DANSET DENÝZ DANSET SENÝ KÝM TUTAR?


The Marmara Otelinin Restoranýnda akþam yemeðimi yiyordum. Yalnýzdým.Türkiye Otelciler ve Turizmciler Birliðinin Toplantýsýna katýlmak üzere Bursa' dan gelmiþtim. Eðer bir aksilik olmazsa iki gün Ýstanbul' da kalacaktým. Ýçimde tuhaf bir mutluluk vardý. Sanki birþeyler olacakmýþ gibi. Hani bazan insanýn önsezisi önceden ayrýmýna varýr. Ýþte öyle birþey...Benim yemeklerim de tuhaftýr, çok eski bir alýþkanlýk. Ailemde bir tek ben böyleyim. Tuhaflýk, hiç gereksinim duymadýðým halde gereksemem varmýþ gibi diyet türü yemek yememde. Bu akþamda, az yaðlý yoðurt, yaðsýz havuç salata, çok küçük bir parça piliç bonfile ve sodadan ibaretti yemeðim. Ekmek yemem çoðu zaman. O yüzden zayýf sayýlýrým. 1.85 boyuma karþýn 68 kiloyum; yýllardýr ölçülerim hiç deðiþmedi. Çok kýsa bir süre, yýllar önce bir manken arkadaþýmýn aracýlýðýyla mankenlik yaptým. Ajansta görevli koreograf beni ve diðer arkadaþlarýmý etkilemiþti, o alýþkanlýðým hala devam ediyor. Zor bir insan olduðumun ayrýmýndayým, çok seçiciyim. Çok zor beðenirim. Beðendiðim birþeyi de ne pahasýna olursa olsun alýrým.
Arkamdan birinin " Erden..." diye seslendiðini duydum. Baktýðýmda, Bursa' dan çok eski ve þu sýralar çok ünlü olan bir manken arkadaþýmý gördüm. Masadan kalktým, öpüþtük, karþýma oturdu B.( Çok ünlü bir manken olduðu için adýný gizliyorum.)
"Erden, nasýlsýn, neler yapýyorsun, Ýstanbul' da ne iþin var? " dedi gülerek, " Umarým bir kadýn meselesi deðil."
" Yok B. , yalnýzým, seni gördüðüme sevindim."
" Annenler nasýl,iyi mi? Hülya Haným ne yapýyor?"
" Ýyi, yaramaz birþey yok, biliyorsun, hep iþle ilgileniyor. Ben yardýmcý olmuyorum diye çok kýzýyor bana. Ne yapayým, tekstilcilik bana göre deðil. Sevmiyorum bu iþi. O yüzden turizmci oldum ya..."
" Ah Erden, senin imkanlarýn bende olsa, býrak þu turizmciliði, ne var elin iþinde, geç iþinin baþýna kardeþim."
" Bu iþi çok seviyorum, belki ileride kendi iþimi kurarým. Uluslararasý turizmci belgesi aldým nasýlsa. Gerisi çok kolay!"
Garsona iþaret ettim, geldi :
" Ne içersin?"
" Sert birþey olsun da ne olursa olsun..."
Garsona sek viski söyledim, B. atýlarak, " Duble olsun," dedi.
" B. çok içtiðini duymuþtum, televizyonda da birkaç kez alkollü gördüm seni, iyi görüntü vermiyorsun. Paparazziler fena yakalamýþ seni..."
" Evet ya, sorma, kahpe hayatýmý altüst etti. Ne yapayým Erden, deli gibi seviyorum, kaç yýllýk eþim. Bana bir numara çektiler sorma...Avukatým satmýþ beni, gýyabýmda boþanmýþým. Boþandýðýmý medyadan öðrendim. Ýþte o zaman kudurdum. Çok kötü bir oyun oynadý bana. Þimdi özel muhafýzla geziyor. Ajanslara þart koþuyor, B. gelirse ben podyuma çýkmam diyor. Sayesinde iþlerim de bozuldu. Ev benim giremiyorum, zamanýnda tapuyu onun üstüne yapmýþtým. Giysilerimi vermiyor. "
" Peki nasýl geçiniyorsun?"
" Annemle babam olmasaydý mahvolurdum Erden. Onlara çok yük oluyorum. Ama iþlerim düzelecek. Öyle umuyorum. "

B. nin boþandýðý eþi, çok ünlü bir manken, B. da çok ünlü. Ancak bu piyasada kadýn manken daha geçerli. Erkek pek tutulmuyor, kadýn bir de gece hayatýna düþkünse ve B.nýn eski eþi gibi malýn gözüyse; bu alemde kendisine kanat açacak çok hami bulurdu. Önce katlar, sonra pahalý mücevherler, bankada kabarýk hesaplar, hep böyle dönerdi iþler. Daha önce ben de yaþadýðým için bu alemi çok iyi bilirdim.

Garsona kalkacaðýmýzý söyledim, kat adisyonumu getirdi, imzaladým. Birlikte kalktýk. B. ýsrarla beni bara götürmek ve hazýr bulmuþken biraz dertleþmek istiyordu.
Arabasýný bile satmýþtý. Her yere taksiyle gidiyorum, taksi parasý vermekten býktým diyordu.

Asansörle aþaðý, garaja indik. Benim arabama bindik. Etiler'e doðru yol almaya baþladýk. Yolda durmadan konuþtu. Çok doluydu, bana rastlamasý bir þanstý, öyle diyordu sýk sýk.
" Nereye gidelim? " diye sordum.
" Nispet Bara gidelim. Þu aralar oraya takýlýyorum"
" Bana bak, " dedim. " Seninki orda olmasýn, eðer bir skandal olursa ve birileri bizi çekerse çok üzülürüm, Bursa' ya dönemem bir daha. "
" Yok be Erden...Benimki gelmiyor oralara, kimbilir kimin kapatmasý oldu. "
Barýn giriþinde durduk, arabanýn anahtarýný görevliye uzattým, arabayý park yerine o götürecekti.

