..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlar, tersine çevrilmiþ anýlardýr. -Anonim
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Cengiz Arabacý




8 Temmuz 2004
45 Dakika  
Cengiz Arabacý
“Çocuklarým! Bugün insanlýðýmýzýn kurtuluþuna bir büyük adým daha atýlmýþtýr!”


:BDIG:
- BÝZÝMKÝLER BÝR ERKEK VE ÝKÝ KADIN “BEBEK” YAKALAMAYI BAÞARMIÞLAR!

     Yaþlý adamýn coþkulu sesi Ayasofya’nýn meþalelerin ýþýklarýyla dans eden duvarlarýnda yankýlandý. Ýçerdeki onlarca çocuk bu haber karþýsýnda birbirlerine sarýlarak sevinçlerini gösteren “dede”lerine merakla bakýyorlardý. En küçüðü 51 yaþýnda olan “gençler” ise bu haberin önemini bildikleri için “dede”lerine zafer çýðlýklarýyla eþlik ediyorlardý. “Dede”lerden en yaþlýsý zorlukla da olsa ayaða kalkarak avuçlarýný iki yana açýp:

     “Çocuklarým! Bugün insanlýðýmýzýn kurtuluþuna bir büyük adým daha atýlmýþtýr!”
diye haykýrdý. Ýki yanýnda bulunan meþaleler sanki ýþýklarýný daha da artýrarak bu yaþlý “dede”nin maðrur gözyaþlarýna eþlik ediyorlardý. Gençlik ateþini hiç kaybetmemiþ göz bebeklerini yavaþça aþaðý indirerek kendisini merakla seyreden çocuklarýn üzerinde gezdirdi. Okuldaki ilk gününde bu garip sevinç gösterilerini heyecanla izleyen bir çocuðun boncuk boncuk bakan mavi gözlerini gördüðünde ise, rahatlamýþ yaþlý bedenini tekrar kalktýðý mindere aðýr aðýr býraktý. Arkalarda bulunan “gençler”, “dede”nin bakýþlarýndan “kýyamet”i anlatacaðýný anlamýþlar, biraz daha önlere doðru ilerleyerek halen kafalarýný kurcalayan bir çok soruya belki bu kez bir cevap bulacaklarýný umuyorlardý.

     “Ey Ýstanbul’un umutlarý! Ey insanlarýmýzýn geleceði! Bir çoðunuz anlatacaklarýmý defalarca dinlediniz, bir kýsmýnýz ise anlatacaklarýmý benden ilk kez dinliyor. Ama anlatacaklarýmý sizden sonralara da ulaþtýrabilmeniz için bu acý dolu anlarý defalarca anlatacaðým. Buna mecburum.

Her seferinde bu korkunç kýrkbeþ dakikayý nereden anlatmaya baþlayacaðýmý düþünürüm. O korkunç anlarý, çýðlýklarý, anlamsýz ve boþ bakan milyonlarca gözü, son zamanlarýný geçirdiklerini anlayan insanlarýn en yakýnlarýna ulaþma çabalarýný, yaþamlarýnýn son anlarýnda bile çýkar peþinde olanlarý, paniði, kaosu, dehþeti… Nereden baþlarsýnýz ki “kýyamet”i anlatmaya. Kim bilir ilk þoku kim yaþamýþtý? Belki hayvanat bahçesinin en gözde bölümlerinden biri olan kelebek evindeki yüzlerce kelebeðin ölülerinden oluþan rengarenk halýya þaþkýnlýkla bakan görevli, belki doðum evlerine doluþan milyonlarca doðum yapmaya hazýr ya da yollarda doðum yapan kadýnlara yardýmcý olamaya çalýþan doktorlar, belki huzur evlerinde ipi kopan inci kolyeden düþen inceler gibi birer birer yere yýðýlan yaþlýlara yardým etmeye çalýþanlar, belki de göz çevresindeki kýrýþýklýklar karþýsýnda dehþete kapýlan bir manken. Her þey o kadar çabuk olup bitmiþti ki, 45 dakika sonunda ölüm sessizliði kopkoyu kara bir örtü gibi bu kocaman þehrin her tarafýný kaplamýþtý.
     
