..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Baþkaldýrý > Taner Özen




6 Temmuz 2004
Sevgilim Genç Aþýk  
Taner Özen
"Sevgilim Genç Aþýk" aslýnda bildik tanýdýk bir ruh ikliminin öyküsü. Gerçek aþký arayan modern zaman insanýnýn þimdiye dek olduðu herþeyden kaçýp kurtulma gayretini anlatan þirin bir metin.


:BAJB:
SEVGÝLÝM GENÇ AÞIK


Korkarým ben aþýk oldum. Bundan tam bir hafta önce farkýna vardým bu gerçeðin. Daha önce rüyalarýmda bile görmediðim bir yüz geldi gözlerimin önüne ve bir daha da gitmekbilmedi oradan. Donuklaþan bakýþlara, aldýrýþsýz duyuþlara ve yüreðin derinliklerinden gelen acýyla karýþýk kýpýr kýpýr oluþlara yüklenebilecek en iyi anlamdýr aþk. Bir oluþa yüklenen bütüniyi anlamlardan bir parça da olsa korku duymuþumdur. Belki bu korku duyuþumun temelin-
de, aciz ve çýkarýna düþkün olarak tanýdýðým insanoðlunun bir oluþa iyi derken de çýkarlarýný
koruma, acziyetlerinden doðan güçsüzlüðünü giderme telaþesinin yattýðýný hissetmiþ olmam olabilir. Fakat bu korku deðersiz kýlmaz iyi anlamý, aksine yüceltir; çünkü bir þeyin iyi olmasýndan dolayý duyulan korkunun temelinde derin bir þüphe vardýr. Þüpheler ise gerçekten uzaklaþmayý engeller. Ayrýca iyi bilinen anlamlarýn dýþýnda ne varsa alenen iðrençtir. Bu yüzden: Yaþasýn!Korkarým ki ben aþýk oldum.

Aþýk olduðumu anladýðým ilk gün, bütün anlamalarýma karþý takýndýðým tavrý takýndým. Kuþkular duymaya baþladým. Anladýðým þeyin doðru olup olmadýðýný, gerçekten aþýk olup olmadýðýmý sorgulamaya koyuldum.. Kýsa bir süre sonra sýkýldým sorgulamaktan. Hayatým boyunca ilk defa bir þeyi sorgulamak bana bu kadar sýkýcý ve saçma geldi. Aþký okuduðu roman ve þiirlerden az da olsa tanýyan ve bilen biri olarak neden sýkýldýðýmý çok iyi anladýðýmý sanýyordum. Ýçinde bulunduðum durumu , kendi sorgulamamý böylesine anlamsýz ve sýkýcý bulmam bile aþýk olduðumu ispat ediyordu. Ancak böyle bir çýkarsamaya ulaþmak bile içimden gelmiyordu; çünkü, çok gereksizdi. Aþýk olduðumu düþünmeye baþlamýþtým ve bunu düþünmek dýþýnda bir þey aklýma getirmek istemiyordum. Belki bu yüzden olacak, üzerime bir buhran gibi çöken sorgulama teranesinden kurtulabilmek için kendimi balkona attým. Hava buz gibiydi. Kentin üzerine sakin sessiz bir gece çöküvermiþti. Yorgun insanlar evlerine çekilmiþ, sýcak yuvalarýnda gündelik iþlerle uðraþmaktaydýlar. Her þey normaldi. Her þey olmasý gerektiði gibiydi. Fakat bu normallik ve sessizlik benim avazým çýktýðý kadar baðýrarak, aþýk ol-
duðumu tüm kente haykýrmamla bozuldu. Bütün gücümle, bütün sesimle baðýrýyordum:

---- Heeeeyy! Duyun beni duyun duyun aþýk oldum. Aþýk olduuuum ben. Ben aþýk oldum.
Ne olur duyun. Duyun ve inanýn ben aþýk oldum. Hiç kendimden ummuyordum ama aþýk oldum. Heeyy… Heeyy… Bütün kent, bütün dünya ve Yüce Yaratýcý ne olur duyun, ben aþýk oldum!...

