..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > seyfullah ÇALIÞKAN




21 Aðustos 2004
Altmýþ Kontürlük Aþk  
seyfullah ÇALIÞKAN
Ama yine de seninle bir daha görüþmeyelim. Böyle giderse iþ iyice çýðýrýndan çýkacak. Sana bir þey olmasýna, benim yüzümden baþýna bir þey gelmesine katlanamam. Eðer sen aramazsan aðabeyim sana ulaþamaz. Çok baský yaptýlar ama evinin telefon numarasýný on


:BHII:
Altmýþ Kontörlük Aþk
Ne olur biraz daha sabýrlý ol. Lütfen, ama yine çok abartýyorsun. Aðzýndan yel alsýn. Bizim aþkýmýz ahrete filan kalmayacak. Niye son nefesime kadar bekleyeyim? Adýn aklýma düþtüðünde gözlerimde canlanan pýrýltý sönmeden geleceðim. Yüzümdeki gülücükler susmadan.
Ansýzýn, habersizce çýkýp gelmeyi istiyorum. Sabahýn alaca karanlýðýnda oradan geçen bir otobüs beni yol kenarýnda indirsin. Ben kapýyý çaldýðýmda sen uykunun en tatlý, en sýcak, en güzel yerinde olmalýsýn. Kapýyý çalan ben olduðum aklýnýn köþesinden bile geçmesin. Bu saatte beni rahatsýz eden bu münasebetsiz de kim acaba diye kapýný biraz öfkelenerek açmalýsýn. Beni gördüðünde bir an için kararsýz kalýp , sonra telaþa kapýlmalýsýn. Etrafa saçtýðýn giysilerin bir kaçaný benden gizlemek için alel aceleyle toplamalýsýn. Karlý bir kýþ günü olmasýn ama. Sokaklarý esir almýþ cehennem gibi bir yaz da olmasýn. Ya bütün aðaçlar çiçeðe durmuþ olsun. Ya da yerlerde kýrmýzý yapraklarý yýðýn yýðýn þiir gibi bir sonbahar…

Seni yarýn akþam yine arayacaðým. Kendine iyi bak. Telefonun kadraný sýfýrý göstermeye baþladý. Ýyi akþamlar caným. Ýyi akþamlar bir tanem. Telefondaki sesin, yine sözlerin bitmeden kesilmesin. Cümlelerim yarým kalmasýn. Öyle olduðunda çok kýzýyorum. Seni yüz üstü býrakmýþým gibi, kendimi suçlu gibi ve kötü hissediyorum. Seni seviyorum. Bütün gün aklýný benimle meþgul et demiyorum. Ama arada sýrada beni hatýrla. Olur mu? Bir gün mutlaka yanýna geleceðim. Çok yakýnda deðil. “Bir iki hafta içinde, bu ayýn sonunda geliyorum.” diyemem. Ama bir gün mutlaka çýkýp geleceðim.
     
Üç aydýr onunla her gün telefonda konuþuyoruz. Her akþam iþten çýkýnca postaneye gidip altmýþ kontörlük bir kart alýyorum. Duvarýn kýyýsýnda dizili kulübelerdeki ankisörlü telefonlarýn birinden onu arýyorum. Arayacaðýmý bildiði için saat beþi geçtiðinde oda telefonun çalmasýný bekleme baþlýyor. Çoðunlukla daha ilk zil sesinde ahizeyi kaldýrýp “Alo” diyor. Her akþam o cýlýz, cýzýrtýlý sesten kurulmuþ köprüyü geçip ona gidiyorum.