Ben bir þeylerin ters gittiðini anladýðýmda üniversitedeki son finalimi vermiþ ve arkadaþlarýmla okulun bahçesinde oturmuþ sohbet ediyorduk. Aðýrca bir þeyin kafama düþmesiyle sarsýldým. Neyin düþtüðünü görmek için yere baktýðýmda bir güvercinin son nefesini veriþini gördüm. Þaþkýnlýkla bana gülen arkadaþlarýma bakarken, bölümün kapýsýndan bir arkadaþýn yardým çýðlýklarýyla irkildik. Ýki profesörün fenalaþtýðýný ve birilerinin acilen yardým etmesi için yalvarýyordu. Yardým etmek için doðrulduðumuz anda sokakta yürürken yere yýðýlan iki yaþlý kadýnýn inlemeleri kalp atýþlarýmýzý hýzlandýrmaya baþlamýþtý. Ýki arkadaþým profesörlere yardým etmek için koþarken, ben de kadýnlara yardým etmek için onlara yöneldim. Ama daha yanlarýna bile varamadan sokaðýn dört bir köþesinden yardým çýðlýklarý yükselmeye baþlamýþtý. Ayný anda sokaklardan önce ambulans sonra polis siren sesleri yükselmeye baþlamýþ, yine de her yerden yükselen yardým çýðlýklarý giderek siren seslerini bastýrmaya baþlamýþtý.

O sýrada haber kanallarý, Avrupa’daki araþtýrma merkezlerinden birinde patlama olduðunu son dakika haberi olarak seyircilerine duyuruyordu. Ancak, birdenbire rahatsýzlanan yakýnlarýna yardýma koþan milyonlarca insan için dikkate deymeyecek bir haberdi. Doðrusu kýsa süre içinde ülkenin, hatta dünyanýn her yerinden gelen ölüm haberleri karþýsýnda þaþkýna dönen haber merkezleri bile bu haberin ayrýntýlarýný bile veremeyecek duruma gelmiþ, þaþkýnlýk içinde sayýlarý birkaç dakika içinde yüz binleri bulan ölüm haberlerini vermeye çalýþýyordu. Diðer taraftan sadece insanlar deðil, milyonlarca hayvan telef olmaya baþlamýþ, insanlarýn aksine sessizce kaderlerine boyun eðiyorlardý. Çevrede ne bir kuþ ne bir böcek sesi kalmýþtý. Ortalýkta yayýlan nükleer bomba, gaz patlamasý, biyolojik silah atýlmasý gibi bir çok iddia insanlarýn içinde bulunduðu dehþeti körüklemeye baþlamýþtý. Dünyadaki tüm canlýlar hýzla ölüyordu!

Avrupada’ki patlama haberinden yaklaþýk on dakika sonra herkes gerçeði yavaþ yavaþ anlamaya baþlamýþtý. Tabii ki ilk anlayanlar, kundaktaki bebeklerinin 3-4 dakika içinde büyüyerek, ilk adýmlarýna attýklarýna þahit olan anne ve babalardý. Ama eminim ki çocuklarým, en büyük þoku ve dehþeti sizlerin anneanne ve babaanneleriniz yaþamýþlardý. En çok bir dakika içinde sadece bir haftalýk hamile olan kadýnlar bile doðuruyorlardý. Ben ise asýl dehþeti, tüm dünyanýn, en ücra köþesinin bile ayný garip olaylar zincirini yaþadýðýný öðrendiðimde yaþamýþtým. Herkesin kafasýnda ayný iki soru vardý? Bizlere ne oluyordu ve neden oluyordu? Ýlk sorunun cevabýný dediðim gibi ilk on dakika içinde neredeyse herkes cevaplamýþtý, ama halen ikinci sorunun cevabý tam bir muamma. Ben ise ilk sorunun cevabýný sokaktaki bir çok insan gibi dehþetle evime doðru koþtururken aynalý bir vitrindeki yansýmamý gördüðümde anlamýþtým. Yüz hatlarým keskinleþmiþ ve olgunlaþmýþ, saçlarýmýn bir kýsmýna ise ak düþmüþtü. Baþýmdan aþaðý kaynar sular boþalmýþ gibiydi. Cevap tam karþýmda duruyordu hem de tüm korkunçluðuyla. Yaþlanýyorduk! Üstelik çok büyük bir hýzla yaþlanýyorduk! Akýp giden zaman deðildi ama bütün organizmalar yaþlanýyordu. Yaklaþýk 1 dakikada hücrelerimiz bir sene yaþlanýyordu. Yaþlý olanlar her geçen dakika ömürlerini tüketip ölüyorlar, çocuklar ise her geçen dakika hýzla büyüyordu. Tüm hamile kadýnlar gebelik sürelerini bir dakikanýn altýnda tamamlayarak doðumlarýný tamamlýyorlar, sokak kenarlarýnda göbek baðýný annesinden koparmaya çalýþan 10-15 yaþlarýnda çocuklar görebiliyorduk. Ben ve benim yaþýtlarým ise çoktan orta yaþlarýmýzý geçmiþtik. Tüm dünyadaki canlýlar ayný durumdaydý. Bir çok hayvan türünün ise çoktan nesli tükenmiþti.
     