Delice haykýrýþlarým bir süre daha devam etti ve bir süre sonra sustum. Hava buz gibi soðuktu ve fakat gökyüzü ne kadar güzeldi. Yýldýzlar birer birer parlamakta, ay ise yýldýzlarýn arasýnda nazlý bir gelin edasýyla salýnmaktaydý.Yaþadýðým kentin beni duyduðunu hissediyordum. Sarý ýþýklarý aðýr aksak yanýp duran evlerin pencerelerinde, balkonlarýnda; ölgün, baygýn, neþeli, kýzgýn, heyecanlý ve üzgün suratlar görüyordum. Evet dilediðim olmuþtu. Bütün kuþkularým bir köþeye sinmiþti. Yaþadýðým kent ise beni duymuþ, benim aþkýmla birlikte, gecenin bir vakti þöyle bir silkinmiþti. Þimdi bu kente bir yabancý gelse, bu kentte birisinin aþýk olduðunu hemencecik anlayabilir ve aþkýn doyumsuz havasýný dilediðince soluyabilirdi. Bunu bilmek bile beni yeterince gönendiriyordu. Yine de kentimin insanlarý, yani evlerin pencerlerinde ve balkonlarýnda gördüðüm çeþitli suratlar, duyduklarý haykýrýþlarý kafi bulmuyor gibiydiler.” Bütün numara bu kadar mýydý?” diye bakýp durmakta olanlar vardý aralarýnda. Benimse
söyleyebileceðim baþka bir þey yoktu. Baþka ne olsundu. Aþýk olmuþtum ve bunu haykýrmýþtým. Yine de bir son söz, geceyi kapatacak bir final gerekliydi, kentim insanlarý sabýrsýzlýkla böyle bir söz ya da devinim beklemekteydi benden. Ellerimi onlara doðru açarak: “Evet dostlarým hepsi bu kadar. Bu gece çok mutluyum, hepinizi seviyorum; çünkü, ben aþýk oldum.”dedim ve sustum. O sýrada birkaç evden alkýþ sesleri, ýslýklar, bravolar ve arada birkaç cýrtlak
yuhlamalar duydum. Kalýn sesli bir adam uykulu ses tonuyla söyleniyordu: “ Ýyi bok yedin hýyar herif!..” Ve daha neler neler duydum, yaþlý ve yorgun kentimin güzel insanlarýndan…“Ay ne kadar romantik” diyerek ellerini çenelerine dayayýp yýldýzlarý seyre dalan liseli kýzlarý duydum. “Konuþ be abi, helal be abi” diye tempo tutan mahallemizin bitirim delikanlýlarýný,
sevimli serserilerini duydum. “Anne bu abi ne diyoo?” diyen uykularý bölünmüþ þirin çocukla
rý duydum. “Korkma yavrum abi biraz üþütmüþ?..” diyerek çocuklarýný sakinleþtiren ve doðru cevaplar bulmakta zorlanan anneleri duydum. “Ah be gençlik iþte!..” diye iç geçiren yaþlý adam ve kadýnlarý duydum. Kýsacasý o gece yaþadýðým kentin beni duyduðunu, beni büyük birolgunlukla karþýladýðýný ve daðdaðasýz gülümsediðini duydum.