Telefonlar aþýðýn halinden anlamazlar. Halden anlamak bir yana bazen aramýza girerler. Bazý akþamlar heyecanla postaneye koþup sevgilimi aramak için telefona sarýldýðýmda bir türlü ona ulaþamam. Öfkem beni deliye çevirir. Ýçimden bütün kulübeleri yýkýp, bütün telefonlarý koparýp yerlere fýrlatmak geçer. Tanýmadýðým, yabancý bir kadýn sesi “Aradýðýnýz telefona þu anda ulaþýlamýyor. O istikametteki bütün hatlar dolu olduðu için bir müddet sonra yeniden arayýnýz.”diyor. Bazen bunu birkaç dilde birden söylüyor. Sevgilime bu kadýnýn kim olduðunu sordum. “Kim bu kadýn? Bizden ne istiyor? Neden Ýkide birde seninle görüþmeme engel oluyor ?” dedim. Sadece güldü. Baþka bir þey söylemedi.

Bu kadýnýn bizimle mutlaka bir ilgisi olmalý. Çünkü sevgilimle aramýzý bozmaya çalýþtýðý gün gibi aþikar. Belki de bende gözü var. Tanýmam etmem, o kadýnla ne iþim olur? Okumuþ kadýn. Birkaç dil biliyor.. O’na benden baþka erkek mi yok? Elini sallasa ellisi. Býrak artýk yakamýzý. Bizim senle hiç bir alýp veremediðimiz yok. Rahat rahat konuþalým. Yeter…

Sevgilim seni herkesten saklýyorum. Akþam üzeri beni telefon kulübesinde seninle konuþurken görenleri görmezden geliyorum. Soranlara da yalan söylüyorum. Bana seni sorsalar, köþeye sýkýþsam örneðin, seni anlatmak kaçýnýlmaz olsa. Nereden, nasýl baþlayacaðýmý bilemem. Her þeyi göze alýp anlatsam. Dinleyene akýllý, anlaþýlýr gelebilir mi? Bilmiyorum.

Bu kasabadan otobüse binip, yola çýkýnca yirmi saat sonra Ýzmir’e varýlýr. Ormanlarý, yüksek daðlarý, gölleri, büyük ovalarý, denizi, körfezi geçip gideriz. Çoðunu gece karanlýkta geçtiðimiz için de onlarca kez gelip geçtiðimiz yerlere yabancý kalmayý baþarýrýz.

Günler çok uzunken, yaz ortasýnda ben yine bu kasabayý kendi haline býrakýp Ýzmir’e gitmiþtim. Sabah sokaklara sýcak çökmeden kendimi dýþarý atýp Konak’ta, Gültepe’de, Karþýyaka’da, Kemeraltý’nda, Çankaya’da Alsancak’ta fink atýyor, eski günler, ilk gençlik yýllarýmý arýyordum. Tanýdýk mekanlara ve akrabalarý ziyarete filan gidip karanlýk çökünce otelime dönüyordum. O yýl ilk defa akrabalarýma yatýlý misafir olmak yerine geceleri otelin birinde tek baþýma olmayý seçmiþtim. Genelde yemekten sonra odamýn balkonunda radyo dinleyerek ve kitap okuyarak uyku saatimi bekliyordum. Yanýmda da emaneten bir cep telefonum vardý. Bir arkadaþým belinden çýkarýp zorla vermiþti. Yabancý yerde, evden uzakta lazým olurmuþ. Baþýma bir hal gelirse, birini arayýp gece, gündüz demeden yardým isteyebilirmiþim.

Bizimki kel baþa þiþir tarak. Bal gibi de biliyorum. Gidip kendime son dört rakamý doðum tarihim olan bir kart aldým. Telefon numaramý hiç kimse bilmiyor. Bu nedenle arayaným soraným da yok. Günlerdir boþu boþuna gezdirip duruyorum. Kendimi cep telefonum var diye caka satan insanlar gibi hissediyorum. Emanet telefonu kalabalýk bir yerde çaldýracaðým o olacak. Bazen yanýma almayý da unutuyorum. Alýþmamýþ belde telefon mu durur?