Her geçen dakika yardým çýðlýklarý azalmaya ve yerini sessizliðe býrakmaya baþlamýþtý. Yine de zaman zaman þehrin bir çok yerinden gelen patlama sesleri sessizliðe tecavüz ediyordu. Koca þehir ölümün ve alevlerin elinde oyuncak olmuþtu. Giderek zayýflayan her yardým iniltisi yeni bir ölümün haberini de peþinde getiriyordu. Yarým saat içinde koca þehirde tek bir genç yüz kalmamýþtý. Her ama her köþede yaþlý bir ceset ani gelen ölümlerinin korkunç yüzlerini taþýyordu. Ben ise artýk babam kadar yaþlý görünüyordum. Artýk sevdiklerimin yanýna zamanýnda yetiþemeyeceðimi anlamýþ, bir aðaç gölgesine oturup kaçýnýlmazý beklemeye baþlamýþtým. Baþýmý gökyüzüne çevirip koca meþenin gökyüzüne uzattýðý dallarýn arasýndan sýzan güneþ ýþýðýný bir damla göz yaþýyla karþýladým. O sýrada sýrtýmý dayadýðým aðacýn daha geçen ay belediye tarafýndan dikilmiþ cýlýz bir fidan olduðunu hatýrladýðýmda, en azýndan bu lanetten hoþnut olanlar olduðunu düþünerek gülümsedim. Sabah katlýðýmda yirmi yýllýk olan yüzümü þimdi altmýþ beþ yaþýnda ellerimin arasýna alarak þimdiye kadar hiç aðlamadýðým kadar acýyla aðladým, aðladým. Ta ki kalbimi sýkýþtýran bir mengene beni ruhsal acýdan bedensel acýnýn içine býrakýp, yerde kývrandýrýncaya kadar. Bir dakika kadar yerde acý içinde kývrandýktan sonra bir anda her þey bitti. Acým sona erdi. Hayýr ölmedim, tekrar rahatça nefes alabiliyordum.
     Daha sonralarý hiçbir zaman doðruluðunu öðrenemediðimiz bilgilere göre ise, Avrupa’daki patlama uzay ve zaman araþtýrmalarý yapan dünyanýn en büyük araþtýrma laboratuarlarýndan birinde olmuþtu. Büyük ihtimalle ters giden bir þeyler insanlýða yeni bir milada getirmiþti. Patlamadan yaklaþýk kýrk altý dakika sonra belki yeni bir destana konu büyük bir kahramanlýk, belki bir tesadüf, belki de sadece felaketin sonu gelmiþti. Geride en genci kýrk altý yaþýnda bir insan ýrký ve sayýlý hayvan türü býrakarak. Maalesef hýzlý yaþlanma insan kalbi için çok aðýr bir yüktü ve yaklaþýk almýþ beþ yaþýný geçen herkesin kalbi iflas ediyordu. Ben ise ölüm ile hayat arasýndaki ince çizgide dengede kalmayý baþarmýþ ve son anda hayata kendimi atmýþtým. Artýk dünyadaki belki de en yaþlý adamdým ama siz çocuklarým, sizler tekrar beni gençliðime geri götürebilen yegane þeyler oldunuz. Dünya karþýlaþtýðý en büyük felakete tanýk olmuþtu. Ama felaket henüz bitmemiþti.