Ertesi sabah erkenden uyandým. Daha önce hiç bu kadar erken uyanmadýðýmý farkettim. Rüyamda aþýk olduðum kýzýn gülümseyen yüzünü görmüþtüm. Bütün geceyi onu izleyerek geçirmiþ gibiydim. Hemen koþtum aynaya baktým iyimser bir gülümseme yüz hatlarýma iyiden iyiye hakim olmuþtu. Yüzüm ilk defa bu kadar çok hoþuma gidiyordu. Uzunca bir süreaynada kendimi izledim. Bu süre içerisinde tuhaf bir þey fark ettim: Yüzüme hakim olan gülümseme, aþýk olduðum kýzýn yüzünde gördüðüm gülümsemeye ne kadar da benziyordu. Bu
durumu biraz garipsemiþtim fakat oldukça da hoþuma gitmiþti. Yeni bir þeye sahip olduðunuz
da duyabileceðiniz hoþluða benzeyen bir duyguydu hissettiðim. Ýnsan acayip bir varlýk. Herhangi bir þeye sahip olmaya görelim, sahip olduklarýmýzý kaybetmekten ödümüz kopuyor ve bu kaybetmeme telaþesiyle tüketiyoruz ömrümüzü. Belki sýrf bu telaþe yüzünden yeterince bilemiyoruz sahip olduklarýmýzýn kýymetini. Ýnanýlacak gibi deðil ama o sabah yüzüme hakim olan ve aþýk olduðum kýzýn yüzündekine benzeyen hoþ gülümsemeyi kaybetmekten korkarak elimi yüzümü yýkamadan çýktým evden. O gün akþama kadar yaþadýðým kentin cadde ve sokak larýnda, kalabalýklar arasýnda gezinip durdum. Gördüðüm her gözde, iþittiðim her seste onu aradým. Aþýk olduðum kýz buralarda bir yerlerde olabilirdi. Olmalýydý.. Hani hep yanýnýzda taþýdýðýnýz deðerli bir þey vardýr, bir anlýðýna göz önünde bir yere býrakýr ve baþka bir iþinizi
halledersiniz. Neden sonra gördüðünüz iþin hayhuyundan kurtulup, o hep yanýnýzda taþýdýðýnýz þeyi hatýrlar ve aramaya koyulursunuz fakat bir türlü o deðerli þeyi nereye koyduðunuzu hatýrlayamaz ve bir türlü bulamazsýnýz. Bu yüzden çýldýracakmýþ gibi hissedersiniz. Ah! Þimdi buradaydý, tam gözümün önünde, elimin altýnda ama nereye kayboldu bu deðerli þey diye söylenip durursunuz. O gün yaþadýðým kentte gezmediðim cadde, sokak, göz atmadýðým park, girmediðim kafeterya, bakýnmadýðým maðaza, dükkan kalmadý. Hatta bir ara kentin bütün fotoðrafçý dükkanlarýný gezinip, camekanlara asýlý duran fotoðraflarý inceleyip durdum. Aþýk olduðum kýzýn fotoðrafýný aradým fakat bulamadým. Koca kentte kim olduðunu, ne iþ yaptýðýný, nerede oturduðunu, nerede gezdiðini, neler yaptýðýný ve hatta ismini bile bilmediðiniz bir insaný aramak, bir çok kiþi açýsýndan beyhude bir uðraþ olarak görülebilir ama aranan þey aþk ise eðer, buna deðmez mi?.. Bu soruyu kendime defalarca sordum. Bir cevap bulmakta oldukça zorlandým ve sonunda aþk iþte böyle bir þey diye kestirip atarak aramaya devam ettim. O gün akþama deðin yaþadýðým kentte nereyi gezdiysem, kime baktýysam, neyi tuttuysam býrakýn onu, ona dair en ufak bir emareye dahi rastlayamadým.