Gece saat on gibi balkondaydým. Geceyi þiirle çekilir kýlan bir radyo kanalýný dinliyordum. Telefon bir kez çaldý. Elime alýp bakýncaya kadar çoktan sustu, sesi soluðu kesildi. Buna çaðrý býrakmak dendiðini çok sonradan öðrendim. Az sonra yeniden çaldý. Bir kez çaldýðý için alo demeye yine yetiþemedim. Bilmediðim bir numarayý aramak “ Ne istiyorsunuz ?demek de istemiyordum. Zaten sim kartýmda kayýtlý olan üç beþ numaradan biri de deðildi. Bu olay o gece dört beþ kez tekrarlandý. Birisi numarayý yanlýþ çeviriyor olmalý diye düþünüyordum. Hani tanýdýk bir numara olsa arayacaðým. Boþu boþuna arayýp kontörüm gitsin de istemedim.

Ertesi akþam otele biraz caným sýkkýn döndüm. O gün eski bir arkadaþýmý görmeye gitmiþtim. Arkadaþýmla eski yýllarda iyi kötü, zor ama güzel zamanlar paylaþmýþtýk. Belki biraz da o eski günleri, yýllan öncesinden aklýmda kalan samimiyeti ve sýcaklýðý bulmaya gitmiþtim. Zaman bana oyun oynamýþ. Ben farkýnda olmadan bir þeyler deðiþmiþ. Çok hýzlý ve hatta her þey bambaþka olmuþ gibiydi. Belki gözden ýrak olmak beni yürekten de ýrak etmiþti. Adamda yýllar önceki o sýcaklýðýn, yakýnlýðýn, arkadaþlýðýn zerresi bile kalmamýþtý. Zar zor bir bardak çay içip kuru kuru hal hatýrý bile zor sorabildik. Nezaketen bile olsa “ Aç mýsýn? Açsan birlikte bir yerlere gidip bir þeyler atýþtýralým.” gibi sýradan bir teklifte bile bulunmadý. On dakikalýðýna iþine ara verse ona da razýydým. Bana resmen görünmez adammýþým gibi davrandý. Bunu beklemiyordum. Onun yolu benim kasabama düþse onu haftalarca yüksünmeden misafir ederdim. Kendime çok yakýn görüyordum. Yanýlmýþtým. Onu görmeye gittiðim için kendime kýzdým. Vapura atlayýp karþýya geçtim.

Odama çýktým. Duþ almak için soyunurken benim emanet telefon yine çaldý. “Kendi kendine çalýp dursun.” dedim. Aldýrmadým. Duþa girdim. Banyodan çýkýnca ekranýna baktým. Ben duþtayken de telefonum aranmýþ. Üþenmedim, beni arayan kiþiye bir mesaj yazdým. Telefon kullanmaya da yabancý olduðum için mesajý yazmak epey vaktimi aldý. “ Beni neden aradýðýnýzý bilmiyorum. Yorgunum, caným sýkkýn, usanmýþým. Sýcaktan uyuyamýyorum. Kafayý takýp sapýðýnýz olursam. Ne yapacaksýnýz?”

Mesajdan sonra telefon yine çaldý. Arayan numarayý telefonuma kaydedip ilk kez ben de onu aradým. Telefonunu uzun uzun çaldýrdým. Ama açmadý. Ona yeniden mesaj yazdým. Mesajýmda “ Biliyorum. Siz baþkalarýný rahatsýz ederek mutlu olacak biri deðilsiniz. Beni biriyle karýþtýrdýðýnýzý düþünüyorum. Canýnýz bir þeye sýkýlmýþ olabilir. Belki de çok yalnýzsýnýz. Bir ses bir soluk istiyorsunuz. O kiþi ben deðilim. Ýyi geceler.” diyordum. O gece beni bir daha aramadý. Ertesi sabah telefonuma bu tanýmadýðým kiþiden bir mesaj gelmiþti. “ Sizi rahatsýz ettiðim için özür dilerim. Söylediðiniz gibi ben bir sapýk deðilim. Yazdýklarýnýz çok güzeldi. Beni af edin.”diyordu. Sabah ona bir yanýt yazdým. Yanýtýmda “ Sizi elbette af ediyorum. Ýþin tatlýya baðlanmasýna sevindim. Güzelliklerle kalýn emi.” demiþtim.