     Yeni doðan ya da en fazla 2-3 yaþlarýndaki neredeyse tüm çocuklar hýzla büyümüþ, evrimini tamamlamýþ maðara adamlarýna dönüþmüþlerdi. Hiçbir eðitim ya da duyguyla beslemeyen ak pak beyinleri sadece temel ihtiyaçlarý için çalýþýyordu. Yemek, üreme ve barýnma. Tamamen iç güdüsel olarak harket eden, insan görünüþlü hayvandan baþka bir þey deðildiler. Önceleri sadece etraftaki tüm yiyebilecekleri þeyleri talan ediyorlardý, sadece birkaç saldýrý haberi kulaðýma gelmiþti. Hayatta kalabilen bizler ise koca þehirde maðara devrini tekrar yaþýyorduk. Hiçbir yerden haber alamýyor, yiyecek ve temiz su bulmakta zorlanýyorduk. Bir de bunlara ilave olarak sizlerin “Bebekler” olarak bildiðiniz yeni nesil maðara adamlarýnýn saldýrýlarýndan korunmaya çalýþýyorduk. “Bebekler” kendileri gibi olanlar ile birlikte hareket ettiklerinde daha kolay ihtiyaçlarýný saðladýklarýný fark etmiþler, artýk kalabalýk gruplar halinde hareket etmeye baþlamýþlardý. Kimi yerlerden insanlarý öldürüp yedikleri haberleri bile gelmeyi baþlamýþtý. Patlamadan bir sene sonra ise büyük gruplar halinde insan avlarý düzenlemeye baþlamýþlardý. Onlardan kaçabilmek biz yaþlýlar için çok zordu. Hýzlý ve güçlüydüler. Genelde açýk arazilerde sürüler halinde yaþýyorlardý. Yavaþ yavaþ yirmibirinci yüzyýlýn insanýndan arta kalan son topluluklarý da yok etmeye baþlamýþlardý. Bizler ise deneyimlerimiz ve aklýmýzýn onlara karþý tek silahýmýz olduðunun bilinciyle birleþmeye ve belki de “bebeklerin” yýllar sonra keþfedeceði bir silahla þu an da yaþamaya çalýþtýðýmýz bölgeyi kurtarmayý baþardýk. Ateþle! Daha sonralarý hiç istemeyerek de olsa tabanca ve tüfek gibi daha aðýr silahlarý da kullandýk. Bu onlarý korkutmayý baþarmýþ ve geri çekilmeye zorlamýþtý. Ancak sayýca onlardan çok çok azdýk. Milyonlarcamýz "kýyamet" sýrasýnda meydana gelen kaza, patlama, yangýn ve kargaþada ölmüþtü. "Gençler" ise görünüþlerinin aksine kendilerini korumaktan acizdi, içgüdüsel olarak savaþan "bebek"ler karþýsýnda en fazla kayýbý "gençler" vermiþti. Geriye kalan biz "dede"ler ise çoðunluk olan yaþlý grubu oluþturuyorduk. Ýstanbul yüzyýllar önce býraktýðý doðal kale görevine yeniden dönmüþtü.
“Bebeklerle” bir çok kanlý savaþ yapmak zorunda kaldýk, bunlarýn bir çoðu elbette savunma savaþlarýydý. Bir çoðumuz “bebek” avýna çýkmamýz gerektiðini söylediyse de bunun ne kadar büyük bir hata olacaðýný henüz bilmiyorlardý. Doðrusu zaten bunu yapamayacak kadar yaþlýydýlar!
     Zaman içinde çok acý bir gerçeði fark etmiþtik. “Kýyamet” bizden sadece yýllarýmýzý çalmamýþtý, üreme yeteneðimizi de elimizden almýþtý. Ýnsanlýðýn geri sayýmýný izlemeye mahkum edilmiþtik. Artýk ne kendimizi “bebeklere” karþý korumaya istekliydik ne de hayatta kalmaya.