Eve döndüðümde, usulca anahtarý çevirip kapýyý ileri doðru ittiðimde tuhaftýr ki hala daha onunla karþýlaþabilme umudumu içimde bir yerlerde saklý tutuyordum. Sanki kapýyý itip içeri girdiðimde tam da karþýmda duruyor olacaktý; dingin , daðdaðasýz gülümserliðiyle, kapýnýn ardýnda durmuþ beni bekliyor olacaktý. Ama yoktu… Ev boþtu, uzun zamandýr havalandýrýlmamýþ, rutubet kokan odalarda yine uzun zamandýr tozu alýnmamýþ bir yýðýn eþyadan baþka hiçbir þey yoktu. Sessizce içeri girip, üzerimi çýkarmadan ve hiçbir þeye dokunmadan koltuklardan birine iliþtim. Kim bilir kaç saat oturduðum koltuktan mat bakýþlarla ruhsuz duvarlarý izledim; hiçbir þey düþünmemeye çalýþtým, gel gör ki bunu bir türlü baþaramadým. Zihnimden ne kadar kovmaya çalýþsam da aðýr bir yenilgi aldýðýmý hissediyor ve bunun nedenini bulmaya çalýþýyordum. Oysa sýradan aþklarda yaþananlarýn hiçbiri baþýma gelmemiþti. Nasýl olur sýradan aþklarda bilirsiniz: seven adam aþkýný ilan eder ama ne yazýk ki karþýlýk bulamaz ve bu yüzden adam , yenilmiþ , aþaðýlanmýþ, gururuyla oynanmýþ ve güçsüz hisseder; sonrasýnda ise bu zavallý adam, iyi bir tahminle kendisine ve etrafýna bir zarar verme gafletinde bulunmaz da ilk þoku atlatabilirse, komik bir intikam duygusuyla derhal yeni bir aþk arayýþýna koyulur ve zamanla her þey unutulur. Belki yeni bir aþka tutularak veya baþka bir þekilde, olmazsa olmaz gözüyle bakýp kimbilir kaç geceleri uðruna uykusuz geçirip heba ettiði aþký, hatýralarý arasýnda ufak bir derkenar olarak yerini alýr. Evet benim de baþýma böyle þeyler gelse her þey daha anlaþýlýr ve hazmedilebilir olacaktý ama ne yazýk ki benim aþkým bir sürü anlaþýlmazlýk ve çö-
zümsüzlük barýndýrýyordu içeriðinde. Bu yüzden olabileceðinden çok daha fazla acýlar çekebileceðimi hissediyor, açýkçasý böyle bir sayrýlýk hali yaþamaktan da oldukça ürküyordum. Hasýlý bir sonuçsuzluk buhraný beliriyordu ufukta, zannedersem en kötüsü de buydu. Yani sevgiliye hiçbir zaman ulaþamamak veya ulaþamayacak olmak, hatta var olup olmadýðýný dahi bilmemek; hayal mi, gerçek mi, yaþýyor mu yoksa öldü mü?.. Hiçbir þey bilmemek ama bir gün karþýna çýkabilir umuduyla sakin, sünepe bekleyip durmak ya da bu sevdaya bir son bulma idealiyle gerekirse ömrünün sonuna kadar sürecek bir arayýþa koyulup diyar diyar dolaþýp durmak… Evet en kötüsü buydu: sonuçsuz bir aþka tutulmuþtum, bu yüzden hissedeceðim güzel duygular bitmeyecek ve çekeceðim acýlar hiçbir zaman dinmeyecekti. Tüm bunlarý düþününce;” madem ki hiç ummadýðým bir þey baþýma geldi ve ben aþýk oldum, keþke sýradan ve oldum olasý bir aþka düþmüþ olaydým” diye söylendim kendime. Aþýk olduðum kiþiyi gider bulur, çekip onu bir köþeye gözlerimi gözlerine direyip neler hissettiðimi uzun uzun anlatýrdým. O kiþi de elbet bir þeyler söyler, bana bir karþýlýk verir, kabul eder ya da redederdi beni. Böylelikle aþkýmý bir þekilde sonuçlandýrabilir, sonuç iyi de kötü de olsa rahata kavuþur, huzura erebilirdim. Fakat þimdi durum farklýydý, eðer yüzü gözlerimin önüne gelen ve bir da-
ha da oradan gitmek bilmeyen kiþiyi bulamazsam hiçbir zaman rahat edemeyecek ve huzurlu
olamayacaktým.