Mesaj trafiðinden iki gün sonra yine akþam otele yeni döndüðüm saatlerde telefonum çaldý. Ama daha önce olduðu gibi bir kez çalýp susmadý. Telefonu açtýðýmda çok tatlý bir bayan sesi yalvarýp yakarýyordu. Daha önce arayýp özür dileyemediði için üzüldüðünü anlatýyordu. Kontörü bittiði için hatasýný telafi etmekte geciktiðini söylüyordu. Çok rahatsýz olmadýðýmý, ortada büyütülecek bir þey olmadýðýný anlatmaya çalýþtým. Konuþmama izin vermediði için benimkiler gak guk gibi kaldý. Kelimeleri aðzýmýn içinde yuvarlamaktan fazlasýný yapamadým. Konuþma bitmeden önce benim çok iyi biri olduðumu anlatýyordu.

Diðer erkekler gibi çabuk kýzmýyormuþum. Beni rahatsýz etmesine karþýlýk ona çok iyi davranmýþým. Olsam olsam sevgi dolu bir insan olabilirmiþim. Eðer izin verirsem benimle yine görüþmek istermiþ. Benim gibi hoþgörülü insan sayýsý çok azmýþ. Tesadüfen bile olsa benim gibi biriyle karþýlaþmasý çok güzelmiþ. Hatta ona arada bir mesajlar yazabilirsem kendini çok mutlu hissedermiþ.

Yazdýðým birkaç mesajdan çýkarýlan sonuçlar anlaþýlýr gibi deðildi. Kulaða sanki gönlümü almak için, kendimi iyi hissetmem için özenle seçilmiþ cümleler gibi geliyordu. Bu kadar güzel cümleyi bir arada duymak hoþuma gitmiþti. Bana kendimi “Ben neymiþim? Meðer ne harika bir adammýþým.” diye düþündürdü. O geceki yalnýzlýðýma da çok iyi geldi. Nasýlsa tekrar aramaz diye “Elbette istediðin zaman arayabilirsin” gibisinden yarým aðýzla bir þeyler söylemiþtim. Konuþma bitince en çok bu sözlerime takýldým.

“Nasýlsa aramaz” þeklindeki düþüncemde bal gibi de yanýlmýþým. Ertesi gün beni yeniden aradý. Hatta bir kez de gece aradý. Kýrk yýllýk dost gibi oradan buradan konuþtuk. Sesi çok hoþ ve sýmsýcaktý. Ýtiraf etmeliyim ki; onunla sohbet etmek hoþuma gitmeye baþlamýþtý. Hatta onu memnun etmek için daha sonra þiir tadýnda mesajlar bile yazdým. Mesajlarýmý yanýtlamadý ama konuþurken onlarý çok sevdiðini özellikle vurguladý. Mesajlarýmýn sürmesini, onu bu güzel mesajlardan mahrum etmememi istiyordu.

Bir keresinde telefon edip hiç rica minnet etmeden benden ona kontör göndermemi istedi. “Bütün kontörlerimi zaten sana harcýyorum.”dedi. Benden yararlanýyor mu gibi düþünmek bir yana bu tavrý çok hoþuma gitti. Söylediði doðruydu. Bu kadar pervasýz davranmasý onu kendime yakýn hissetmemi saðladý. Seve seve ona istediðinden çok daha fazla kontör gönderdim.

Ýzmir’deki günlerim sona ermeden ona cep telefonumun emanet olduðunu, sahibine iade edeceðimi söyledim. Bana sürekli ulaþabileceðim sabit bir telefon numarasý verdi. Son zamanlarda o bana ulaþmakta zorluk çektiði için çoðunlukla ben onu arýyorum.

