiye
1 Temmuz 2004
Aktim bu satirlara..doyarak okudum..yüreginize saglik..sevgiyle kalin




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aþk Darlýðý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tecavüz Hikayeleri
Dingin Bir Akþamüstü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aþk Ýki Kiþiliktir [Þiir]
Cadde, Sen ve Ben [Þiir]
Gözlerin [Þiir]
Bütün Mevsimlere Dair [Þiir]
Saklambaç [Þiir]
Herkes Cennete Gitmek Ýster; Ama Kimse Ölmek Ýstemez... [Deneme]
'Yaþamak mý, Niye?' [Deneme]
Bugün Benim Doðum Günüm [Deneme]
Gündoðumu Sohbetleri [Deneme]
Yegane Güç: Güzellik [Deneme]


ASLI kimdir?

Sanatýn estetik duygularý geliþtiren ve insaný sorgulamaya ve deðiþime zorlayan bir uðraþ olduðunu düþünen genç bir yazar adayýyým. Aslýnda çoðu zaman kendime ulaþmak için, kendimi ve bu koca evreni anlamak için yazmýþýmdýr yazýlarýmý. Ama; yazdýklarýmý diðer insanlarla paylaþmak, onlara da bir pencere aralayabilmek tabii ki hoþuma gider.

Etkilendiði Yazarlar:
Buket Uzuner, Paulo Coelho,Milan Kundera,Kürþat Baþar,Elif Þafak


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ASLI, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.