Böylesine çözümsüzlük arzeden efkarýmdan kurtulup, yýðýlý kaldýðým koltuktan bir çýrpýda kalktým. Pencereye doðru yaklaþýrken güneþin doðduðunu, tertemiz aydýnlýðýn kentimin cadde ve sokaklarýný sarýp sarmaladýðýný fark ettim. Nihayet olmuþtu, benim de gecem gündüzüme karýþmýþ, zaman mefhumum bir heyulanýn gölgesinde kendinden geçmiþti. Aðzýmýn tadý bozulmuþ, sakallarým uzamýþ, gözlerim uykusuzluktan kan çanaðýna dönmüþtü.
Derhal bir karar vermem gerektiðini düþünüyordum; ya bulana kadar aþýk olduðum kiþiyi aramalýydým ya da bir kenara çekilip sakin sessiz bir halde, nasýl ki gözlerimin önünde ansýzýn belirip ve bir daha da oradan gitmek bilmediyse, yine böyle bir þekilde gelip beni bulmasýný beklemeliydim. Aman Allahým çýldýrýyor olmalýyým deyip kafamý bir kere duvara vurdum; çünkü haddinden fazla saçmaladýðýmý ve bütün gerçeklik derinliðimi kaybetmeye baþladýðýmý
hissetmiþtim. Hiçbir þey yapmadým, hiçbir þeye dokunmadým, baþýmý ellerimin arasýna alýp hýzla yataðýma koþtum. Uzanýverip yataðýma hiçbir þey düþünmeksizin derin bir uykuya daldým. Uykuya geçene kadar duvara vurduðum için baþýmda duyduðum aðrý, beni uyutan bir teselliden ibaretti sadece.

Sanki hiç uyumamýþçasýna yorgun bir halde tekrar gözlerimi açtýðýmda uykuya daldý-
ðýmdan beri bir hayli zamanýn akýp gittiðni anladým. Beklediðim olmamýþtý, bir tek rüya bile görmemiþtim. Aþýk olduðum kiþinin güzel yüzü rüyada dahi olsa karþýma gelip gönlümü bir hoþ etmemiþti, fena da olsa bir tek söz bile etmemiþti. Oysa þöyle bir görünebilirdi, belki kim olduðunu bile söyleyebilirdi ve bana bir umut verebilirdi ya da boþ hayallere kapýlmamý önleyebilirdi. “Beni kim kaybetti ki sen bulasýn.” diyebilirdi örneðin. Ama olmadý. Ne geldi ne de bir þey söyledi. Öylesine yoktu ki içimi acýtan yumruðun hasrete mi umutsuzluða mý ait oldu-
ðunu bir türlü ayrýmsayamýyordum. Bezgin bir köstebek misali fýrlatýp attým üzerimdeki örtüyü. Az sonra aynanýn karþýsýnda uykudan þiþmiþ gözlerimden taþan bakýþlarda imkansýz bir aþkýn buhranlý ve buruk anlamýný izleyecek, boðazýma takýlan gýcýðýn sesime kattýðý iðrençliðe aldýrýþ etmeden þunlarý söyleyecektim: “ Yoksun, ey gözleri ahu, ara sokaklarda kaybolan sözlerim gibi… Söz ki kayboluþu en yok edicisidir kayboluþlarýn, öyle derindir ki anlamý, insan kalabalýklarý arasýnda görüleninden de acý ve derin… Ama bildiðim bir yer var, bana benden daha yakýn; umut orada, korku orada, düþ orada, gerçek orada, söz orada ve belki sen…”