Aylarca telefon sohbetlerimiz günlük olaðan þeyleri paylaþarak sürdü. Hal hatýr sorma ile baþlayan diyaloglar, havadan, sudan, iþten , güçten, o gün yaþadýðýmýz can sýkýcý bir olay yada günümüzü güzelleþtiren sevindirici bir geliþmeden söz ederek biterdi. Zaman içinde rüyalarýmýzý, umutlarýmýzý ve düþlerimizi de konuþmaya baþladýk. Konuþtuklarýmýzýn sýnýrlarý iyice geniþledi. Caným, cicim, tatlým, þekerim, fýstýðým, bir tanem gibi sýfatlar cümlelerde çokça boy göstermeye baþladý.

Her geçen gün konuþurken kullandýðýmýz cümleler yavaþ yavaþ utangaç ve çekingen kabuðundan sýyrýlmaya baþladý. Kelimelerin rengi, Ýliþkimizin boyutu, telefon arkadaþlýðýný aþýp flört tadýna ulaþtý. Yüz yüze olmanýn insaný beceriksiz eden gerçekliði olmadýðý için samimiyetimiz hýzla ilerledi. Telefonda her þeyi kolayca söylemenin arsýzlýðýndan kapýlýp aþka dair cümleler dillendirmeye baþladýk. Artýk birbirimiz için deli, meczup hatta sefil, periþan oluyorduk..

Son üç aydýr telefon tellerinden can bulan, tellerden kan gibi sýmsýcak akan bir aþký paylaþýyoruz. Eðer teller bizi duyabilseydi, ruhumuzdaki tayfunlarý, içimizdeki coþkuyu hissedebilseydi yemyeþil sarmaþýk olurdu. Domur domur çiçek açardý. Bilmiyordu… Öte yandan telefon tellerine mahkum bir aþký paylaþmanýn, sözcüklerin bir adým ötesine geçememenin çaresizliðiyle içim eziyordu.
Bütün anlattýklarým arabesk bir þarkýnýn sözlerine benziyor. “Böyle bir aþk gördünüz mü?” Ben daha önce böylesini ne gördüm, ne de duydum. Üstelik cümleler yaþadýklarýmý ve hissettiklerimi anlatmakta çok yetersiz kalýyor. Baþkasýna anlatmak , paylaþtýðým kiþinin beyninde istediðim etkiyi yaratmak imkansýzlaþýyor. Anlaþýlmak bir yana dinleyende mizah yaptýðým gibi bir sonuç oluþmasýný engelleyemiyorum. Beni anlamak için yalnýzlýktan geberiyor olmanýz gerek. Bu sizde kocaman bir çöküntü, üstelik depresif bir etki yaratmalý. Yaprak kýmýldamayan duygu dünyanýzda yalnýzlýktan üþüyor olmanýz gerek. Belki de zerrece anlaþýlmayý bile amaçlamamalýyým. Altmýþ kontörlük aþkýmý içimdeki en uzak köþede saklamalýyým.