     Acý ve karamsarlýkla geçen günler sonunda, bundan 10 yýl önce, geçen hafta “yeniden doðuþ” festivali ile kutladýðýnýz gün, iki büyük haberle yüreklerimize umut aktý. Bir gözcümüz bazý “Bebekler”in ellerinde gerçek bebekler gördüðüne kutsal saydýðý her þey üzerine yeminler etti. Bu haberi kendi gözlerimle görünceye kadar inanamadým. Ayný gün boðazýn deli sularýnda bir çift yunus gördüm. Sonraki zamanlarda su altýndaki yaþamýn patlamanýn yaþlandýrýcý etkisinden etkilense de üremeyi yok edici etkisinden korunduðunu fark ettik. Ayný þekilde patlama sýrasýnda anne karnýnda büyüyerek bir dakikadan az sürede doðan “bebekler” de üreme yeteneklerini kaybetmemiþlerdi. Týpký bir çok memeli hayvan ve balýklar gibi. Belli ki doða ana bu sayede her þeye yeniden baþlamak istemiþti. Belki patlamada onun da parmaðý vardý. Belki son anda bize acýmýþtý ve “gençler” ile “dedeler”e bir þans daha vermiþti. Tek bildiðim bu ikinci þansý kimsenin berbat etmesine izin vermeyeceðimizdir.
     O günden beri yakaladýðýmýz “bebekler” ile sizleri kurtarmayý ve dolayýsýyla insanlýðýn hayatta kalmasýný baþardýk. Siz çocuklar, insanlýðýn tarihinde hiç olmadýðý kadar “gelecek” oldunuz. Sizler yüzlerce yýl boyunca taþýdýðýmýz insanca duygularý geleceðe taþýyacak tek köprülersiniz. Sizler hayattaki tek amacýmýzsýnýz”
     “Dede” baþýný gururla kaldýrarak ýslak gözlerini çocuklar üzerinde tekrar gezdirdi. Artýk tarih yeni baþtan yazýlýyordu ve baþrol oyuncularý baðdaþ kurmuþ, aðýzlarý bir karýþ açýk kendisine bakýyordu. Bu çocuklar çalýnan kýrk altý yýlýn acýsýný çoktan unutturmuþtu. “Merak etmeyin çocuklarým, her þey eskisinden daha iyi olacak, olmak zorunda. Dýþarýda bizim gibi korunmayý baþarmýþ bir çok þehir olduðuna eminim. Onlarla birleþip yeniden herþeye baþlamak sizlerin elinizde.
Anlattýklarým, yaþadýðým ve gördüðüm ‘kýyamet’ti. O anlarý yaþayan herkesin kendi hikayesi var. Her birini dinleyin. Sýkýlmadan, usanmadan dinleyin ki yaþamýnýzýn deðerini anlayýn, sizden sonrakilere de anlatýn ki ikinci þanslarý olmayacaðýný anlasýnlar, çünkü zaten ikinci þanslarýný kullanýyor olacaklar!”

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ilginç bir konuydu.
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
30 Mart 2010
Elinize saðlýk. Ýlginç bir öyküydü. Beðenerek okudum. Hani, filmi bile çekilebilir..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Böcük
Bir Issýz Adaya Düþseniz Yanýnýza Alacaðýnýz Üç Bakan
Oyun Bitti! Tekrar Oyna?
Ak Kreþ
Neden Ben Allahým, Neden?
Satan Satana
500 Milyar Gitti Gider
Kabus
Lütfullah'ýn Hakký Üçtür
Baþracon


Cengiz Arabacý kimdir?

Okur - Yazarým, Yazarým - Okursun, Yazarsýn - Okurum, Okursan - Yazarým.

Etkilendiði Yazarlar:
Atilla Atalay, Aziz Nesin, Alain Paris, Amin Maalouf,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cengiz Arabacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.