Yeniden kentimin geniþ caddelerinde ne tarafa gittiðini bilmez bir halde, gah duraksayarak gah hýzlanarak ilerliyordum. Gün geçti, ay geçti, yýl geçti fakat bir türlü bitip tükenmedi kentimin geniþ caddelerinde ki hýrpani savruluþlarým, bitmedi aramalarým, bakýnmalarým…
Aþýk olduðum güzel yüzlüyü bu kentte bulabilme umudumu hepten yitirdiðim gecelerden birinde kenti yüksekten gören bir tepeye çýkýp uzun uzun düþündüm: Aþk diye bir þey var mýydý
gerçekten? Mümkün müydü, olabilir miydi böyle bir þey? Beynimi kemiren sorular giderek çoðalýyor ve her yeni soruda sesimi biraz daha yükselterek yaþadýðým kentten bir cevap vermesini bekliyordum. “ Ey þehir durma artýk bir cevap ver bana ve varsa benim gibi pençende kývranan garip aþýklara. Cevap ver ki gayrý kalmadý takatýmýz, taþmak üzeredir sabrýmýz.” Diye haykýrýp kentimin dile gelmesini beklemeye koyuldum. Uzunca bir süre sustu þehir, bütün ýþýklarýný kapattý, dipsiz bir sükut kapladý gökyüzünü, derinden gelen homurtularla iç geçirip durdu sabaha kadar. Ta ki þafak sökerken, tulu anýnýn o muhteþem bakirliðinde silkindi ve dile
geldi þehir. Makine gýcýrtýsý, motor gürültüsü ve klaksondan sesi yankýlanýr oldu semada. Öyle
sine içten ve öylesine ýzdýrap doluydu ki anlattýklarý, çaresiz baþýmý öne eðip, kýpýrdamadan ve tek bir söz etmeden dinledim anlattýklarýný…

“ Gözleri bir hayalin perdesiyle örtülmüþ, gönlü kehkeþanlarýn seyyalliðine denk, bilin- mez bir zamandan arta kalan masalýn yufka yürekli, güler yüzlü kahramaný, genç aþýk. Senin aradýðýn gizemli hazineyi ben hanidir kaybettim. Bu yüzden böylesine kalabalýðým , kirliyim, tekdüze ve de kederli… Yüzüm gülmez bu yüzden ve güvenilir deðilim bir o kadar… Ben bir þehir nasýl olmalýysa öyleyim; aslýna bakarsan acýnacak, üzülecek ve asi olunacak bir yaný yoktur halimin. Medeniyet dediðimiz muammadýr beni böylesi katý ve hissiz kýlan. Kaldý ki bu halimden pekte þikayetçi sayýlmaz sakinlerim. Damarlarýmda akan kan gibidir onlar ve nereden bakarsan bak benim rengimi almýþlardýr. Sunulmuþ bir kent zamanýnýn albenili yaþamsallýklarýyla avutabilmek onlarý, en iyi becerdiðim iþtir benim. Aþkýn filimleri vardýr bende, þarkýlarý vardýr, sözleri