     Sevgilim, telefonun öteki ucundaki eþsiz çiçeðim. Ýyiyim iþte.. Ne olsun. Bu gün hava çok sýcaktý. “Bu sýcaklarýn sonu iyi deðil. Yaðmur sýcaðý bunlar.” diyorlar. Seni özlüyorum. Eðer elimde olsa ilk otobüse atlayýp sana gelirdim. Elbette sana sarýlmayý, kokunu içime çekmeyi istiyorum. Konuþurken gözlerine bakmayý da .. Saçlarýnda rüyalara dalmayý, “Kýrmýzý kazaðýn ne güzelmiþ. Bu sabah çok güzelsin ” demeyi, sahilde çay içip, sohbet etmeyi de istiyorum. Keþke mümkün olsa da þimdi sen çýkýp bana gelebilsen. Þu anda yavaþ yavaþ sahil, parklar, sokaklar tenhalaþýyor. Yine tam senin sevdiðin gibi bir akþam olacak. Güneþ denizin üzerinde santim santim sulara gömülerek batacak.
Konuþurken kalan kontörleri saymak yerine seni saatlerce dinlemek istiyorum. Hiç konuþmasan bile zararý yok. Ben seninle susarak da saatler boyunca sýkýlmadan oturabilirim. “Acýktýn mý, susadýn mý?” diye sormak, ekmek arasý döner yemek, birlikte þarkýlar mýrýldanmak istiyorum. Gökyüzünü, yýldýzlarý, geceyi, gündüzü, seninle yaþanabilecek her þeyi ama her þeyi istiyorum. Karanlýk inince seni evine býrakmak, sokaðýn baþýna kadar seninle yürümek istiyorum.
     Ses tonundan senin nasýl olduðunu anlamaya çalýþmak istemiyorum. Biten altmýþ kontörün ardýndan postane önündeki kulübeden ayrýlýp hüzün yüklü olarak evime gitmek istemiyorum. Aklýmda binlerce kelime biriktirip hiç birini söyleyemeden telefonu kapatmak ayrýlmak istemiyorum.
     Nar tanem, ikimiz de suçluyuz. Yaðmurda birlikte ýslanmayý bile beceremiyoruz. Ne sen bu kasabaya gelebildin. Ne de ben senin yaþadýðýn kente… Rüzgarda savrulan saçlarýný görmedikten sonra ben bu aþký ne yapayým. Seni kontör kontör sevmek istemiyorum. Sözcüklerin en týlsýmlýsý bile bana usulca dokunan dudaðýnýn sýcaklýðý kadar çok þey söyleyemez. Ben seni öpmek istiyorum.