Bardan içeri girdiðimizde, ancak barýn yarýsý doluydu. Piste yakýn bir masaya oturduk. Garsona bir þiþe viski, meyve ve soda söyledik. Soda benim içindi. Alkolle baþým hoþ deðildi. Arada eþi dostu kýrmamak için bir kadeh alýrdým. Tanýmadýðým biri mikrofonda þarký söylüyordu. Þarký mý söylüyor, baðýrýyor muydu, belli deðildi. Þarkýcý baðýrdýkça, pistteki erkekli kadýnlý grup, sallanarak sýçrayarak, haykýrarak dans ediyordu.

Gözüm, az ileride bana bakan bir çift yeþil göze iliþti. Ne gözlerdi Allahým, beni yakan, hayatýmý yýkan gözler ýsrarla beni süzüyordu. B. a döndüm, " Hemen çýkalým, Deniz burada. Yoksa bilerek mi beni getirdin?"

" Vallahi haberim yoktu Erden, yalvarýrým otur, geceyi zehir etmeyelim, ona doðru bakma sen de..."

Kalkmaktan vazgeçtim. Garsondan bir bardak istedim. Gelen bardaðý yarýsýna kadar sek viski doldurdum, yarýsýný bir dikiþte içerken B. beni izliyordu.

Karþý masada iki kadýn, B. nýn arkadaþlarý, bize katýldý. Kadýnýn esmer olaný B. ya beni soruyordu durmadan. Bu yakýþýklý kimmiþ, onlarýn mesleðinden miymiþim, aaa artist gibi adam mýþým, hayret nasýl karþýlaþmamýþýz, tuh yazýk...Duymuyordum, dinlemiyordum, kalan viskiyi de bitirdim. Baþým dönüyordu. Yüreðim acýyordu. Bu yeþil gözler...Aman Allahým!...Bu gözler...Hayatýmý karartan, beni mahveden bu gözler...

O sýrada Deniz' in bizim masaya doðru geldiðini gördüm.
" Ooo Erden beyler de buradaymýþlar, hoþ gelmiþler de...Hýk..." Ayakta zor duruyordu, düþmek üzereydi. O sýra orta yaþýn üstünde biri kolundan tuttu. Belli ki erkek arkadaþýydý. " Býrak beni, pis herif!...Gelmiyorum masaya...Defol!..." diye baðýrýyordu Deniz. Garsonlar, görevliler, koþup geldiler. Deniz' i masasýna götürdüler.
O sýrada çok sarhoþ olan Deniz' in erkek arkadaþý da B. ya ýsrarla benim kim olduðumu soruyordu.

Sahneye yine tanýmadýðým bir bayan þarkýcý çýkmýþtý. Deniz de fýrladý sahneye, dans ediyor, onunla birlikte þarký söylüyordu. Doðrusu çok güzel dansediyordu, þekilden þekile giren vücudu muhteþemdi. Gözlerim dolmuþtu.
Mýrýldanmaya baþladým:
" Danset Deniz danset seni kim tutar?"
O eski sevgilim, uðruna hayatýmý verdiðim kadýn, þimdi baþkasýnýn kadýný, herkesin kadýný olmuþ, orta yerde dans ediyor, bütün kulüp el çýrpýyor, alkýþlýyor, haykýrýyor, onu seyrediyordu.
Tekrar mýrýldandým:
" Danset Deniz danset seni kim tutar? "
Ve birden aþaðýdaki þiiri kaðýt kalem olmaksýzýn mýrýldanmaya baþladým.
B. ya, " Kalk gidiyoruz," dedim.
O, masamýzdaki kadýnlarý iþaret etti, ben kalýyorum, dedi.
" O zaman ben gidiyorum, " dedim ve bardan dýþarý attým kendimi.
Görevlinin getirdiði arabama bindim. Yolda, Deniz' le küçükken oynadýðýmýz bir oyunu anýmsadým ve direksiyonu piyano gibi kullanmaya baþlayarak yüksek sesle aþaðýdaki þiiri okumaya baþladým:

DANSET DENÝZ DANSET SENÝ KÝM TUTAR?


Danset Deniz danset seni kim tutar,
Sahne bir yanýndadýr, setler bir yanýndadýr.
Diskolar, kulüpler, sokaklar, barlar,
Kadeh bir elinde, alkol hep kanýndadýr.
Sevgili mi yok sana, hep sýradalar;
Ýsteklerin anýnda cüzdanýndadýr.
Ardýndan koþan seninle batar,
Danset Deniz danset seni kim tutar.


Danset Deniz danset seni kim tutar,
Yer Etiler Nispet Bar, talihsiz bir akþamýn;
Bir rastlantý yýllar sonra karþýlaþmanýn;
Sarýlýþýn, sahte kahkahalarýn, kahpe gülüþün,
Sýnýrsýz alkol duvarýný aþmanýn,
Verdiði cesaretle þaþmanýn,
Ýhanetin, beni arkamdan vuruþun,
Gözlerimden gitmiyor kaybolan yýllar,
Danset Deniz danset seni kim tutar.


Danset Deniz danset seni kim tutar,
Bu hýza kim yetiþir, senin yaþamýn;
Duyarlar alacasýndayken bir akþamýn,
Ya da bar çýkýþý bir kuþlukta,
Sen de kaybolursun bu boþlukta,
Gün gelir Ýstanbul seni de yutar;
Danset Deniz danset seni kim tutar.


ERDEN ERKÝN...

DANSET DENÝZ DANSET SENÝ KÝM TUTAR?