vardýr, kurgularý , oyunlarý vardýr. Yalýn bir anlatýmla ve cazip bir fiyatla sakinlerime sunduðum bir boþ zaman eðlencesinden baþka bir þey deðildir aþk. Her yönüyle doyumsuz bir tatmin talebine karþýlýk sunulabilecek alternatiflerden sadece birisi olan aþk, bu yönüyle bir çýrpýda okunup tüketilecek heyecan verici bir hikayedir o kadar. Bundan gayrýsýný benden umut etmek ise ahmaklýk olur, garip dostum genç aþýk. Elbetteki sen farklý-sýn aradýðýn þey baþka. Senin düþtüðün aþk, kurak bir çöl duygusu ve aradýðýn sevgili bu çölde görülebilecek bir serap. Her buldum deyiþinde kaybediþin bu yüzdendir caným genç aþýk. Sorduðun soruya gelince; aradýðýn aþký bende bulamazsýn, çünkü yoktur bende böylesi bir aþk gü-
zelim genç aþýk. Buna raðmen senin gibi abdallarýn, meczuplarýn sokaklarýmda, caddelerimde
avare dolaþmalarýný yadýrgamýyor bir bakýma bundan mutluluk duyuyorum. Evinin balkonuna çýkýp aþkýndan ortalýðý inlettiðin o geceyi hatýrlarsan ne kadar da tebessümle karþýlamýþtým seni. Ah! Keþke aradýðýn þey bende bulunabilir bir þey olsaydý, mutlu olmaný ne kadar isterdim bilemezsin. Ýnsanlarýn mutluluðunu istemek benim doðamda var, bunun için kuruldum ben. Ama gel gör ki yapay ve geçici mutluluklardan ötesini sunamadým insanlara garibim genç aþýk. Senin gibi aþýklarýn çoðalmasý kalýcý mutluluklar adýna doðabilecek bir umut olabilir. Bu yüzden senin aþkýn heyecanlandýrýyor beni dostum genç aþýk. Evet aradýðýn þey bende yok ama buna raðmen bende kalýp baþka bir yere gitmeksizin aþk arayýþýný sürdürmeni istiyorum senden. Ne olur beni kýrma gözümün nuru genç aþýk. Eðer aþkýný koruyarak bende kalabilir- sen, sakinlerimin inancýný yitirmiþ olduðu aþk belki yeniden dirilecek ve insanlýðýn ufkunda yeni bir çýðýr açýlacak bir tanem genç aþýk. Eðer tüm yalvarmalarýma raðmen bende kalmaya- caksan, o zaman benden çok uzaklara gitmeni ve arayýþýný orada sürdürmeni salýk veririm sana. Tabii bu gözüpek ve küçük dünyada benden uzakta bir yer kaldýysa eðer azizim genç aþýk. Gözlerinden öpüyorum ve bir daha konuþmamak üzere susuyorum, geleceðimi ve ka- derimi kalbinde filizlenen o saf duyguya emanet ediyorum. Müsterih ol sevgilim genç aþýk.”