Biz her akþam cümlelerle tam altmýþ kontör seviþiyorduk. Saatin beþ olduðunu gösteren yelkovan on iki rakamýnýn üzerinden azcýk ileriye doðru kaydýðýnda konuþmaya baþlýyorduk. Altmýþ kontör her akþam baþka bir kýlýkta telefonun metal yuvasýna akýyordu. Bir akþam Zeugma Mozaikleri, diðer akþam MTA Tabiat Müzesi, daha sonraki bir akþam ise Türk Halk Çalgýlarý oluyordu. Bazen Telekom Türk filmlerinin kadrolu kötü Adamý Erol TAÞ gibi davranýyordu. Kontör sürelerini kýsaltýp görüþmemizden saniyeler, sesimizden onlarca cümleyi haberimiz bile olmadan çalýyordu. Uygulanan her yeni tarife bize düþman, sabýrsýzlýkla beklediðimiz akþamlarýn hýrsýzýydý.
Sevgilim, seni çok özledim. Yaðmuru özleyen Aðustos, denize kavuþmayý bekleyen ýrmak gibi kocaman maviliðine susadým. Lütfen sus. Yeniden baþlama ne olur? Yine içinde bulunduðum koþullarý, neden sana gelemediðimi anlatmak istemiyorum. Bu konuyu ne zaman konuþsak boþu boþuna üzülüyoruz. En iyisi biz bir süre daha bundan bahsetmeyelim. Yok, sürpriz falan yapmayý düþünmüyorum. O zaman hele bir gelip çatsýn. Sana büyük bir sevinçle müjdeleyeceðim. Senin önerdiðin kitabý aldým. Dünden beri onu okuyorum. Kitabýn karhamý tam bir fýrlama. Sana katýlýyorum. Kostas MOURSELAS kesinlikle çok iyi bir yazar. Sadece romanda geçen olaylarla kitabýn adý arasýnda ilgi kuramadým. Romandaki bütün kahramanlarýn saçlarýný kýzýla boyattýðýný düþünmüþtüm. Kitabý sen önerdiðin için okuduðum her sayfada aklýma geliyorsun. Bazen sesli okuyorum. Sanki sen beni dinliyormuþsun gibi davranmak hoþuma gidiyor.
Ýki gündür TKY çalýþmalarýyla boðuþuyorum. Yüzlerce anket sonucunu tablolara dökmeye çalýþýyoruz. Rakamlara uzun süre bakmak insanýn baþýný döndürüyor. En büyük sýkýntým saatlerce oturup oflaya puflaya bu iþi yapmak. Hayýr, zor falan deðil. Sadece pencereden sokaða bakýnca benim canýmda aylaklýk etmek istiyor. Geçim derdi yakamý býraksa bir dakika bile durmam. Annem hasta diyordun. Tifoyu nerden bulmuþ? Ýyi olduðunu bilmek beni mutlu etti. Seni seviyorum. Bunu bir anlýðýna bile olsa aklýndan uzak tutma emi. Seni çok, çok, çok ama çok öpüyorum. Çöllerdeki kum, kutuplardaki buz ve okyanustaki su kadar çok ….
Tam üç ay sonra, bir akþam sevgilime telefonla ulaþamadým. Uzak olunca, herkesin kendine göre ev hali, misafiri, cenazesi, düðünü, bayramý olunca bu olaðan sayýlýrdý. Sonra bir akþam, bir akþam daha… Tam bir hafta ona ulaþamadým. Tam bir hafta sesini duyamadým. Ýnsanýn aklýna bin türlü þey geliyor. Kýzýyorum, öfkeleniyorum ve en kötüsü meraktan ölüyordum.
Sevgilim hastalanmýþ. Ýstanbul’a götürüp hastaneye yatýrmýþlar. Ýlk konuþmamýzda sinirselmiþ deyip geçiþtirdi. Sesinin týnýsý, sözcüklerinin sýcaklýðý azalmýþtý. Sevgilimde temizlik ve düzen takýntýsý oluþmuþ. Arada sýrada durup dururken bayýlýyormuþ. Doktorun verdiði ilaçlar da çok aðýrmýþ. Ýlaçlarý içince kendinden geçiyormuþ. “Haplarýmý içince gözlerimi açmýyorum. Ýlaçlar beni çok uyutuyor” diyordu. Haftada bir de kontrole götürüyorlarmýþ.
Hastalýðýnýn ardýndan her akþam altmýþ kontörlük konuþma ahengimiz bozulmuþtu. Bazen iki, bazen üç günde bir görüþmeye devam ediyorduk. Önceki konuþmalarýmýzý anýmsamakta zorlanýyordu. Hastalýðýndan söz etmek istemediði için ne olup bittiðini de anlamakta zorlanýyordum. Meraklý davranarak, onu soru yaðmuruna tutarak kýrýp dökmekten de kaçýnýyordum. Bir haftalýk suskunluðun ardýndan sevgilim geri gelmiþti. Ama bir þeyler deðiþmiþ, cümlelerin rengi solmuþ, sözcükler havadan sudan konuþmalara, günlük hal hatýr sorma kuruluðuna dönmüþtü.
Yine bir akþam üzeri onu aradým. Telefonun öbür ucunda sevgilimin yerine bir erkek vardý. Bana kimi aradýðýmý sordu. Lafý deðiþtirip “ Bölge Orman Þefliðinden Þinasi Bey’le görüþmek istiyorum.”dedim. Ama telefonun ucundaki erkek bu numarayý yemedi.
Baþlatma þimdi Þinasi Bey’in anasýna. Seni tanýyorum. Kimi aradýðýný da çok iyi biliyorum. Kýz kardeþimi arýyorsun. Kendini çok kurnaz mý sanýyorsun? Seni bulacaðým. Kim olduðunu, nerede olduðunu mutlaka öðreneceðim. Sen öldün. Kardeþimden ne istiyorsun? Þerefsiz herif, cehennemin dibine bile girsen elimden kurtulamazsýn. Seni anandan doðduðuna piþman etmezsen bana da Cemal demesinler.
Telefona yanýt veremedim. Donup kalmýþým. Telefonu kapatmak bile aklýma gelmedi. Yazdýðým cümlelerin yanýnda onlarca aðza alýnmayacak küfrü ses çýkarmadan dinledim. Birini böylesine öfkelendirecek ne yapmýþtým? Neden beni öldürecek kadar çok nefret ediyordu.? Çok sonra asýl amacýnýn bana esaslý bir göz daðý vermek olduðunu anladým. Elimin telefona uzanmasýný sonsuza kadar engelleyecek esaslý bir korku yaratmayý amaçlamýþ olmalýydý. Zaten baþarýlý da oldu.
O numarayý haftalarca arayamadým. Paylaþtýðýmýz her þeyin böyle sessizce silinip gitmesine razý olamadým. Son bir kez konuþmak istedim. Telefonunu korka korka aradým. Aðlamaklý bir sesle her þeye nokta koyuyordu. Bütün kapýlarý sýmsýký kapatarak beni yaþamýndan çýkarýyordu. Hiçbir þey söylemedim. O konuþtu ben dinledim.
Aðabeyim beni çok sýkýþtýrdý. Ona her þeyi anlatmaktan baþka çarem yoktu. Senden çok özür diliyorum. Aðabeyim aþktan filan anlamaz. Bizim görüþmemizi aile namusuna sürülmüþ bir leke gibi algýlýyor. Ama yine de seninle bir daha görüþmeyelim. Böyle giderse iþ iyice çýðýrýndan çýkacak. Sana bir þey olmasýna, benim yüzümden baþýna bir þey gelmesine katlanamam. Eðer sen aramazsan aðabeyim sana ulaþamaz. Çok baský yaptýlar ama evinin telefon numarasýný onlara söylemedim. Aðabeyimin söyledikleri için, hakaret ve küfürleri için senden özür diliyorum. Sen bunu hak etmedin. Hoþça kal…



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: (!)
Gönderen: Didem SEVÝNÇ KENDÝRCÝ / ÝSTANBUL/
26 Aðustos 2004
Gerçekmi?Bu yazdýklarýn gercekmi cidden?Benim tüm yazdýklarým birebir yaþadýklarýmdýr hep,izedebiyattakiler bilirler....Peki ya seninde öyleyse...sen bunu yaþamýþ olamazsýn...yada hepimizin veya çoðumuzun yaþadýðý gibi kötü bir senaryodan sana düþen rolü kapmýþ repliðini okumuþ ve perdeyi kapatmýþsýndýr...Eðer gerçekse,,içimden tek biþey söylemek geliyor..."Gerçek Sevgi,hiç bir þeye yenik düþecek ve pes edecek kadar güçsüz deðildir"Gerçek olmayan sevgi ise deðil 60,,..160 kontör bile etmez. Yüreðini ferah tut!Yoo yo merak etme,,Yaðmurlarda yürümenin,karanlýða konuþmanýn,gözyaþlarýnýn kýymetini bilen biri karþýna çýkar demiycem,.Sadece tüm bunlarý seninle yaþama þansýný elde edecek birileri çýkabilir..Çünkü tüm bunlar ve dahasý,"sen sen olduðun için" anlamlý,bunu sakýn unutma'! Kalemine saðlýk.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 2 (Son)
Gelincikler Aðlar mý?
Yaðmur, Kar, Deðermen Çöreði ve Orçun Abi
Selver
Raký Þiþesinden Ejderha Olduk –ýý -
Daldýr Kaþýðý Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 1
Gökçeada 3
Öyküler Sokaklara Yaðar

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Raký Þiþesine Ejderha Olduk
Gökçeada 3
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým
Nataþa, Mavra ve Raký
Güvercinli Yazý - 1
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Emekleye Emekleye Emekli
Acemi Çapkýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.