Kentimin derinden gelen ve aðulayan sözleri tükendiðinde, yeniden büyük bir boþlukta ve tarifsiz kederden bilevli bir sessizlik içerisinde buldum kendimi. Çaresiz doðruldum yerimden, bundan sonra neler yapmam gerektiðini düþünerek evime doðru yürüdüm. Kararsýzlýk halim daha da azgýnlaþmýþ, kudurgan bir köpek misali, her defasýndan daha haþin bir biçimde gelip paçama yapýþmýþtý. Üstelik baþvurabileceðim, güvenilir bulduðum tek kapý da yüzüme kapanmýþtý. Benim derdime derman olur diye muhtaç olduðum bu gizemli ve de kudretli þehir, benden daha aciz, benden daha dertli olduðunu anlatmýþ, yaralý bir yosma misali benden sana fayda yok diyerek iþin içinden bir çýrpýda çýkmýþtý. Kentimin tüm bu dertlerime derman- sýzlýðý yetmiyormuþ gibi, kurtuluþ için ben ve benim gibilere umudunu baðlamýþ olmasý üzerimdeki gam yükünü bir kat daha artýrýyordu.

Eve döndükten sonra beynimi kemiren düþünceleri bir kenara býrakýp, zaman zaman yaptýðým gibi her þeye boþ vermeyi yeðledim. Uzun bir aradan sonra rahat bir uyku uyudum.
Ertesi sabah, olur olmaz þeylere gülüp geçen garip bir insan olarak kalktým yataðýmdan. Öyle bir gariplikti ki bu, her þey o güne kadar olduðu gibi deðil de çok daha baþka bir biçimde görünür oldu gözlerime. Bu garipliði penceremden dýþarýsýný izlerken çok daha iyi fark edebilmiþtim. Bir hal vardý insanlarda. Herkes ayný yöne doðru yürüyordu. Herkes ayný elbiseyi giyinmiþti üzerine. Kadýnlar, kýrmýzý ceket ve etek, kýrmýzý tül çorap ve kýrmýzý yazlýk pabuçlar giymiþler, uzun topuklu hepsi. Erkekler beyaz takým elbise incecik ve beyaz ayakkabýlar.
Kadýnlar kýrmýzý, erkekler beyaz bütün giyitler ayný renk ve kimsenin içinde bir þey yok. Bütün cinsel organlar dýþarýya taþýyor. Kadýn cinsel organlarý, irili ufaklý memeler, kalýn ince dudaklar, bütün saçlar röfleli, kaþlar alýnýk, maskaralý kirpikler, yeni traþ edilmiþ bacaklar…
Erkek cinsel organlarý, uzun, kýsa, kalýn, ince. Saçlar jöleli, gereksiz kýllardan arýndýrýlmýþ,
perdah atýlmýþ suratlar. Hoþ kokular sürünülmüþ, herkes ayný kokudan kokuyor. Bütün kadýn týrnaklarý uzun ve kýrmýzý ojeli, bütün erkekler býyýksýz ve yüzüksüz…

Bir ürperti kapladý içimi, tir tir titremeye baþladým. Üþüyordum. Oysa bir insan neden üþür böyle apansýz bilmiyordum. Neden dolar gözleri bir insanýn sebepsiz yere, hele de yüzüne hoþ bir gülümseme gelip sinmiþken, tüm bunlarýn hiçbirini bilmiyordum.Ve bir insan neden bu kadar yalnýz kalýr bilmiyordum. Sigaramý yakýp çýktým evimden, her þeyi ardýmda býrakarak evimin kapýsýný ardýmdan çekip kilitleme ihtiyacý duymaksýzýn.. Hýrsla yürüyordum etrafýma bakmadan. Ta ki o güne kadar yaþamýþ olduðum bu çaresiz ve kederli kenti ardýmda býrakana kadar durmadan, soluk bile almadan yürüdüm ve çýktým þehirden. Kentimin gözü yaþlý, arkamdan umutsuz el salladýðýný ve bana bir þans dilediðini duyuyordum. Gitmenin zamaný gelmiþti galiba. Kalýp bir baþýna zaten kaybedilmiþ bir savaþýn gazisi gibi acý hatýralarý yad ederek yaþamak bana göre deðildi. Anlamýþtým ki büyük aþklar büyük yenilgiler doðurur, büyük yenilgiler ise büyük kahramanlar… Þimdi ardýmda býraktýðým þehir kahramanlýk niþanýmý göðsümde taþýyarak arasýna karýþmamý istemiþti benden.Oysa bu bir çeþit sirk hayvaný olmaktan baþka bir þey deðildi. Aþk yenilmiþti. Ben bu yenik aþkýn yüce kahramanýydým. Her büyük aþk kahramaný gibi beni de ben yapan kudret zaferi elde edebilme deðil sefere çýkabilme yeteneðimdi. Ben bu þehirden giderken kahraman kalmayý yeðliyor, anýlarýný satan bir tüccar olmak yerine sefer etmeyi tercih ediyordum. Eðer bir çöl duygusu idiyse aþk, benim yerim sýcak ve kurak çöllerde kimsesiz bir mezar olabilirdi ancak. Hoþçakal ey þehir ve hoþçakalýn bu kendini kaybetmiþ þehrin sefil insanlarý…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Taner Özen kimdir?

Bir ada yalnýzlýðýnda yeni doðmuþ bir dünya bulabilmek umudundan ziyade, varoluþun bilinen yönleriyle tiksinç olduðunu haykýrabilmektir muradým. Bu baðlamda neye yaradýðýný bilmediðim öylesi bir uðraþtan ibarettir yazmak. Öte yandan serencamýma katlanma biçimi olarak yazmak, vazgeçilmez bir uðraþtýr demekten geri durmuyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Ýsmet Özel, Necip Fazýl, Sait Faik, Çehov, Kafka...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Taner Özen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.